Fang Chen Yue’nin ardından giren You Xiao Mo, avludan geçerken birkaç büyülü ot parseli gördü. Büyülü ot bahçelerinde daha çok büyülü ot vardı ancak, You Xiao Mo bunlara bakmadan edemedi. Çünkü her biri yüksek seviyeli büyülü otlardı.
Bu büyülü otlar altıncı seviye üstü büyülü otlardı. Daha önce bunlar hakkında okuduğu için tanımıştı. Bunlara genellikle yüksek seviyeli büyücüler tarafından ihtiyaç duyulurdu, çünkü düşük ve orta seviyeli büyücüler seviyeleri yüzünden kısıtlanmışlardı. Yüksek seviyeli büyülü otlara sahip olsalar bile, hap arıtmaktan acizdiler. Bu büyü otlar şu an filizlenme aşamasındalardı. Olgunlaşmaları için aşmaları gereken epey yol vardı.
İçeri girdikten sonra, Fang Chen Yue, onu Kong Wen’in odasına götürmedi. Aksine, arka avluya doğru yürüdüler. Birkaç adımdan sonra, mavilere bürünmüş bir siluet belirdi. Siluet, bir büyü ot parselinin yanına çömelmişti ve sırtı onlara dönüktü. Bir büyülü otla uğraşıyor gibiydi.
You Xiao Mo bir süreliğine dondu kaldı. Bu kişi Kong Wen’di. Ancak daha biraz önce içeriden sesini duymuştu.
“Shifu, onu getirdim” Fang Chen Yue saygıyla orta yaşlı adama seslendi.
Orta yaşlı adam ellerini sildi ve ayağa kalktı. Arkasını döndü ve “Chen Yue, gidip Shifu’na bir demlik çay demlemesi için yardım et. Xiao Shidi ile konuşacaklarım var.”
Fang Chen Yue memnuniyetle kabul etti ve ayrılmadan önce You Xiao Mo’ya gizlice göz kırpıp sessizce ‘Tebrikler’ dedi. You Xiao Mo şaşırmıştı. Neden Da Shixiong onu tebrik etmişti?
“Bu büyülü otun ne olduğunu biliyor musun?”
Fang Chen Yue gittikten sonra Kong Wen, arkasındaki büyülü ot parseline dönmüştü. Sorduğu ilk şey büyülü otlarla ilgiliydi.
Her ne kadar ismen söylemediyse de You Xiao Mo kendisine sorulduğunun farkındaydı. Çünkü yalnız kalmışlardı. Kong Wen’in ayağının yanındaki büyülü otu görebilmek için boynunu uzattı. Neyse ki, büyülü ot kitaplardan birinde gördüğü bir ottu. Biraz düşündükten sonra cevap verdi.
“Doğru hatırlıyorsam eğer, bu yedinci seviye büyülü ot olan Altındiken Otu.”
Altındiken Otu, adının yansımasıydı. Kökü de, yaprağı da altın rengin rengindeydi. Ne zaman güneş vursa, Altındiken Otu’nun parıltısı göz kamaştırırdı. Genellikle öyle zamanlarda direkt bakılamazdı, ancak ayırt edebilmek için en iyi zamandı.
You Xiao Mo, bu birkaç günde epey kitap okuduğu için şanslıydı.Her ne kadar kitaplarda çok fazla yedinci seviye ot olmasa da, genellikle basit karakteristik özellikleri tanıtılıyordu. Böylece, You Xiao Mo bir bakışta tanıyabilmişti. Bildiği kadarıyla bu kadar parıldayan Altındiken Otu olmalıydı. Dahası, Kong Wen yüksek seviyeli büyücüydü ve avlusu, oradan geçerken gördüğü gibi yüksek seviyeli büyü otlarla doluydu. Bu iki bilgiyi birleştirerek Altındiken Otu olduğunu tahmin etti.
Kong Wen memnuniyetle başını salladı. “ Fena değil. Daha Aile’ye gireli bir aydan az oldu ama şimdiden Altındiken Otunu ayırt edebiliyorsun. Bu kolay bir iş değil. Dahası, Shifu, Büyülü Otlar Binası’ndan Zhao-Shishu’nun dediklerini de dinledi. Büyülü hap arıtma konusunda oldukça gayretli olduğunu söyledi. Doğuştan gelen yeteneğin eksik olsa da, kendini geliştirecek iradeye sahipsin. Dolayısıyla, Shifu, seni resmi öğrenci olarak alıyor!”
You Xiao Mo başına konan talih kuşundan dolayı biraz affalamıştı. Kong Wen onu resmi öğrenci olarak mı alıyordu? Da Shixiong’un ayrılırken neden tebrik ettiğini şimdi anladı. Anlaşılan sebebi buymuş.
“Ne oldu? İstemiyor musun yoksa?” Kong Wen uzun bir süre cevap alamayınca sordu.
You Xiao Mo bir anda kendine geldi ve kekeleyerek “İstiyorum, öğrenciliği istiyorum. Shi- Saygıdeğer Shifu, lütfen bu acizi öğrenciniz olarak kabul edin!”
Bu söyledikten sonra dizlerinin üstüne çöktü ve Kong Wen’e başını yere vurarak düzgün bir kowtow yaptı. Tabi ki de aslında televizyonda daha önce gördüğü neyse onu taklit ediyordu.
Kong Wen, bu saygı hareketini oldukça hakkettiğini düşündüğünden onu durdurmadı. Bir süre sonra kalkmasına izin verdi.
“Shifu’nun altı tane daha öğrencisi var. Bugünden itibaren sen yedincisi olacaksın. Hepsi senin büyüğün. Bugün seni buraya getiren Da Shixiong Fan Chen Yue onlardan biri. Eminim ki birbirinizi tanıyorsunuzdur. Sonrada diğer beş öğrenci ile seni tanıştıracak.”
“Emredersin, Shifu!” You Xiao Mo saygıyla cevapladı.
Sonrasında, Kong Wen dikkat etmesi gereken genel şeylerden bahsetti. Konuşmanın başından sonuna kadar Ling Xiao ile olan ilişkisinden hiç bahsetmedi. Anlaşılan onu çağırma sebebi sadece resmi öğrenci olarak kabul etmekmiş.
Wei dönemi geldiğinde -ki aslında bu öğleden sonra 1 demek- Kong Wen sonunda gitmelerine izin verdi. Fang Chen Yue direkt You Xiao Mo’yu kantine getirdi. Biraz geç olmuş olmasına rağmen aşçı genellikle Fang Chen Yue’ye yemek ayırırdı. Bu sefer ise Fang Chen Yue geç kalacaklarını bildiğinden aşçıdan biraz daha fazla yemek ayırmasını istemişti.
Öğle yemeğinden sonra, Fang Chen Yue onu diğer öğrencilerle tanışmaya götürdü. Ana Zirve’de Kong Wen’in öğrenci olmak oldukça gurur verici bir olaydı. Kong Wen, yüksek seviyeli bir büyücüydü.Dahası Büyücüler Grubu’nda zirvedeki birkaç kişiden biriydi. Ana Zirve’de ki en büyük güç ondaydı. Ana Zirve, üç zirve içerisindeki en sonuncu zirve olsa da, hala onun öğrencisi olmak isteyen pek çok kişi vardı. Ana Zirve’de pek çok öğrenci vardı. Ancak sadece altı tanesi Kong Wen’in öğrencisi olarak kabul ediliyordu. Yani, Kong Wen’in öğrencisi olmak, o kadar da kolay değildi.
İyi bir Shifu, bir kişiyi, çok fazla yol ayrımlarına girmeden doğru yola yönlendirebilirdi. You Xiao Mo, Kong Wen gibi yüksek seviye bir büyücünün kendisini öğrenci olarak kabul edeceğini düşünmüyordu. Bu yüzden çok abartı beklentileri yoktu. Eğer kimse kendisini öğrenci olarak kabul etmezse, kendisini kitaplardan öğrenerek eğitmeyi düşünüyordu. Başına talih kuşu konacağını kim bilebilirdi ki.
You Xiao Mo, mutluydu ancak gene de kararsızdı. Kong Wen, onu neden öğrencisi olarak kabul etmişti. Sadece gayretli olduğu için seçildiğine inanmıyordu. Anlayamadığı başka bir sebebi olmalıydı. Bu yüzden önemsememeyi seçti. Neden olsa Kong Wen’in öğrencisi olmak ona zarardan çok yarar getirecekti.
Kong Wen’in altı öğrencisi vardı. Aralarında daha önce hiç tanışmadığı beşinci öğrenci Shixiong Zhao Da Zhou ve üçüncü öğrenci Shixiong Wu Yan vardı. Kantine giderlerken, bir grup insanı takip eden Zhao Da Zhou'yla tanıştılar. Ayrıca Zhao-Shixiong ona, iyi iş atamaları alabilmek için yukarılarda tanıdıklarının olması gerektiğini söylemişti. Bunu öğrendiği için fikrinden vazgeçmişti. Ancak Zhao-Shixiong küçüklüğünden beri iyi bağlantılara sahip olmuştu. Büyülü Otlar Binası’nın sorumlusu Zhao-Shishu’nun oğluydu. Karakteri babası Zhao-Shishu çok farklıydı. Gösterişe düşkündü ama temel karakteri kesinlikle kötü değildi. Yoksa Kong Wen onu öğrencisi olarak kabul etmezdi.
Üçücü öğrenci Shixiong Wu Yan, ilk hap arıtmayı denedikleri zaman orada olan kişiydi. Oldukça sabırlı ve canayakın bir Shixiong’tu ve bu yüzden, Da Shixiong tarafından ona emanet edilmişlerdi. Bir de, dördüncü öğrenci Shijie Nan Gong Ying ve altıncı öğrenci Shixiong Mao Can vardı. Da Shixiong, You Xiao Mo’yu her biriyle tek tek tanışması için yanında getirmişti.
Shifu’nun kapalı kapılar ardındaki inzivasından çıkar çıkmaz bir öğrenci kabul etmesini hepsi, özellikle de Zhao Da Zhou, şaşkınlıkla karşılamıştı. Ancak gene de aşırı bir tepki göstermediler; Da Shixiong ona şahsen eşlik ettiğine göre, Shifu onu çoktan öğrencisi olarak kabul etmişti. Eğer Zhou Da Zhou onu üstü kapalı bir şekilde tartan bakışlar atmasydı, You Xiao Mo, bu geziden oldukça memnun olacaktı.
İkinci öğrenci ise Shixiong Fu Zi Lin’di. Ancak You Xiao Mo onunla tanışma şansı yakalayamadı. Da Shixiong’a göre büyülü bir otu aramak için birkaç gün önce dağdan inmişti. Dahası, ikinci Shixiong’un diğerlerinden farklı bir karakteri vardı. Küçük Dahi olarak anılıyordu ve ifadesiz bir surata sahip biriydi. Ayrıca susma alışkanlığına sahip insanlar sınıfına mensuptu. Öğrencilerin arasından bir tek Da Shixiong Fang Chen Yue onun doğasına alışkındı. Dahası Da Shixiong onunla konuşan tek kişiydi. Diğerleri onunla konuşmaya çalıştığı zaman yüzlerine bile bakmazdı. Hap arıtmaya gelince Küçük Dahi olan Fu Zi Lin’ın pek arkadaşı olduğu söylenemezdi.
You Xiao Mo odasına vardığında güneşin batmasına bir saat vardı. Bütün sabahı Ling Xiao ile [Göksel Ruh Kitabı]’nı çalışarak geçirmişti. Ardından Kong Wen ve diğer öğrencileri ile tanışmaya gitmişti ve bu oldukça zaman almıştı. Bunun sonucunda, bir tane bile hap arıtamamıştı. Odasına döner dönmez, Ling Xiao her an hap payını almaya gelebilir diye alelacele kazanını çıkarmış ve hap arıtmak için hazırlanmaya başlamıştı.
Bu sefer büyülü hap arıtımı önceki seferlerden farklıydı. Çünkü [Göksel Ruh Kitabı]’nı çalışmıştı. Ling Xiao, ne zaman isterse, özellikle de hap arıtırken, [Göksel Ruh Kıtabı]’nın tekniklerini kullanabileceğini söylemişti.
Büyülü hap arıtırken ruh gücünü canlandırmak önemliydi. Bitmeyen bir tüketim ve yenilenme döngüsü yaratılmalıydı. [Göksel Ruh Kitabı]’nın ruh eğitim tekniklerini kullanarak bir kişi, ruh gücünün sürekli sınırlarını zorlardı. Böylece, eş zamanlı olarak, bir kişi, bir atılım elde edebilir ve ruh gücünü arttırabilirdi.
Aslında, sabah birkaç kez denediğinden, You Xiao Mo, [Göksel Ruh Kitabı]’nın ruh eğitim tekniğini ruh gücünde kullanabiliyordu. Böylece, yaptığı işin yarısıyla iki katı sonuç elde ediyordu. You Xiao Mo, hata yapmamak için bilerek hızını düşürdü.
Sonuç olarak, güneş battığında You Xiao Mo, sadece on adet büyülü hap arıtabilmişti. Ancak o zaman bile çok yorulmuş ve ter içinde kalmıştı. Neyse ki, yanında büyülü göl suyu vardı ve yarım şişe su içip, kısa bir dinlenmeyle işinin başına döndü.
Aslında, son bir saattir Ling Xiao gelip, haplar hazır değil diye kendisi azarlamasından endişelendiği için bıçak sırtındaydı. İş bittiğinde, çoğu insanın artık uyuduğu gece yarısına kadar beklemiş olmasına rağmen Ling Xiao’dan hala bir iz yoktu.