Birinin Karısı Olmak

Çevirmen: Myriel
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 53: Uyarı

Manda arabası köye girince, Qin Mian ipleri Lei Ti'nin ellerinden alarak ona, "Git, üçüncü ve dördüncü kardeşi eve davet et. Onlara detaylıca anlatacağım," dedi.

Lei Tie başıyla onaylayarak uzun bacaklarını kaldırdı ve hareket etmekte olan manda arabasından kolayca atladı. Birkaç köylü, onu meraklı bakışlarla takip etti. Lei Tie'nin kung fu bildiği haberi her tarafa yayılmıştı. Böyle bir kişi, onlarda hem saygı hem de korku duygusu uyandırıyordu.

Qin Mian'ın her gün eve gelince yaptığı ilk şey, yıkanmak için su ısıtmaktı. Soba oyuğundaki odunlar tutuştuğunda Lei Tie geri geldi.

"Üçüncü ve dördüncü kardeş de nehri kazmaya gitmişler. Şu anda akşam yemeği yiyorlar, birazdan gelirler." Lei Tie, Qin Mian'ın elindeki odunları alarak mutfak sobasının önüne oturdu.

Hava serinlemeye başlamıştı, her şey buz gibiydi. Qin Mian sevinçle yardım etmesine izin verdi ve ellerini ceplerine soktu.

"İkinci kardeş de gitmiş mi?"

"Hayır."

Böyle olacağını biliyordu. Qin Mian bu insanı, Lei Xiangren'i küçümsüyordu.

"Üçüncü ve dördüncü kardeşe hiçbir şey söylemedin, değil mi?"

Lei Tie, "Onları önemli bir şey için aradığımı söyledim."

"Güzel." Qin Mian dolabı açmak için döndü ve daha sonra yere sermek için mandalina kabuğu, tarçın ve diğer şeyleri çıkararak teker teker tarttı ve bir kenara koydu. Bu malzemeler, diğer gün kullanmak için uyumadan önce serilmeliydi.

İkisi, ayrı ayrı kendi işlerini hallettiler. Aralarında konuşma geçmese de mutfaktaki atmosfer sakin ve sıcaktı.

"Ağabey, en büyük yenge, biz geldik."

Lei Xiangyi ve Lei Xiangli birbiri ardına içeri girdi, ikisi de boyunlarını ve ellerini elbise kollarının içine çekiyordu.

"Lanet olası hava soğuyup duruyor."

"Gelmişsiniz." Qin Mian onlara karşı açık sözlüydü. "Su daha kaynamadı, o yüzden size çay ikram edemeyeceğim. Oturma odasına geçin."

Lei Xiangyi yumuşak kanepeye oturdu, sırtını dikleştirmeden önce yumuşaklığı hissetti ve merakla sordu. "Ağabey, bir şey için bizi aradığını söylemiştin. Konu nedir?"

Qin Mian kanepeye oturdu. "Ağabeyinizden iki gündür Altı Viraj Nehri'ni kazmaya gittiğinizi işittim. Oraya gelen çok fazla insan var mı?"

Lei Xiangyi, "Bugün üçüncü gün. Bir sürü kişi var. En büyük yenge muhtemelen bilmiyor. Altı Viraj Nehri, geniş ve uzundur, o yüzden yerel yönetim, her yıl nehri kazması için pek çok kişiyi işe alıyor."

"Zor bir iş olmalı." Qin Mian tekrar, "O kadar çok kişi öğle yemeğini nasıl hallediyor?" diye sordu.

"Aslında, yanlarında kuru yiyecek getiriyorlar. Nehrin bizim sorumlu olduğumuz bölümü kasabadan biraz uzakta; nehrin yukarısı ilçe merkezine çok yakın fakat çoğu kişi yanlarında kuru yiyecek getiriyor." Lei Xiangli belli belirsiz bir şeyler fark etmişti. "En büyük yenge, neden sordun?"

Qin Mian küçük bir gülümsemeyle, "Bugün kasabadayken aniden aklıma bir para kazanma yolu geldi ve ikinize bundan bahsetmek istedim. Eğer siz de yapmaya istekliyseniz, nehir kazarak kazandığınızdan daha fazlasını kazanabilirsiniz ve bu, nehir kazanmaktan daha kolay olacak."

Lei Xiangli'nin gözleri aydınlandı, hemen, "Tabii ki isteriz. Fikrin ne?" dedi.

Lei Xiangyi de mutlu görünüyordu. "Suyun içinde yalın ayak durmak zor iş. Tabii ki de daha az efor gerektiren bir iş yapmak daha iyi olur."

Qin Mian lafı gevelemedi. "Biraz baharatlı acı çorba pişirip, Altı Viraj Nehri'nde satabilirsiniz diye düşündüm. Bu işçiler her gün uzun süre suyun içinde kalıyorlar ve öğlen, yalnızca kuru yiyecek yiyebiliyorlar. Sıcak bir çorba içmekten daha rahatlatıcı bir şey yoktur. Bir araba ödünç alabilirsiniz, yalnızca bir tencere ve odun getirirsiniz, kasabadan biraz kemik, turp ya da patates alırsınız ve büyük tencerede haşlarsınız. Cömert olmak isterseniz, biraz kıyma da ekleyebilirsiniz. Sadece bir kâse çorba bile 1 Wen'e satılıyor, bir günde baya kâr edebilirsiniz."

"Güzel fikir." Lei Xiangyi takdir ederek ellerini çırptı ve hemen şafağın sökmesini diledi, böylece hemen arabayla kasabaya gidebilirdi. "Kemik ucuz, birkaç Wen'den fazla tutmaz. En fazla biraz odun maliyeti olur, yani çorba yapmanın pek bir maliyeti yok. Kazançlı bir iş."

Lei Xiangli ağzının kulaklarına varmasına engel olamadı. "Nehri kazan en az 400-500 kişi var, sadece 100 kişi bile para harcamaya istekli olsa, 100 Wen kazanabiliriz. Maliyetini düşünce geriye 60-70 Wen kalıyor, değil mi?"

İkisi arasından biri, karısı ve kızı için biraz para ayırmak ve diğeri de evlilik için biraz para biriktirmek istiyordu. Qin Mian'ın fikri, tam bir hayat kurtarıcı olmuştu.

Qin Mian hafifçe gülümseyerek, "İkinize fikrimi anlattım. Diğerlerine anlatıp anlatmamak size kalmış," dedi.

Lei Xiangyi ve Lei Xiangli, Qin Mian'ın eski evden bazı kişilerle tartıştığının gayet farkındaydı, o yüzden alınmadılar.

Lei Tie mutfaktan çıkarak Qin Mian'ın yanına oturdu. "Bir araba yetmez, bir tane daha ödünç alın. Her gün bizimle gelirsiniz, manda arabasını ödünç alabilirsiniz. Dükkân kapanmadan önce geri yollarsınız."

"Ağabey ve en büyük yenge, çok teşekkürler." Lei Xiangli ve Lei Xiangyi bir ağızdan teşekkür etti.

Lei Xiangli bir anlığına duraksadı ardından Qin Miana'a baktı." Şu anda nehirde çorba satan kimse yok fakat biz satmaya başlayınca, diğerlerinin aynı şeyi yapmayacağından emin olmak zor olacak. O zaman, tadı daha iyi olmadıkça çorbalar satılmayacaktır. Ağabey ve en büyük yengenin gizli bir çorba tarifi olduğunu biliyorum. Ağabey ve yengenin çorbamıza eklememiz için bize biraz hazır çorba malzemesi satması mümkün mü?"

Qin Mian, Lei Xiangli'nin bu kadar ötesini düşünebilmesine şaşmıştı. Onda biraz iş adamı aklı vardı.

Lei Xiangyi de bakışlarını umutla Qin Mian'a çevirdi.

Qin Mian, Lei Tie'ye baktı.

Lei Tie tereddütle, "Sözü geçen sensin," dedi.

Qin Mian ona tatmin olmuş bir gülümsemeyle baktı.

Lei Xiangyi ve Lei Xiangli utanç içinde bakışlarını çevirdiler.

Qin Mian biraz düşündükten sonra başını yukarı aşağı salladı. "Olur. Ama çeşnilerin hazırlanması kolay değil. Size her gün, yalnızca küçük bir kavanoz satabilirim. Bana 10 Wen'lik maliyet bedelini ödersiniz." Arkadaşlık ayrıydı, çıkar ayrı.

Bugün hesabı gören kardeş tavrını üstlenmek, ileride iki aile arasında para yüzünden sorun çıkmasını önleyebilirdi. Onun ve Lei Tie'nin arası, Lei Xiangyi ve Lei Xiangli'yle iyiydi, bu yüzden gelecekteki çıkar sorunu yüzünden kaba görünmek istemedi.

Lei Xiangli ödeme yapmayı kendisi teklif etmiş olsa da Qin Mian'ın hiç itiraz etmeden kabul etmesini beklemiyordu, içinden bir parça rahatsızlık duydu. Tekrar düşününce, iki aile ayrılmıştı, o yüzden ileride çıkacak anlaşmazlıklardan ve kardeşler arasındaki bağı koparmaktan kaçınmak için para meselesini açıklığa kavuşturmaları iyi olurdu. Üstelik para kazanma fikri de Qin Mian'dan çıkmıştı. Böyle düşününce rahatladı.

İki kardeş geri dönüp, ayrıntıları tartışmayı sabırsızlıkla bekliyorlardı. Bir kez daha Qin Mian ve Lei Tie'ye teşekkürlerini sundular ve ertesi sabah beraber yola çıkmak için gerekli ayarlamaları yaptılar.

Şafaktan sonra Qin Mian, Lei Xiangyi ve Lei Xiangli'nin yanlarında Lei Xiangren, Zhao Shi ve Qian Shi'yle geldiklerini görünce ufacık bir şaşkınlık bile duymadı.

Lei Xiangyi ve Lei Xiangli'nin güler yüzleri bir parça isteksizdi. Böyle büyük bir hamleyi diğerlerinden saklamak, onlar için imkânsızdı ve yakacak odun ve çorba malzemesi almak için Du Shi'den para almak zorundaydılar. Dolayısıyla, eski evdeki herkes, onların Altı Viraj Nehri'nde çorba satmaya gideceğinden haberdardı. Lei Xiangren ve Zhao Shi -karı ve koca- yemeğe düşkün, çalışmaya isteksiz ve diğerlerinden faydalanmayı severlerdi. Hem Lei Xiangyi hem de Lei Xiangli, onların yanlarında gelmesini istemiyordu. Gel gör ki Lei Daqiang ve Du Shi, onlara sert bir tavır sergilemişti; bu konuda yapabilecekleri bir şey yoktu.

Qian Shi'nin ifadesi daha da beterdi. En büyük kardeş ve en büyük eltinin, kocası Lei Xiangren'i Lei Xiangli ve Lei Xiangzhi'ye tercih ettiğini görebiliyordu. En büyük eltinin fikri, açıkça onun kocasına ve dördüncü kardeşe yardımcı olmak içindi. Lei Xiangren ve Zhao Shi'nin katılımı onu sinirlendirmişti. Bu arada aklındaki ayrılma fikri daha da güçlendi. Şu anda ayrılırlarsa, kazanılan para yalnızca Lei Xiangyi ve Lei Xiangli arasında bölüştürülürdü.

Ara sıra Qian Shi ve Lei Xiangyi'ye bakmakta olan Zhao Shi'nin düşünceleri belirsizdi.

Qin Mian onların gizli düşüncelerini görmezden gelerek, Lei Xiangli'ye uzun süre önce hazırlanmış olan, küçük çömlek kavanozu verdi. Çeşni kavanozunda ruhani su yoktu, sadece on çeşit çeşni vardı ama bu da gayet yeterliydi.

Qin Mian manda arabasına atladı.

Zhao Shi, ona sokularak arkadaş olmak ve gizlice arabadaki büyük kavanozda ne olduğunu görmek için onunla aynı arabada gitmek istedi.

Fakat Qin Mian uyanıktı. Oturur oturmaz, Lei Tie'nin arabayı sürmesine izin verdi. Zhao Shi içinden küfretti. Yalnızca pes edip, ödünç alınmış eşek arabasına dönebildi. Arabada tencere, soba, iki sepet dolusu kâse ve chopstick, yağ, tuz, sos, sirke ve diğer malzemeler vardı.

İki araba, gün ışığında köyden ayrıldı.

Qin Mian seyyar çantasından iki adet sıcak bambu boru çıkararak, birini Lei Tie'ye verdi. "Senin için."

"Önce kendi ellerini ısıt," dedi Lei Tie.

"Üşümedim; bugün kat kat giyindim zaten." Qin Mian bambu borunun kapağını çevirerek açtı ve Lei Tie'ye verdi. Bugün erken kalkmış ve kömür ocağında küçük bir tencere sulu çorba pişirmişti. Su kaynayınca unu döktü ve chopsticklerle karıştırdı. Kıyma ve ince sebze yaprakları eklemeden önce, karışımı kaynama noktasına getirdi. Ardından, yumurtaları dökmek için karışım, tekrar kaynama noktasına getirildi ve son olarak yağ, tuz ve biraz güveç baharatı eklendi. Metot basitti ama tadı lezizdi. Bir yudum alır almaz, zengin aromayı hissetti ve midesi de ısındı.

İki adam, çorbayı içerken aynı bambu boruyu tuttular. Kasabaya vardıklarında üç dört tane buğulanmış, içli çörek yiyebilirlerdi, bu da gayet yeterli olurdu.

Lei Xiangren ve arkada oturan diğerleri de bunu görmüş ve lezzetli aromanın kokusunu da almışlardı. Sürekli kıskançlık duyuyorlardı.

Belki de en büyük kardeşin, bu erkek yengeyle evlenmesi kötü olmamıştı. Lei Xiangli'nin iliği sızladı ve açıklanamaz bir şekilde müstakbel eşinin de ona iyi davranacağını düşündü. Sonra yüzü kızardı ve kuru bir öksürükle, bu alımlı düşünceleri dağıttı.

"Dördüncü kardeş, ne oldu?" Lei Xiangren ona bakarak üstünkörü sordu.

"Bir şey yok." Lei Xiangli yalapşap cevapladı.

Lei Xiangren sinsice Lei Tie'yle arkadaş olmaya çalıştı. "Ağabey, işler nasıl gidiyor?"

Lei Tie boğukça, "Tatmin edici," dedi.

Lei Xiangren gülümseyerek, "Ağabey, neden bu kadar mütevazısın? Dükkânınızın her gün tıka basa dolu olduğunu duydum. Günde en az 2-3 gümüş Tael kazanıyorsunuzdur, değil mi?"

Qin Mian sırttı. "Küçük dükkânımız ne sayılır ki? Kasabadaki Lezzetli ve Doyurucu Vejetaryen Restoranı'nın günde bir servet kazandığını duydum. Ne yazık, diğerleri ne kadar kazanırsa kazansın, kazandıkları onların. Üçüncü kişiler de yalnızca onlara imrenmekle kalıyor."

Lei Xiangren, sözlerindeki imayı fark etmişti. Çenesini kapatarak, gözlerini Qin Mian'ın başının arkasına dikti. Buna karşın Qin Mian haklıydı, o yüzden yalnızca kuru bir şekilde gülebildi.

Lei Xiangyi anlaşmazlığın çözülmesine yardımcı oldu. "İkinci kardeş, kasabaya vardığımızda işleri ayrı ayrı halledelim. Sen odun al, dördüncü kardeşle ben de malzemeleri almaya gidelim." Yakacak odun ucuzdu, o yüzden evden ta kasabaya kadar yakacak odun taşıyıp, sonra tekrar kasabadan nehre taşımak uygun maliyetli değildi. Bu sebeple, odunları kasabadan almayı planlamışlardı.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR