Efsanevi Ustanın Hanımı

Çevirmen: Galen
Editör: YcD44
Cilt 1Bölüm 80: Değerli Bir Şey

Beklenildiği üzere Ling Xiao birinci oldu, tıpkı geçen sene Lin Xiao'nun olduğu gibi. Bu yılki ilk üç kazanın ödülleri, yine Tang Fan tarafından şahsi olarak verilecekti.

Tantai Miao Yin üçüncü olmuştu. Bu genç kadın beklentileri karşılamıştı. Üçüncülük maçı sırasında, zaferi garantilemek için son hamlede her şeyi riske attı, sonunda Ling Xiao ile beraber Kıdemlilerin karşısındaydı.

Diğer kişi Du Yun Cai'nin öğrencisiydi. Müsabakanın başından sonuna kadar, performansı istikrarlı ve övgüye değerdi. Bu kişinin adı Huang Jie'ydi. Geçen sene onuncu sıralarda geziniyordu. Bu sene ise, olağanüstü bir şey başarmıştı, tüm sene boyunca olanca gücüyle çalıştığı belli oluyordu. Onun shifusu olan Du Yun Cai'nin gülümsemesi o kadar büyüktü ki gözleri neredeyse görünmüyordu.

Tang Fan üç büyülü hapı ilk Tantai Miao Yin'e verdi ve sonra da sıkı çalışmaya devam etmesini öğütledi. Sıradaki kişi Huang Jie'ydi, ona da birkaç cesaretlendirici söz söyledi. Nihayet, sıra Ling Xiao'ya geldi.

"Bu sene, diğer öğrencilerle birlikte yarışmana izin vermek, gerçekten yeteneklerine hafife almak oldu. Yeteneklerini gören Shifu, Savaşçı Grubu'nun birincisi olmanın gerçekten senin hakkın olduğunu düşünüyor. Görünen o ki, diğer öğrenciler senin dengin değiller. Şuna ne dersin? Şu andan itibaren, büyük dostluk müsabakalarına katılmak zorunda değilsin. Diğer öğrencilere bir şans versen nasıl olur?"

Tang Fan, Ling Xiao'nun omzunu sıvazlarken memnundu. Bu öğrenci onu hiç hayal kırıklığına uğratmamıştı.

Ling Xiao ellerini kavuşturdu ve gülümsedi. "Shifu böyle emrediyorsa, öğrenciniz nasıl olur da uymaz? Shifu'nun dediği gibi olsun."

"Sözlerin, Shifu'nun nüfuzunu sana baskı yapmak için kullandığını mı gösteriyor?" Tang Fan aniden hoşnutsuz göründü ama ses tonunda öfke yoktu.

"Shifu, bunu bana siz öğretmiştiniz. Alçakgönüllü olmalı, kibir ve düşüncesizlikten korunmalıdır," dedi Ling Xiao ölçülü bir şekilde. Bu, Tang Fan'ın dediklerini kabul ederse, Lei Ju kadar ukala ve kendini beğenmiş olacağı anlamına geliyordu.

Bu sözleri duyan Tang Fan'ın oldukça ciddi ifadesi aniden kayboldu, yüksek sesle gülerek, "İyi bir deyiş, alçakgönüllü olmalı. Shifu'nun sözlerini hâlâ hatırlıyorsun. Görünen o ki sana boşuna öğretmemişim. Tamam, muhabbet boş vaktimize kadar beklemek zorunda. Bunlar senin üç adet altıncı seviye büyülü hapın. İyi sakladığından emin ol."

Ling Xiao şişeyi aldı ve açtı. Üç büyülü hap içeride yatıyordu, her taraftan tıbbi koku yayılıyordu. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.

Tang Fan yüzündeki gülümsemeyi dizginledi ve kalın bir sesle, "Bir numara olduğun için Ye Shishunun yanına gidip üç sap altıncı seviye ve altı büyülü otlarını seçebilirsin. Bu üç sap büyülü otu ister kendine sakla, ister başkasına ver."

"Teşekkürler, Shifu!" Ling Xiao konuşurken gülümsedi.

Şu an itibarıyla üç gün süren müsabaka resmi olarak sonlanmıştı.

Ling Xiao geçen sene, ek olarak üç sap beşinci seviye büyülü ot alırken, bu sene üç sap altıncı seviye büyülü ot aldığı için diğer öğrenciler anında peşine düştü. Diğer taraftaki Tang Yun Qi bile boynunu uzattı ve o tarafa baktı. Lin Xiao geçen sene birinci olduğunda, ödül de hemen hemen aynıydı. Üç sap büyülü otu aldığında, ikisini Tang Yun Qi'ye ve diğerini de başka bir yüksek potansiyelli Cennet Zirvesi öğrencisine vermişti.

Tang Yun Qi, o zamanlar Lin Xiao hepsini ona vermediğine memnun olmasa da yine de aşırı mutlu olmuştu.

O zamanda gerçekten Xiao Ge'nin kalbinde bir yeri olduğunu hissetmişti. Aksi takdirde ona iki adet beşinci seviye ot vermezdi.

Bu yıl da Xiao Ge'nin büyülü otları ona vereceğine inanıyordu. Ancak bu, You Xiao Mo ortaya çıkmadan önceydi. You Xiao Mo ortaya çıktıktan sonra daha da fazla tereddüt etmeye başladı. Xiao Ge'nin You Xiao Mo'ya alışılmadık biçimde iyi davrandığını düşünüyordu, bu da onu derin bir bunalıma sokuyordu. Bu yüzden, kalbi çok belirsizdi, Xiao Ge'nin ona birkaç sap büyülü ot verip vermeyeceğini bile bilmiyordu.

Tian Xin Ailesi'nin Büyük Ustası babası olmasına ve Büyük Usta'nın kızı olmasına rağmen bu, Tian Xin Ailesi'nin büyülü otlarını öylece alabileceği anlamına gelmiyordu. Bu yüzden Lin Xiao'nun verdiği büyü otlar oldukça değerliydi.

"Xiao Ge." Tang Yun Qi buna daha fazla dayanamadı ve o tarafa doğru yürüdü.

Onun geldiğini gören diğerleri, peş peşe ona yol verdiler. Ondan korktuklarından değildi, herkes Tang Shimei'nin çok kötü bir huyu olduğunu biliyordu. Bu sefer oraya gelmeden edememişti, büyülü otların kime gideceğini sormak için gelmiş olmalıydı.

Ling Xiao hafifçe gülümsedi, "Ne oldu Tang Shimei?"

Tang Yun Qi'nin nutku tutuldu, neredeyse hiçbir şey söyleyemiyordu. Gözlerinin kenarı acıyla kızardı. Önceden Xiao Ge ona her zaman Shimei diye seslenirdi ama şimdi, ona Tang Shimei demişti. Birdenbire eskisi kadar yakın olmadıklarını hissetti. Ama başını dik tutmak ve üç sap altıncı seviye otun hatırı için söylemesi gerekiyordu.

"Xiao Ge, geçen sene bana iki sap büyülü ot verdin. Bu sene de iki sap verecek misin?" Artık Xiao Ge'den üç sap büyülü ot vermesini talep etmiyordu ama en azından iki sap almalıydı. Yoksa diğer öğrencilerin arasında bir daha yüzünü yerden kaldıramazdı.

"Zamanı gelince konuşuruz." Ling Xiao engin bir bakış attı ve sırıttı, dudaklarının kenarını kaldırarak hafifçe gülümsedi. Açık bir cevap vermek yerine Tang Yun Qi'ye bir umut ışığı vermişti.

Tang Yun Qi, Ling Xiao'nun yüzündeki hafif gülümsemeyi gördü ve aniden hâlâ umudunun olduğunu hissetti. En azından Xiao Ge bunları You Xiao Mo'ya vereceğini söylememişti. Gözlerinden bir mutluluk dalgası geçti fakat tam birkaç kelime daha söyleyecekken, Ling Xiao birdenbire dönüp gitti.

"Xiao Shidi, geri dönmemiz gerek." Ling Xiao'nun yüzü, elini insan kalabalığının kenarında bulunan You Xiao Mo'ya uzattığı sırada, kibar gülümsemelerle dolup taşıyordu.

Herkesin ona bakmak için döndüğünü gören You Xiao Mo, birazcık rahatsız hissetti. Aslında, Ling Xiao'yu kutlayan ilk kişi olmak istemişti. Birinci olduğu için kutlamak. Sonucun bu olacağını çok önceden bilmesine rağmen yine de onu kutlamak istiyordu.

O daha oraya gidemeden, diğerleri onu kenara itmişti. Ling Xiao kat kat insanla çevrelenmişti. Dışarıda volta atarak içeri nasıl sıkışacağını düşünürken, You Xiao Mo zayıf vücuduyla ilgili olarak ilk defa bu kadar çaresiz bir eşitsizlik hissetmişti.

Tam içlerine girip, bağırarak işi bitireceği sırada, önündeki insanlar birdenbire ona yol verdiler.

Başını kaldırdığında, Ling Xiao'nun ona kolunu uzattığını gördü ve olduğu yerde kalakaldı. Bu sahnenin tıpkı… soylu prensin, prensese elini uzattığı TV dizisi sahneleri gibi olduğunu düşündü. Ne sahne ama… Bekle, o bir kadın değildi! You Xiao Mo'nun kendi düşünceleri onu bir şimşek gibi çarpmıştı. Bir büyünün etkisi altında olmalıydı!

Sonunda, ikisi herkesin gözü önünde oradan beraber ayrıldılar. Ling Xiao, You Xiao Mo'nun elini tutarak onu götürmek istemişti ama o düzgün bir şekilde bunu reddetmişti. Sunduğu sebep ise, düşmeden yürüyemeyen üç yaşında bir çocuk olmamasıydı.

Ling Xiao, You Xiao Mo'nun karakteri zayıf olsa da konu belirli şeylere gelince, çok inatçı olduğunu biliyordu, bu yüzden onun istediği gibi olmasına izin verdi.

Fu Zi Lin'e gelince, aurası çok güçlü gibi görünmesine rağmen, ortaya çıkışı ve ortadan kayboluşu daima çok gizemliydi. Herkes Ling Xiao'nun etrafında toplanmışken, o çoktan kendi başına gitmişti bile.

Onların arkasından, Ling Xiao, Xiao Shidisiyle giderken tüm öğrenciler izlemişti. İlgilerini kaybederek dağılmaya başladılar ve Tang Yun Qi'yi arkalarında bıraktılar. Yüzünde çok çarpık bir ifade vardı, birini beş atın arasına gerdirerek parçalarına ayırmak istiyordu. Nefretle gözden kaybolan You Xiao Mo'nun arkasından baktı.

Yanında, dünkü Shixiong ve Shijie dışında, onu nasıl yatıştıracağını bilemeyen, yüzünde sakin bir ifadeyle Jiang Liu vardı.

Ling Xiao odaya girdiğinde, You Xiao Mo aniden arkasını döndü ve başını eğdi, biraz beceriksizce ve yumuşak bir sesle, "Ling Shixiong, birinciliğini kutlarım," dedi.

Başı öne eğili olsa da Ling Xiao hâlâ yanaklarındaki toz pembeliği görebiliyordu. Dudaklarının kenarını kıvırarak belirsiz bir gülümseme takınmadan edemedi. "Xiao Shidi'nin niyetini anladım. Ama bu tip bir niyet… zaten herkes beni böyle kutladı. Xiao Shidi'nin verecek daha değerli bir şeyi yok mu? Eğer varsa, çok mutlu olurum."

You Xiao Mo anında suratını buruşturdu. Daha değerli? Zaten büyülü hap ve otlar vererek onu ödüllendirmişti ama o hâlâ ondan değerli bir şeyler mi istiyordu? Ne patavatsızlık ama!

Ama zaten bunu böyle ifade ettiği için düpedüz reddetmesi iyi değildi.

"O zaman, Ling Shixiong değerli bir şey olarak ne ister?"

Ling Xiao onu baştan aşağı süzdü, You Xiao Mo bundan çok rahatsız olarak elini ayağını nereye koyacağını bilemedi. Birdenbire yüzünde uğursuz bir gülümseme belirdi ve duygusuzca, "Bu gece öğreneceksin," dedi.

Bu gece? You Xiao Mo birazcık meraklandı.

Ama bir düşününce, tek yeteneği büyülü hap arıtmaktı. Sahip olduğu tek şey de sihirli haplardı. Ling Xiao normalde de büyülü hap içmeyi severdi, bu yüzden değerli dediği şeyin bununla biri ilgisi olmalıydı. Hem de buraya geldiklerinden beri, çoğunlukla sadece geceleri büyülü hap arıtmıştı. Ling Xiao bu yüzden öyle demiş olmalıydı.

Böyle düşünen You Xiao Mo, önemli bir şey olmadığını düşündü, en kötü ihtimalle, on adet kadar sihirli hap vermek zorunda kalırdı. Sonuçta, çoğunlukla onun için büyülü hap arıtmak zorunda kaldığı zamanlar da olmuştu.

Ama karanlık çöktüğünde, Ling Xiao ona yatağa girmesini söyledi, You Xiao Mo değerli bir şeyin ne demek olduğunu anca o zaman anladı.

"Neden?" You Xiao Mo utanç ve alınganlıkla Ling Xiao'ya bağırdı. Eğer kastettiği şeyin bu olduğunu bilseydi, ölümüne dövülecek olsa bile yine de bu değerli dediği boktan şeye razı gelmezdi. Görünüşe göre bunu en başından beri planlamıştı.

"Çünkü bana söz verdin. Sözünden döneceğini söyleme sakın?" Ling Xiao tembelce yatağa uzanarak vücudunun yarısını yatağın başına yasladı. Simsiyah saçları sel gibi omuzlarına dökülerek doğuştan gelen aurasına ekleniyordu.

Bu manzarayla karşılaşan normal insanlar, çoktan ona deli gibi vurulurlardı. Şu an karşısında, sözlerine kızarak nasıl göründüğünü azıcık bile düşünmeyen You Xiao Mo olması çok kötüydü.

Bu sözleri duyan You Xiao Mo kıpkırmızı oldu. "Çünkü bana böyle bir şey olduğunu söylemedin. Eğer bilseydim kabul etmezdim!"

Ling Xiao gözlerini kısarak ona baktı. "Xiao Shidi, insan sözlerine sadık kalmalı!"

You Xiao Mo acıyla kıvrandı. Eğer bilseydi, dün sabah ona yardım etmezdi.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR