Şap!
Bir insan, gökten zümrüt yeşili dalgaların arasına düştü. Buz gibi su anında dört bir yanını kapladı. You Xiao Mo kafayı yemiş, ödü kopmuştu resmen. Denize düştüğünü varsayarak suda debelenmeye başladı.
Sorun yüzme bilmemesiydi!
You Xiao Mo umutsuzluğa kapılmış, bu dünyaya yeni gelmişken boğulacak mıyım, diye düşünüyordu.
Bu kadar erken ölmesine kederlenmeden edemedi. You Xiao Mo zaten öleceğim diyerek debelenmeyi bıraktı. Er ya da geç öleceğinden, şimdi ölse de sorun yoktu. Tek dileği sonraki hayatında erken ölmemekti. Kendini bıraktı ve sakince ölmeyi bekledi.
Rahatladığından mıdır bilinmez, bir şeyler yanlışmış gibi hissetmeye başladı. Gözlerini açtı ve suyun sadece beline kadar olduğunu fark etti. Resmen şok olmuştu.
You Xiao Mo odasında olmadığını fark etti. Kendini bilmediği bir yerde, gölde bulmuştu. Göl bölgenin büyük bir kısmını oluşturuyordu. Garip bir yerdi. Gök mavi, bulutlar beyaz, hava aydınlıktı fakat Güneş gözükmüyordu. Biraz inceledikten sonra her şeyin sabit olduğunu fark etti. Beyaz bulutlar hareket etmiyordu. Rüzgâr esmiyordu. Çimler dalgalanmıyordu.
Gölde bile en ufak hareket yoktu.
You Xiao Mo göğsündeki mavi gözyaşına baktı. Dokunduğu için buraya gelmiş olabilir miydi?
Aklı böyle şeylerle doluydu fakat dokunmadan da edemedi. Birdenbire gözünün önü karardı.
Şap!
Yine küvetine dönmüştü. Buz gibi sudan çıkan vücudu yavaşça ısınmaya başladı.
You Xiao Mo göğsündeki mavi gözyaşına baktı. Biraz üstüne düşünse de akışına bırakmaya karar verdi. Hızlıca duşunu aldı ve giyindi. Kafasında kuruyor da olabilirdi fakat daha dinç hissediyordu.
Banyodaki suyu boşaltmak için You Xiao Mo'nun yine git gel yapması gerekti. O aralar hava kararmaya başlamıştı. Etrafta üç beş öğrenci ve devriyeler hariç kimse yoktu. İlk günü olduğundan çevreyi pek bilmiyordu. Bu yüzden kafasına göre bir yerlere gitmeye cesaret edemedi. Suyun hepsini boşalttıktan sonra odasına döndü. Odayı aydınlatan bir mum yaktı, kitabını aldı, masasına geçti ve okumaya devam etti.
Büyücü demişken, Tian Xin Ailesi'nde üç zirve olsa da aslında sayılı insan büyücü olabiliyordu. Olay çalışma eksikliği değildi, yetenek eksikliğiydi.
Birisinin büyücü olup olmayacağını anlamanın en basit yolu ruhuna bakmaktı. Sadece renkli aurası olanlar büyücü olabiliyordu. Öte yandan Kullancılar'ın ruhları renksizdi. Long Xiang kıtasında on binlerce insan vardı fakat renkli aurası olanlar insanların sadece yüzde birini oluşturuyordu. Yani yüz kişiden birisi büyücü olabiliyordu.
Dahası bunların da çoğu yüksek seviyeli değil, düşük seviyeli büyücü oluyordu. Long Xiang kıtasında büyücülerin nadir olduğu açık ve netti. İnsanların ruhlarına bakmak potansiyel büyücüleri belirlemek için yaygınca kullanıldığından, çoğu ailede ufak kâse boyunda bir ruh ölçüm kristali kullanıyordu. Bunun sayesinde You Xiao Mo bir nevi ölümden kurtulmuştu.
Hâlihazırda Tian Xin Ailesi'ne aday olduğundan, tekrar ölçüme girmesine gerek yoktu. Ancak geleceği hâlâ çabalarına bağlıydı.