Efsanevi Ustanın Hanımı

Çevirmen: Galen
Editör: YcD44
UYARI
Bölüm yetişkinlere yönelik içerik barındırmaktadır.
Okumaya başlamadan önce lütfen bunu göz önünde bulundurunuz.
Cilt 1Bölüm 82: Aman Tanrım

Yüksek sınıf iyi bir yeşim parçası gibi gül kırmızısına çalan beyaz, açık ten berraktı ve parlıyordu. En güzel süet beyaz yeşimden bile daha beyaz ve kusursuzdu. Vücudu çok inceydi, bir onstan* fazla ete sahipmiş gibi görünmüyordu ama kıyafetlerini çıkardığında, bu et parçaları sanki mükemmel bir ana plana göre her yere eşit olarak dağıtılmıştı. Ne bir ons fazla, ne bir ons eksik.

Ling Xiao bu kadar güzel bir vücuttan gözlerini alamıyor gibiydi.

You Xiao Mo'nun vücudunun fazla perişan olamayacağını önceden beri biliyordu fakat kendi gözleriyle bakmak, hâlâ nutkunu tutturuyordu.

Dört uzvu bir kadınınki gibi ince olsa da aslında daha iyiydi. Yumuşak, metanetsiz ve esnek. Bırakma konusunda bu kadar isteksiz olmasına şaşmamalıydı.

Ling Xiao kadınların zayıf ve ince görünümünden hiçbir zaman hoşlanmamıştı. Ne zaman öyle bir kadın görse rahatsız olurdu. Ama You Xiao Mo'nun yumuşaklığında bir erkeklik vardı. Özellikle mizacında. İnat ettiği zamanlarda, on öküz gelse bile onu vazgeçiremezdi. Bu noktada tereddütlü ve kararsız kadınlardan ayrılıyordu.

Ling Xiao'nun belli belirsiz arzuyla dolu arsız yüzünü gören You Xiao Mo, içine büzüldü.

Ling Xiao'nun sözleri biraz fazla tatmin ediciydi. Ondan önce, gerçekten bir hastalığa yakalanmış olabileceğini düşünerek endişelenmişti. Sonunda yavaş yavaş kabullenmişti. Aslında kalbinin derinliklerinde, iki erkeğin açıkça birbiriyle yüzleşmesi utanılacak bir şey değildi. Tıpkı o küçükken, küçük ve büyük erkek kardeşlerini yıkayıp, onlarla beraber uyuması gibi. Hatta zaman zaman onların önünde giyindiği bile olmuştu.

Bunlar gerçekten hiçbir şeydi fakat Ling Xiao ona asılmaya başladığında, dünyasının alt üst olduğunu hissetmişti.

Yani bu sefer, birbirleriyle açıkça yüzleşirlerken büyük ve küçük erkek kardeşlerinin yanında olduğu kadar sakin kalmasına imkân yoktu.

"Yeterince bakmadın mı?" You Xiao Mo utançla bağırdı. Ona yarım gün gelen bir süre boyunca bakmıştı zaten.

Ling Xiao kendine geldi. Bakışları istemeden vücudundan yüzüne kaydı. Yumuşak ve beyaz, onu üzerine atılıp ısırması için daha da isteklendiriyordu. Ama onu korkutup kaçıracağından korkuyordu, bu yüzden tek yapabildiği kendini dizginlemek oldu. "Vücudunda büyük bir sorun yok ama…"

"Ama ne?" You Xiao Mo gergince sordu. İlk kısmı duyduğunda sevinmişti. Ama son kısımdaki sürpriz onu korkutmuştu.

Ling Xiao iç çekti. Deliye dönmeden önce defalarca yanaklarını çimdikledi. Elini kaldırdı ve "Xiao Shidi, sakın bana cildinin bir kadınınkinden bile daha narin olduğunu düşünmediğini söyleme?" dedi.

You Xiao Mo tek kelime etmeden kendi koluna baktı. Aniden cildinin iki ay öncesine göre çok daha iyi göründüğünü fark etti.

İki ay önce, kolunun derisi sadece azıcık beyazdı. Donmuş yağın beyazlığından çok uzaktı. En fazla, kendi yaşındakilerden birazcık daha iyiydi. Şimdiki gibi olmasına imkân yoktu. Tüm kolu parlıyordu, berrak ve göz alıcıydı. Sanki tek bir nefes veya dokunuşla en narin porselen gibi paramparça olacak gibiydi. Her gün gördüğünden, cildinin azar azar değiştiğini fark etmemişti – o kadar çok değişmişti ki artık iki ay öncesine göre çok farklı bir seviyedeydi.

Vücudunun geri kalanına bakınca, tamamen yumuşak, berrak ve beyazdı, pembe bir dokunuşla parlıyordu. Yeni doğan bebeklerin bile cildi böyle değildi.

You Xiao Mo'nun gözleri yere kaydı. Onunki gibi bir vücutla, hâlâ büyük güçlü bir adam mı olmak istiyordu? Anca rüyasında görürdü!

Ling Xiao, düşen bedenini yakalarken sırıttı. Faydalanma vakti gelmişti. You Xiao Mo'nun en büyük hayalinin, hayranlık uyandıran bir adam olmak olduğunu biliyordu. Ama bu vücudun, hayalindeki büyük ve uzun, cesur ve sert adamdan çok farklı olduğu ortadaydı. Yer ve gök kadar farklılardı. Onun için büyük bir darbe olmasaydı garip olurdu!

"Neden böyle?" You Xiao Mo, Ling Xiao'nun kollarında hıçkırıklara boğuldu.

Ling Xiao, zorla ağlarsa boğulacağından korkarak, hayal kırıklığını hafifletmeye yardımcı olmak için hemen hafifçe sırtını okşadı. Hareketleri vücudunda herhangi bir iz bırakmayacak kadar dikkatliydi. "Uslu dur. Ağlama. Aslında bu kötü bir şey değil…"

Sözlerini bitiremeden You Xiao Mo aniden ayağa kalktı, kalçasının iki büyük küresi Ling Xiao'ya bakıyordu. "Ne demek istiyorsun?"

"Hayır, yanlış anlama. Demek istediğim bu değil. Tek tek açıklamama izin ver." Ling Xiao, You Xiao Mo'nun şu an özellikle tatlı olduğunu düşündü. Öfkeden köpüren o yüze ve somurtkanlığa bakınca insan o küçük ağzına iki cattie** domuz eti tıkıştırabilirdi. Gerçekten dudaklarını ona yummak istiyordu ama You Xiao Mo hâlâ sinirliydi, bu yüzden geleceğinin hatırına yapabildiği tek şey kendini engellemek oldu.

You Xiao Mo, öncekinden tamamen farklı bir tavırla ofladı.

Normalde buna gizliden gizliye çok sevinirdi ama şimdi yas tutmaya bile fırsat bulamamıştı, öyleyse bunları fark edecek zamanı nereden bulacaktı ki.

Ling Xiao, ona sarıldığında mükemmel bir şekilde tatmin olmuştu, sözlerini dikkatini dağıtmak için kullanırken iki eli de tüm vücudunu kasıp kavuruyordu. "Xiao Shidi, önce bir şey sormama izin ver. Boyuttaki ruhani suyla yıkanmaya ilk ne zaman başladın?"

You Xiao Mo sayarken yüzünü buruşturdu. "Yaklaşık iki ay önce. Çünkü Ana Zirve kuralları, sadece üç günde bir kere yıkanmamızı emrediyor, bu yüzden ben de boyutta yıkanmaya karar verdim."

"Sanırım cevabı buldum." Ling Xiao görünürde iç çekti ama gizliden gizliye aşırı sevinmişti.

"Bunun boyuttaki ruhani suyla bir ilgisi olduğunu söylüyor olamazsın?" Ağzından inkâr sözcüklerini çıkacağını umdu.

"Bunun gerçekten ruhani suyla ilgisi var. Boyuttaki ruhani su, cennet ve dünyadaki en saf su. Birikmiş ruhsal enerjiden yavaş yavaş oluştu. Hem de ruhani su, ezelden beri her zaman dönüşebilme yeteneğine sahip olmuştur. Her gün ruhani suyla yıkanıyorsun ve büyülü hapa arıtırken de epeyce içiyorsun. İki ayın sonunda, vücudunda bir değişim olmasa garip olurdu." Ling Xiao burnuna dokundu. Onu bulan kişi kendisi olduğuna göre, bu kişinin kendisine ait olmasının kaderi olması gerektiğini düşünürken gözleri parladı.

You Xiao Mo kan kusmak istedi. Bunca zamandır hepsi kendi akıllılığı yüzündendi. Şimdi bu dünyada beleşe bir şeyin olmadığını iyice anlamıştı. Tanrı ona altın tepside bir fırsat vermişti ama zorla hayallerini elinden almıştı. Bu sefalet içinde, yapabileceği tek şey bunu sindirip, düşünüp taşınmaktı.

"Artık ne ruhani suyla yıkanacağım ne de ruhani su içeceğim." You Xiao Mo şiddetle göğsüne vurdu ve dişlerini gıcırdatarak yemin etti.

Ling Xiao aceleyle elini tuttu ve onu teselli etti. "Xiao Shidi, böyle olmak zorunda değil. Ruhani suyu kullanmaya devam etsen bile, hiçbir şey değişmez. Vücudunu tüm kirlerden arındırmak için iki ay yeterli. Hem de böyle bir vücudun avantajları vardır."

"Ne avantajı?" You Xiao Mo ona bir bakış attı. Herhangi bir avantajının olabileceğine inanmıyordu. Artık o kadar değişmişti ki. En mutlu olan da büyük ihtimalle o olmalıydı ve gerçek buydu!

Ling Xiao yatağın başına yaslandı, saçları göğsüne dökülüyordu. You Xiao Mo'ya bakarak yavaşça dudaklarının kenarını kıvırdı. "Sakın bana artık büyülü hap arıtırken daha verimli olduğunu hissetmediğini söyleme? Ve Göksel Ruh Kitabı'nı pratik yapman gitgide daha kolaylaşmıyor mu?"

You Xiao Mo gözlerini kırpıştırdı. Gerçekten de hissetmişti. Aslında, bunu ta bir ay kadar önce hissetmişti.

Şu anki ruh gücü, öncekiyle kıyaslandığında iki katından daha güçlüydü. Hem de yakın zamanda Göksel Ruh Kitabı'nın birinci seviyesini geçeceğini hissediyordu. Büyülü hap arıtmaya gelince, daha da ustalaştığını hissediyordu. Özellikle konu büyülü hap oluşturmak olduğunda, yapması gitgide daha da kolaylaşıyordu. Ama… bunun her zaman yeteneği sayesinde olduğunu düşünmüştü…

Ama şimdi Ling Xiao hepsinin ruhani enerji yüzünden olduğunu söylüyordu.

"Bu, gerçekten öyle gibi…" You Xiao Mo kekeledi, gözleri Ling Xiao hariç her tarafta gezindi.

Aniden pençelerini geri çekip, sağa sola bakındığını gören Ling Xiao'un yüzünde, You Xiao Mo bakmıyorken kurnaz bir gülümseme belirdi. Nasıl olur da ne düşündüğünü bilmezdi? Ama bu az önceki hıçkırıklara boğuluşundan ve depresif tavırlarından daha iyiydi.

Böyle düşünen Ling Xiao kulağının dibine girdi ve "Xiao Shidi, eğer dikkatlice düşünürsen, bu konuyla ilgili olarak kötüden çok iyi şeyler elde ettin. Vücudun öncesine göre çok daha hassas olsa da aynı zamanda büyülü hap arıtma kapasiten de arttı. Eskiden dediğin şeyi hatırlıyorum. Birkaç ay sonra değerlendirmeden geçmen gerekecek. Eğer ikinci seviye bir büyülü hap arıtamazsan, itibarını kaybetmen bir yana, shifu ve xiongların da seninle dalga geçecek. Cennet ve Göksel Zirve'dekilere alay konusu mu olmak istiyorsun?" diye sordu.

"Tabii ki hayır," dedi You Xiao Mo öfkeyle ve sıkıca yumruğunu sıktı. Bu mesele kalbinin derinliklerine gömülüydü. Göksel Ruh Kitabı'na sahip olmasına rağmen, aslında özgüvenden yoksundu. Bu yüzden her zaman tereddütlü olmuştu.

"Güzel. Şu an için ikinci seviye büyülü hap arıtamıyor olsan bile, arıtabildiğin günlerin gelmesi yakındır." Ling Xiao gülümseyerek konuşurken başını yukarı aşağı salladı.

You Xiao Mo kalbi bu sözlerle dalgalanırken gözleri parladı. O günün gelmesi için daha da bir isteklenmişti.

Ling Xiao, doğal olarak omzunun üzerine dökülen saçlarını kaldırdı. Yumuşak ve esnekti, yeşim gibi açık tenini ortaya çıkaran göz alıcı ipek gibi parlaktı. Dudaklarının kenarı kıvrılarak aniden şeytani bir gülümsemeye dönüştü. "Xiao Shidi. Artık üzüntün geçmiştir, ba?"

You Xiao Mo, ondan birkaç santim ötedeki Ling Xiao'ya bakmak için arkasına döndü. Boğazını temizleyip konuşmaya başlarken yüz ifadesi birazcık tedirgindi. "Pek sayılmaz… ama idare edebilirim."

"O zaman daha evvel yaptığımız şeye devam edebiliriz, değil mi?"

Ling Xiao kolunu kavrayarak onu dibine çekti.

You XiaoMo'nun vücudundaki ince tüyler aniden diken diken oldu. Bu mesele tamamen aklından çıkmıştı.

Ling Xiao ışıldadı. Sonunda işe koyulma vakti gelmişti.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR