Zhang Shi Lan'ın Qian Mu Qing ile yaptığı konuşmanın ardından eve gittiğinde karşılaştığı muamele, Yu Huang Rong'un karşılaştığı muameleden pek farklı değildi.
Madam Zhang yanında bir hizmetçi kızla kapıda durmuş, oğlunun arabasına bakıyordu. Hizmetçi daha aşağı atlayıp perdeyi kenara çekmek için hamle yapmıştı ki, Madam Zhang koşarak yanına geldi ve onu soru yağmuruna tuttu.
"Xiao Lan, nasıl gitti? Madam Yan ne dedi? Bir eş bulma şansın nedir? Çok uzun sürmez, değil mi? Çok güzel bir yüzün var ve babanın konumu da fena değil, en azından bir ya da iki güzel kız önerebilmesi gerekirdi, değil mi? Kimdi onlar? Tanıdığımız biri mi? Hangi ailedendiler? Bir randevu ayarlamak için bizi ne zaman görmek istiyor?"
Hizmetçi sonunda arabanın içine uzanmayı başardı ve Zhang Shi Lan'ın elini tutarak dışarı çıkmasına yardım etti. Ona başıyla selam verdikten sonra atları ahıra geri götürmeye gitti.
Zhang Shi Lan gülümseyerek annesine döndü, nazikçe elini tuttu ve eve dönmesini işaret etti. "Merak etme anne. Henüz kesin bir şey söyleyemem ama işlerin iyi yönde gittiğini hissediyorum. Hadi içeri girelim ve sonra sana her şeyi yavaş yavaş anlatacağım."
"Ay! Ne diyorsun sen? Yavaş yavaş! Bu benim müstakbel gelinim, senin karın, torunlarımın annesi hakkında! Bunu nasıl yavaştan alabiliriz? Zaten bu yaşa gelmişsin ve hâlâ evlenmemişsin. Senin adına endişelenmem yanlış mı?" Parmakları adamın kolunu sıkıca kavradı ve kolunu salladı.
Zhang Shi Lan aldırmadı. Annesinin böyle davranmasını zaten bekliyordu. General Yu ile kıyaslandığında hiç de yaşlı sayılmazdı. Hatta tam tersine, Madam Yan'ın davet ettiği sekiz erkek arasında en genç olanıydı. Annesi bir süredir onun evliliği hakkında endişeleniyordu. Doğal olarak, sonunda bir çöpçatana gittiğine göre her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak istiyordu.
Zhang Shi Lan içeri girene kadar sabırla onun şikâyetlerini dinledi. Onu sandalyelerden birine götürdü ve oturmasına yardım ettikten sonra hizmetçi kıza dönerek sessizce annesi için çay yapmasını istedi. Sonra onun karşısına oturdu ve gülümsedi.
Oğlunun yüzünde her zamanki gülümsemeyi gören Madam Zhang iç çekti. Oğlu hiç de heyecanlı görünmüyordu. Çöpçatanda işler gerçekten yolunda gitmiş miydi? "Xiao Lan, artık annene neler olduğunu anlatabilir misin? Hemen anlatmazsan gerginlikten öleceğim."
Zhang Shi Lan masanın üzerinden uzandı ve onun elini okşadı. "Merak etme anne. Her şey yolunda gitti. Chen ülkemizin başkentindeki en iyi çöpçatan olduğunu söyleyen sen değil miydin? Sanırım bunda haklıydın. Aslında yedi erkek daha davet etmiş."
Madam Zhang soğuk bir nefes çekti. "Yedi erkek daha mı?! Fakat öte yandan… Kimdi onlar? Kadınlardan birinin seni seçeceğinden emin misin? Bu kadar çok seçenek varken…" Kaşlarını çatmaktan kendini alamadı. Oğlunun gerçekten de yakışıklı bir yüzü vardı ve babasının konumu da fena değildi ama diğer yedi adamla kıyaslandığında bu yeterli olur muydu? Başkent nüfuzlu ve güzel insanlarla doluydu!
Zhang Shi Lan gülümsedi ve başparmağıyla onun elini ovuşturdu. "Doğal olarak, Madam Yan her şeyi enine boyuna düşünmüş. Yaklaşık kırk kadını davet etmiş."
"Kırk!" Madam Zhang'ın gözleri büyüdü. Bir çöpçatanın sekiz erkek ve kırk kadını bir araya getirdiğini kim duymuştu ki? Birdenbire bu Madam Yan'ı seçmenin iyi bir fikir olup olmadığından şüphe etmeye başladı. Bir ailede iç çekişmelere neden olmayacağı neredeyse garanti olan uygun bir eş bulabildiği söyleniyordu. Ancak bu sadece bir eş varsa takdir edilebilecek bir nitelikti! Ya oğlu hiç evlenmeyi başaramazsa? Ah, belki de ona başka bir çöpçatana gitmesini tavsiye etmeliydi… Hayır, belki de onun yerine kendisi çöpçatana gitmeliydi!
Zhang Shi Lan annesinin ne düşündüğünü tahmin edebiliyordu ama kararından pişmanlık duymadı. Bu kırk kadın arasında en azından bir tanesi onunla evlenmek isteyecekti. O da böyle birini seçecekti. Bu şekilde, evlilikleri mutlu olmasa bile huzurlu olabilirdi. Bu hâlâ mümkün olduğuna göre, en azından bu seferlik General Yu'nun arkadaşlığının tadını çıkarabilirdi. Düşüncelerini kendine sakladığı sürece sorun yoktu.
Zhang Shi Lan bakışlarını indirdi ve elini geri çekti. Qian Mu Qing'in sözlerini hatırlamadan edemedi. General Yu'nun ona karşı romantik duygular besliyor olması mı gerekiyordu? Gerçekten hayal bile edemiyordu.
Bu düşünceyi bir kenara itti ve tekrar annesine baktı. "Biliyorum biraz… alışılmadık bir durum ama Madam Yan sebepsiz yere ünlü olmadı. Başkentte onun köşkünde bir araya gelen pek çok mutlu çift yok mu? Belki de bu sadece diğer çöpçatanlardan farklı bir şekilde hareket ettiği için mümkündür. En azından, onun iş yapma biçimi beni oldukça ikna etti."
Madam Zhang hâlâ sakinleşememişti ama kendini biraz daha iyi hissediyordu. Oğlu, hangi tarihlerin uygun olacağına bağlı olarak bu ya da gelecek yıl evlenmeyi çoktan kabul etmişti. Doğru kadını bulması sadece bir zaman meselesiydi. Ve eğer bu Madam Yan yıl sonuna kadar işleri halledemezse, yine de başka bir yere gidip tekrar deneyebilirlerdi. Böyle düşünerek kendi kendine başını yukarı aşağı salladı. "Haklısın. En kötüsünü düşünmemeliyim. Peki hoşlandığın bir kız var mıydı?"
Zhang Shi Lan olayı düşündü ve bakışları uzaklaştı. Hoşlandığı bir kız… Performanslarına odaklanmakta güçlük çektiği için bunu söylemek zordu. Yine de performanslarına daha fazla dikkat etmesini sağlayan birkaç kişi olmuştu. "O kadar çok vardı ki, birinin diğerinden daha iyi olup olmadığını söylemek zor. En azından, daha iyi tanımayı hayal edebileceğim birkaç kişi vardı." Bir kez daha General Yu'yu düşünerek durakladı. Gerçekten daha iyi tanıdığı tek kişinin o olduğunu hissetti. O kadınlarla buluşmak için geri döndüğünde o da orada olacak mıydı? Ne de olsa kendisinin de aynı kişileri seçtiğini söylemişti…
Bayan Zhang oğlunun kaybolmuş yüz ifadesini gözlemledi ve heyecanını zar zor gizlemeyi başardı. Kadınlardan hiçbirine aşık olmadığını söylemiş olsa da içlerinden birinin başını döndürdüğü kesin gibiydi! Muhtemelen bunu itiraf edemeyecek kadar utangaçtı. Ah, gidip hangisi olduğunu öğrenmeliydi! "Xiao Lan!" Elini okşayarak onu düşüncelerinden çekip çıkardı. "Şimdi ne olacak? Henüz emin değilsen… Aileleriyle görüşeyim mi? Madam Yan onları ne zaman davet edeceğini söyledi mi?"
Zhang Shi Lan başını iki yana salladı. "Hayır. Birkaç gün içinde hepimizle irtibata geçecek ve köşkü tekrar ziyaret etmemiz gereken tarihi söyleyecek. Daha önce ilgilendiğimiz kadınları tekrar görme ve onları daha yakından tanıma fırsatımız olacak."
"Ah!" Madam Zhang yine meraklanmaktan kendini alamadı. Madam Yan gerçekten de işleri garip bir şekilde yürütüyordu! "Peki ya ben? O gün sana eşlik edeyim mi?"
"Hiç sanmıyorum. İnanıyorum ki… bu sadece geçen seferki seçimlerimizde yanılmadığımızdan emin olacağımız bir gün olacak. Sonrasında… Ailelerimizi de işin içine katacağını tahmin edebiliyorum."
Madam Zhang cıkladı. Aceleleri yoktu ama yine de oğluna bir an önce bir eş bulmak istiyordu. Madam Yan'ın iş yapma biçimine bakılırsa, kararın verilmesi kesinlikle Yeni Yıl'a kadar sürecekti! Ah, o zaman oğlu bir yaş daha büyümüş olacaktı…
"Merak etme anne. Madam Yan'ın doğru kararlar vereceğinden eminim. Gelecek yıl bu zamanlar çoktan mutlu bir evliliğim olmuş olacak."
"Ah, sadece öyle umabiliriz…" Madam Zhang iç çekti. Bir süre daha düşündü ve sonunda masaya vurdu. "Boş ver, burada oturup düşünmek hiçbir şeyi çözmez. Gidip biraz etrafa soracağım. Belki bir şeyler öğrenebiliriz."
"Anne…"
"Hayır, hayır, hayır!" Madam Zhang oğluna sessiz olmasını işaret etti. "Çok nazik ve çok kibarsın. İşlerin gerçekten iyi gittiğinden ve kızların kabul edilebilir olduğundan emin olmalıyım. Bir anne olarak, oğlumun iyi bir eşle evlenebilmesini sağlamak benim görevim. Hiçbir şey şansa bırakılamaz!"
"Madem ısrar ediyorsun…" Onun gidişini izledi ve iç geçirdi. Hiçbir şey şansa bırakılamazdı… Belki de bu doğruydu. Belki de… dünün tesadüfi karşılaşmaları bugünün saplantıları olacaktı ve belki de bugünün kadersel buluşmaları yarının felaketi olacaktı.
Sadece bu felaketin ailesini tehdit etmemesini umabilirdi.