Efsanevi Ustanın Hanımı

He Ping kasabası eskisi gibi yaşam doluydu, son seferden pek bir farkı yoktu çünkü artık kasabayı tanıyordu, You Xiao Mo, aradığını bulmak için geçen seferki gibi araştırma yapmak zorunda değildi.

Tang Yun Qi ve Chen-Shixiong'a gelince, aslında dağın aşağısına inmek için bir sebepleri vardı ama önemli bir şey değildi, sadece Büyük Usta Tang için biraz çay yaprağı alacaklardı. Büyük Usta Tang tam bir çay aşığıydı fakat sadece Mesona çayı olarak bilinen bir çay çeşidini içmeyi seviyordu. Mesona çayının mahsulü çok kısıtlı olduğundan, He Ping'teki en büyük çay dükkânı bile Mesona çayından aylık bir poundtan* fazlasını getiremiyordu. Dükkân sahibi, Tian Xin Ailesi'nin her ay biraz çay almak için birini göndereceğini bildiğinden, onlara çaydan ayırıyordu. Böylece dörtlü grupta bir fikir ayrılığı ortaya çıktı. You Xiao Mo büyülü hapları satmak için Kuzey Sokağı'na gitmeyi isterken, bu çay dükkânı Doğu Sokağı'nda bulunuyordu. Bu ikisinin aynı sokakta olmadığı açıktı.

You Xiao Mo, diğerlerinin büyülü hapları satmak istediğini öğrenmelerini istemiyordu, bu yüzden de ayrılmayı teklif etti. O Kuzey Sokağı'na giderken diğerleri de Doğu Sokağına gittiler.

Başlarda bu öneri, tam da Tang Yun Qi'nin istediği şeydi, You Xiao Mo'nun gözünün önünden kaybolmasını dört gözle bekliyordu. Problem Ling Xiao'ydu, You Xiao Mo'yla Kuzey Sokağı'na gidip, Tang Yun Qi'yi Chen-Shedi'yle Doğu Sokağı'na gitmek zorunda bırakmıştı. Daha sonra Batı Sokağı'nın en büyük restoranında buluşacaklardı. Tang Yun Qi'nin pek istekli olduğu söylenemezdi ama Ling Xiao'nun sözlerine karşı çıkılmayacağını öğrenmişti. Kararını verdiği anda hiçbir şey kararını değiştiremezdi ve Ling Xiao dediğim dedik biriydi.

Tang Yun Qi, You Xiao Mo ve Ling Xiao biri önde diğeri arkada uzaklaşırken arkalarından çaresizce bakakaldı, kendini peşlerinden gitmemek için o kadar zor tutmuştu ki, batırdığı tırnakları etini deliyordu. Yanındaki Chen Gao Yang, Shimei'yle yalnız kalma fırsatını ele geçirdiği için mutlu olmasına rağmen, onun sinirlendiğini gördüğünden hâlâ biraz tedirgindi. Dahası bu, kendini Shimei'ye sevdirmek için bir fırsat değil miydi?

"Shimei, sinirlenme. You Xiao Mo, Da Shixiong'la yakın olsada, biri Ana Zirve'de diğeri de Savaşçı Grubu'nda, normal olarak bir arada olamayacaklar. Belki de aralarının açılması o kadar da uzun sürmez."

Tang Yun Qi, sıkıntılı bir suratla alay etti, "Aynı grupta olmasalarda, Da Shixiong her gün onu görmeye gidiyor. Dün Da Shixiong döner dönmez, anında Ana Zirve'ye koştu. Hâlâ aralarının açılacağını düşünüyor musun? Da Shixiong'un son günlerde sık sık Ana Zirve'ye gittiğini duydum, bal gibi de You Xio Mo'yu görmek için gidiyor."

"Da Shixiong gönlünü gerçekten You Xiao Mo'ya kaptırmış olmalı." Chen Gao Yang'ın, You Xiao Mo'da Da Shixiong'un bu kadar ilgisini çekecek ne olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.

"Chen-Shixiong, You Xiao Mo'ya dersini vermek içi bir fikrin var mı?" diye sordu Tang Yun Qi alaycı bir şekilde.

"Bu… Korkarım ki bu kolay olmayacak. Dört gün önce, Kong-Shifu'nun onu kendi öğrencisi olarak kabul ettiğini duydum." Chen Gao Yang, Tang Yun Qi'nin yüzündeki çaresiz ifadeyi görmesinden rahatsız oldu. İçten içe onun işe yaramazın teki olduğunu düşünüyordu fakat dediği de yanlış sayılmazdı. You Xiao Mo, Ana Zirve'nin öğrencisiydi ve üstelik Kong Wen'in de öğrencisiydi.

Şu anki durumu benzersizdi. Cennet Zirvesi'nden ya da Göksel Zirve'den olsaydı eğer, ona dersini vermek için kendi teknikleri vardı. Ama Ana Zirve'deydi. Ana Zirve öğrencileri, Cennet Zirvesi'ni sevmezlerdi ve bu duyguları karşılıklıydı da.

Bir çözüm yolu bulamayınca, daha fazla tartışmadan önce bırakmaya ve ilk olarak Büyük Usta'nın verdiği görevi yapmaya karar verdiler. Ama Batı Sokağı ziyaretlerinin neredeyse canlarına mâl olacağını asla tahmin bile edemezlerdi.

Kasabanın diğer ucunda, You Xiao Mo'nun hap dükkânını bulması uzun sürmemişti. Yanılıp yanılmadığından emin değildi ama You Xiao Mo, dükkânın vitrininin eskisinden biraz daha yeni göründüğünü düşünüyordu. Sanki yenilenmiş gibiydi.

Dükkâna adımını atmadan önce, kapının yanında duran tezgahtar, sevinçle dükkânın içine doğru bağırdı, "Patron, Usta You geldi!"

Kelimeler ağzından çıkar çıkmaz, dükkân sahibi telaşla koşturdu, neredeyse düşüyordu. You Xiao Mo'yu gördüğünde heyecanla yanına geldi, "Usta You, nihayet geldiniz. Günlerdir sizi bekliyorum."

You Xio Mo şaşırmıştı. Neler oluyordu?

Bunu dedikten sonra, dükkân sahibi kendini kaybettiğini fark etti. Çabucak yüzüne bir gülümseme yerleştirerek onları içeri davet etti ve tezgahtara çay ikram etmesini söyledi.

"Usta You, bana son sefer sattığınız haplar sahiden de beklentimin oldukça üstündeydi. İki günden az bir sürede hepsi satıldı. Dahası, müşteriler diğer partinin ne zaman geleceğini sorup duruyorlar. Ama merak etmeyin, sizin hakkınızda tek kelime etmedim." Dükkân sahibi alışılmadık bir şekilde You Xiao Mo'ya göz kırptı. Bunu söyledikten sonra, onunla gelen Ling Xiao'yu fark ederek sordu, "Ve bu seçkin misafirimiz kim?"

Ling Xiao hiç oralı bile olmayarak tezgahtarın getirdiği çaydan bir yudum aldı.

You Xiao Mo beceriksizce güldü, "Bana eşlik eden bir arkadaşım. Ona aldırma."

Dükkân sahibi ne demek istediğini anında anladı ve sordu, "Usta You, yine büyülü hap satmak için mi geldiniz?"

"Evet." Dedi You Xiao Mo, son birkaç günde arıttığı yüz adet büyülü hapı çıkarırken. Her biri birinci seviye yirmi adet hap içeren tamı tamına beş şişe. Bunların tümü dört günde arıtılmıştı ve kaliteleri sıradan birinci seviye haplarınkinden kesinlikle daha iyiydi.

Dükkân sahibi dikkatlice bir şişeyi eline alarak tıpasını açtığı anda, etrafa güçlü bir tıbbi koku yayıldı.