Efsanevi Ustanın Hanımı

Çevirmen: Galen
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 51: Pu Chan-Shishu

Boyut hakkındaki tüm ayrıntıları açıkladıktan sonra, You Xiao Mo'nun canını sıkan bir şey vardı. Bu sorun boyutla alakalıydı. Tıpkı Ling Xiao'nun söylediği gibi, mavi gözyaşı son derece değerli bir hazineydi. Tian Xin Ailesi'nin bile ilgisini çekecek bir hazine. O zaman neden Ling Xiao en ufak bir tepki bile vermemişti? Normal şartlar altında, onu öldürüp gözyaşını alması gerekmez miydi? Bu tür bir düşünceyle kendine biraz haksızlık ediyordu ama You Xiao Mo böyle düşünmekten kendini alamadı.

Ama ikisi de boyutu terk ettiği sırada, Ling Xiao konuyu açmadı. Böylece biraz da olsa rahatlayabilmişti.

Dışarısı hâlâ olaylıydı, bu yüzden boyutta çok uzun kalamazlardı. Ling Xiao kasırgaları salıp boyuttaki tüm yabani otları temizledikten sonra, ikisi de odadan çıktılar. Dikkat çekmemek için You Xiao Mo yaralı bacağını iyileştirmek için ruhani suyu kullanmadı.

İkisi de çıktıktan kısa bir süre sonra, Tian Xin Ailesi'nden büyük bir grup geldi. Savaşçı Grubunun öğrencileriydiler. Liderleri bir kıdemliydi ve saçıyla sakalının arasına beyazlar serpiştirilmişti. Genç gibi gözükmüyordu fakat gözlerinden ışık saçıyordu. Bu kişi Lin Xiao'nun kıdemlisi, Pu Chan-Shishu'ydu. O da Büyük Usta'nın shidisiydi. Oldukça kurnazdı ama sertliğiyle kötü bir nam salmıştı.

Görünüşe göre Tang Yun Qi döner dönmez babasına haber vermişti.

Tang Fan, bu iblis meselesini çok ciddiye almıştı. Hem de bu olay, He Ping kasabasında yaşanmıştı. Tian Xin Ailesi öğrencileri izin istediklerinde, çoğu zaman He Ping kasabasına giderlerdi. Bu yüzden, öğrencilerin güvenliğini sağlamak için bu mesele hemen çözülmeliydi. Dolayısıyla hemen kendi en güvendiği astını göndermişti.

Tang Fan'ın bu güvenilir astı, Pu Chan'dı. Kurnaz ve sert yapısı bir yana, Tang Fan'ın sözleri onun için kanundu.

İnsanları dağın aşağısına götürme yolculuğunu, Pu Chan her zamanki tarzında yönetmişti. Adamlarını He Ping Kasabası'nı kuşatmaya yönlendirmişti. İblis Luo Shan kaçmış olsa da bu, yoldaşlarının He Ping kasabasında saklanmadığı anlamına gelmezdi. Pu Chan ancak bunu yaptıktan sonra misafirhaneye yöneldi.

O anda, Ling Xiao ve You Xiao Mo çoktan boyuttan çıkmışlardı. Havadan sudan konuşurlarken, odanın kapısı dışarıdan zorla açıldı.

Pu Chan gelmişti. Astlarıyla uğraşırken her zaman kibirli bir tavır takınarak ani hareketler sergilerdi. Dahası, konuştuğunda asla kendini tutmazdı, bu yüzden asıl Lin Xiao da dahil, çoğu öğrenci onunla uğraşmaktan hoşlanmazdı. O da ondan bıkmıştı ama bunu hiç belli etmemişti çünkü Pu Chan, Tang Fan'ın en güvendiği shidisiydi.

"Lin Xiao, bana tüm ayrıntılarıyla iblisi nasıl fark ettiğini anlat." Pu Chan yüzünü tamamen kaplayan sakalıyla, çok güçlü, çetin ve tıknaz bir adamdı. İçeri girerken, kapıyı tamamen kapladığı için arkasındakilerin içeri girmesini engelliyordu.

Ama gerçekten de kabaydı. You Xiao Mo'nun hafızasında, insanlar Ling Xiao'yla karşılaştıklarında, her zaman saygılı ve kibar davranırlardı. İlk defa birinin böyle burnu havada bir şekilde Ling Xiao'ya emir verdiğini görüyordu. Ling Xiao'ya bir bakış attı. Parıl parıl gülümsüyor gibiydi…

Bunu gördüğünde, You Xiao Mo kafasını eğdi.

Ling Xiao hemen cevap vermedi. You Xiao Mo'nun doldurduğu bir fincan çayı kaldırdı, sanki hafif meltemin ve bulutsuz gökyüzünün tadını çıkarıyormuşçasına yavaş bir yudum aldı. Tai Dağı'nın eli kulağında çöküşünden hiç etkilenmemiş gibiydi. Ancak, Pu Chan kaşlarını çatmış, patlamak üzereyken dudaklarını araladı. "Pu-Shishu, bunu Chen-Shidi'ye sormalısın. O bu konuda benden daha iyi."

You Xiao Mo sırıtışını engelleyemedi. Neyse ki başı öne eğikti.

Pu Chan'ın kalın kara kaşları çatıldı. Umduğu cevabın bu birkaç kelime olacağını beklemediği açıktı. Karşısındaki Lin Xiao olmasaydı eğer, çoktan kafayı yemişti. Ne yazık. Pu Chan çıkmak için arkasını dönemden önce, alaycı bir şekilde burnundan güldü. Ling Xiao'nun yanında oturan You Xiao Mo'ya gelince, en başından beri görmezden gelinmişti. Muhtemelen You Xiao Mo bunu fark etmemişti ama ilk kez dikkat çekmemeyi başarmıştı.

"Ling-Shixiong, iblislerin He Ping Kasabası'nda kalacaklarını düşünüyor musun?" Pu Chan gittikten sonra, You Xiao Mo dudaklarını aralayarak sordu. Pu Chan'ın bu kadar sıkı tedbir almasına gerek olmadığını düşünüyordu. İblislerle kullanıcılar fıtri düşmanlar olduklarından, Luo Shan'ın kimliği açığa çıktıktan sonra bile, diğer iblisler kesinlikle geride durmayacaklardı. Geri dursalar bile, bu meydana çıkacakları anlamına gelmiyordu; aksi halde, Luo Shan'ın kimliği çok önceden açığa çıkmış olurdu.

"Hmm, bunu sadece göz boyamak için yaptı." dedi Ling Xiao alayla.

You Xiao Mo kafasını salladı ve anlamış gibi yaptı. Aslında, bu kadar ciddi bir olaydan sonra, eğer Tian Xin Ailesi bir soruşturma yürütmeseydi, bu He Ping Kasabasında kötü bir tesir yaratacaktı. He Ping Kasabası, Tian Xin Ailesi'nin toprakları içerisinde değildi. Ama gerçekte, He Ping Kasabasının arkasındaki güç Tian Xin Ailesi'ydi. Bir iblisin ortaya çıkışının derhal soruşturulmasının arkasında yatan sebep buydu, sırf insanların güvenini tazelemek için.

Ling Xiao'nun da dediği gibi, Pu Chan sadece laf almaya gelmişti. Chen Gao Yang'dan detayları öğrendikten sonra, adamlarını Luo Shan'ın peşinden göndermişti. Ama hepsi de elleri boş dönmüşlerdi.

Ling Xiao ve diğerlerine gelince, daha sonra olanlarla hiçbir ilgileri olmadığı ve geliş sebeplerini hallettikleri için kanatlı kuşla aynı gün Tian Xin Ailesi'ne geri döndüler.

Yaralı bacağından dolayı, You Xiao Mo ele güne karşı rezil olmamak için sonraki birkaç gün, Büyülü Otlar Binasına büyülü ot almaya gitmedi. O günlerden birinde, Fang Chen Yue, Kong Wen'in geçmiş olsun dilekleriyle beraber onu ziyarete geldi.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR