Efsanevi Ustanın Hanımı

Çevirmen: Galen
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 60: Bir Odayı Paylaşmak

Bizzat Lin Xiao tarafından alınmak çoğu kişi için büyük bir onurdu. Haberler yayıldıktan sonra, herkes bu Lin Xiao tarafından alınan Xiao Shidi'nin neye benzediğini görmek istedi.

Lin Xiao herkesin gıpta ettiği çok yetenekli biriydi. Küstah ve umursamaz ya da soğuk ve mesafeli olsa da bu, kalplerini fethettiği diğer öğrencilerdeki yerini etkilemiyordu. Özellikle artık birazcık değişmiş olsa da.

Dağın aşağısındaki gezintisinden geri döndüğü o zamandan beri, karakteri değişmişti. Önceleri Lin Xiao'nun yüzünde tek bir ifade görülürdü: umursamazlık. Biriyle yakın ya da uzak olması fark etmezdi.

Şu anki Lin Xiao aynı değildi. Yakışıklı yüzünde sık sık sıcak bir gülümseme belirirdi. Sesi kulağa daha hoş gelirdi ve nazik ve dizginlenmemiş doğasında bir yaramazlık ve kötülük silsilesi dolaşırdı. Cazibe bombasının, bunu kimse inkâr edemezdi, kibarlığının altındaki çekiciliğiyle, - yeşim sesi ve güler yüzü gibi - daha da fazla öğrenci onun çekiciliğiyle büyülenirdi.

Lin Xiao'daki bu değişimden kimse şüphelenmiyor değildi. Aslında, Ling Xiao'nun Tian Ailesi'ne döndüğü ilk gün, birkaç yaşlı kurnaz tilkinin dikkatini çekmişti. İkisi buluştuklarında, Tang Fan çoktan Ling Xiao'yu incelemişti bile fakat kuşku uyandıran hiçbir şey bulamamıştı. Diğerlerine gelince, 'Lin Xiao'daki değişimi daha sonra öğrenmişlerdi. Tian Xin Ailesi ana aile olarak, her konuda ihtiyatlı davranmalıydı. Bu yüzden diğerleri de Ling Xiao'yu incelediler ama tıpkı Tang Fan gibi kuşku uyandırıcı hiçbir şey bulamadılar. Bunun sebebi şu anki Ling Xiao'nun Tian Xin Ailesi'nin çeşitli sırlarını biliyor olmasıydı ama bunu Lin Xiao'nun hafızasından öğrendiğini asla tahmin bile edemezlerdi.

Önceki Lin Xiao'yla kıyaslandığında, şu anki Ling Xiao'nun kişiliği daha sempatikti, birçok öğrenci onunla yakınlaşmak istiyordu. Sadece bir ay içinde Savaşçı Grubu'ndaki öğrencilerin çoğunluğunun dostluğunu kazanmıştı bile. Lin Xiao'nun dostluğunu kazanamadıkları bile şu an onunla aynı gruptaydı. Şu anki Ling Xiao'nun Savaşçı Grubu'ndaki konumu, asıl Lin Xiao'nunkinden çok daha yüksekti. Bu yüzden, You Xiao Mo ve Ling Xiao beraber ortaya çıktıklarında büyük bir izleyici kalabalığının anında ilgisini çekmişlerdi.

"Da Shixiong, bu Xiao Shidi. Hiç de… fena görünmüyor, ha!"

"Ah, fena değil, benim tipim."

"Da Shixiong'un bizzat almaya gittiği kişi ortaya çıktı, ha. Onu daha önce gördüm. Bu Ana Zirve'nin seçkin yeteneği, ünlü donuk Fu Zi Lin değil mi?"

You Xiao Mo, "…"

Fu Zi Lin, "…"

Ling Xiao, "Haha!!"

Hepsinin birbiri hakkında konuşması, dışarıdakilerin gizemli ve seçkin olarak tanımlanan Ana Soy öğrencileri hakkında söylediklerinden tamamen farklıydı. Beklenmedik bir şekilde… gevezeydiler. Sadece odakları yanlış hedefin üzerindeydi.

Zhou Peng elini alnına dayadı, "Yanılıyorsunuz. O değil."

Tartışma anında duruldu. You Xiao Mo tereddütle Fu Zi Lin'in arkasından geliyordu. Göz açıp kapayıncaya kadar, röntgen ışınları gibi süzen bir çift göz ona çevrildi. Ürken You Xiao Mo, bu savaş alanından geri çekilip çekilemeyeceğini düşündü.

"Ne kadar da tatlı küçük bir delikanlı. On sekizinde bile değil, değil mi?"

"Hah, bak bu iyi. Da Shixiong'un donuk birinden hoşlanması mümkün mü?" Büyük rahatlama sesleri duyuldu.

"Görünen o ki Da Shixiong ufak ve zayıf tiplerden hoşlanıyor. Önceki taliplerini reddetmesine şaşmamalı. Eğer bilseydim, Qing Gang kılıç tekniğini öğrenmezdim."

"İğrenç, öğrenmeseydin bile hiçbir şey değişmezdi. Şu ayı gibi olan tabiatına bir bak," dedi Shidi tiksintiyle.

"Arsız velet, Shijienle böyle konuşmaya nasıl cüret edersin? Nerem ayıya benziyor?"

You Xiao Mo duyduğu sözlerle pancar gibi kızardı. Ling Xia ondan hoşlanıyor muydu? Mümkün değildi. Ling Xiao ona birçok kez yardım etmiş olsa da hepsi de sıkı çalışmasının karşılığıydı. Dahası, kendi adına birçok haksız anlaşmaya da razı gelmişti.

Ling Xiao nispeten vurdumduymazdı, dediklerinden etkilenmemiş gibi gözüküyordu. Birkaç kelime ettikten sonra, müsabaka hazırlıklarıyla ilgilenmeleri için gitmelerine izin verdi. Ondan sonra da You Xiao Mo'yu ve Fu Zi Lin'i odalarına götürdü.

Ana Soy diğer dört soyla aynı değildi, orada işi olmayanların oraya girmesi yasaktı. Bu sebeple genellikle ziyaretçisi olmazdı. Bundan dolayı misafir odası yoktu, bu yüzden de tıkışıp odalarını diğerleriyle paylaşmak zorundaydılar.

Ama Ling Xiao bunu açıkladıktan sonra, en büyük tepkiyi veren You Xiao Mo oldu.

"Ya-yani seninle… aynı odada uyumam gerektiğini mi söylüyorsun?" You Xiao Mo hayret içinde Ling Xiao'ya baktı.

"Ana Zirve'de misafir odası yok. Diğer tüm müsabakalarda da birçok kişi aynı odayı paylaştı. Da Shixiongun sana bunu söylememiş olamaz herhalde?" Ling Xiao ışıldayarak konuştu. Sesinin tonundan keyfinin yerinde olduğu anlaşılıyordu.

You Xiao Mo'nun ağzı hafifçe açıldı. Gerçekten de Da Shixiong'un bunun hakkında bir şey söylediğini duymamıştı. Aynı zamanda herkesin kendi odası olacağını sanıyordu.

"Benim odam nerede?" O ana kadar ağzını açmayan Fu Zi Lin nihayet konuştu. Gerçeği You Xiao Mo'dan daha kolay kabullenmişti. Onun da Ana Soy'a ilk gelişiydi ama o mental olarak You Xiao Mo'dan daha dayanıklıydı. Hem de önemsiz şeyler hakkında ağız dalaşına girmesini imkânsız kılan buz – kadar – soğuk bir tabiatı vardı. Çünkü ortada tek bir son vardı ve bu son da bunu kabullenmekti!

Ling Xiao bitişikteki odayı işaret ederken gülümsedi, "Yandaki oda Zhou-Shidi'nin odası. Önümüzdeki birkaç gün onunla kalmalısın."

Fu Zi Lin umursamazca başıyla onayladı. Odasına doğru yürüyerek kapıyı açtı ve yüksek bir sesle tekrar kapattı. Her şey çok çabuk gerçekleşmişti, sanki daha önce birçok defa yapmış gibi en küçük bir tereddüt bile duymamıştı.

You Xiao Mo gözleri ve ağzı açık bir hâlde ona baktı. Ama içinde bulunduğu durumu düşündüğünde buna katlanamadı. Eğer odayı ondan başkasıyla paylaşacaksa bunu kabul edebilirdi. Ama odayı paylaşması gereken kişi onu maytaba almaya bayılan Ling Xiao'ydu. Gerçekten de çok kaba biriydi!

"Ling-Shixiong, bunlar önceden mi ayarlandı?" You Xiao Mo, Ling Xiao'nun yetkilerini kötüye kullandığından şüpheleniyordu.

Ling Xiao, bir kötülük parıltısı geçerken gözlerini kıstı. Gözlerinde şeytanca bir ima belirmişti ama kibar ve tatlı gülümseyişini bozmadı. Ağır ağır konuşmaya başladı, "Yani odayı benimle paylaşmaktansa başkasıyla paylaşmayı tercih edeceğini mi söylüyorsun?"

"Hayır, hayır…" You Xiao Mo'nun kafası çıngıraklı davul gibi sallandı. Gözlerinin bulanıklaştığını hissetti.

"Unutma, şu an içinde bulunduğun durumda sadece benimle kalabilirsin. Eğer birileri sırrını öğrenecek olursa, sanıyor musun ki benden başkası ruhani su boyutun hakkındaki sırrı saklamana yardım edecek?"

You Xiao Mo suçlu hissetmekten kendini alamadı. Gerçekten de bu meseleyi düşünmemişti.

Ling Xiao haklıydı. Göğsünde kocaman bir sır taşıyordu. Eğer birileri sırrını öğrenecek olursa, büyük ihtimalle bu onun sonu olurdu. Bu yüzden, Ling Xiao'yla kalmaktan başka seçeneği yoktu.

Asılan mahzun yüzüyle kaderini kabullendiğini gören Ling Xiao, neşeli bir şekilde kolunu omzuna attı. Parıldayarak konuştu, "Hadi gidelim, Xiao Shidi. Lin Xiao'nun odasına bakmana izin vereceğim. İlk şanslı kişinin sen olduğunu biliyor muydun? Diğer Shidilerinden hiçbiri bu şerefe nail olamadı."

You Xiao Mo somurttu. Kendisi şanslı olan olmak istemiyordu.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR