Birinin Karısı Olmak

Çevirmen: Myriel
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 66: Bundan Böyle, Yeni Yıl'ı Birlikte Kutlayalım (2)

"Nasıl?" dedi Qin Mian, sanki bir hazine sunuyormuş gibi bir ifadeyle. "Hiçbirini daha önce görmedin ya da yemedin mi?"

Lei Tie kolunu Qin Mian'ın beline dolayarak fısıldadı. "Bunu asla unutmayacağım."

Qin Mian onun anılara dalmış ifadesinden hoşlanmamıştı. Elini savurarak, "Geçmişi düşünme. İnsanlar senden ne kadar hoşlanmazsa, onlardan yüz, bin kat daha iyi yaşamak zorundasın," dedi. Bir kızarmış hamur kıvrımı alarak Lei Tie'nin ağzına koydu.

Lei Tie iki parmağıyla kızarmış hamur kıvrımını tuttu ve başını iki yana salladı. "O insanları düşünmedim." Uzun zamandır onlara karşı kayıtsızdı. Küçük karısı yanında olduğu sürece, bu ona yeterdi.

On ikinci kameri ayın 29'unda, diğer köylüler haşlamayla, tavada kızartmayla ve bol yağda kızartmayla meşguldüler. Qin Mian ve Lei Tie, Beyaz Benek'i alarak Zhang Dashuan ve Wu Di'nin evlerini ziyarete gittiler.

Yeni Yıl Gün'ü sırasında aileler, misafirlerini kızarmış kavun çekirdeği, kızarmış fıstık ve kızarmış baklayla ağırlıyordu. Para harcamaya istekli olanlar kasabadan kızarmış yiyecek ya da kurutulmuş meyve gibi başka atıştırmalıklar alabilirlerdi.

Zahmetten kurtulmak için Qin Mian, kızarmış kavun çekirdeği, kızarmış fıstık ve kızarmış bakla almıştı. Bu yüzden o ve Lei Tie bu kadar rahattı. Kasten ya da değil, ikisi eski evin önünden geçmedi.

On ikinci kameri ayın 30'unun sabahında, Lei Xiangyi, Lei Xiangli, Lei Xiangzhi, ve Lei Chuntao pamuklu ceketlerle, beraberlerinde getirdikleri soğuk havayla Qin Mian'ın evinin avlu kapısından içeri girdiler.

Kar, iki gün önce kesilmiş ve dün gece yarısında tekrar yağmaya başlamıştı. Biriken kar, bileklere kadar geliyordu. Dört Lei, eski evden Qin Mian'ın evine kadar kısa bir mesafe boyunca yürümüşlerdi fakat kar, başlarının üzerinde birikerek onları beyaz, kadife bir şapka giymiş gibi göstermişti.

Beyaz Benek koşarak geldi ve onları iyice inceledikten sonra uzaklaştı.

Üç Lei kardeş, üzerlerindeki karı silkelediler ve buruk bir gülümsemeyle birbirlerine baktılar. Sözüm ona, evcil hayvan sahibine benzerdi. Beyaz Benek eski evdeki insanlardan hoşlanmamıştı. Yalnızca Lei Chuntao'ya karşı bir parça ilgi duymuştu.

"Yatak odasına gidip ısıtılabilir tuğlalı yatağa oturun." Qin Mian el salladı.

Yatak odasına girer girmez, kardeşler hafif sıcaklığı hissederek gizlice etrafa bakındılar. İlk defa bu odaya giriyorlardı.

Yatak odası çok ferahtı. Kapının solunda bir gardırop ve sağında iki kişilik bir kanepeyle bir sehpa vardı. Kanepenin üzerinde kahverengi iki yastık vardı. Isıtılabilir tuğlalı yatak, gardırobun karşısındaydı. Isıtılabilir tuğlalı yatağın üzerinde siyah çizgili dört yastık ve baskılı ince bir battaniye duruyordu. Yatağın ortasında küçük bir masa vardı. Masada, üzerinde bir düzineden az taş bulunan bir satranç tahtası duruyordu. Satranç tahtasında buharı tüten iki fincan sıcak çay vardı. Yatağın üstündeki duvarda bir manzara tablosu ve sağ tarafta birkaç kitap bulunan bir kitaplık vardı, kitaplardan biri açılarak rafa konmuştu. Oda çok temizdi ve beceriyle düzenlenmişti. Buna rağmen gündelikliğin ortasında bir sıcaklık ve rahatlık hissi vardı.

"Yatağa oturun." Qin Mian onları önce Lei Tie'nin selamlamasına izin verdi. Arkasını dönerek odadan çıktı.

Beyaz Benek ayaklarını yerdeki paspasa sürttü, sıçradı ve ısıtılabilir tuğla yatağın üzerine indi. Ardından bir köşeye kıvrıldı.

Lei Xiangyi ve diğerleri, ayakkabılarını çıkarıp ısıtılabilir tuğlalı yatağa tırmanmadan önce bir süre tereddüt ettiler. Mabatlarının altındaki sıcaklık o kadar rahat hissettirmişti ki, derin bir nefes aldılar. Donmuş yüzleri de yumuşamıştı.

Her ne kadar kardeş olsalar da sonuçta cinsiyetler arasında ihtiyatlı bir ayrım olmalıydı. Lei Chuntao ayakkabılarını çıkarmadı. Sıcak yorgana değerek bacaklarını kıvırdı ve ısıtılabilir tuğlalı yatağın kenarına oturdu. İmrenerek Lei Xiangyi'ye, "Kardeş, bizim evde de böyle ısıtılabilir tuğlalı yatak yapsalardı, kışın soğuktan korkmamıza gerek kalmazdı," dedi.

Lei Xiangyi ısıtılabilir tuğlalı yatakta ellerini ısıttıktan sonra yüzünü ovuşturdu. "Evet. Ağabeyin, evde böyle ısıtılabilir tuğlalı bir yatak yaptığını duyduklarında köylüler bile bunu kınamıştı. Korkarım ki bu kış, tüm köyde en rahat yaşam sürenler ağabey ve en büyük yenge.

Lei Xiangli başını iki yana salladı. "Başta, ben ve annem de bir ısıtılabilir tuğlalı yatak yapmayı konuştuk fakat ne yazık ki annem onaylamadı." Du Shi'nin para harcamaya isteksiz olduğunun gayet farkındaydılar.

Lei Xiangzhi biraz düşünerek, "Bu tür bir ısıtılabilir tuğlalı yatak cidden kullanışlı olur. Havalar ısındığında anne ve babamı ikna edeceğim. Yaşlanmaya başladılar. Isıtılabilir tuğlalı yatak yapıldığında, gelecek kış rahat ederler," dedi.

Lei Tie sohbetlerine katılmadı, bir kitaba göz gezdiriyordu.

Lei Xiangyi ve diğerleri, onun sessiz yapısına alışıklardı ve bunu umursamadılar.

Qin Mian elinde bir tepsiyle geldi. Lei Tie bakışlarını yukarı çevirdi ve satranç tahtasını kaldırdı.

Qin Mian küçük masaya dört fincan çay koydu ve tepsiyi direkt ısıtılabilir tuğlalı yatağa bıraktı.

Dört Lei, tepsideki atıştırmalık sayısından etkilenmişti; bir tabak kızarmış çörek otlu kenevir yaprağı, bir tabak küçük, yuvarlak hamur kıvrımları, bir tabak sarı ve göz alıcı, gevrek sangzi, bir tabak şeker granüllü dolgun, tatlı guozi[1] ve üzerlerine altı adet kürdan batırılmış, bir tabak tofu posası köftesi.

"Bunlar nedir, yenge?" Lei Chuntao merakla sordu.

Qin Mian ayakkabılarını çıkararak Lei Tie'nin yanına oturdu. Isıtmak için ayağını onunkine sürttü. "Bu atıştırmalıkları Lei Tie ile birlikte yaptık. Kızarmış kenevir yaprağı, kızarmış hamur kıvrımları, sangzi ve tatlı guozi. Tofu posası köfteleri aslında pişirilmek için fakat tadı güzel. Ben çok beğendim. Siz de tadına bakabilirsiniz. Ama içinde et var, soğuksa çok fazla yiyemezsiniz." Bunları diyerek tofu posası köftelerini bir bambu çubukla dürttü ve yedi. Bu tür köfteler lezzetli ve sakız gibiydi.

Lei Tie, "Az ye," dedi.

"Biliyorum, iki tane yiyeceğim sadece," dedi Qin Mian gülümseyerek. "Akşam daha iyi yemekler yemek için midemde yer ayırmam gerek."

Lei Xiangzhi de bir köfteyi dürttü ve gülümseyerek, "Bugün tam da yerine gelmişiz gibi görünüyor," dedi.

Lei Xiangyi, Lei Xiangli ve Lei Chuntao tüm atıştırmalıkların tadına baktılar, hepsinin dillerinden övgü eksik olmadı.

Lei Xiangyi, ağabeyinin erkek bir eşle evlenmesine rağmen hepsinden çok daha iyi bir hayat sürüyor olmasına için için yandı.

"Sizin tarafta hazırlıklar nasıl gidiyor?" diye sordu Qin Mian düşünmeden.

Lei Xiangyi uzanarak, çıtır çıtır ve güzel kokulu bir sangzi aldı. "Et pişirmenin ortasındayız. Geri kalan her şey hazır."

"Hepinizi buraya getirecek bir şey mi oldu?" Qin Mian bir tane daha tofu posası köftesi almaya yeltendi fakat Lei Tie onu durdurdu. Kürdanı bırakarak, yemek için bir kızarmış kenevir yaprağı almak zorunda kaldı.

Lei Xiangyi, Lei Xiangli, Lei Xiangzhi ve Lei Chuntao birbirlerine baktılar. Lei Xiangyi, Lei Tie'ye bir bakış atarak sıcak çaydan bir yudum aldı ve ümitsizce, "Babam ve annem, ikinizin Yeni Yıl Arifesi yemeğine gelmenizi ve Yeni Yılı birlikte kutlamayı istiyorlar," dedi.

Qin Mian bir yorumda bulunmadan Lei Tie'ye baktı.

Lei Tie alçak sesle, "Karım ve ben, Yeni Yıl'ı kendi evimizde kutlayacağız," dedi.

Lei Xiangyi ve diğerleri, onları ikna etmeye çalışmadılar ve başka konulardan konuştular.

Hem Lei Xiangli hem de Lei Xiangzhi iyi birer konuşmacıydı. Qin Mian da konuşkan ve hazırcevaptı. Onlardan yıllarca fazla bilgiye sahipti. Aralarındaki muhabbet baya eğlenceliydi.

Sonrasında Lei Tie bile arada bir birkaç kelime söyledi. Birkaç kelam edip sussa da en azından sessiz kalmıyordu.

Farkına varmadan birkaç tabak yiyeceğin hepsini bitirmişlerdi.

Lei Xiangyi ve diğerleri biraz utandılar. Qin Mian'ın tepsiyi alıp, yiyecekleri yenilemeye gittiğini görünce hızla ısıtılabilir tuğlalı yataktan indiler.

"En büyük yenge, zahmet etme. Neredeyse öğlen oldu. Geri dönmemiz gerek." İlk konuşan Lei Chuntao oldu.

Qin Mian duraksadı ve başını yukarı aşağı salladı. "Doğru. Bugün Yeni Yıl Arifesi, öğle yemeğine kalmanız uygun olmaz. Bir dakika bekleyin. Biraz yiyecek getireyim de çocuklar için eve götürün."

Lei Xiangyi'nin içi ısındı. Apar topar, "Teşekkür ederiz, en büyük yenge," dedi.

Qin Mian küçük, ahşap bir kova buldu ve içine birkaç çeşit yiyecek koyarak kovanın yarısını doldurdu.

Eski ev yolunda, Lei Chuntao bir tofu posası köftesi yemekten kendini alamadı.

Lei Xiangyi, Lei Xiangli ve Lei Xiangzhi kahkahalarına engel olamadılar.

Lei Chuntao utanmıştı, alçak bir sesle, "Tofu posası köftesi gerçekten çok lezzetli," dedi.

Lei Xiangzhi başını okşadı. "Endişelenme, burada senin payın da var."

Lei Chuntao'nun yüzü pembeleşti ve hızla elini savurdu. "Bunları nasıl yerim? Bunları Dabao, Erbao ve Xinxin'e ver de yesinler," dedi.

Lei Xiangyi de bir kahkaha attı. "Bunda utanacak ne var? Bizim gözümüzde sen de hâlâ çocuksun."

Hem Lei Xiangli hem de Lei Xiangzhi gülümseyerek başlarıyla onayladılar.

Lei Chuntao'nun dudakları yukarı doğru kıvrılmaya devam etti. Birkaç tane iyi ağabeyi vardı.

Kapıya kadar karlara basarak gittiler. Du Shi ve Wei Shi'nin bakışları, Lei Xiangyi'nin elindeki kovayı görünce değişti.

"Ne taşıyorsun?" Lei Xiangren bacak bacak üstüne atmış, kavun çekirdeği yiyordu. Kavun çekirdeği kabuklarını yerlere tükürmüştü. Geri döndüklerini görünce yanlarına giderek elini uzattı.

Lei Xiangyi ondan kaçınmak için kenara çekildi. "Bunları ağabey ve en büyük yenge, üç çocuğun yemesi için verdi."

"Bakayım içinde neler varmış." Lei Xiangren tekrar yaklaştı.

Lei Xiangyi kovayı Lei Xiangzhi'ye verdi.

"Baksam n'olacak ki? Yerim diye mi korkuyorsun?" Lei Xiangren'in ses tonu Lei Xiangyi'ye karşı kötüydü fakat kovayı Lei Xiangzhi'den kapmaya cesaret edemedi. Bu en küçük kardeş genç olsa da hiçbir şey söylemeden insanlara sabit bir şekilde bakması, insanlarda her zaman bir suçluluk duygusu uyandırıyordu.

Zhao Shi kaybetmekten korkarak seslendi. "Dabao, Erbao hemen buraya gelin, çok lezzetli yiyecekler var."

Qian Shi çoktan kollarında Xinxin ile sessizce evden çıkmıştı.

Wei Shi, Lei Chuntao'ya, "Neden ağabeyinizle en büyük yengenizi göremiyorum?" diye sordu.

Lei Chuntao, "Bu yıl, onların evlendikten sonraki ilk yılları, Yeni Yıl'ı kendi aralarında kutlamaları daha uygun olur," diyerek cevapladı.

Wei Shi, "Nasıl olabilir? Yeni Yılı aralarında kutlamak için fazla yalnızlar. Bey, neden kendimiz gitmiyoruz?" diye sordu Lei Daqiang'a gülümseyerek.

Lei Xiangzhi, Lei Daqiang'ın ağzını açmasını beklemeden gülümseyerek, "Baba, küçük kız kardeş haklı. Bu ağabeyin ve en büyük yengenin evlendikten sonraki ilk yılları. Onları rahatsız etmeyelim. En büyük yengenin ve ağabeyin yaptığı atıştırmalıklardan yiyin," dedi.

Lei Daqiang, Lei Xiangren, Du Shi, Wei Shi, Zhao Shi ve Qian Shi'ye tüm atıştırmalıklardan birer tane verdi. Kalanlar Lei Dabao, Lei Erbao ve Lei Xinxin arasında eşit olarak bölüştürüldü. Büyükler bu atıştırmalıkları lezzetli bulsalar da çocuklarla rekabet etmekten de çekiniyorlardı.

Lei Xiangren tofu posası köftelerinin lezzetli olduğunu düşünüyordu. Bir tane yedikten sonra canı daha fazlasını istedi. Alçak sesle Zhao Shi'ye mırıldandı. "Üçüncü kardeş ve diğerleri orada bir sürü yemişlerdir. Önceden bilseydim onlarla giderdim."

Zhao Shi de başıyla onayladı. "Bilseydim ben de gelirdim."

Lei Chuntao bunları duyarak sessizce onlarla alay etti.

Qin Mian ve Lei Tie, verdiklerini kimin aldığını umursamıyordu. Öğle yemeğinden sonra biraz kestirdiler. Uyandıklarında bir süre satranç oynadılar ve ardından Yeni Yıl Arifesi yemeğini hazırlamaya başladılar.

Pilav piştikten sonra kömür sobasının üzerinde tutularak sıcak kalması sağlandı. Kaburga, tavuk, et, domuz ayağı ve diğer şeyler önceden pişirilmişti. Qin Mian bunlara tekrar işlem uyguladıktan sonra sıcak kalmaları için tencereye kondular. Ardından, hemen pişmesi gereken birkaç çeşit yemek yaptı.

Lei Tie bir kâse yapışkan macun ve küçük bambu bir fırça tutmuş, Kapı Tanrıları'nı[2] ve Bahar Bayramı beyitlerini yapıştırıyordu.

Qin Mian, tenceredeki yemek pişerken dışarı çıktı ve avlu kapısından bakarak ona hayran olmaya başladı.

Avlunun kapısındaki beyitlerin şunlar olduğunu gördü: "Baharı Karşılamak, Mutluluğu Karşılamak, Zenginliği ve Onuru Karşılamak"; "Zenginliği Kabul Etmek, Şansı Kabul Etmek, Huzuru Kabul Etmek". Yatay kaydırma çubuğunda "Bahar Bayramınız Kutlu Olsun" yazıyordu, ayrıca bir [kapı] itme levhası da vardı – "Gittiğiniz Her Yerde Huzur Sizinle Olsun".

"Seçtiğin beyitler çok iyiymiş." Qin Mian mutlu bir şekilde gülümseyerek Lei Tie'yi övdü.

Lei Tie, bir süre boyunca ona derin bir anlamla baktı. Koyu gözlerinden, ayırt edilemeyen bir duygu okunuyordu. Hafifçe başını evet anlamında salladı. "Çok iyiler."

Qin Mian ona birkaç saniye boyunca açıklanamayacak bir şekilde baktı ve ardından kapıdan içeri girdi. Kuyunun kenarına da "Uzaktan Küçük Bir Dere Akıyor" yazısı yapıştırılmıştı. Ana odadaki Bahar Bayramı beyitleri şöyleydi: "Tatlı Huylu Aile Her Türlü Şansı Artırır"; "Huzur Kelimesi Binlerce Altına Bedeldir"; ve yatay kaydırma çubuğunda "Tüm İşlerin Yolunda Gitsin." yazıyordu. Mutfaktaki Bahar Bayramı beyitleri de uygundu: "Odun, Pirinç, Yağ, Tuz, Soya Sosu, Sirke ve Çay"; "Ekşi, Tatlı, Acı, Baharatlı, Tuzlu Ve Acılı"; ve yatay kaydırma çubuğunda da "Dünyadaki Tüm Tatlar" yazıyordu. Qin Mian ana odanın duvarında, belli bir mesafede birbirinin karşısında iki fazladan kırmızı "福"[3] karakteri olduğunu fark etti.

Sonra yatak odalarının kapısına geldi ve Bahar Bayramı beyitlerinin içeriğini gördü. Duraklamaktan kendini alamadı, kalbi titredi. Yatak odasındaki bahar beyitlerini görünce ağzı açık kaldı:

Yüz yıl süren uyumlu bir birleşme.

Denizler kuruyana ve taşlar yıkılana dek, tek yürek sonsuza kadar bağlı.

Yeryüzü geniş ve gökyüzü yüksek, bir kanattan diğerine uçuyor[4].

Karakter darbeleri yüzen ejderhalar[5] gibi otoriter ve ahlaksızdı. Bu bahar beyitlerinin yazı tipi, açıkça diğer bahar beyitlerinden farklıydı.

Qin Mian içinden bir tahminde bulunarak yanında duran Lei Tie'ye baktı.

Lei Tie'nin yüzü ifadesizdi. Gözleri bahar beyitlerini inceledi ve "Seçtiğim beyitler iyi," dercesine başını salladı.

Qin Mian: "…"

Lei Tie başını çevirerek mutfağa doğru baktı. "Yemek yanıyor."

Qin Mian şaşkınlıkla ona baktı. "Bana bu beyitleri senin yazdığını söyleme."

-Birinci Cilt Sonu-

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR