Birinin Karısı Olmak

Çevirmen: Myriel
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 40: Yeni Evde Yaşamak (2)

"Bunu nasıl yaptın, küçük gongzi?* En büyük restorandaki ustadan bile daha hızlı dilimledin!" Yardımcı, anlamsız bir bakış attı ve ardından şaşkınlıkla kafasını kaşıdı. "Ama doğrama kütüğü kullandığını da görmedim"

Qin Mian ellerini arkada birleştirdi ve gizemlice "Sadece bu kadar hızlı soymakla kalmıyorum, aynı zamanda hızlıca dilimleyebiliyorum da. Müdür Liao, fikriniz nedir?"

Lia Zhifu memnuniyetle direkt teklif verdi. "50 Tael!"

Qin Mian tatmin olmuştu. Elindeki küçük aleti Liao Zhifu'ya verdi ve daha güzel sözlerle "Aynen söylendiği gibiymiş, Müdür Liao candan bir adam. Yoksa doğrudan size gelmezdik."

Liao Zhifu'nun yüzünde küçük aletin ne işe yaradığını gördükten sonra tıpkı geçen sefer manuel noodle makinesini aldığındaki gibi hem memnun hem de morali bozuk bir ifade belirdi.

Qin Mian gülümseyerek çayından bir yudum aldı. "Müdür Liao, eğer o gün ellerim kanayıncaya kadar patates soymamış olsaydım, böyle pratik bir alet fikri aklıma gelmezdi. Bu kendi kanımla ödediğim bir fikir, dolayısıyla ödediğiniz 50 Tael heba olmayacak." Bu safi saçmalıktı. Liao Zhifu gülse mi ağlasa mı bilemedi.

Qin Mian kalan çizimleri verdi. Çizimlerde garip bir şey yoktu, sadece kendi kullanımları için bu dükkânda yapılması üzere biraz modernize edilmişti.

Eşyaların on gün içinde teslim edilmesi için sözleştiler ve Liao Zhifu onları kibarca uğurladı.

On beş günün ardından yeni ev havalandırılmıştı. Mobilyalar birkaç gün sonra geldi. Yeni ev içinde yaşanılabilir durumdaydı ama Qin Mian ve Lei Tie'nin acelesi yoktu, eşyaları yavaş yavaş taşıyorlardı. Tesadüfen Lei Xiangyi ve Lei Xiangli onları görerek yardıma geldi.

Güneş battığında her şey yerli yerindeydi.

Qin Mian yeni evine beğeni dolu gözlerle baktı. Giriş kapısının önünde yaklaşık 60 fit karelik** bir bahçe uzanıyordu. Yalnızca kuzeybatı köşesindeki banyo olarak kullanılan küçük ev dışında şimdilik bahçe boştu. Bu antik çağda, banyoyu modern çağdaki gibi yapmanın mümkünatı yoktu. Banyo sadece büyük bir küvetin ve köşedeki giderin bulunduğu, banyo yapmak için kullanılan bir alandı. Ana evde oturma-yemek odası bulunuyordu. Duvarın bitişiğine modern tarzda bir kanepe ve sehpa, çam odunundan yapılma kare bir yemek masanın yanına ise aynı malzemeden yapılmış iki sandalye yerleştirilmişti. Güney duvarına normal bir evdekinin yarısı kadar daha büyük bir pencere gömülüydü, o yüzden salon özellikle aydınlıktı. Kalın, kırmızımsı kahverengi sabit perdeler sonbahar havasına bir parça sıcaklık katmıştı. İmkânlar kısıtlı olmasa Qin Mian ana salonun zeminine mermer döşemek niyetindeydi.

Oturma-yemek odasının solunda mutfak bulunuyordu. Fırın mermerle döşenmişti, pürüzsüz ve temiz görünüyordu. Bir dolap alınmış, daha çok tabak çanak eklenmişti. En çok kullanılanlar en yakın yere ve pirinç, un ve yağ da kendi yerlerine konmuştu. Mutfak ve bahçedeki banyonun güney duvarı ortaktı ama banyo daha küçük olduğundan mutfağın güney duvarına yeterli gün ışığı sağlayan bir pencere yerleştirilebilmişti.

Kuzeyde iki oda bulunuyordu; küçük olanı çiftlik aletleri, tahıllar, yedek sandalyeler gibi çeşitli ıvır zıvırları depolamak için kullanılırken büyük olanı ise yatak odası olarak kullanılıyordu. Sandık odası arka kapıya çıkan bir koridorla yatak odasının karşısında bulunuyordu. Arka taraftaki arsa boştaydı. İleride bir arkabahçe olması kullanışlı olacaktı.

Qin Mian en çok yatak odasından memnun kalmıştı. Hâlâ Lei Tie ile aynı oda ve yatağı paylaşmak zorunda olsa da en azından kıyafetlerini ayrı ayrı koymaya yetecek büyüklükte bir gardıropları vardı.

Lei Tie yatak odasına bakmak için peşinden gitti ve gözleri uzunca bir süre yeni şilteli, ısıtılabilir tuğlalı yatakta takılı kaldı. İki tarafta iki ayrı yastık ve yorganın olması biraz kıl edici bir durumdu.

Akşam yemeğinden sonra Qin Mian sıcak bir banyo yaptı. Kendine hâkim olamayarak "yeni" yatağa atladı ve ısıtılabilir tuğlalı yatağın ne kadar geniş olduğunu fark ederek, dudaklarının kenarı ufak bir parça gülümsemeyle kıvrıldı. Yatak, Lei Tie'nin koynuna sokulma derdinden kurtulabileceği kadar büyüktü. Yorganını silkeleyerek açtı ve kendi tarafına rahatça uzanarak dinlendi. Elinde nakit para olduğundan yeni bir şilte ve yorgan almıştı.

Yumuşak ve rahat ipek yastık da yeni gibiydi. Kafasının arkasını yastığa sürterek yukarı baktı.

Masadaki ışık hafifçe titreşti ve düşüncelerini yönlendirerek içinde kaybolmasına neden oldu.

Bu dünyada evi sayacak bir yeri var mıydı?

Lei Tie hafif öfkeli bir şekilde içeri girerek, sessizce delikanlının dalgın yüzüne ve hafif yalnızlık dolu gözlerine bakakaldı. Kalbi çarptı.

Ne hafif ne de yüksek bir pat sesiyle kapıyı kapattı.

Qin Mian ona bakmak için dönerek endişeyle sordu. "Kapı kilitli mi?"

"Kilitli." Lei Tie perdeleri çekti, ayakkabılarına çıkardı ve yatağa gitti. Bir ucunu sağ eliyle diğer ucunun üzerine koymadan önce yorganına baktı.

Qin Mian, Lei Tie'nin yastığını onunkinin yanına koyup yorganın içine girmesini izlerken donup kalmıştı. İki saniyeliğine kalbi atmayı bıraktı. Yarı doğrulur ve çenesi hafifçe kalkık bir şekilde kuşkuyla Lei Tie'ye baktı. "Ne yapıyorsun?"

Lei Tie, "Uyuyunca yine kıvrılıp kalacaksın," diye cevapladı.

Bu soğukkanlı ve kati ses tonu neredeyse Qin Mian'ı sinirlendirecekti.

Tam ağzını açacakken adam uzun kollarını gerdi ve onun etrafına sardı. Lei Tie her ne kadar zor kullanmamış olsa da yaptığı, ret kabul etmeyen bir hareketti.

Qin Mian delici bakışlarını ona doğru yöneltti ama karşılık alamadı, o yüzden sadece kaderine razı geldi ve uzandı.

Aniden Lei Tie konuştu. "Yeni evde yaşadığına mutlu değil misin?"

"Hayır." Qin Mian'ın dikkatini başka yöne çekmişti. "Doğru, odada eksik bir şey var mı sence?"

Lei Tie'nin gözleri odada dolandı.

Sopalansa bile konuşmayacak olan, gerçekten soğuk bir adamdı.

Qin Mian bir cevap almayı beklemiyordu ama ardından sesini duydu. "Çok boş."

"İşte bu!" Qin Mian ona onaylayan bir bakış atarak karşısındaki çıplak duvarı işaret etti. "Mobilya eksiğimiz yok, sorun duvarda. Başka bir gün kasabaya gidelim de asmak için birkaç kaligrafi*** ve tablo alalım."

"Birkaç güne gideriz. Yarın dağa gideceğim." Qin Mian'ın saçı Lei Tie'nin yüzünü gıdıklıyordu, başına sürtmek için çenesini kaldırdı.

Qin Mian aniden atmosferin hassaslaştığını fark ederek boynunu içeri kaçırdı. "Avlanmaya mı? Bana kung fu öğreteceğini söylemiştin."

"Dağa, öğrettikten sonra gideceğim." Lei Tie elini sallar sallamaz ışık söndü. Oda karanlığa gömüldü.

Qin Mian gizlice rahat bir nefes aldı fakat neden olabildiğince sessiz olmaya çalıştığına bir anlam veremedi. "Bir şey daha var, taşındıktan sonra yeni ev partisi verilmesi gerekiyor mu?"

"Bu yüzden avlanmaya gidiyorum ya," dedi Lei Tie.

Qin Mian çabucak "Av eti domuz etinden daha pahalı. Bu sefer misafirleri daha az av, daha çok domuz etiyle ağırlayalım. Sen halledersin," dedi.

"Hıhı." Lei Tie'nin göğsü sıcacık hissettiriyordu. Bunun sebebi başka bir kişiliği daha mı olmasıydı?

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR