İki adam sınırdaki durumdan ve Chen ülkelerinin en önemli ticaret yollarından, yaklaşan düğüne kadar her şey hakkında konuşmaya başladı ve hatta sonunda restorandan bir wei qi tahtası alarak strateji yeteneklerini yarıştırmak için bir tur oynadılar.
Söylemeye gerek yok, Yu Huang Rong kazandı ama yine de bu kişi hakkında biraz daha iyi hissetti. Pekâlâ, belki de Qian Mu Qing konusunda aşırı tepki göstermişti. Belli ki bu kişi iyi bir adamdı ve Zhang Shi Lan üzerinde herhangi bir emeli yoktu. Aslında, erkeklerle hiç ilgilenmiyordu ve onu sadece iyi bir arkadaş olarak görüyordu. Bunun için ona kızamazdı. Açıkçası, Qian Mu Qing sadece Zhang Shi Lan'ın iyi niteliklerini görebilmişti. Bu sadece kendi iyi karakterinin bir kanıtıydı.
Bu şekilde, üçü sonunda çok daha iyi bir ruh hali içinde yollarını ayırdı. İki muhabbet kuşu neredeyse tüm günü tekrar birbirleriyle geçirebildikleri için mutluydu ve Qian Mu Qing de General'in kendisi hakkındaki şüphelerini giderebildiği için mutluydu. Artık gelecekte Zhang Shi Lan'ı görme konusunda endişelenmesine gerek kalmayacaktı ve bu ilişki bir gün işine de yarayabilirdi. Yani sadece bir öğleden sonra ona iki iyi haber getirmişti. Bu gerçekten de mutlu olunacak bir şeydi.
Zhang Shi Lan ve Yu Huang Rong, ailelerinin hizmetkârlarının getirdiği arabalara binmeden önce son bir kez bakıştılar. Zhang Shi Lan ve Yu Huang Rong birbirlerini düşünüyor olsalar da eve dönerken her birinin kendi düşünceleri vardı.
Ah, bugün onlar için şanslı geçmişti ama bunu her zaman yapamayacaklardı. Qian Mu Qing onları zaten biliyordu, bu yüzden riskli bir hareket değildi. Ancak başka insanlarla tanışma kisvesi altında birbirlerini görmeyi başarsalar bile, toplum içinde birbirlerine tekrar sevgi gösterisinde bulunamazlardı. Ne de olsa kimsenin öğrenmesine izin veremezlerdi. Bu çok tehlikeliydi. Bu yüzden sadece Madam Yan'ın yakında onlar için iyi haberler vereceğini umabilirlerdi.
Zhang Shi Lan arabadan indiğinde, kendini mahcup hissetmekten alamadı. Yu Huang Rong'un ona verdiği gümüş saç tokasını hâlâ takıyordu. Nasıl göründüğünü umursamasa da annesinin ya da babasının fark etmesinden korkuyordu. Aslında, hizmetçilerden sadece biri bile fark etse, bu onlara sorun çıkarabilirdi. Ne de olsa, bu saç tokasının nereden geldiği kesinlikle kendisine sorulacaktı ve ailesine yalan söylemekten hoşlanmıyordu. Yu Huang Rong ile olan ilişkisini onlardan saklamak bile… vefalı bir davranış değildi, öyle değil mi?
Kendisini eve getiren hizmetçiye başıyla selam verdi ve başka biriyle görüşmeden önce gizlice odasına dönüp tokasını değiştirmek istedi ama tam o sırada bir hizmetçi koşarak ona doğru geldi.
"Genç Efendi! Genç Efendi, çabuk gelin!"
Zhang Shi Lan olduğu yerde dondu kaldı ve sonra koşarak yanına geldi. "Ne oldu? Ne oldu? Anneme bir şey mi oldu?" Bu kız annesinin hizmetçisiydi. Böyle koşarak geldiğine göre, annesini ilgilendiren bir mesele olmalıydı. Korkmadan edemiyordu. Aniden hastalanmış mıydı? Bir kaza mı geçirmişti? Ya ciddi bir şeyse?
Kızın peşinden koştu ama kendini annesinin oturup çay içmeyi sevdiği odada buldu. Şu anda bile tam olarak bunu yapıyordu: Önünde dumanı tüten bir fincan ve elinde tuttuğu bir mektupla masada oturuyordu. Babasıyla heyecanla konuşurken yüzünü parlak bir gülümseme süslüyordu.
Zhang Shi Lan ne olduğunu anlayamadan olduğu yerde durdu. Tam olarak neler oluyordu? Annesinin hiçbir sorunu yoksa kız neden bu kadar telaşlanmıştı? Zhang Shi Lan kaşlarını hafifçe çattı ve içeri girdi. "Anne, baba. Ne oldu?"
Annesi onun sesini duyunca ayağa kalkıp yanına gitti ve kolundan tutup masaya çekti. "Ah, Shi Lan, sonunda döndün! Gel, gel, önce otur. İyi haberlerim var!"
Zhang Shi Lan tedirgin bir şekilde onun kendisini masaya götürmesine izin verdi ve ikisinin yanına oturdu. "Annem mutlu görünüyor. Yani bir sorun yok mu?"
Annesi güldü ve onun endişelerini elinin tersiyle itti. "Aptal! Benim ne sorunum olabilir ki? Tam tersine, son birkaç yıldır hiç olmadığım kadar iyi hissediyorum. Şuna bir bak!" Mektubu onun önüne koydu ve parlak bir gülümsemeyle okşadı. "Çöpçatanlık köşkünden Madam Yan sonunda bize bir mektup yazdı. Şimdi de evliliğin hakkında konuşmak için beni görmek istiyor. Zamanı gelmişti."
Zhang Shi Lan şaşkınlıkla başını salladı. Bu mektup Madam Yan'dan mıydı? Bu, işlerin yavaş yavaş ilerlediği anlamına mı geliyordu? O ve Yu Huang Rong da yakında haber alacak mıydı? Sonunda bir sonraki adımın ne olduğunu öğrenebilecekler miydi? Sonra da kendi düğünleri… Bakışlarını indirmekten ve hafifçe gülümsemekten kendini alamadı. Ah, eğer bu gerçekten doğruysa… Gerçekten de heyecanlanmaya değerdi.
Onun yüz ifadesini gören Madam Zhang daha da mutlu oldu. Görünüşe göre oğlu sonunda evlenmenin o kadar da kötü olmadığına karar vermişti. Onu böyle görmek çok rahatlatıcıydı. Son birkaç yıldır, yaşlandıktan sonra da uygun bir eş bulup bulamayacağı konusunda hep endişelenmek zorunda kalmıştı. Elbette, İmparator'un sarayında iyi bir pozisyon elde etmeyi başarırsa, bu iyi bir eş bulma şansını da artıracaktı. Ama aynı zamanda gençleşemezdi. Bunun herhangi bir sorun getirmeyeceğini kim bilebilirdi? Hayır, erken evlenmesi daha iyiydi. Kötü zamanlarda bile ona bağlı kalan bir eş en iyisiydi zaten.
Uzandı ve onun kolunu okşadı. "Yarın müsait olursam beni görmek istiyor. Biraz ani olsa da doğal olarak benim için sorun olmadığını söylemesi için bir hizmetçi gönderdim. Konu senin düğünün olduğu için hiç vakit kaybetmemeliyiz. Kim bilir? Belki yarın geri gelirim ve sana eşinin kim olacağını şimdiden söyleyebilirim."
Zhang Shi Lan böyle bir şeyin olmayacağından emin olmasına rağmen başını salladı. Belki de Madam Yan bu görüşmeyi sadece biraz daha zaman kazanmak için kullanacaktı. Ne de olsa Yu Huang Rong'la ilişkisini henüz bilmiyordu. Evet, muhtemelen Yu Huang Rong'a işleri yoluna koyması için biraz daha zaman tanımaya çalışıyordu.
Muhtemelen ona bir not göndermeliydiler. Ama bunu yapamazdı. Ailesinin öğrenebileceğini boş verin, Madam Yan da kendisinin haberi olduğunu henüz bilmiyordu. Hayır, bu tür şeyleri Huang Rong'a bırakmak daha iyiydi. Sadece… Ona nasıl ulaşacağı konusunda hiçbir fikri yoktu, bu yüzden sadece Yu Huang Rong'un bunu kendisinin düşüneceğini umabilirdi.
Söz konusu kişi gerçekten de aynı şeyi düşünüyordu. Tıpkı Zhang Shi Lan gibi, onu eve getiren hizmetçi arabanın perdesini kenara çeker çekmez yanına çağrılmıştı. Yine de kendi annesi tarafından kucaklanma onuruna sahipti.
Madam Yu büyük bir heyecanla oğlunu evin içine sürükledi ve mektubu ona uzatarak şu ana kadar çöpçatanlık köşkünde gördüğü kadınlar hakkında bir şeyler sordu ve net bir favorisi olup olmadığını sordu.
Sonunda evlenmeyi kabul ettiğine göre, ona biraz uyum sağlayacak ve kendi tercihlerini dikkate alacaktı. Eğer çok beğendiği bir kız varsa ve her şey uygunsa kesinlikle onu seçecekti. Değilse… Eh, oğlu henüz hiçbirini çok iyi tanımıyor olmalıydı, değil mi?
Bu düşünce karşısında biraz endişelenmekten kendini alamadı. Hizmetçi, oğlunun bugün bir toka almaya gittiğini söylemişti, bu yüzden gerçekten hoşlandığı bir kız olması muhtemeldi. Eğer aile yeterince iyi değilse ya da doğum tarihleri uyuşmuyorsa… O zaman ne yapmalıydı? Kaderi görmezden gelip oğlunun inatçı olmasına izin mi verseydi? Bunu riske atmak istemiyordu.
Ama başka ne yapabilirdi ki? Yu Huang Rong'a bir şey yaptırmak o kadar kolay değildi. Buraya kadar gelmiş olması ve çok geç olmadan evlenmesi gerektiğini fark etmiş olması zaten çok iyiydi. Tercih ettiği kız evlenmemişken, onu sevmediği bir kızla evlenmeye zorlamaya çalışırsa …
Ah, bu çok sıkıntılıydı! Oğlu böyle bir durumda evlenmeyi reddedecekti, bundan emindi. Onu başka türlü ikna etmenin hiçbir yolu yoktu. Ya da belki… Başka bir kadın en azından ikinci eşi ya da cariyesi olabilirse, ilk eşi olarak başka bir kadınla evlenmeyi kabul eder miydi? Bu iyi bir uzlaşma olabilirdi… Ah, bu düşünceyi aklının bir köşesinde tutmalı ve işler sarpa sararsa bu konuyu gündeme getirmeliydi.
Yu Huang Rong annesinin neyin peşinde olduğunu anlamaya çalışmakla uğraşmadı ve onun yerine mektuba baktı. Ne yazık ki mektupta fazla bir şey yazmıyordu, sadece Madam Yan'ın planladığı gelecek adımlar hakkında konuşmak için annesini görmek istediği yazıyordu.
En azından bu ona Madam Yan'ın hâlâ planladığı bazı şeyler olduğunu söylüyordu. Ama bunun neleri içerdiğini bilmiyordu. Onun neyin peşinde olabileceğine dair en ufak bir fikri bile yoktu. Kadınları anlamak, savaşta düşmanını anlamaktan daha zor gibi görünüyordu.
Her neyse. Gidip onunla sohbet etmeliydi. Bu, onun aklından geçenleri tahmin etmeye çalışmaktan daha verimli olurdu. Zhang Shi Lan'la zaten ilerleme kaydettiğini ona söylemeliydi ki o da bu konuda bir sonraki adımın ne olacağını söyleyebilsin.
Gerekenden daha fazla beklememeliydiler. Ne yazık ki bugün gidip onunla konuşmak için artık çok geçti. Gidip sormak için yarına kadar beklemek zorunda kalacaktı. Demişken
…
Yu Huang Rong gülümsedi ve annesinin kolunu okşadı. "Sana endişelenmene gerek yok demedim mi? İşleri yapma şekli biraz tuhaf olsa da o iyi bir çöpçatan, bu yüzden sonunda her şey yolunda gidecek. Yarın seni oraya götürüp ona tekrar teşekkür etmeme ne dersin? Onda iyi bir izlenim bırakırsak, bana iyi bir eş bulmak için kesinlikle daha fazla çaba gösterecektir. Bundan hoşlanacak birine benziyor. Sen ne düşünüyorsun?"
Madam Yu çok sevindi. Ah, oğlunun bir gün evliliğiyle bu kadar ilgileneceği kimin aklına gelirdi? O kadar çok çaba sarf ediyordu ki! Gözlerinde yaşlarla onun kolunu sıktı ve hararetle başını salladı. "Bu harika bir fikir! O zaman bu şekilde yapalım. Ah, yarın güzel giyindiğinden emin ol. İyi bir şöhretin olsa da bir kadın her zaman yakışıklı bir koca ister. Şık ve bakımlı olduğundan emin olman daha iyi olur."
Yu Huang Rong alaycı bir gülümsemeyle ayağa kalktı. "Ne diyorsun anne? Oğlun her zaman yakışıklı değil mi?" Gülümsedi ve arkasını dönerek mutlu bir şekilde ayrıldı. Annesinin hâlâ ona bir eş bulması konusunda ısrar etmesine aldırmıyordu. Sevdiği insanla evlenmeye yaklaştığı için bu çok iyiydi. Sadece bundan sonra Zhang Shi Lan'ı her gün görebilmek için işlerin ilerlemesini istiyordu. Ondan bir dakika bile ayrı kalmak istemiyordu.