Efsanevi Ustanın Hanımı

Çevirmen: beastofprey
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 1: Bir Büyücünün Ruhu

You Xiao Mo aynanın karşısında, gözleri önündeki yabancıyla bakışıyordu. Kendi kendine yaptığı onca beyin fırtınasından sonra ruhunun başka birisinin bedenine girdiğini kabul etmeyi başardı.

Karşısındaki genç on yedi on sekiz yaşlarında gibi duruyordu. Kendi yaşına yakındı. Mavi renkli Çin'e özgü bir cübbe giyiyordu. Ayrıca simsiyah saçlarını mavi ve yeşil renkli sıradan bir tokayla bağlamıştı. Ancak biraz, özellikle dudakları, solgun gözüküyordu. Sanki yumruk yemiş gibi renksizdi dudakları. Gözleri de kıpkırmızıydı ve ceviz gibi şişti. Görünüşü birden aşırı farklılaştığından You Xiao Mo'nun eli ayağı boşandı.

Hâlsiz geçen kısa sürenin ardından bulunduğu odayı incelemeye başladı. Bir yatak, bir masa, bir sandalye, üzerinde ayna bulunan bir de tezgâh vardı ve hepsi ahşaptı. Basit olsa da köy evi havası vardı ve antik çağlardan fırlama gibiydi.

Görünüşünü, kıyafetlerini ve odayı tek bir düzlemde düşündüğünde antik çağlara gönderildiği acı gerçeğini fark etti. Fakat o modern birisiydi! Komşusunun dairesindeki gaz sızıntısı yüzünden komşuyla birlikte resmen kül olduğunu ve patlama yüzünden de başka birisinin bedenine girdiğini açık ve net hatırlıyordu. Kulağa çılgınca gelse de gerçek buydu.

Kendi çapında yaşadığı birkaç krizin ardından You Xiao Mo, olayları akışına bırakmaya karar verdi.

Tam ayakkabıları giymiş içinde bulunduğu durumu kavramak için dışarı çıkacakken kapı birden açıldı. Az daha kapıyı açan kişiyle çarpışacakken, You Xiao Mo korkuyla geri sıçradı. Karşısındaki de aynı tepkiyi verdi ve soluğu kesildi.

"You Xiao Mo, sonunda kalkmaya karar verdin ha?"

Adını sadece o biliyordu. Yani karşısındaki şahıs bedenin gerçek sahibine soru sormuş olmalıydı. Aynı isme sahip birisinin bedenine girdiğinden cennetin ona hâlâ sırtını dönmediğini düşündü.

You Xiao Mo karşısındaki kişiyi inceledi. Akranı gibi duran ve göz alıcı bir gülüşü olan yakışıklı bir gençti. Fakat "sonunda kalkmaya kara verdin ha" derken ne demek istemişti? Yoksa girdiği bedenin sahibi tembel tavuğun teki miydi? O daha soramadan genç konuşmaya devam etti.

"Kendini kaybetme You Xiao Mo. Ruhunun aurası yeşil olsa da en azından orta seviye büyücü olabilirsin. Orta seviye büyücülerin de nadir olduğunu unutma. Bazı insanlar hayat boyu düşük seviye kalıyor. Sıkma bu yüzden canını. Yarın sabah Büyücülük Binası'na gitmen gerekiyor. Kendini toparlamalısın."

You Xiao Mo'nun beyni patlayacak gibi oldu. Ne yeşil aurasından ne orta seviye büyücüsünden bahsediyordu? Neden dediklerini anlayamıyordu?

Yine de az çok anlamıştı. Belki de bedenin sahibinin aurası yeşil olduğundan yeşil şapka takmış gibi hissetmiştir*; bu yüzden de günler boyu odasına saklayıp ağlamış ve en sonunda da üzüntüden ölmüştür, diye düşündü. You Xiao Mo utançla yüzünü ellerine gömdü.

Böyle ölünür mü be!

"Ya sen?"

You Xiao Mo ihtiyatlıca sorusunu yöneltti.

O an tanıdığı tek kişi karşısındaki gençti. Bulunduğu dünya hakkında sadece ondan bilgi alabilirdi fakat gencin, onun gerçek You Xiao Mo olmadığını fark etmesinden korkuyordu. Bu yüzden sorularını açık açık soramazdı. Yine aynı sebepten birbirlerini çok uzun süre tanıdıklarını bilmiyordu. Üstelik yeteneğinin beş para etmez olduğunu öğrendiğinde kendini evine kilitleyip dışarı çıkmayı reddetmişti. Yani çoğu şeyden bihaber olması da normaldi.

Sevincini gizleyemeyen genç anında gülümsedi ve mahcup mahcup cevap verdi.

"Benimki mavi."

"Mavi" dediği şeyin iyi olduğu aşikârdı fakat hâlâ hiçbir şey anlayamıyordu.

Ah!

"Şey, pek anlamıyorum. Kafam son birkaç gündür gidip geliyor, çoğu şeyi unuttum. Biraz daha detaylı açıklayabilir misin?"

You Xiao Mo şüphelenir korkusuyla gence bakmadan sorusunu yöneltti. Genç hiçbir şeyden şüphelenmedi. Bulundukları yer de dâhil bütün bildiklerini bülbül gibi şakıdı. Anlatması gereken her şeyi eksiksiz anlatmıştı. You Xiao Mo'nun duyduklarından sonra dilini yutmuş gibi bir hâli vardı. Şoka girmişti. Gencin gittiğinin bile farkında değildi.

Bu dünyada kendi dünyasından çok farklıydı. Long Xiang kıtasındaki en büyük aileye, Tian Xin Ailesi'ne katılmıştı. Aslında daha sadece adaydı. Dahası Tian Xin Ailesi iki gruba ayrılmıştı.

Savaşçı Grubu "kullanıcılar"dan oluşuyordu. Ruhlarının renkli aurası yoktu fakat çeşitli enerji kontrol yöntemleri ve dövüş sanatı teknikleri kullanabiliyorlardı. Diğer grup ise Büyücü Grubu idi. Bütün büyücülerin ruhlarının renkli aurası vardı. Renkler birden dokuza ve açıktan koyuya - pembe, sarı, yeşil, deniz mavisi, mavi, mor - seviyelere ayrılmıştı.

Pembe ve sarı aurası olanlar sadece düşük seviyeli, açık yeşil ve yeşil olanlar orta seviyeli, mavi ve mor renkli olanlar ise yüksek seviyeli büyücü olabiliyordu. Ancak renk koyulaştıkça potansiyel de artıyordu. Örneğin mor aurası olan birisi, mavi aurası olan birisinden daha fazla potansiyel sahibiydi. Bu yüzden en iyilerden birisi olması umuluyordu.

Mavi aurası olanlar geleceğin yüksek seviyeli büyücüleriydi bir nevi. Gencin o kadar gülümsemesine şaşırmamalıydı. Bedenin sahibine gelince, kendisi Büyücü Grubunun aday öğrenciydi. Diğerleriyle birlikte üç gün önce Tian Xin Ailesi'nin yaşlıları tarafından buraya getirilmişti. Biraz küstah birisiydi fakat ölçüm sırasında yeteneğinin beş para etmez olduğunu öğrenmişti. Böyle bir şeyi kabul edemeyip odasına saklanmış ve ağlamıştı.

Zihinsel dayanıklılık desen sıfır!

Üstelik çok önemli bir şey daha öğrenmişti. Daha aday olduğundan altı ay sonra sınavı ölçüm sınavını geçmesi gerekiyordu yoksa Tian Xin Ailesi'nden atılacaktı.

Aile, Long Xiang kıtasındaki en büyük aileydi ve öğrencileri için, özellikle büyücüler için, haşin şartları vardı. Altı ay sonra gerekli materyali üretemezlerse öğrencileri kovuyorlardı. Bilmediği bu diyarlarda daha büyünün ne olduğunu bile tam olarak kavrayamayan You Xiao Mo, bunları duyduğunda sanki başından kaynar sular dökülmüş gibi olmuştu.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR