Madam Yan'ın Erkekler için Çöpçatanlık Köşkü

Çevirmen: Myriel
Editör: Myriel
Bölüm 58: İki Kalbin Birliği, Bir Âlimin Düşünme Biçimi

Hem âlimler hem de dinleyiciler sessiz kaldılar, ses çıkarmaya cesaret edemediler. Hadım, imparatorun fermanını okumayı bitirdikten sonra böceklerin vızıltısı ve etraflarındaki ağaçların dallarına tünemiş kuşların cıvıltısı şaşırtıcı derecede yüksek görünüyordu.

Bazı âlimler gizlice yumruklarını sıkarak fırçalarını fırlatmak istediler. 'İki kalbin birleşmesi ve evlilik bağı' mı? Bu ne saçma bir konuydu böyle?! Devlet işleri için önemli olan derin, karmaşık mesele neredeydi? Para birimlerinde reform yapmak, yeni bir sulama sistemi getirmek, Chen ülkesinin altyapısında devrim yaratmak - bunlar İmparator'un teveccüh gösterdiği bir yarışmada tartışılmayı hak eden konulardı. Neden bunun yerine kocalar ve karılar hakkında sorular soruyordu?

Zhang Shi Lan da karmaşık bir ifadeyle baktı. O da herkes gibi farklı bir konu bekliyordu. Ama şimdi bunu duyunca… Yu Huang Rong'un birkaç hafta önce söylediklerini düşünmeden edemedi: “İmparator bir zamanlar bana aşıktı.”

Bu tür saçma bir cümleyi kim söylemeye cesaret edebilirdi ki? Ama belki de gerçeklik payı vardı? Bu en azından imparatorun neden böyle bir konu seçtiğini açıklayabilirdi. Sevdiği kişi başka biriyle evlenmek istiyordu. Bir insanın o anda neler düşündüğünü çok iyi tahmin edebiliyordu. Ne de olsa kendisi de bunları düşünmeyeli uzun zaman olmamıştı.

Sadece… Bu kişi imparatordu. Kesinlikle böyle kişisel sebeplerle bir şey yapmazdı. Ya da fazla düşünüyor olabilir miydi? Kişinin imparator olması, kendi duyguları olmadığı anlamına gelmiyordu. Belki bir krallığın hükümdarı da böyle bir haberden aynı derecede etkilenebilirdi.

Her neyse, konu buydu ve bizzat Majesteleri tarafından karar verildiği için bunu kabul etmek zorundaydı. Ve sonuçta, bir âlim olarak her şeyi enine boyuna düşünebilmeli ve ardından bu konuda bir makale yazabilmeliydi. Bu yarışmalar bunun için değil miydi? Konunun ne olduğunun ne önemi vardı?

Sonunda, mevcut tüm âlimler bu gerçeğin farkına vardı. Akademinin öğretmeni kararı aldı ve öğrenciler mürekkeplerini öğüterek ve fırçalarını alarak yerlerine oturdular.

Bazıları sanki bu makaleyi bitirmek ve sonunda tekrar gitmek için sabırsızlanıyormuş gibi hemen yazmaya başladı. Bu yarışmaların genelde böyle gitmediği kesindi.

Zhang Shi Lan da yazmaya başlamak için hazırlandı ama fırçasını hemen eline almadı. Bunun yerine önündeki kâğıda baktı ve düşündü. Evlilik… Bu sık sık düşündüğü bir konuydu. Şimdiye kadar bu düşünceler sadece özel nitelikteydi. Evli bir adam olarak hayatının nasıl olacağını hayal etmişti. İster sevdiği kişinin yanında olsun, ister sevemediği ama saygı duyabileceği biriyle. Ailesi onu hiç umursamadığı biriyle evlendirmek için ısrar ederse neler olabileceğini de merak etmişti.

Yine de tüm bunlar böyle bir makalede yazılamazdı. Sonuçta, imparatorun bu konuyu gündeme getirmesinin nedeni kişisel olsa bile, bu onun bir ulusun hükümdarı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu ve bu konunun da önerilebilecek diğer konular gibi ele alınması gerekiyordu. Bu, iki kalbin birleşmesinin ve evliliğin Chen ülkesinde bir bütün olarak nasıl bir yere sahip olduğunu düşünmesi gerektiği anlamına geliyordu. Evliliğin önemi neydi? Ya evlilik olmasaydı? Evliliklerin seçilme ve nihayetinde yaşanma şekli şimdikinden farklı olsaydı ne olurdu?

Şu anda bir evliliğe imparator tarafından karar verilebilirdi ama çoğu durumda buna bir çöpçatanla birlikte kişinin büyükleri karar verirdi. Büyükleri ilgilenmediğinde ya da karşılarında Madam Yan gibi alışılmadık bir çöpçatan bulunduğunda, evlenecek kişilerin nadiren fikirlerini söyleme şansı oluyordu. Fikirleri dikkate alınsa bile, kimin kiminle evlenebileceği konusunda kısıtlamalar vardı.

Başka bir erkekle erkek olarak evlenmek yasak değildi ancak toplum söz konusu kişileri hoş karşılamayabilirdi. Bir kadınla kadın olarak evlenmek… Bu daha da zordu. Başkent gibi bir yerde buna imkânsız bile denebilirdi. İki aile de bunu kabul etmezdi. Taşrada durum farklı olabilirdi ama orada bile bu büyük ölçüde iki ailenin bu tür davranışları hoş görme isteğine bağlıydı.

Bu açıdan bakıldığında, evlilik ile iki kalbin birleşmesi arasında bir bağlantı olması gerektiği pek söylenemezdi. Aşk evlilikle eşit değildi. Evlilik aşkla eşit değildi. Olabilirdi ama bu kesin değildi. İhtimallerin evlenenlerin lehine olup olmadığını kim bilebilirdi?

Yine de böyle bir ilişkiden aşk doğabilirdi. Eğer herkes istediği kişiyle evlenebilecek kadar şanslı olsaydı, bunun Chen ülkesine ne faydası olurdu? Bu, tek bir kişiyle başlayan bir şey olmalıydı. Başarılı bir evlilik her iki tarafın da mutluluğuna katkıda bulunabilir ve iki ailenin başarılı bir birlikteliği onların duruşunu da iyileştirebilirdi.

Başka bir deyişle, bir evlilik sadece evlenen iki kişiyi değil, aynı zamanda onlarla akraba olan insanları da etkileyebilirdi. Daha da ileri gidersek, evlenenlerin ne tür bir statüye sahip olduklarına ve ailelerinin başlangıçta hangi statüye sahip olduklarına bağlı olarak, bu etkinin daha da geniş etkileri olabilirdi.

Örneğin, eğer bir Bakan bir eşle evlenmişse, hissettiği kişisel tatmin işini de etkileyebilirdi. Ne de olsa, işini bitirdikten sonra karısıyla geçirdiği zaman zihnini dinlendirmesine olanak tanıyacak ve ona endişelerini anlatma fırsatı kalbinin rahat olmasını sağlayacaktı. Bu da meseleleri daha net görmesine ve böylece işinin daha sorunsuz ilerlemesine yardımcı olurdu. Yani bir bakıma, mutlu bir evlilik bir Bakanın çalışmalarını artırabilir ve böylece Chen ülkesine bir bütün olarak fayda sağlayabilirdi.

Zhang Shi Lan kendi kendine başını salladı. Bu, konu için önemli olan bazı noktaları zaten kapsıyor olmalıydı. Bundan başka bazı fikirler de çıkarılabilirdi: Mutlu bir evlilik bu kadar faydalıysa, o zaman daha tatmin edici evliliklerin yapılmasını sağlamak avantajlı olabilirdi. Asıl soru bunun nasıl yapılacağıydı.

Zhang Shi Lan kendi evliliğini ve onunla birlikte gelen sorunları düşündü. Hem o hem de Yu Huang Rong bu yolda yürümeye istekliydiler. Yine de aileleri bunu kolay kolay kabul etmezdi. Ne de olsa ailelerinin soyunun devam etmesini sağlayacak bir varis istiyorlardı ve bu tür bir evliliğin gerçekleşmesinin itibarlarına zarar vereceğini düşünüyor olabilirlerdi.

Son noktadan emin değildi ama kendi aileleri böyle düşünmese bile başkaları kesinlikle böyle düşünecekti. Yine de bu, sadece fikri destekleme meselesiydi. Eğer erkekler arasında daha fazla evlilik yapılırsa, hatta belki de imparator tarafından kararlaştırılırsa ya da onun teveccühüne mazhar olunursa, zamanla vatandaşların bu tür evlilikler hakkındaki izlenimleri de iyileşirdi. Ne de olsa hükümdarın uygun gördüğü bir şey onlar tarafından uygunsuz görülemezdi, değil mi?

İlk nokta daha sıkıntılıydı. Hangi aile soyunun devam etmesini istemezdi ki? Ve bunu aşmanın bir yolu yoktu. İki erkek ya da iki kadın çocuk sahibi olamazdı. Bu konuda ne yapılabilirdi? Ailede başka çocuklar varsa, ebeveynler bu konuyu görmezden gelebilir ve bir sonraki nesli üretmek için diğer yavrulara güvenebilirdi. Ancak başka çocuk yoksa…

Zhang Shi Lan kendi kendine iç çekti. Bu çok daha büyük bir sorundu ve bunun için iyi bir çözüm göremiyordu. Kişisel olarak, her zaman Yu Huang Rong'un soyunun devamını güvence altına almak için yanına bir eş alması halinde bununla yaşayabileceğini düşünmüştü. Kocasını paylaşma düşüncesinden hoşlanmıyordu ama onunla birlikte olmasını sağlayacak şey buysa, bununla yaşayabilirdi.

Yine de bu yöntem her koşulda mümkün değildi. Her şeyden önce, her iki eşin de rızasını gerektiriyordu. İkinci olarak, her iki partnerin de kendi soylarını devam ettirmeleri gerekiyorsa bu yöntem kullanılamazdı. İki erkeğin birbiriyle evlenmesi ama her ikisinin de evde bir eşinin olması pek hoş görülemezdi, değil mi? Zhang Shi Lan kaşlarını çattı. Hayır, eğer böyle bir şey olursa, vatandaşların bu tür evlilikleri kabullenme oranı düşerdi.

Bir başka sorun da birden fazla eşe sahip olmanın vatandaşların çoğu için sürdürülebilir olmamasıydı. Soylular ve yüksek mevkideki erkekler bunu yapabiliyordu ancak normal nüfusun çoğu tek bir eşe ve çocuklarına bakmak için her şeyini vermek zorundaydı. Dolayısıyla bu aynı zamanda bir ekonomi meselesiydi.

Sorun bununla da bitmiyordu. Birçok ailede ikinci eşten, eşten ya da cariyeden doğan çocuklar ilk eşten doğan çocuklar kadar değerli değildi. Yani bir kişi birden fazla eşe bakacak paraya sahip olsa bile, ilk eşi erkek, ikincisi kadınsa, çocukların değeri daha düşük görülüyordu. Bunu aşmak için, erkeklerin ilk eşleri olan kadınla evlenmeleri gerekebilir ve sevdikleri erkeği, başka bir erkekle evlendikleri için zaten sosyal olarak garip bir konumda olmalarına rağmen ikinci eş konumuna düşürebilirlerdi. Eğer işler bu şekilde yürütülürse, hiç evlenmeseler de olurdu.

Zhang Shi Lan önündeki boş kâğıda baktı ve kendi kendine başını salladı. Bu konuyu uzun süre düşünmüştü ama yıllar sonra bile aklına gelen tek şey tek bir soruydu: Neden bir kadın olarak doğmamıştı? O zaman bütün bu sorunlar olmazdı. Eğer öyle olsaydı, o zaman asla bir âlim olamazdı. Bu da kaçırmak istemeyeceği bir şeydi.

Ne yazık ki Chen ülkesinin yasaları ve gelenekleri bu konuda uyuşmuyordu ve bunu değiştirmek için insanların temel inançlarının çoğunun değiştirilmesi gerekiyordu: Evlenmesi gereken kişilerin kendi eşlerini seçmelerine izin vermek, annelerinin statüsü ne olursa olsun tüm çocuklara aynı değeri vermek ve hatta belki de başka bir soydan gelen çocukları kendi çocuğunuz olarak kabul etmek ve onları öyle yetiştirmek. Bu sorunları çözmek için tek seçenek bu olabilirdi.

Sonuç olarak, makalesinde sadece sevgililer arasındaki evliliğin Chen ülkeleri için olumlu etkileri olsa da bunun büyük ölçüde teşvik edilmesinin pek mümkün olmadığını, çünkü bazıları ulusun temelini sarsabilecek çok fazla sorunun buna karşı durduğunu yazabildi.

Bu gerçekten de onun kalbini kıran bir sonuçtu.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR