Efsanevi Ustanın Hanımı

Çevirmen: beastofprey
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 30: Yedim

You Xiao Mo birisinin onu tuttuğunu hissetti. Bilincini kaybetmeden önce Ling Xiao'yu birkaç saniyeliğine görebildi.

Ruh gücünü fazla mı kullanmıştı? Ling Xiao tek bakışta You Xiao Mo'nun bir sorunu olduğunu anladı. Kaşlarını çattı. Çünkü büyücüler ve işleri konusunda pek bilgili olduğu söylenemezdi. Ancak genelde büyücülerin hap arıtırken ne kadar ruh güçlerinin kaldığını anlayabildiğini biliyordu. Yani çoğu büyücü, ruh güçlerinin azaldığını hissettiğinde arıtma işlemini bırakıp dinlenir, ardından tekrar başlardı. Bırakmazlarsa ruh güçlerini fazla yorup birkaç gün iyileşmemek gibi yan etkilerle karşılaşabilirlerdi. Ya da birkaç gün aşırı yorgunluktan hareket edemeyebilirlerdi, böyle şeylerdi işte.

You Xiao Mo ruh gücünü fazla kullanmıştı. Ling Xiao pek anlamadı ama onu kaldırdı.

Gencin tahmin ettiğinden daha hafif olduğunu görünce şaşırdı. Yatağa yatırdıktan sonra gözü, You Xiao Mo'nun sıkı sıkı tuttuğu hapa takıldı. Arıttığı hap bu muydu?

Ling Xiao tek tek parmaklarını açıp hapı aldı fakat sıradan bir birinci seviye haptan ibaretti. İçindeki ruhsal enerji önceden yaşadığı yerle kıyaslanamazdı.

Ancak bu hap geçen gün yediklerinden epey farklıydı. Sanki içindeki enerji daha saf, daha yoğundu. Daha önemlisi hap geçen gün yediklerinden daha az kirliydi ki bu onu şaşırtmıştı. Xiao Shidi'si ona epey sürprizler yapabilir gibiydi!

Ling Xiao umursamadan hapı ağzına attı. Birkaç kez çiğnedikten sonra direkt yuttu. You Xiao Mo'nun arıtmak için hayatını riske attığı hap öylece yok olmuştu!

Ling Xiao derin bir nefes aldı. Bu, yediği en iyi büyülü haptı. İçindeki enerji fazla olmasa da epey saftı. Boğazından uzuvlarına yayıldıkça vücudu hafifleşti. Uzun zamandır böyle hissetmemişti.

Ling Xiao masaya doğru ilerledi. Üç şişe ve büyülü ot parçaları masanın üzerine dağılmıştı. Her şişenin içinde birkaç tane büyülü hap vardı. Bir bakışta her birinde on ila elli arasında büyülü hap olduğunu anladı. Her birini yedikten sonra kaşlarını kaldırmadan edemedi. Hepsini tadı farklıydı. Üstelik hiçbirisi ilk yediği kadar iyi değildi.

Yüzünde boş bir ifade belirince hâlâ baygın yatan You Xiao Mo'ya baktı.

Zayıftı, boynu inceydi. Üflese canını alabilirdi. Ancak bu adını anmaya değmeyecek kadar zayıf olan geç, Ling Xiao'nun damak tadına uygun haplar arıtıyordu. Böyle bir şey daha önce yüksek seviyeli büyücülerle bile yaşanmamıştı. Ona olan ilgisinin gittikçe arttığı aşikardı.

"Hap arıtmadaki katkıların sebebiyle, sana biraz yardım edeceğim."

Ling Xiao, You Xiao Mo'nun üstüne eğildi. Arkadan bütün bedenini You Xiao Mo'ya yaslamış gibi duruyordu. Çenesini tuttu ve hafifçe üfledi. Üflediği hava büyülüydü. You Xiao Mo'nun sıkı sıkı kapalı olan gözleri açılmaya başladı. On kez nefes alıp verdikten sonra gözleri açıldı. Gözlerinin önündeki yakışıklı surat korkudan sıçramasına neden olmuştu.

Tepeden tırnağa ürperti hissetti ve başını yastığına gömmeye çalıştı. "N-N-N-Ne istiyorsun?.."

Onu böyle korkmuş bir halde görünce, Ling Xiao hafifçe gülümsedi. "Bayıldın, ben de sana bir nefes verdim."

"Nefes mi verdin?" You Xiao Mo inanamadı ve sesini yükseltti. Ardından sanki birisi ırzına geçmiş gibi dudaklarını kapattı ve neşeli Ling Xiao'ya baktı.

"Nasıl bir tepki bu?" Ling Xiao sordu.

You Xiao Mo gözlerini devirdi ve kırgın bir şekilde cevap verdi. "Bir… şey yok."

Yalancı. Ling Xiao, You Xiao Mo'nun yüzündeki zorbalığa uğramış ifadeyi baştan sona okuyabiliyordu. "Xiao Shidi, iyi çocuklar yalan söylemez."

Çocuk değilim ben!

You Xiao Mo tereddüt ederek sordu. "Ling Shixiong… bana… nasıl… nefes verdin?"

Ling Xiao daha açıklamaya başlamadan kızardı. Çarpık düşünceler içinde kaybolmak istemiyordu fakat insan en kötüyü düşünmeden edemiyordu.

Ling Xiao, You Xiao Mo'ya baktıkça baktı. Yüzü kızardıkça kızardı, neredeyse hiperemi olacaktı. Ardından gülümsedi. "Tabii ki de ağzına verdim!"

You Xiao Mo, başından kaynar sular dökülmüş gibi oldu. Kafasının içinde iki kelim yankılanıyordu; ağzına verdim. İlk öpücüğü heba olmuştu! Daha kötüsü erkeğe vermişti!

You Xiao Mo'nun yüz ifadesi Ling Xiao'nun daha da ilgisini çekti. İlk defa aynı anda bu kadar çok duygu yaşayan birisini görüyordu.

Şu an çok eğlense de önemli konuyu da unutmadı. "Xiao Shidi, hocan sana ruh gücünü fazla kullanmanın tehlikelerini anlatmadı mı?"

"Ha?" You Xiao Mo hem kırgın hem telaşlı gibiydi ve gözünden iki damla yaş akmıştı.

Ling Xiao, You Xiao Mo'nun yanına oturdu. "Ruh gücünü fazla kullandığın için bayıldın. Farkında değil misin yoksa?"

You Xiao Mo birden fırladı! "Doğru! Büyülü hapım!"

Hemen yataktan fırladı ve hapını aramaya başladı. Ling Xiao masadaki şişelere ellememişti.

Her birinden bir tane almıştı fakat You Xiao Mo başka bir tane aradığından fark etmemişti bile. Arıttığı son hapı arıyordu. Ancak hiçbir yerde yoktu.

You Xiao Mo düşündü. Bayılmadan önce… hap elindeydi. You Xiao Mo sanki psişik bir bağlantıdanmışçasına arkasını dönünce Ling Xiao'nun fesat ve gizli anlamlarla gülen gözleriyle karşılaştı.

You Xiao Mo en çok bu tarz yüz ifadelerinden nefret ediyordu. He Ping'de birkaç şişe hap yedikten sonra da Ling Xiao'nun yüzünde aynı ifade vardı.

Ona şüpheyle baktığını görünce Ling Xiao güldü ve kötü kötü cevap verdi. "Hapı arıyorsan kusura bakma ama yedim." Dedikten sonra sanki tadını çıkarıyormuş gibi alt dudağını yaladı!

You Xiao Mo içinden dayanmalıyım diye bağırıyordu!

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR