You Xiao Mo'nun Ling Xiao'yla aynı odayı ve yatağı paylaşmak zorunda olduğu gerçeğini kabullenmesi neredeyse bir saat sürmüştü. Fakat müsabaka zamanı hızla yaklaştığından, sarsıntıya uğrayan zihnini toparlamaya vakti yoktu.
İki kişinin aynı odayı ve yatağı paylaşmasında bir sorun olmasa da Savaşçı Grubu onlara yatak takımı gibi şeyleri vermemişti. Yıkanmak için gerekli eşyaları da vermemişlerdi. Bunların hepsini Büyücülerin kendileri getirmesi gerekiyordu. Neyse ki hepsinin birer büyülü çantası vardı. Çok büyük olmasa da bu şeyleri taşımak için yeterince büyüktü. You Xiao Mo eşyalarını çıkarıp düzenleyene kadar müsabaka zamanı gelip çatmıştı.
Ana Soy'da az kişi olsa da büyük bir grup tek bir noktada toplandığında oldukça fazla bir miktar ortaya çıkıyordu. Kalabalık bir insan kitlesi çeşitli bölgelere yayılıp oturdu. Bölgelerden biri Tian Xin Ailesi kıdemlileri içindi. Arenanın tam karşısındaydı, bir sırada on beş koltuk bulunuyordu. İçlerinden on tanesi, çoktan kıdemliler tarafından alınmıştı, daha gelmemiş olanlar ise muhtemelen önemli kişilerdi, bu yüzden en son gelebilirlerdi.
Diğer bir bölge ise katılımcılara ayrılmıştı. Katılımcı öğrencilerin tümü gelmiş gibiydi. Bazıları Xionglarıyla sohbet ederken, bazıları da gözlerini kapatmış, düzgün bir şekilde müsabakaya hazırlanmak için zihinlerini dinlendiriyorlardı. Atmosfer oldukça iyiydi. Sırf birbirleriyle yüzleşebilirler diye soğuk tavırlar sergilemiyorlardı.
Son bölge büyücülerindi. Çok kişi olmasalar da birçoğu katılım göstermişti, You Xiao Mo'dan iliklerine kadar nefret eden Tang Yun Qi de bunlara dahildi.
İkisi ortaya çıktığında, topladıkları bakışlar neredeyse elle tutulacak kadar gerçekti. En ölümcül olanlar ise Tang Yun Qi'ninkilerdi.
You Xiao Mo, prensesin Ana Soy'a geleceğini önceden tahmin ettiğinden, kendini mental olarak hazırlamıştı ama bu yine de onu şoka uğratmıştı. Bu bakışlarda inanılmaz bir nefret vardı. Eğer bakışlar öldürebilseydi, onu öldürmekle kalmayıp cesedini bile parçalarına ayıracağından şüphesi yoktu.
Baskıyla karşılaşan You Xiao Mo, tam büyücü bölgesine yönelmek için ayağını kaldırdığında aniden kolunu bir el kaptı.
Ling Xiao kaşlarını çatarak yüzüne baktı, "Nereye gittiğini sanıyorsun?"
You Xiao Mo bir anlığına donup kaldıktan sonra büyücü bölgesini işaret etti, "Oraya. Burası bizim bölgemiz. İkinci Shixiong'un da orada."
"Orası çok kalabalık. Yarışmacı koltuklarına kadar beni takip edebilirsin." Ling Xiao onları izleyen büyücü öğrencilere baktı. Tang Yun Qi ve grubunun You Xiao Mo'ya bakışlarını beğenmemişti.
"Ah? Sorun olmaz mı?" You Xiao Mo, Ling Xiao'nun böyle bir şey söylemesini beklemiyordu.
"Ben diyorsam olmaz." Ling Xiao bunu dedikten sonra yine ona fikrini sormadı ve onu kolundan tutup yarışmacı koltuklarına doğru sürükledi.
You Xiao Mo herkesin önünde yere kapaklanmamak için hemen adımlarını onunkilere uydurdu. Sessizlikle geçen bir sürenin ardından konuştu, "Ama yarışmacı koltuklarının tümü alınmış. Ben nereye oturacağım?"
Ling Xiao arkasına döndü ve hafif bir gülümsemeyle ona baktı, "Boş yer olmasa bile, ben yer açarım. Eğer o da olmazsa, kucağıma oturabilirsin. Benim için sıkıntı yok."
You Xiao Mo'nun ayağı kaydı, neredeyse düşecekti. Neyse ki Ling Xiao kolundan tutuyordu. İlk şoku atlattığında dişlerini gıcırdatarak konuştu, "Ama benim için var!"
'Kucağıma otur' da neydi? O bir erkekti, kız değil. Eğer bu yaşanacak olursa sadece itibarını kaybetmekle kalmaz diğerlerinin diline de düşerdi. O sırada, Huang nehrine atlasa bile yine de bu utancı temizleyemezdi!
Ling Xiao umursamazca omuz silkti.
You Xiao Mo, Ling Xiao öncülüğünde yarışmacı koltuklarına doğru götürülürken, büyücülerle oturan Tang Yun Qi'nin gözlerinden alevler fışkırıyordu.
Şu anda duyduğu kıskançlık, ikisinin beraber aynı odada kalacaklarını duyduğu zamankinden bile daha yoğundu. You Xiao Mo yanlarına geldiği anda hemen ona fırça çekmeyi düşünüyordu ama daha onu yapma fırsatını bile bulamamıştı. Eğer o anda Tang Yun Qi'nin elinde bir mendili olsaydı, büyük ihtimalle parça pinçik bir hâlde olurdu.
"Shimei, Lin-Shixiong planımızdan haberdar olabilir mi?"
"Muhtemelen değildir." Dedi Tang Yun Qi karanlık bir yüzle. Planı orada yapmışlardı. O sırada etraflarında onları duyabilecek kimse yoktu. Dahası, Büyük Usta'nın kızı olduğu için onu kızdırmaya cüret edebilecek kişiler sayılıydı.
"O zaman sadece bir tesadüf." Konuşan kişi aniden sesini alçalttı.
"Sanırım sadece bu yöntemi kullanabileceğim gibi görünüyor." Dedi Tang Yun Qi kasvetli bir şekilde. Aslında bu piyonu hemen oynamak istemiyordu. Xiao-Ge'nin her defasında You Xiao Mo'yu nasıl koruduğunu gördüğünde, buna daha fazla katlanmaya devam ederse patlayacağını hissetti.
Herkes kendi düşüncelerine dalmışken, aralarında, You Xiao Mo ile aynı zirveden olan bir öğrencinin, Fu Zi Lin'in oturduğunu unutmuşlardı. Muhtemelen fazla sessiz olduğu için Tang Yun Qi ve grubu onun orada olduğunu tamamen unutmuş gibiydiler.
Diğer tarafta, Ling Xiao, You Xiao Mo'yu kendi grubunun olduğu yere doğru sürüklüyordu. Beş sıra yarışmacı koltuğu vardı ve her sırada on koltuk vardı. Ling Xiao'nun koltuğu birinci sıranın ortasındaydı ve yeri çok iyiydi. Solunda ve sağında Zhaou Peng ve Qin Shi Yu oturuyordu; ikisi de çok önceden gelmişlerdi. Zhou Peng, Ling Xiao'nu You Xiao Mo'yu oraya doğru sürüklediğini gördüğünde hemen ayağa dikildi ve kendi koltuğunu ona verdi. Yanındaki Shidi de ayağa kalktı ve hemen arka sıralara yönelerek koltuğunu ona verdi.
Bu sahneyi gören You Xiao Mo söyleyecek söz bulamıyordu. Bu insanlar çok iyiydi, Ling Xiao'nun bu kadar özgüvenli olmasına şaşmamalıydı.
Zaman geçtikçe, Büyük Usta Tang Fan nihayet yanında birkaç yüksek seviye kıdemliyle boy gösterdi. Ana Soy öğrencileri esas öğrencilerdi, bu yüzden tüm dikkati üzerlerine çekmek yalnız onların hakkıydı. Ondan sonra, Tang Fan birkaç yüreklendirici söz söyledi. Dostluk müsabakası olduğundan, dövüşler sadece bir noktaya kadar giderdi.
Tang Fan birkaç yeni görüşünü belirttikten sonra, sözü kıdemli hakem Jiang'a vererek koltuğuna geri çekildi.
"Bu yılki dostluk müsabakasının yarışmacıları, tıpkı geçen seneki gibi kura ile seçilecek. Seçilen kişiler arenaya çıkacak. Ringden düşen ilk kişi kaybetmiş sayılacak. Kendi isteğiyle çekilen de kaybetmiş sayılacak. Umarım hepiniz yeteneklerinize göre hareket edersiniz. Şimdi, kura çekmeye başlayalım." Kıdemli Jiang bunu söyledikten sonra, elinde kare bir kutuyla bir ast belirdi. Hile yapılmadığını kanıtlamak amacıyla Kıdemli Jiang kutuyu herkesin gözü önünde kuvvetlice salladı. Sonra elini kutuya soktu ve iki kâğıt parçası çıkardı.
Kâğıt parçalarını açan Kıdemli Jiang coşkuyla konuştu, "Birinci kişi Zhou Peng. İkinci kişi Lin Xiao. Lütfen Ringe çıkın!"
Aniden ringin altında büyük bir şamata patlak verdi. Bu daha ilk dövüştü ve ikisi de seçilmişti, gerçekten de şaka olamayacak kadar gerçekti.
Herkes Zhou Peng ile Lin Xiao'nu arasının çok iyi olduğunu biliyordu. Hem de Zhou Peng, Lin Xiao kadar güçlü olmasa bile, yine de ilk ona girerdi. Görünen o ki ikisinden biri elenecekti.