Cennetin Oğluyla Romantizm

Çevirmen: Galen
Editör: YcD44
Cilt 2Bölüm 67: Strateji 15: Sevdiğin Kişinin Olayları Farklı Bir Açıdan Görmesini Sağla (1)

Qiu Ling en kötü kâbusundan kıl payı kurtulduğunun farkında bile değildi. Bunun yerine, tüm enerjisini Jing He ile olan ilişkisine ya da Jing He ile olmasını istediği ilişkiye harcadı.

Ne yazık ki piknik gününden beri işler pek de iyi gitmiyordu. Jing He'nin onunla vakit geçirmekle ilgili bir sorunu olduğundan ya da farklı davrandığından değil. Aksine, sevgilisi sanki bugün önemli bir ilerleme kaydetmesine yardımcı olmuş gibi eskisinden biraz daha açık görünüyordu.

Ne yazık ki, sevgilisinin ihtiyar babası hâlâ etraftaydı. Cennet İmparatoru, malum kişinin "hayır"ı cevap olarak kabul edemediğini ve kıymetli oğlunu rahatsız etmeye devam ettiğini fark eder etmez, ister istemez olaya müdahil oldu.

Qiu Ling ne zaman ziyarete gelse, Cennet İmparatoru tesadüfen oğlunun sarayına gidiyor, kıçını sandalyelerden birine yerleştiriyor ve tüm dikkati kendi üzerine çekmeye çalışıyordu. Hatta bazen, Qiu Ling ziyarete geldiğinde evde olmaması için oğlunu sabahtan çağırıyordu. Ardından, Qiu Ling'in onunla bir saniye bile geçiremeyeceğinden emin olmak için onu bütün gün yanına zincirliyordu.

Qiu Ling bir süre için her şeyi sineye çekmeye razı oldu. Ne de olsa Cennet İmparatoru sevgilisi için önemliydi ve ilişkileri gerginleşirse bunun sorumlusu olmak istemiyordu. Her neyse, olgun bir adam, kesinlikle kendisini sevgilisini çalmaya çalışan biriyle aynı seviyeye düşürmez, bunun yerine cömert olur ve onları rahat bırakırdı. Bu şekilde, bu elverişsiz durumu sevgilisini onun için doğru kişi olduğuna ikna etmek için bile kullanabilirdi.

Bu plan gerçekten de fena değildi ve Jing He'nin Qiu Ling hakkındaki izlenimi, onun mantıksız tavırlarına rağmen geri adım atmaya ve babasına uyum sağlamaya istekli olduğunu görerek daha da iyi hale geldi.

Ne yazık ki Cennet İmparatoru aynı zamanda tam da bu mantıksız davranışın Qiu Ling ve oğlunun birlikte daha az zaman geçirmesini sağladığını fark etti. Böylece çabalarını iki katına çıkararak Qiu Ling ve Jing He'nin neredeyse bir ay boyunca görüşememesini sağladı.

Bu sefer Qiu Ling kendini tutamadı. O lanet olası yaşlı adam çok ileri gitmişti! Onları bir süreliğine ayırmaya çalışsa bunu kabul edebilirdi ama bu gerçekten çok fazlaydı. Sevgilisini görmeden bir haftadan fazla nasıl dayanabilirdi? Ve ona sadece göz ucuyla birkaç dakika bakabilmek kesinlikle yeterli değildi. Hayır, onunla tekrar daha fazla zaman geçirmenin bir yolunu bulmalıydı.

Qiu Ling uzunca bir süre bu konu üzerinde düşündü. Cennet İmparatoru'ndan önce saraya ulaşmak işe yaramazdı. Gizlice girebilse bile, saraydan çıkar çıkmaz birileri fark ederdi. Bildiği kadarıyla o yaşlı adam, kimsenin onu ziyaret edemeyeceğinden emin olmak için oğlunu gözetlemekle görevli birini görevlendirmişti.

Dolayısıyla, Jing He'yle birlikte her gün sarayda kapalı kalmak istemiyorsa, Cennet İmparatoru'nun gözlemini başka bir şekilde atlatmayı deneyebilirdi. Hm… Büyük ihtimalle günün yirmi dört saati etrafta biri olmayacaktı, değil mi?

Hayır, sadece Cennet İmparatoru'nun, gelmesini beklediği zamanlarda birileri olmalıydı. Bu da çok erken ya da çok geç gelse bile sorun olmayacağı anlamına geliyordu.

Ama o zaman da sevgilisini rahatsız etmiş olmaz mıydı? Jing He'nin çoğu zaman oldukça katı bir programa bağlı olduğunu biliyordu. Resim ya da kaligrafi yapmak için geç saatlere kadar kaldığı günler oluyordu ama bunlar daha çok istisnaydı. Yine de…

Qiu Ling gözlerini kısarak arkasına yaslandı ve güneşin yavaş yavaş battığı pencereye baktı. Bugün de sevgilisini görememişti. Buraya geldiğinde, Cennet İmparatoru onu çoktan çağırmıştı ve bu da Jing He'yi biraz daha fazla özlemesine neden olmuştu.

Onu gerçekten özlediğini itiraf etmekte utanılacak bir şey yoktu. Onu görmek istiyordu. Hatta mümkünse bir süre elini tutmak, belki de ona sarılmak istiyordu. Tamam, ikincisinin imkânsız olduğunu biliyordu ama belki de bu kadar uzun bir aradan sonra elini tutmak çok fazla şey istemek olmazdı. Denemeye değerdi.

Her neyse, belki de şimdi gitmek o kadar da kötü olmazdı. Büyük olasılıkla sevgilisi çoktan kendi sarayına dönmüş olurdu. Ve bütün gün gitmediğine göre, Cennet İmparatoru da onun artık gelmesini beklemezdi. Yani casusu her kimse ancak yarın dönerdi. Bu durumda, bütün gece kendilerine ait olacaktı.

Qiu Ling sadece bir an tereddüt ettikten sonra ayağa fırladı ve Dokuz Cennet'e doğru koşmaya başladı. Hiçbir muhafız ya da hizmetçi tarafından görülmediğinden emin olduktan sonra sevgilisinin sarayının etrafında saklandı.

Jing He'nin içeride olduğunu duyabiliyordu, sessiz adımları bu sessiz yerde açıkça duyulabiliyordu. Kapının önündeki iki muhafız hâlâ orada duruyordu ama daha önce gördüklerine bakılırsa onların da yakında gitmesi gerekiyordu. Onların dışında etrafta kimse yoktu.

Qiu Ling bir süre daha bekledi ve gerçekten saklanan kimse olmadığından emin oldu. İçeriden gelen giysi hışırtıları Qiu Ling'in gerilmesine neden oldu. Sevgilisi… şu an yatmaya mı hazırlanıyordu?

Yüzüne aptalca bir sırıtış yayarak çatıya daha da yaklaştı. Ah, sevgilisi üstünü değiştirirken ona bu kadar yakın olduğunu düşünmek, Jing He'nin ona çok güvendiğini hissettiriyordu!

Jing He'nin kendisinin yakınlarda olduğundan haberi olmadığı gerçeğini mutlulukla görmezden geldi.

Sonunda muhafızlar gitti ve sarayın içindeki ışık söndü. Qiu Ling hâlâ beklemeye devam ediyordu, yalnız olduklarından kesinlikle emin olduktan sonra yavaşça çatıdan aşağı kaydı ve pencerenin yanına yerleşti. Derin bir nefes aldı ve ardından uzanıp camı tıklattı.

Bu sırada Jing He çoktan yatmış ve yarı uykuya dalmıştı. İlk başta, birinin az önce penceresini çaldığını tam olarak fark etmedi ama ses kısa bir süre sonra tekrarlandı.

Gözlerini açtı ve ses bir kez daha duyulduğunda oturur pozisyona geçti. Artık bunu sadece hayal etmediğinden emindi. Kaşlarını çattı, sonra saçını başını düzeltti ve yatağının yanında duran paltosunu aldı, uygunsuz bir durumda yakalanmayacağından emin olmak için omuzlarına sardı. Ancak o zaman pencereye doğru eğildi ve pencereyi açtı.

Hemen ejderha kralın gülümseyen yüzüyle karşılaştı.

"Ekselansları."

Jing He konuşamadan ve hatta neler olup bittiğini anlayamadan ona baktı. Bu… Ejderha kralın gelip onu ziyaret etmesi için gerçekten uygun bir zaman mıydı?

Qiu Ling bu tepkisizliğe aldırmadı. Bunun yerine, pencereden eğilme fırsatını değerlendirdi ve tıpkı daha önce hayal ettiği gibi Jing He'nin ellerini yakaladı. "Şu haline bak. Ziyaretimden çok etkilendiğin için beni selamlamıyor olamazsın, değil mi?" Gülümsedi ve ardından Jing He'nin dilinin çözülmesini bekledi.

Jing He ona baktı ve sonra tekrar başını kaldırmadan önce ellerine baktı. "Longjun… Oldukça geç oldu."

Qiu Ling başını salladı. "Evet, öyle. Ve birbirimizi son gördüğümüzden bu yana oldukça uzun zaman geçti. Her neyse, üşüdün mü?"

Jing He ona anlamsızca baktı. "Hayır. Neden üşüyeyim ki…" Başını salladı, hâlâ ne olduğundan emin değildi.

Qiu Ling onun elini bıraktı ve bahçeye açılan kapıyı işaret etti. "Mükemmel o zaman. Neden gidip benim için kapıyı açmıyorsun?"

Jing He de şöyle bir baktı ama yatağından kalkmadı. "Longjun, bunun uygun olduğunu sanmıyorum."

Qiu Ling dilini şaklattı. "Senden beni içeri almanı istemiyorum." Aslında ondan kendisini içeri almasını istemek isterdi ama ilişkilerinin bu noktasında ona bunu yaptırmanın tamamen imkânsız olduğunu biliyordu. Belki bir gün bunu yapabilecekti ama şu an henüz bunun zamanı değildi. "Bunun yerine, senden bir süreliğine benimle dışarı çıkmanı istiyorum. Bugün çok güzel bir gece. Neden dışarı çıkıp bir süre yıldızların tadını çıkarmıyoruz? Ay ışığında gezintinin çok romantik bir şey olduğunu duymuştum. Sakın bana bununla ilgilenmediğini söyleme?"

Jing He'nin yanakları kızardı ve ne yaptığını bile anlamadan pencereyi çarparak kapattı. Ardından alnına dokunarak başını kendi kendine salladı. Harika. Gerçekten harika. Şimdi pencereyi kapattığına göre kapıyı açması gerekiyordu yoksa son derece kaba görünecekti. Ama öte yandan, kapıyı açarsa, ejderha kralın az önce bahsettiği romantik ay ışığı gezintisiyle gerçekten ilgilendiğini söylüyor gibi görünmeyecek miydi? Kendini neyin içine sokmuştu böyle?

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR