Ana Zirve'ye dönüklerinde, You Xiao Mo hayata geri döndü, Ling Xiao'nun yakasına yapıştı ve durmadan az önce yaşananlarının rüya olup olmadığını sorarak, Ling Xiao'yu gülse mi ağlasa mı bilemeyene kadar rahatsız etti. Sonunda, Ling Xiao hafifçe birkaç kere kafasına vurarak onu kendine getirdi.
You Xiao Mo başını korurken sevinçle haykırdı. "Kafama vurduğuna göre rüya görmüyorum."
Ling Xiao dişlerini sıktı. Belli ki bu andavalın canı dayak istiyordu. Eğer önceden bilseydi, kafasına birkaç kere daha vururdu.
Tüm bu heyecanı yatıştıktan sonra, You Xiao Mo nihayet Ling Xiao'nun kollarında olduğunu fark edebildi. Daha da can sıkıcı olan ise Ling Xiao'nun onu kucağında taşıyor olmasıydı. Yani Ling Xiao onu Yun Shui Zirvesi'nden Ana Zirve'ye kadar taşımış mıydı?
Ling Xiao yüzündeki ifadeyi hemen anladı. Dişlerini göstererek gülümsedi. "Tebrikler. Doğru tahmin ettin. Az önce birçok kişi seni taşıdığıma şahit oldu. Bu yüzden tekrar tebrik edeyim. Bir kere daha ünlü oldun."
"Hayır ~~~" You Xiao Mo'nun acınası feryadı, bir saniye içinde tüm Ana Zirve'de yankılandı.
Ling Xiao gerçekten de yalan söylemiyordu. Onu kucağında taşırken, bir sürü kişi onları görmüştü ve görenler tek Ana Zirve'nin öğrencileri de değildi. Orada ayrıca üç sap büyülü otu kime vereceğini görmeyi bekleyen bir sürü kişi de vardı. You Xiao Mo'yu bugün Yun Shui Zivesi'ne götürdüğünü öğrendikten sonra, devamını da tahmin edebilirlerdi ama yine de son ana kadar inanmayı reddeden bir sürü kişi vardı.
Ve böylece, kulaktan kulağa binlerce kişiye yayıldı. Sonuç olarak, bilenler tek Büyücü Grubu'yla kalmadı. Her işe burnuna sokanlar tarafından tüm Savaşçı Grubu'na bile yayılmıştı. Bu yüzden You Xiao Mo odasında saklanırken, birçok kişi bu konuyu konuşmaya başlamıştı bile.
Bu yüzden şimdiye kadar, You Xiao Mo sonunda asla ayrılmamak üzere sıkıca Ling Xiao'ya bağlanmıştı.
Ling Xiao'nun gitmesinin üzerinden çok geçmeden, You Xiao Mo bir kere daha Kong Wen tarafından çağrıldı.
Bu sefer shifu ve öğrenci sohbeti gibi değildi. Bunun yerine Ana Zirve'nin Toplantı Salonu'nda yapıldı. Beş Shixiong, Nan Gong Ying Shijie ve Zhao Shishu hariç, You Xao Mo'nun tanımadığı iki shishu daha vardı.
You Xiao Mo korkudan titreyerek içeri girdi. Bu sıralanma ona üç mahkemenin birleşik kararının ağırlığıyla karşı karşıya kalmış gibi hissettirmişti. O sadece küçük bir çocuktu, o kadar.
"Öğrenci Shifu'yu selamlıyor."
"Yedinci Genç, Shifu'nun seni neden çağırdığını biliyor musun?" Kong Wen'in parlayan gözleri, olanca ciddiyetiyle üzerinde gezindi. Sanki az sonra çok önemli bir şey söyleyecekmiş gibiydi.
You Xiao Mo düşündü de düşündü ama gerçekten anlayamıyordu. Bu yüzden riske girmedi ve başını hayır anlamında salladı. "Öğrenci bilmiyor. Shifu, lütfen açıklayın."
Kong Wen aniden beş parmağını koltuğun koluna doladı. Bir anlık sessizlikte sonra, "Shifu, Yun Shui Zirvesi'nden Ye Shishu'nun seni çırak olarak almak istediğini duydu. Bu doğru mu?"
You Xiao Mo'nun gözleri kocaman açıldı. Bu olayın üzerinden sadece iki saat geçmişti. Bu kadar hızlı yayılacağını beklemiyordu. Shifu'nun onu, üç sap altıncı seviye büyülü ot yüzünden ya da Ling Xiao'nun garip davranışları yüzünden çağırdığını düşünmüştü. Görünen o ki yanılmıştı. Apar topar, "Evet, Ye Shishu bunu düşünmemi söyledi," dedi.
Konuşmasını bitirir bitirmez, iki taraftan da yükselen alçak şaşkınlık sesleri duydu.
"Bize Yun Shui Zirvesi'ne gittiğinde neler olduğunu anlat. Şunu bir açıklığa kavuştur, anlaşıldı mı?" Kong Wen soğuk ve sert bir şekilde konuştu.
"Tamam, Shifu." You Xiao Mo başını eğdi. Bu olayla ilgili gerçekten saklanacak hiçbir şey yoktu. Shifu çoktan bu olaydan haberdar olduğundan, bilgi edinmek için kaynakları olmalıydı. Ama her şeyi anlatamayacağını da biliyordu. Bu yüzden, büyülü otları kazıp çıkarmasının on beş dakika sürmesi hariç her şeyi anlattı, tek bir ayrıntıyı bile atlamadı.
Sözlerini dinledikten sonra, herkes sessizleşti.
Fang Chen Yue an başından son kelimeyi duyana kadar pek fazla tepki vermedi. You Xiao Mo'nun aşina olduğu sıcak gülümseme tekrar yüzünde belirdi. "Xiao Shidi, o kitapları boşuna okumamışsın gibi görünüyor."
You Xiao Mo rahatsız bir şekilde gülümserken dudağı seğirdi.
Diğerleri de az çok Fang Chen Yue'nin You Xiao Mo'nun okumayı ne kadar çok sevdiğinden bahsettiğini duymuştu. Birkaç günde bir, kütüphaneye kitap almaya gittiği söyleniyordu. Bu sabah da gitmişti.
Kong Wen hafifçe iç çekti. "Ye Shishu'nun dikkatini çektiğini için şanslısın. Ama şu anki gücünle, Yun Shui Zirvesi'ne gitsen bile sana pek faydasının dokunmayacağını göz önünde bulundurdun mu? Yun Shui Zirvesi'ndeki en düşük büyülü ot dördüncü seviye. Ve sen şu anda sadece birinci seviye bir büyücüsün. Senin yerine Da Shixiong'un ya da İkinci Shixiong'un olsaydı, o zaman…"
Fang Chen Yue'nin göz bebekleri büyüdü, tam konuşacağı sırada Kong Wen ona anlamlı bir bakış attı.
You Xiao Mo artık Kong Wen'in onu çağırmasının gerçek sebebini biliyordu. Coşkulu enerji patlaması sonunda ortadan kayboldu. Shifu'nun söyledikleri yanlış değildi. O sadece her yerde bulunabilecek birinci seviye bir büyücüydü. Yun Shui Zirvesi özel bir yerdi. Oraya gitmesi bir fırsatı boşa harcamak olurdu.
Shifu'nun söylediklerinin doğru olduğunu düşünüyor olmasına rağmen yine de bu sözler biraz canını yakmıştı.
O da Shifu'nun öğrencisiydi. Bu fırsatı elde ettiği için onun adına heyecanlanmaması zaten yeterince kötüydü. Dahası, bu fırsatı başkasına vermesini ima etmişti. Diğerlerinin de aynı fikirde olduğunu gören You Xiao Mo'nun yüzünden mutsuzluk akıyordu. Pekâlâ, neyse ki Shifu'nun önerdiği kişiler Da Shixiong ve İkinci Shixiong'du. Eğer gidecek olanlar gerçekten onlarsa, buna kesinlikle itiraz etmezdi!
"Shifu'nu dedikleri kesinlikle doğru. Öğrenci, Ye Shishu'yu bir daha gördüğünde ona bunu söyleyecek." You Xiao Mo ellerini kavuşturarak biraz keyifsizce konuştu.
Kong Wen ve diğer iki Shishu'nun yüzünde anında rahatlamış bir gülümseme belirdi. Ancak o zaman sağlığı hakkında formalite icabı soru sordular. Sonunda, Kong Wen üç sap altıncı seviye büyülü ot konusunu açtı.
You Xiao Mo bunun, birinin sırf büyüklerine saygısından iyi şeylerden vazgeçtiği TV sahneleri gibi olacağını düşündü. Kong Wen beklenmedik bir şekilde otların onda kalmasına müsaade etti, üç sap büyülü otu koyması için üç tane yeşim kutu verdi. Güya bu, ileride altıncı seviye bir büyücü olduğunda kullanması içindi. Ama esasen maskelenmiş bir telafi şekliydi!
Büyülü otları neden istemediğine gelince, büyük ihtimalle Ye Shishu'nun sunduğu fırsattan vazgeçtiği içindi.
You Xiao Mo odasına döndüğünde canı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Yatağa yığıldı ve tekrar kalkamadı.
Tüm gün boyunca hız trenine binmiş gibi hissediyordu. Kalbi sabahtan beri yukarı aşağı fırlayıp durmuştu. Sınırlı beyin hücreleri tükenmişti, dört saat boyunca uyudu ve anca güneş battığında sürünerek kalktı.
Sonra bir saatini nihayet karmakarışık düşüncelerini düzenlemek için harcadı. Yaptığı ilk şey, tüm gün içinde tuttuğu küfürleri bırakmak oldu. Ağzından dışarı fırladılar. İçini boşalttıktan sonra çok daha iyi hissetmeye başladı ve tüm yaşananları gözden geçirdi.
Üç büyük olay yaşanmıştı.
İlk olay üç sap altıncı seviye büyülü ot almasıydı. Şu anlık o seviyedeki büyülü otlar onun için sadece izleyebileceği bir şeydi.
İkinci olay Yun Shui Zirvesi'nden Ye Shishu'nun onu çırak olarak almak istemesiydi. Heyecanının, Shifu ona bu fırsatı Da Shixiong ve İkinci Shixiong'a verdirtmeden önce çok az sürmesi çok kötü olmuştu. Çok üzücü. Ama Da Shixiong ve İkinci Shixiong için gerçekten mutluydu, çünkü onlar gerçekten çok yetenekliydiler. Ayrıca onlara çok hayrandı.
Üçüncü olay Tang Yun Qi'yi tekrar kızdırmış olmasıydı. Bu seferki ölümcül bir kızgınlıktı.
Ve bu sonuncuydu. Esasen hepsi bu kadardı.
O günkü planlarına gelince, tek birini bile gerçekleştirememişti.
You Xiao Mo ancak şimdi Ling Xiao'yla Göksel Ruh Kitabı'nın birinci seviyesini nasıl geçtiği hakkında konuşmak istediğini hatırladı. O gidene kadar bu konuyu hâlâ düşünmemişti. Görünüşe göre söylemek için bir dahaki seferi beklemesi gerekecekti.
You Xiao Mo çantasından Shifu'nun ona verdiği üç yeşim kutuyu çıkardı. Bu kutular hakkında daha önce bir şeyler okumuştu, bu yeşim kutular beyaz yeşimden yapılmaydı. Özellikle büyülü otların ruhani enerji kaybını önlemek amacıyla yüksek seviye büyülü otları saklamak için yapılmıştı.
Ama yeşim kutuların da birçok çeşidi vardı, çünkü beyaz yeşimin birçok sınıfı vardı. Sınıfı yükseldikçe, saklanabilecek büyülü otun seviyesi de yükselirdi – elinde tuttuğu kutu gibi. Sadece bakarak, beyaz yeşimin kalitesinin sadece sıradan bir 'iyi' olmadığı söylenebilirdi. Shifu aslında bunun yüksek seviye büyülü ot saklamak için kullanılabileceğini söylemişti, yani yedinci seviye ve üstünü kastediyordu. Bu tip yeşim kutuları bulmanın çok zor olduğunu duymuştu ve ona üçünü birden vermişti, bu tür değerli şeylerden vazgeçmeye gerçekten istekliydi.
Yeşim kutulara ihtiyacının olmaması çok yazıktı. Göğsündeki boyut ruhani enerjiyle dolup taşıyordu ve büyülü otları saklayacak en iyi yerdi. Eğer yeşim kutuları dördüncü seviye ila altıncı seviye arası büyülü ot tohumlarıyla takas edebilseydi güzel olurdu. You Xiao Mo bunları arzularken cennetlerin açılmasını umut ediyor gibi görünüyordu.
Fantezi dünyasından çıkan You Xiao Mo gergin yanaklarını okşadı.
Yeşim kutuları aldıktan sonra ilk önce kapının düzgün kilitlenip kilitlenmediğini kontrol etti. Sonra yatağa geri döndü ve kalbindeki tek düşünceyle, boyutuna geçti.
Onu bir dizi taze yeşil fide karşıladı, hepsi ikinci seviye büyülü otların karışımıydı. Artık birinci seviye büyülü ot ekmiyordu çünkü yakında hepsini kullanacaktı ve çok fazlasına da ihtiyacı yoktu. Bu yüzden tarladaki büyülü otlar çoğunlukla ikinci seviye büyülü otların karışımından oluşuyordu. Hepsini ekmemişti çünkü hepsini kullanacak gücü yoktu. Çok fazla dikmenin bir faydası yoktu.
You Xiao Mo oraya doğru gitti ve ikinci ve üçüncü seviye büyülü otların yaklaşık hasat tarihini düşündü. Sonra gölün yanındaki rafa gitti.
Buz mağarasında keşfettiği on küsür büyülü ot ve Ling Xiao'nun verdiği üç sap altıncı seviye büyülü ot güzel güzel rafın üzerinde yatıyordu. You Xiao Mo bir elek aldı ve otları içine koydu. Sonra büyülü ot tarlasına gitti ve birer birer hepsini dikti.
İçleri hâlâ tam saf olmamasına rağmen, sorun yoktu, içlerini yıkamalarına yardım edebilirdi!