Zaman su gibi akıp geçti…
Belli kişilerin umutlu gözetimi altında on ila onbeş gündür inzivada olması gereken You Xiao Mo, sonunda inzivadan çıktı.
Bilinmelidir ki, bu üç ay boyunca Fang Chen Yue ara sıra odasına geldi ve bir süre kapısının önünde inledi ve sızlandı. Yan odadaki birkaç öğrenci o sırada dışarı fırlayıp onunla konuşmaya geldiler.
Fu Zi Lin de gelmişti. Bu İkinci Shixiong daha kaba ve açıktı. You Xiao Mo'nun kapısına gitti, ters ters baktı, soğuk bir hava patlaması yaydı ve gitti. Komşu öğrencilerin o gün tüm gün boyunca odalarından çıkmadıkları söyleniyordu.
Ling Xiao da geldi ama sadece bir kere…
"Xiao Shidi, Tian Xin Ailesi'ndeki tüm öğrenciler senin gibiyse, Tian Xin Ailesi'nin güçlenme konusunda endişe etmesine gerek yok!" Ling Xiao yığılan ve yeşim taşı gibi gerçekten sıcak ve nazik olan You Xiao Mo'ya sarılırken gülümsedi.
You Xiao Mo diken üstündeydi, tekmeyle açılan kapıya suçlulukla bakıyordu. Malum kişi çok fazla güç kullandığı için kapının kanatlarından biri havaya uçmuştu, şimdi yerde tek başına acınası bir şekilde yatıyordu.
Doğruydu, Ling Xiao'nun 'bir kere' geldiği zaman bu zamandı.
Bu herif Fu Zi Lin'den bile daha açıktı, ayağını kaldırmış ve üç aydır sıkıca kapalı olan kapıya bir tekme savurmuştu. Şiddetli bir gümbürtü sesi yankılanarak komşuları korkutmuştu. Ama kimse dışarı çıkmaya cesaret edememişti, her bir ziyaretçi öncekinden de korkutucu olduğu için dışarı çıkmaya cesaret etselerdi garip olurdu.
Ling Xiao içeri daldıktan sonra, geriye doğru yığılan You Xiao Mo'yu gördü ve korkuyla sıçradı. Onu yakalamak için koştu ve ruh gücünü tükettiği için yığıldığını fark etti. Zamanında ruhani su içmeyi başaramadığı için ayakta duracak gücü kalmamıştı.
Ling Xiao o kadar sinirlenmişti ki dişleri kaşınmaya başlamıştı, yüzünden bir ısırık almak için ölüp bitiyordu.
"Bu sefer, bu sefer bilerek olmadı. Aslında… Bu kadar uzun süreceğini ben de tahmin etmiyordum…" You Xiao Mo açıkladı, birazcık özgüvensizdi.
"Bilerek olmadı mı?" Ling Xiao kaşlarını kaldırdı, "ne zaman bilerek olmuştu ki?"
"Ben…" You Xiao Mo karşı gelmek istiyordu, sadece bu seferki kazara olmuştu, tamam mı? Ama Ling Xiao'nun ifadesine bakınca, söylememenin daha iyi olacağını düşündü. Onu kızdırırsa, Ling Xiao bir kez daha onun üzerinde hakimiyet kurardı, bu yüzden konuyu değiştirdi. "Buraya nasıl girdin? Açık arttırma meselesini araştırdın mı?"
Açık arttırmayla ilgili meselelerden konuşurken gözleri parladı.
Ling Xiao'nun gözünün kenarı seğirdi. Tehditkarca gözlerini kıstı. "You Xiao Mo, birkaç günde içinde olacak olan değerlendirmeyi unutmuş olabilir misin?"
You Xiao Mo'nun suratı kaskatı kesildi. Gerçekten de unutmuştu!
Yüzüne attığı tek bir bakışla, Ling Xiao doğru tahmin ettiğini anlamıştı. Homurdandı ve çenesini kaldırarak, "Kapını zamanında tekmeleyerek açmasaydım, büyük ihtimalle bilgisizce bir ya da iki ay daha devam edecektin. Söyle bakalım, bana nasıl teşekkür edeceksin?"
You Xiao Mo yeri yumruklamak istiyordu. Köşede bucakta hep tetikte olmaya çalışmıştı ama şimdi yine de ona bir iyilik borçluydu. Ama diğer insanların kapısını tekmelemek ve yine de kendini haklı çıkararak bu kadar küstahça konuşmak, ilk defa böyle birini görüyordu.
Sonunda, You Xiao Mo, Ling Xiao onu bırakmadan önce birkaç şartı yerine getireceğine söz verdi.
Bu üç ay boyunca dışarıda yaşananlar hakkında muhtemelen hiçbir fikri olmadığını bilen Ling Xiao ona yaşanan başlıca şeyleri anlattı. Tang Yun Qi olayı üç ay önce yaşanmıştı. Son günlerde bunu konuşan çok az kişi kalmış olsa da Ling Xiao yine de ona işin özünü anlattı.
You Xiao Mo her şeyi dinledikten sonra şansına şükrederek yanaklarını tuttu. O zaman kendisi ağzına geleni söylemediği için minnettardı.
Diğer mesele iblislerle ilgiliydi.
Ling Xiao, iblis Luo Shan'ın kimliğini ifşa ettiğinden beri diğer ailelerdeki casusların da kökü kazınmıştı. Gizli ajanlar öldürüldükten sonra, iblisler büyük bir kayıp yaşamıştı. Komutanlarından biri öfkeyle utanç duymuştu. İnsan kılığına giren bir grup topladı ve insan büyücülere sürpriz bir saldırı düzenledi. Bu hamle çok adi olsa da onların elinde ölen insan büyücülerin sayısı azımsanamayacak kadar çoktu. Ölenlerin arasında Chong Shan Ailesi'nden bir Kıdemli de vardı.
Chong Shan Ailesi'nin boyutu Tian Xin ve Qing Cheng Ailesi gibi değildi ama güçleri hafife alınamazdı. O ailedeki güçlü ellerin sayısı zaten Qing Chen ve Tian Xin Ailesi'ndekiler gibi değildi. Tek bir ölümle güçleri azalmış, tüm Chong Shan Ailesi'ni kaosa sürüklemişti.
Qing Chen Ailesi'nin de iblislerle bir kan davası vardı, bu da onları aynı gökyüzünün altında yaşayamayacak düşmanlar hâline getiriyordu. Bu yüzden, iki aile iblislere karşı güç birliği yapmaya karar verdiler. Ama iblislere karşı harekete geçmeden önce, Tian Xin Ailesi'ni kendi yanlarına çekmeyi kararlaştırmışlardı.
Bir numaralı aile olan Tian Xin Ailesi bu mesuliyetten kaçamazdı. Tang Fan Kıdemlilerle görüştü ve sonunda Ling Xiao'yu göndermeye karar verdiler.
Ling Xiao Savaşçı Grubu'nun Büyük öğrencisiydi. Öncelikle, gücü olağanüstüydü. İkinci olarak, bu fırsatı Tian Xin Ailesi'nin saygınlığını arttırmak için kullanabilirdi. En önemlisi de, Tang Fan, Qing Cheng Ailesi'nden Luo Shu He'nin iblisleri temizlemek için bu saldırıda bizzat kendini göstereceği haberini almıştı.
Ve böylelikle, Ling Xiao'nun bu üç boyunca You Xiao Mo'yu bulmaya gelmemesinin gerçek sebebi buydu.
Saldırı başarılı olamadı. İblis komutan haberleri aldı, bu yüzden emrindekileri önceden uzaklaştırdı. Ve sonunda, birleşmiş üç aile sadece birkaç
Herkes yüksek moralle yola çıkmış ama hayal kırıklığıyla dönmüştü. Ama bu saldırı yüzünden, büyük ailelerin tümü sonunda Luo Shu He'nin gücünü öğrenmişlerdi. Birkaç karides askeri ve yengeç komutanı zekasıyla yenen oydu. Eğer o olmasaydı, büyük ihtimalle hiçbir karides asker ve yengeç komutan yakalayamazlardı. Bu seferberlik, Luo Shu He'nin olağanüstü bir yetenek olduğunu resmi olarak doğruladı.
Ling Xiao'ya gelince, bu seferberlik sırasındaki performansı şöyle böyleydi.
Geri döndükten sonra, Tang Fan konuşmak için onu bir günlüğüne yanına çağırdı. Kendileri hariç içeriği bilinmiyordu.
You Xiao Mo, Ling Xiao'nun neden canını dişine takmadığını biliyordu. Büyük ihtimalle kendini ifşa etmek istemediği içindi. Ama sadece canı yardım etmek istemediği için de olabilirdi. Güçlü Kıdemli Jiang'ı tek vuruşla öldürebilen birinin tek bir iblisi bile yakalayamamış olmasına inanmıyordu.
"Ling Shixiong, Luo Shu He gerçekten o kadar güçlü mü?" You Xiao Mo merakla sordu.
Ling Xiao göz ucuyla ona baktı. "Neden bilmek istiyorsun?"
You Xiao Mo hemen başını sağa sola salladı. "Sadece merak ediyorum. Dediğine göre, bu seferberlik sırasında çok fazla dikkat çekmiş. Herkes kesinlikle onu övmüştür. Ama bazı dar görüşlü insanlar, ah, onlar kesinlikle seni onunla kıyaslamışlardır, Luo Shu He'yi yüceltmek için seni küçük düşürmüşlerdir. Genelde öyle olur."
Ling Xiao onun 'dar görüşlü' lafına eğlenerek güldü.
"Xiao Shidi, eğer Luo Shu He'nin kendini yüceltmesi ve adını duyurması diğerlerini küçük düşürmesine bağlıysa, o zaman onu yücelten insanlar sadece daha da sert düşmesine sebep olurlar. Bu dünyada, iyi kalpli insan yok. Olsa bile, bu bir grup dolusu aptalın içinde yok." Ling Xiao'nun sesi çok baygın ve biraz da hipnotize ediciydi. Ne hızlı ne yavaş, ne soğuk ne de sıcaktı. Kibar ve uyuşuktu ama yine de dediklerinin anlaşılmasını zorlaştırıyordu. Kınama sözcükleri kullandığı açıktı ama sanki şiir okuyormuş gibi konuşuyordu.
You Xiao Mo abartılı bir şekilde somurttu. Bu adam insanları zarif bir şekilde kınıyordu. "Ama senin itibarın ciddi şekilde zedelendi, değil mi?"
Bunu kendi kulaklarıyla duymamış olsa da o insanların ne dediklerini hayal edebiliyordu. Kırıcı laflar etmiş olmalıydılar.
"Benim mi?" Ling Xiao şeytani bir gülümseme takındı, ışık saçarak, "Xiao Shidi, zarar görenin benim itibarım olduğundan emin misin?" diye sordu.
You Xiao Mo'nun ağzı açık kaldı ve dili tutuldu. Tabii ki bu adam Lin Xiao gibi davranıyordu. Ama Lin Xiao ile ilgili hiçbir şeyi ciddiye almıyordu. Eğer böyle devam ederse, Lin Xiao'nun çabaladığı tüm şeyler boşa gidecekti.
You Xiao Mo, Lin Xiao için üç dakikalığına sessizce yas tuttu.
"Pekâlâ, sen de kendini hazırlamalısın. Değerlendirme üç gün sonra. O zaman sadece Ana Zirve öğrencileri olmayacak. Altı ay önce giren Cennet Zirvesi ve Göksel Zirve öğrencileri de katılacak. Oldukça fazla kişi olacak. Zamanı geldiğinde yüzümü kara çıkarmamak için kendini mental olarak hazırlamalısın." Ling Xiao ayağa kalktı ve ciddiyetle konuşarak omzunu okşadı.
You Xiao Mo hemen ona baktı. Onun yüzünü kara çıkartmak da ne demekti? Ben itibarımı kaybetsem de kaybetmesem de bunun seninle hiçbir ilgisi yok!
Elbette bu sözcükleri sadece içinden çığırmaya cesaret edebildi.
İki saatten fazla bir süre konuştuktan sonra, Ling Xiao giderken yanına rahatlıkla iki şişe büyülü hap aldı. Hepsi de ikinci seviye büyülü haptı. Üç aylık inzivada You Xiao Mo bir sürü büyülü hap arıtmıştı. Açık arttırma için olanlara ek olarak fazladan iki şişe daha arıtmıştı ve geriye hâlâ oldukça fazla hap kalıyordu.
O gittikten sonra, You Xiao Mo halihazırda arıtmış olduğu birkaç şişe birinci seviye büyülü hap aldı ve Büyülü Otlar Binası'nın yolunu tuttu.
İnzivaya çekilmeden önce, sık sık bin küsür birinci seviye büyülü ot almak için Büyülü Otlar Binası'na giderdi. Artık boyutunda büyülü otlar olsa da Büyülü Otlar Binası'na büyülü ot almaya gitmezse, kolayca diğerlerinin şüphelerini arttırırdı.
Tam Büyülü Otlar Binası'na girecekken, You Xiao Mo her zaman gizemli bir şekilde bir yok olup bir ortaya çıkan Fu Zi Lin'e rastladı.
Onu gördüğünde, You Xiao Mo komşu öğrencinin ona söylediklerini hatırladı. Söylediğine göre, bu İkinci Shixiong ona bakmaya gelmiş ve soğuk bir hava patlaması yaymıştı. Bu sahneyi gözünün önüne getirince gülümsemeden edemedi. Şu an onu gördüğünde bu his daha yoğunlaşmıştı.
"İkinci Shixiong. Bir şeye mi ihtiyacın var?" You Xiao Mo ona doğru gelen ifadesiz Fu Zi Lin'e bakarken göz kırptı.
Fu Zi Lin konuşmadan önce bir süre ona baktı. "Sana borçluyum."
Sonra gitti. You Xiao Mo bu İkinci Shixiong'un gerçekten çok garip olduğunu düşündü. Ama çok sevimli bir şekilde garipti!
Büyülü Otlar Binası'na giren You Xiao Mo, hemen tezgahtaki Zhao Shishu'ya doğru yürüdü. "Zhao Shishu, işte iki yüz adet büyülü hap. Sen de say. Hepsi burada."
Zhao Shisu onları aldı ve ikinci kez bile bakmadan kaldırdı. Kalemini kaldırdı ve "Üç ayda dört yüz adet büyülü hap. Bu sayı önceki arıttığına kıyasla oldukça az. Daha fazla büyülü ot almak ister misin?"
"Evet. Ama bu sefer ikinci seviye büyülü ot almak istiyorum." You Xiao Mo birazcık utanarak konuştu. Sonuçta, kendi büyülü otları olduğunu söyleyemezdi.
Zhao Shishu sonunda şaşkınlıkla başını kaldırdı.
*Etkisiz veya sayısız ast anlamına gelen Çin atasözü.