Diğer gün, Fu Zi Lin sabahın köründe gelip Ling Xiao'nun kapısını tıklattı.
Ana Soy müsabakası vaktinden önce bittiğinden, onlar da vaktinden önce gidebilirlerdi.
Fu Zi Lin'in orada bulunma sebebi tam olarak gitme meselesiyle ilgiliydi. You Xiao Mo'nun İkinci Shixiong'u olduğundan ve ikisi de beraber geldiklerinden, beraber döndüklerinden emin olmalıydı. Yoksa Shifu ve Da Shixiong onu sorguya çekerdi.
Geçen gece, You Xiao Mo ve Ling Xiao kim bilir ne kadar süre uğraşmışlardı. Fu Zi Lin kapıyı tıklattığında, hâlâ yorganın içinde ölü gibi uyuyordu. Kapıyı nasıl duyabilirdi ki? Kapıyı açmaya giden Ling Xiao oldu. Onun da Fu Zi Lin'e dedikleri net değildi ama sonunda, Fu Zi Lin tek başına döndü. You Xiao Mo'nun bu konudan haberi bile yoktu.
Uyandığında neredeyse öğlen olmuştu. You Xiao Mo yorganı kenara itti ve uykulu gözlerini ovuşturdu. Dışarı bakmak için boynunu uzattı ama Ling Xiao'dan hiçbir iz göremedi. Bugün nispeten sessizdi. Geçen iki günde, dışarısı kaynayan bir kazan kadar gürültülüydü.
Müsabakanın bittiğini hatırlayan You Xiao Mo rahatladı. Kalktı ve yıkandı. Ling Xiao'nun hâlâ dönmediğini gören You Xiao Mo kapıyı açtı ve yan kapıya gitti. Zhou Peng'in kapısını çaldı. "İkinci Shixiong, İkinci Shixiong, orada mısın?"
Birkaç kere seslenip bir cevap alamadıktan sonra You Xiao Mo, Fu Zi Lin'in yapacak işleri olduğundan gitmiş olduğunu düşündü. Tam odaya dönecekken Zhou Peng'in yanındaki odanın kapısının açıldığını duydu. Normal görünümlü ama tatlı bir adam dışarı çıktı. Onu gördü ve "Sen You Shidi'in, değil mi? Shixiong'u mu arıyorsun? O çoktan gitti," dedi.
You Xiao Mo arkasını dönmüştü. Bu sözleri duyunca hemen tekrar o tarafa döndü ve bir dizi soru sıralamaya başladı. "Ne dedin? Fu Shixiong gitti mi? Ne zaman?"
"Evet. Yedi sularındaydı. Ben odadan çıkarken, Shixiongunun Da Shixiong'un kapısını çaldığını gördüm."
Yüzündeki şaşkınlığı gören adam sebebini anlayamadı.
You Xiao Mo trajik bir şekilde o sırada ölü bir domuz gibi uyuyor olduğunu hatırladı.
Adam yüzünün çok buruştuğunu gördü, neredeyse bir top gibi büzülmüştü, muhtemelen tek başına kaldığı için endişelenmişti, bu yüzden onu teselli etti. "Endişelenmene gerek yok. Da Shixiong seni geri götürür."
Zaten bu yüzden endişeliydi! You Xiao Mo içten içe homurdandı. Bu adam onu bilerek uyandırmamış olmalıydı. Bazı şeytani niyetleri olduğu kesindi. Odaya dönmeden önce adama teşekkür etti. Eğer o söylememiş olsaydı, hâlâ İkinci Shixiong'un burada olduğunu düşünmeye devam edecekti.
Odaya döndüğünde eşyalarını toplamaya başladı. Ling Xiao onu ne zaman geri götürecek olursa olsun, bugün güneş batmadan önce gitmeye kararlıydı. Dönmezse, kesinlikle konuşanlar olacaktı, Ling Xiao'yla arasında gizli bir ilişkinin olduğunu onaylayan saldırgan söylentiler çıkaracaklardı.
Ling Xiao onu çok bekletmedi. Tam eşyalarını toplamayı bitirdiği sırada geldi. Odada ona ait bir şeyin kalmadığını gördüğünde şaşırmadı.
You Xiao Mo onu bugün geri götürmeye istekli olmadığından endişe ediyordu, bu yüzden hızla söyleyiverdi. "Müsabaka bitti. Bugün gitmek istiyorum. Beni ne zaman geri götürmeyi planlıyorsun? Ya da kendim mi gideceğim?"
"Ne zaman istersen gidebilirsin." Ling Xiao onun bu gergin ifadesine bakarken birazcık eğleniyordu. Onu burada alıkoymaya devam edeceğini düşünüyor olabilir miydi? İstese bile, yine de Tang Fan'ın onayı gerekliydi ama o yaşlı kurnaz tilkinin bunu onaylayacağını sanmıyordu. Sonuçta Ana Zirve, isteyenin elini kolunu sallaya sallaya gelip gidebileceği eski bir yer değildi, You Xiao Mo ant içmiş olsa bile. Ayrıca, daha çözülememiş olan Kıdemli Jiang'ın zarar görme meselesi de vardı, bu yüzden You Xiao Mo'nun burada kalmasını istemiyordu.
You Xiao Mo bu kadar açık cevap vermesini beklemiyordu. Bir anlığına donup kaldıktan sonra, huysuzluğundan utanmadan edemedi. Ling Xiao'yu yanlış değerlendirmiş gibi görünüyordu. Sandığı gibi niyetleri yoktu.
O öğleden sonra, Ling Xiao dediği gibi onu geri götürdü. Diğer dört soyun müsabakası henüz sonuçlanmadığı için onu Fang Chen Yue'ye geri götürdü.
Fang Chen Yue, Fu Zi Lin'den onlar yokken You Xiao Mo ile ilgilenenin Ling Xiao olduğunu öğrenmişti. Bu yüzden onları beraber görünce şaşırmadı, sadece You Xiao Mo'ya göz kulak olduğu için kibarca teşekkür etti.
Ling Xiao, You Xiao Mo'nun Fang Chen Yue'ye çok yakın olmasından mutsuz olsa da yine de bunu herkesin önünde belli edemiyordu, bu yüzden karşılık olarak birkaç şey söyledikten sonra gitti.
"Xiao Shidi, enerjine bakılırsa şu birkaç günde rahatın yerindeymiş. Ama yakında meşgul olacağız. Dört soyun müsabakası Ana Soy gibi değildir, sık sık yaralanmalar olur, bu yüzden yakında meşguliyetimiz bir hayli artacak."
Ling Xiao'yu gözleriyle uğurladıktan sonra Fang Chen Yue, yanındaki You Xiao Mo ile samimi bir şekilde konuştu.
You Xiao Mo diğerlerinin kıskançlık dolu bakışlarına direndi ve beceriksizce, "Anlıyorum Da Shixiong," dedi.
O öğleden sonra, You Xiao Mo sonunda Da Shixiong'un 'çok meşgul' ifadesinin gerçekte ne anlama geldiğini öğrendi.
Ana Zirvedeki yirmi küsür kişi o kadar meşguldü ki başlarını kaşıyacak vakitleri bile yoktu. İlk olarak, biri bir numaralı ringde yaralandı. Sonra iki ve üç numaraları ringde biri daha yaralandı ve koşuşturmalarına neden oldu. Oraya buraya koşturan You Xiao Mo, buna tüm öğleden sonra boyunca dayanmanın çok zor olduğunu hissetti.
Bu durum sonraki iki gün öğleden sonraya kadar böyle devam etti. O öğleden sonra, Zhao Shishu eşyalarını toplayıp Ana Zirve'ye dönmelerine izin verdi. Herkesin canı çıkmıştı, yemeye ve yıkanmaya bile halleri kalmamıştı. Fang Chen Yue ve Fu Zi Lin hariç diğerleri neredeyse öğleye kadar uyudular.
Diğer gün, You Xiao Mo uyandıktan biraz sonra, birisi ona Shifusunu görmeye gideceğini söyledi.
You Xiao Mo, Shifu'nun Ana Soy hakkındaki meselelerle ilgili konuşması gerektiğini düşündü, bu yüzden oyalanmaya cesaret edemedi. On beş dakika sonra, Kong Wen'in köşküne doğru yola koyuldu. Oraya giderken tekrar tekrar büyülü ot bahçesine baktı. Beklenildiği gibi, gözüne birkaç tanıdık büyülü ot ilişti, buzdan heykelden kazıp çıkardıklarıyla hemen hemen aynıydı.
Böyle düşününce, kütüphanenin ikinci katına girmek için daha da sabırsızlanmaya başladı.
"Gir." Tıpkı düşündüğü gibi, Kong Wen'in sesi içeriden onu çağırdı.
You Xiao Mo gereksiz düşüncelerini bir kenara koydu, kapıyı itti ve içeri girdi. Bu, Kong Wen'le en son avluda buluştuktan sonra çalışma odasına ilk gelişiydi. Çalışma odalarında genelde birçok kitap bulunurdu ve Kong Wen'inki de bir istisna değildi. Ancak, You Xiao Mo hafif, narin bir koku aldı. Refleks olarak odanın içine baktı ve beklenildiği gibi, pencere pervazında ateş kadar kırmızı, çiçek açan büyülü bitkilerle dolu birkaç saksı vardı. Muhteşem çiçekler, gün ışığının altında renkli ışık huzmeleri ile parlıyordu.
Bu bilmediği başka bir büyülü ottu!
Ama You Xiao Mo bu büyülü otun hâlâ bahçedekilerden daha iyi olduğunu söyleyebilirdi. Ruhani enerjinin yoğunluğu ve büyüme şekli üst seviyeydi. Sıradan bir yüksek seviye büyülü ot olamazdı, yoksa Kong Wen onları ilgilenmek için çalışma odasına koymazdı. Saksılardaki toprağın kırmızı olduğunu da fark etti, boyutundaki toprak gibi siyah değildi.
Kong Wen arkasına döndü ve onun bakmaktan kendini alamadığını gördü. Yüzünde soluk bir zevk ifadesi belirdi. "Bunun hangi büyülü ot olduğunu biliyor musun?"
You Xiao Mo birazcık şaşırdı, apar topar başını hayır anlamında salladı, ellerini kavuşturarak, "Öğrenci bilmiyor," dedi.
Kong Wen ince parmaklarını uzattı ve hafifçe büyülü otun taç yapraklarını okşadı, yumuşakça, "Bu sekizinci seviye bir büyülü ot olan Alev Çiçeği. Düşük seviye büyülü otlardan farklı. Gerçek özü, son derece değerli olan sekiz taç yaprağında bulunuyor. Büyülü hap arıtırken yapraklardan birini koparman yeterli. Ama Alev Çiçeği düşük sınıf ise, o zaman dört yaprak gerekir," dedi.
You Xiao Mo'nun gözleri fal taşı gibi açıldı. Bu sahiden de aydınlatıcıydı.
Bu ot aslında sekizinci seviye bir büyülü ottu. Biri gerçekten bunu anlayamazdı ama yüksek ve düşük sınıf arasındaki fark gerçekten çok fazlaydı.
Kong Wen, merak ve kıskançlıkla dolu yüzünü gördü. Ciddi ifadesinin yerini hafif bir gülümseme almasını engelleyemedi. "Kıskanmana gerek yok. Dördüncü seviye bir büyücü olana kadar bekle. O zaman sen de kendi büyülü ot bahçene sahip olabilirsin. O zaman geldiğinde ne istersen onu ekersin."
You Xiao Mo biraz utanmıştı. O dördüncü seviye bir büyücü olana kadar kim bilir kaç ay ya da kaç yıl geçecekti!
"Shifu duydu ki… Ana Soy'a gittiğinde, Lin Xiao ile kalmışsın. Aranız oldukça iyi gibi?" Kong Wen herhangi bir uyarıda bulunmadan konuya girdi ve yüzüne baktı.
You Xiao Mo 'duydu' kelimesini duyduğu an gardını kuşandı. Beklenildiği gibi, Shifu'nun onu çağırmasının gerçek sebebi buydu. Sonunda Ling Xiao ile arasındaki meseleyi sorgulamıştı. Neyse ki buraya gelmeden önce kendini hazırlamıştı, bu yüzden oldukça soğukkanlıydı fakat yine de şaşırmış gibi yaptı.
"Lin Shixiong iyi bir Shixiong. İlk gelişim olduğunu bildiği için onunla kalmama müsaade etti. Aramız da oldukça iyi. Ama çoğunlukla, Lin Shixiong beni gözetiyor."
Kong Wen parmaklarını hafifçe masaya vurarak net bir ses çıkardı.
You Xiao Mo dikkatlice yutkundu. Bu sesle ruhunun çekildiğini hissetti, o kadar korkmuştu ki derin nefes almaya bile cesaret edemiyordu.
"Ah, diğer öğrencilerden çok daha şanslısın. Lin Xiao kesinlikle iyi bir insan. Gücüne ve yandaş toplama yeteneğine bakılınca, neden Savaşçı Grubu'ndaki bir numaralı kişi olduğu anlaşılıyor. Kimse geleceğin ne getireceğini bilemez, bunu doğru bir şekilde değerlendirmelisin." Kong Wen ayağa kalktı ve ona doğru yürüdü, hafifçe omzunu sıvazlayarak kıdemlisi ve shifusu sıfatı ile ona tavsiyede bulundu. Ses tonu oldukça samimiydi.
"Öğrenci Shifu'nun sözlerini kesinlikle aklından çıkarmayacak." You Xiao Mo konuşurken başını eğdi.
"Aklında tutarsan iyi olur. Ah doğru, Da Shixiong'un kazanının kırık olduğunu söylediğini duydum. Bir ara Büyülü Ot Salonu'na git ve Zhao Shishu'ndan iyi bir tane al. Pekâlâ, gidebilirsin. Shifu yoruldu."
Bunu diyen Kong Wen gözlerini ovuşturdu ve eliyle çekilmesi için bir işaret yaptı. Belki de tüm gece büyülü hap arıtmıştı ve bu yüzden bu sabah yorgundu.
"O zaman öğrenciniz çekiliyor. İyi dinlenmeler, Shifu." Bu sözleri duyan You Xiao Mo, içten içe biraz şaşırmıştı. Bunu Da Shixiong'a daha dün söylemişti. Da Shixiong'un hemen gidip Shifu'ya söylemesini beklemiyordu. Elbette malum kişinin aksine Da Shixiong daha iyiydi.
Elbette Ling Xiao böyle düşündüğünü bilemezdi.
Bu adam kesinlikle ona istemediği şeyler yaptıracak bahaneler bulurdu. Onu bu tür utanç verici şeyleri yapmaya ne kadar zorlamış olursa olsun, artık ona bu fırsatı vermeyecekti!