Birinin Karısı Olmak

Çevirmen: Myriel
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 5: Gerekçe

Lei Ailesi akşam yemeğinden kalktığında karanlık daha çökmemişti. Ev ve ağaçların gölgesi, kalan güneş ışığıyla loş karartılara dönüşmüştü. Köylü tüm aileler böyleydi; kandil yağından tasarruf etmek için akşam yemeğini alacakaranlıktan önce yemeye çalışırlardı.

Qin Mian, Zhao ve Qian, Du Shi'nin düşmanca bakışları altında bulaşıkları yıkayıp, mutfağı temizledi.

Mutfaktan çıktığında, Lei Tie'nin kuyudan su çekmek için koyu kahverengi ahşap leğeni almış olduğunu gördü. Qin Mian, adamın ayaklarını onunkilerle beraber yıkamasından korkuyordu, o yüzden kuyuya koştu ve kovadan, ahşap bir kepçeyle, bir kepçe dolusu soğuk su alarak doğruca ayaklarına döktü. Ayaklarını düzgünce yıkadıktan sonra adama karşı yabancılaştığını göremeyecek diye korkuyla donuk bir şekilde Lei Tei'ye baktı ama içten içe ürperdi. Az önce kuyudan çektiği su genel olarak soğuk değildi ama kalbini dondurmuştu. Lei Tie su çekmek için eğilmeden önce durdu, önceki gibi ifadesizdi.

Qin Mian sazdan kulübeye geri döndü. Sandaletler ıslak ve rahatsızdı. Sandaletleri çıkararak, ayaklarını kendi kendine kurumaya bıraktı. Oturacak küçük bir koltuk yoktu, o yüzden yatağın kenarına oturdu. Odanın içi çok karanlıktı ve duvardaki büyüklü küçüklü deliklerden sızan ışık, yetersizdi. Qin Mian, yatağın başucundaki alçak masanın üzerinde bir gaz lambası gördü fakat nasıl yakacağını bilmiyordu, o yüzden lambaya ellemedi.

Çok geçmeden, Lei Tie geldi.

Qin Mian kısık sesle sordu, "Dışarıda başka biri var mı?"

Lei Tie ne demek istediğini anlamadı ama başını sallayarak içeri girdi ve yatağa oturdu.

Qin Mian dosdoğru sormadan önce bir süre duraksadı, "Ne olduğunu bilmiyorum. Eskiye dair hiçbir şey hatırlamıyorum. Bana kim olduğumu ve neden seninle evlendiğimi söyleyebilir misin? İkimiz de erkeğiz."

Lei Tie döndü ve şaşkınlıkla ona baktı.

Qin Mian sakin bir yüzle, doğrudan ona baktı.

"Sen benim karımsın. Ben de Lei Tie'yim. Uyu." Önce Lei Tei yatağa çıktı ve dış tarafa uzandı.

"Ben erkeğim!" Qin Mian biraz endişelenerek sordu, "Seninle nasıl evlendim? Ailem beni neden bir erkekle evlendirdi?"

Lei Tie konuşmadı. Oda, Qin Mian'ın onun yüzündeki ifadeyi göremeyeceği kadar karanlıktı.

"Sen benim karımsın." Lei Tei konuşmayı bitirdikten sonra, Qin Mian ne sorarsa sorsun, bir daha ağzını açmadı. Solukları, sanki uyuyormuş gibi yavaş ve düzenliydi.

Endişelenmek faydasızdı, o yüzden Qin Mian sakin kaldı ve bir süre boş boş oturdu. Soğuk bir rüzgâr estiğinde, içi titredi ve yatmak için yatağın içine doğru emekledi. En azından şu an için müteşekkir olduğu bir şey vardı: Lei Tie onu "karı koca" hak ve yükümlülüklerini yerine getirmeye zorlamamıştı". Peh!

Qin Mian kafasını salladı ve dehşet verici düşünceleri aklından uzaklaştırdı. Bir anlığına tereddüt ettikten sonra Lei Tei'nin üstündeki yorganı kendine çekti. Yanındakinin vücut sıcaklığı, soba gibiydi. Bunu görmezden gelmek onun için zordu. Bunu düşünmeyi bırakmadı ve iyi bir uyku çekmeye niyetlendi. Şafaktan sonra sormanın bir yolunu bulmalıydı. Rahatça yattı. Tahminine göre, bu beden en fazla 12 yaşındaydı, yani hâlâ bir çocuktu. Her durumda, Lei Tei ona böyle davranacak kadar acımasız biri olmamalıydı.

…..

İki gün sonra, Qin Mian nihayet mevcut durumunu biliyordu. Beden değiştirdiği anda, farklı bir yere ve zaman dilimine gitmişti. Şu anda Büyük Xia Hanedanlığı zamanındaydı ve Akan Su Kasabası'nın, Yeşil Dağ Köyü'nde yaşıyordu.

Ayrıca Lei Ailesi'yle ilgili her şey de açığa kavuşmuştu. Lei Tie ve Lei Xiangren'in kardeşleri, aynı babadan dünyaya gelmişti. Lei Tie'nin biyolojik annesi, Lei Tie'nin doğumu sırasında hayata gözlerini yummuştu. Altı ay sonra, Lei Daqiang ikinci karısı Du Shi'yle evlenmişti. Lei Ailesi'nin, Lei Chuntao'dan yalnızca birkaç dakika büyük olan bir oğlu daha vardı. Kasabadaki özel okulda okuyordu ve birkaç günde bir geri geliyordu. Qin Mian henüz onunla tanışmamıştı.

Bedenin asıl sahibinin isminin de Qin Mian olması bir tesadüftü ve Lei Tie ile evliliğinin, bir de iç yüzü olduğu doğruydu. Hazır bundan söz etmişken, Lei Tie'nin acınası durumda olduğunu söylemeden edemezdi. Du Shi yeni evlendiğinde, Lei Tie'ye karşı oldukça iyiydi. Ama kendi çocukları olduktan sonra Lei Tie ile mutlu olmamaya başladı. Bir şeyden birazcık memnun kalmasa, onu ya döver ya da azarlardı. Ne demişler: Üvey annenin olduğu yerde, üvey baba da olur. Du Shi, ara sıra Lei Tie hakkında kötü konuşarak, yavaş yavaş Lei Daqiang'ı, Lei Tie'yle fazla ilgilenmemesi için kandırdı. Lei Tie 12 yaşındayken Du Shi, Lei Daqiang'ı Lei Tie'yi zengin bir aileye uşak olarak satması için teşvik etti. Lei Tie buna dayanamadı ve gizlice evi terk etti. Bu, neredeyse on yıl önceydi. Bir aydan kısa bir süre önce, yüzünde çirkin bir yara iziyle geri döndü. Dışarıda ona ne olduğunu bilmiyorlardı. Ailedekiler de köylüler de sormalarına rağmen cevap alamadılar. Ne de olsa Lei Daqiang'ın çocuğuydu. En büyük oğlu yeterince büyüktü ve iki küçük kardeşi evliydi. Bu, en büyük çocuğun evlenmemesi için bir bahane olamazdı. Lei Daqiang, daha sonra Lei Tie'ye evlilik konusunu nasıl açacağını düşünüp taşındı. Ancak, heteroseksüel ve yakışıklı bir adamın yüzündeki yara iziyle hangi kız ondan hoşlanırdı? Bu mesele o zamanlar sürekli söz konusuydu.

Günün birinde, yaşlı bir falcı, köye gelerek Lei Tie'nin kaderindeki kişinin belli bir yılın, belli bir gününün, belli bir zamanında köyün batısındaki ormanda ortaya çıkacak, 14 yaşında bir erkek çocuğu olduğunu söyledi! İkisi birlikte olursa, sonsuz izzet, ihtişam, servet ve makam sahibi olur, hatta tüm köy için bir nimet haline gelirlerdi. Ama Lei Tie başkasıyla evlenirse, o zaman Lei Ailesi pek yakında bir felaketle karşı karşıya kalacak ve bu musibet, onların soyundan gelenleri bile etkileyecekti.

Buraya kadar dinleyince, Qin Mian'ın ilk düşüncesi falcının Lei Tie'den hoşlanmayan biri tarafından tutulmuş olması gerektiğiydi. Konuşma devam etti. Falcının sözleri ağzından çıkar çıkmaz, Lei Ailesi'nin yüzleri bembeyaz kesilmişti. Buna inanmamaktansa, inanmayı tercih ederlerdi! O gün, Lei Daqiang, Lei Xiangren ve Lei Xiangyi'yi falcının bahsettiği ormana götürdüğünde, orada gerçekten bir delikanlı görmeyi beklemiyorlardı!

Oğlan paçavralar içinde, yerde baygın yatıyordu. Üçlü, oğlanı eve götürmeden önce bir anlığına tereddüt etti. Delikanlı uyandığında sadece isminin Qin Mian olduğunu ve uzak bir kasabadan kaçtığını söylemişti. Bunun dışındaki tüm sorulara, başını sallayarak cevap verdi.

Lei Tie yıllardır evden uzakta olduğundan, Lei Daqiang ona karşı bir parça suçluluk duyuyordu ve bu delikanlıyla evlenmesine izin vermeyi gerçekten planlamıyordu. Aldıkları çocuğu büyütmek, büyütülecek bir mesele değildi. Bunun felaketi engellemesi gerekmez miydi?

Ama Du Shi'nin, iki yaşlı insanın Lei Tie ile bağı olmasının önemli olmadığını, hatta hayatlarını kaybetseler bile bunun önemsiz olduğunu söyleyerek kafasını ütülemesine dayanamadı. Ama bir Lei Tie yüzünden diğer çocuklarını öldüremezlerdi, değil mi? Özellikle, Lei Xiangyi'nin oğlu yoktu, Lei Xiangli henüz evlenmemişti ve ileride belki makam sahibi olup, atalarını yüceltebilecek olan Lei Xiangzhi'nin okuması gerekiyordu. Ayrıca, tek kızlarına daha yeni bir eş adayı bulmuşlardı. Bu şekilde Lei Daqiang yumuşadı ve Lei Tie'yi Qin Mian ile evlendirdi. Qin Mian hasta ve evsizdi. Lei Tie'yle evlenmeyi kabul etmese, kovulacaktı. Nitekim, kabul etmekten başka seçeneği yoktu.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR