Birinin Karısı Olmak

Çevirmen: Myriel
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 60: Küçük Siyah Kurt

"Deneyeceğim." Zhang Dashuan gücünü hafife almıyordu, rekabetçi hissediyordu. Öne doğru bir adım atarak Qin Mian'ın elinden güçlü yayı aldı, kollarındaki tüm gücü harcadı ve sakince başını iki yana salladı. "Yapamıyorum."

Lei Xiangli ve Wu Di de merakla denediler ve onlar da yayı kımıldatamadılar. Lei Tie'nin gücüne hayranlık duydular.

"Gördünüz mü?" Qin Mian kendini beğenmiş bir hâlde tekrar söylerken belini düzeltti.

Lei Xiangli kendi yayını ve okunu verdi. "En büyük yenge, benimkini kullanmak ister misin?" Lei Tie'nin güçlü yayı yaban domuzu, ayı, kaplan ve diğer büyük hayvanları avlayabilirdi. Onunki gibi küçük yaylarsa yalnızca sülün ve yaban tavşanı gibi küçük şeyleri vurabilirdi.

Lei Tie ona bir bakış attı, elini uzattı ve geri itti. Qin Mian'a, "Öğrendikten sonra seni tekrar buraya getiririm," dedi.

Qin Mian sevinçle başını yukarı aşağı salladı, "Olur."

Birkaç adam dağa tırmanmaya devam etti. Aniden büyük bir ses patlaması duydular.

Hem Lei Tie hem de Zhang Dashuan ihtiyatla ok ve yaylarını kaldırdılar.

Önlerindeki çalılar aralandığında elinde yay ile gri kıyafetli bir adam çıktı ve afallayarak onlara baktı.

Kenara çekilince arkasından başka bir adam çıktı. Sırtında ok ve yayıyla, yakası tilki kürklü, gümüş dikişli beyaz bir avcı takımı giyen ve belinden bir koyun yağı beyazı yeşim sallanan genç bir adamdı. Hâlinden asalet yayılıyordu, yüzünden bir parça kibirli bir ifade okunuyordu.

Arkasında ilk gelen adamla aynı kıyafetleri giyen, kare yüzlü bir adam vardı. Bu gri kıyafet giyen iki adamın, beyazlı adamın hizmetinde çalıştıkları belliydi.

İki taraf da birbirini hiç tanımadığından yalnızca göz teması kurdular ve hızlıca birbirlerinin yanından geçtiler.

Ancak Qin Mian aniden son yürüyen adamın sepetinden gelen kederli ve kızgın bir sızlanma duydu. Kalbinde tarifsiz bir ağırlık hissetti. Adımları durdu ve eğlenceli bir şekilde başını iki yana salladı. Sepetteki avları olmalıydı. Zayıfın güçlüye av olması, doğanın kanunu değil miydi?

"Sorun ne?" Lei Tie elini tuttu.

Qin Mian başını sağa sola sallayarak, "Bir şey yok," dedi.

O sırada arka taraftan ağır bir cisimin düşme sesi geldi. Qin Mian arkasına baktı. Yerde uzuvları ve ağzı iplere dolanmış, çaresizce mücadele eden siyah bir av yatıyordu. Avın yakalanmak istemediği ortadaydı. Böyle bağlanmış olsa bile sepetten atlamıştı!

Beyaz giysili adam çoktan arkasını dönmüştü. Şaşkınlığa uğradıktan sonra alkış tuttu ve gülümseyerek, "Güzel! Ne kadar güçlüyse, evcilleştirildikten sonra kendimi o kadar başarılı hissedeceğim!"

Kare yüzlü hizmetli avı yakalamak için fırladı. O şey vücudunu bükmek için bir kez daha çaba sarf etti, kafasını çevirdi ve sanki tanıyormuşçasına Qin Mian'a baktı.

Qin Mian daha yakından bakınca hayretler içinde kaldı. Bu av tüm vücudu siyah kürkle kaplı bir köpekti. Her iki kulağının ortasında da önceki hayatında kurtardığı siyah köpeğin tamamen aynısı olan beyaz bir benek gibi bir tutam beyaz kürk vardı! Tek fark bu köpeğin diğer köpekten daha küçük olmasıydı, yetişkin bir kedinden yalnızca biraz büyüktü.

Şaşırmasının ardından köpeği almak için koştu. Köpek de tuhaftı, sadece ondan korkmamakla kalmıyor, aynı zamanda ondan tarafa doğru kıvranıyordu. Qin Mian köpeği aldı. Siyah köpek kollarına gelir gelmez beyaz giysili adama ve hizmetlilerine kayıtsız gözlerle bakarak garip bir şekilde sakinleşti.

Bir anlığına herkes afallamıştı.

İlk tepki veren kare yüzlü hizmetli oldu, sert bir biçimde azarlayarak, "Ne halt ettiğini sanıyorsun sen?" dedi.

Lei Tie uzun adımlarla Qin Mian'ın yanına gitti, omuzlarını tuttu ve soğuk bir şekilde hizmetliye baktı.

Zhang Dashuan, Lei Xiangli ve Wu Di olayların kafa karıştırıcı olduğunu düşünseler de korkmamışlardı. Yaklaşarak Qin Mian ve Lei Tie'nin yanında durdular.

Beyaz giysili adamın yüzündeki gülümseme gitgide kayboldu. Kötü kötü Qin Mian'a baktı.

Qin Mian olayların kolayca halledilemeyeceğinin farkındaydı ama köpeği de bırakamazdı. Samimi bir şekilde, mahcubiyetle beyaz giysili adama baktı. "Bu gongzi, nezaketsizliğimin kusuruna bakmasınlar. Ama sizin de gördüğünüz üzere bu köpek beni tanıyor. Doğruyu söylemem gerekirse bir seferinde hayatımı kurtarmıştı. Para ödemeye razıyım, gongzi bir fiyat belirleyebilir."

Beyaz giysili adamın ifadesi soğuktu, gözleri alayla kısıldı ve hiçbir şey söylemedi.

Kare yüzlü hizmetli soğukça homurdandı. "Bizim gongzimizin paraya muhtaç gibi bir hâli mi var? Bırak onu hemen! Yoksa kabalaşmak bizim suçumuz olmaz."

Qin Mian kaşlarını çattı ve köpek için savaşmaya çalıştı. "Elbette bu gongzinin paraya ihtiyacı olmadığını görebiliyorum ama bu köpek, gongzi için sadece bir avdan ibaret. Birkaç av daha avlamaya ve hepsini bununla takas etmeye hazırız. Ne diyorsunuz?"

Başka bir hizmetli gözkapaklarını kaldırdı ve sabırsızlıkla, "Senin gibi bir köylü çocuğu ne bilir? Bu zeki ve ender bir şey. Gongzimiz, yakalanmadan önce onu üç gün boyunca kovaladı. Onu geri alıp evcilleştirmek istiyoruz. Başka bir av değerini karşılamaz. Bu kadarı yeterli, lafı uzatmama gerek yok. Hemen bırak onu," dedi.

Kare yüzlü hizmetli ona düşmanca baktı ve sertçe, "Daha bırakmadın mı? Hamle yapmamızı mı istiyorsun?"

Gidişatın kötüleştiğini gören Zhang Dashuan, alçak sesle Qin Mian'a tavsiye verdi. "Bunlar basit insanlara benzemiyorlar. Biz sıradan insanlar, onları kışkırtmanın bedelini ödeyemeyiz."

Qin Mian hayal kırıklığına uğramıştı. Bir anlığına fikirleri tükendi ve çaresizce Lei Tie'ye baktı.

Lei Tie ona rahatlatıcı bir bakış attı. Sağ avcuyla Qin Mian'ın omzunu sıktı ve bıraktı. Koynundan yeşil, küçük bir porselen şişe çıkardı ve beyaz giysili adama doğru yürüdü.

Beyaz giysili adam, yüzünde yara izi olan adama bakmaktaydı. Sezgileri onun sıradan bir adam olmadığını söylüyordu.

"Ekselansları, 'Qingli Hapını' duydular mı?" diye sordu Lei Tie boğukça.

Ağaç gövdesine yaslanmakta olan beyaz giysili adam kelimeleri duyarak hafifçe kımıldandı ve dimdik doğruldu. Gözlerinde şüphe kırıntıları vardı. "İnsanlar arasında İlahi Hap olarak bilinen ve her tür güçlü zehri etkisiz hâle getirebilen, efsanevi hap Qingli Hapı mı? Dünyada öyle bir şey var mı gerçekten?"

Qin Mian kulaklarına inanamıyordu. Hızlıca Lei Tie'nni yanına giderek kolunu çekiştirdi. Fısıldayarak, "Başka bir yolunu buluruz," dedi.

Lei Tie gözleriyle Qin Mian'a sessiz olmasını ve heyecanlanmamasını işaret etti.

Ardından alçak bir sesle, "Güzel. Bu hapın karşılığında avınız," dedi.

"Gongzi, dikkatli olun." İki hizmetli hemen hatırlattılar. Köylü bir adam nasıl bu büyülü hapa sahip olabilirdi?

Beyaz giysili adam tereddüt etti. "Hapın gerçek olduğunu nereden bileceğim?"

Lei Tie porselen şişeyi ona verdi. "Bu, ekselansların cesaretine, sezgilerine ve bilgisine bağlı."

Beyaz giysili adam porselen şişeye baktığında ifadesi hafifçe değişti. Bu porselen şişe sıradan bir porselenden değildi, üstün göksel yeşim porselenindendi. Bu tür bir porselenin yapımı kolay değildi ve zehirlerin tespit edilmesinde kullanılırdı. Son derece değerliydi. Böyle küçük porselen bir şişe tek başına en az 500 gümüş Tael değerindeydi. Böyle porselen bir şişede sahte bir hapın bulunması imkânsızdı. En kötü ihtimalle, içindeki hap sahte bile olsa, 500 gümüş Tael değerindeki porselen bir şişeyle av takas etmek onları zarara sokmazdı.

Beyaz giysili adam uzun bir süre Lei Tie'ye baktı fakat Lei Tie oldukça soğukkanlıydı.

Beyaz giysili adam porselen şişeyi koynuna koymadan önce bir anlığına duraksadı. "Av sizindir." Bunu diyerek aceleyle gitti. Mümkün olduğunca kısa bir sürede şişedeki hapı saptaması için bir uzman bulmak niyetindeydi.

İki hizmetli şaşırarak birbirlerine baktılar ve hızla adamın peşinden gittiler.

"Gongzi, bizi bekleyin!"

Az sonra üçü, ormanın derinliklerinde kayboldular.

Qin Mian, Zhang Dashuan ve diğer ikisinin yanında Qingli Hapının ayrıntılarını soramadı, bu yüzden sorusunu yutarak küçük siyah köpeğin iplerini çözdü.

Küçük siyah köpek ona mızmızlandı ve biraz nefes nefese kalarak yavaşça yere yattı. Köpeğin güçsüz kaldığını gören Qin Mian sepetten deri matarayı çıkararak köpeğe su içirdi.

Wu Di bir tarafa çömeldi ve merakla, "Kız kardeş, gerçekten seni kurtardı mı?" diye sordu.

"Hıhı," diye karşılık verdi Qin Mian. "Ben bu köpeği kurtardım, o da beni." Her zaman yeniden doğuşunun ve o sırada siyah köpeğin kendisine verdiği mekânın ayrılmaz bir ilişkisi olduğuna inanmıştı. Bu köpeğin öncekiyle aynı olup olmadığı belli olmasa da karşılaştıklarından kaderleri belliydi. Kayıtsız kalamazdı.

"Bu bir kurt." Lei Tie karısına belirsiz bir anlamla baktı. Karısı geçmişini hatırlamadığını söylemişti fakat kurdu hatırlıyordu. Eh, karısı hakkında şüpheli bir nokta daha vardı.

"Ha?" Qin Mian çok şaşırmıştı. "Kurt mu cidden?"

Lei Tie başıyla onayladı.

Zhang Dashuan ve diğer iki adam da şaşkındı. Qin Mian'ın elinden su içen küçük şeye baktılar. Bunun kurt olduğuna inanmıyorlardı. Kurtlar, zihinlerinde hep vahşi ve kana susamış yaratıklar olarak yer bulmuştu. Küçük siyah kurt ruhani suyla karışık sudan içti ve az sonra ayağa kalktı.

Qin Mian kafasını okşadı. "Tamam, şimdi iyisin. Git. Tekrar yakalanma."

Küçük siyah kurt bacağına sürtündü ve çalılıkların içine koşarak gözden kayboldu.

Lei Xiangli iğneleyici bir gülümsemeyle Qin Mian'a, "En büyük yenge, cidden de cesursun. Az önce ona su içirirken seni ısırmasından korkmadın bile."

"Evet, ben de şoke oldum." Wu Di'nin sesi yankılandı.

Lei Tie soğuk görünüyordu ve aniden konuşmadı. Kurt ısırmaya cüret etseydi onu durdurmak için bir yöntemi vardı.

Qin Mian hafifçe gülümsedi, "Ben her zaman bazı hayvanların ruhani olduğunu, insanların iyiliğini ve kötülüğünü hissedebildiğini düşünmüşümdür."

"Cidden mucizevi bir şey," dedi Zhang Dashuan çenesine dokunarak. "Çocukken vahşi kurtların dağa çıkıp bebekleri yediğine dair pek çok hikâye duymuştum. Vahşi kurtların da insan doğasına sahip olduğunu hiç düşünmemiştim."

Birkaçı iç geçirdi. Zhang Dashuan, "Hadi, avlanmaya devam edelim," dedi.

Dört sülün ve yaklaşık 100 jin ağırlığında bir yaban domuzu avladılar. Zhang Dashuan ve diğer ikisinin attığı oklar başarısızdı fakat Lei Tie'nin güçlü yayı, yaban domuzunu tek okla öldürmüştü.

Qin Mian çok mutluydu. "Yeni Yıl'da domuz etine para harcamamıza gerek kalmadı."

Zhang Dashuan aceleyle, "Yaban domuzu etinin, evcil domuz etinden daha lezzetli olduğunu duymuştum. Tiezi, bana bir porsiyon satmaya ne dersin?"

"Ben de biraz alırım," dedi Wu Di.

Qin Mian ve Lei Tie bakıştılar, ardından Qin Mian, "Yaban domuzunu Lei Tie avlamış olsa da bu, üçünüzün domuzu yakalaması sayesinde. Satın almaktan bahsetmeyin, ikiniz de etten onar jin alın. Dördüncü kardeş, ebeveynlerimizin tadına bakması için bir on jin daha alırsın," dedi.

Qin Mian ve Lei Tie'nin pinti insanlar olmadığını bilen Zhang Dashuan ve diğerleri birkaç kibar söz ederek memnuniyetle bu teklifi kabul ettiler.

"Çoktan öğlen oldu mu?" Lei Xiangli göğe baktı.

Qin Mian, Lei Tie'ye, "Dağda yiyecek bir şeyler kızartalım," dedi. Uzun süre önce Lei Tie'nin ona verdiği kızarmış tavuk butlarını hatırladı, tadını özlemişti.

Lei Tie'nin onunla her konuda hemfikir olduğu söylenebilirdi, bu yüzden bir itirazı olmadı.

"Geri dönmek için acelemiz yok," dedi Zhang Dashuan. "Birlikte yiyebiliriz."

Lei Xiangli ve Wu Di'nin de bir itirazı yoktu.

Lei Tie'yi bir dereye kadar takip ettiler. Lei Tie ve Zhang Dashuan sülünleri öldürmek için suya gittiler. Qin Mian, Lei Xiangli ve Wu Di yakınlarda yakacak odun toplamaya gittiler.

Ateş yakıldıktan sonra Lei Tie bir dal kırdı, kabuğunu soydu ve sülünleri kızartmak için dala geçirdi. Koynundan bir çanta çeşni çıkardı ve küçük bir fırçayla sülünlere sürdü. Qin Mian güveç çeşnisini icat ettiğinden beri, her avlanmaya gittiğinde yanında küçük bir çanta çeşni götürüyordu. Dağda bir şeyler kızartacaksa, üzerine çeşni eklemeliydi.

Zhang Dashuan ve diğerleri de biraz pay aldı.

Lei Tie en deneyimli olandı. İlk sülün iyice kızardığında ikinciyi kızartmadan önce bütün sülünü Qin Mian'a verdi.

Qin Mian onun için bir but kopardı ve kemirmek için bütün sülünü tuttu.

Bir ısırık aldığında, baharatlı sülünün tadının daha yumuşak ve lezzetli olduğunu fark etti, dilini de yutabilmeyi diledi.

Arkadan bir hışırdama duyuldu. Önceden karşılaştıkları küçük siyah kurt, kurumuş yaprakların üzerinde koşuşturarak Qin Mian'ın önünde durdu.

Qin Mian elinde olmadan güldü ve sülünün kafasını, boynunu ve butunu küçük bir hançerle kopararak ona attı.

Küçük siyah kurt bunları birkaç ısırıkta yalayıp yuttu, sessizce Qin Mian'ın yanına oturdu ve yine bir köpek gibi görünerek ara sıra kuyruğunu salladı.

Yalnızca Qin Mian, Zhang Dashuan, Lei Xiangli ve Wu Di yemeklerini bitirmek üzerelerken Lei Tie kendi sülününü kızarttı. Alçak bir sesle Qin Mian'a, "Doydun mu?" diye sordu.

Qin Mian başını yukarı aşağı salladı. "Fazla bile yedim."

Lei Tie kızarmış sülünü iki parçaya ayırarak yarısını küçük siyah kurda attı.

Küçük siyah kurt ona baktı ve kafasını eğerek sülünü kemirmeye başladı.

Zhang Dashuan, Lei Xiangli ve Wu Di belli belirsiz Lei Tie'nin bunu neden yaptığını anlamışlardı. Hepsi Qin Mian'a doğru baktı.

Qin Mian sanki hiçbir şey olmamış gibi sessizce kızarmış kulaklarını çimdikledi.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR