Talihsizlikler Silsilesi

Çevirmen: YcD44
Editör: Myriel
Cilt 1Bölüm 22: Haşereler ve Zehirler III

Beckard Links, kapısının yanında bir varlık hissedince öğleden sonraki uykusundan uyandı. Vücudunu esnetip masasının altında sakladığı çorabıyla yüzünü silen kedi, çekmecesinden bir tüy kalem çıkardı. Bu anlamsız bir çabaydı. Herkes onun iş ahlakının yok denecek kadar az olduğunu bilirdi fakat kedi görünüşünü korumakta ısrarcıydı. Ne de olsa bir kedi, gururu olmadan bir hiçti.

Cübbesinin üzerindeki tozu silkelemeyi bitirdiği anda, misafirleri kapısını çalmaya başladı. Üç kısa ama gürültülü vuruş, hepsi de ardardaydı. Vuruşlar hafif olmaktan çok uzak olsa da bunu yapan kişinin kısa boylu biri olduğunu anlayabiliyordu; bu da yeni edindiği sınıfın bir getirisiydi.

\"İçeri buyurun.\"

Ziyaretçileri huysuz bir hırıltıyla kabul etti. Diğer pek çok kedinin aksine tüysüzdü ve bu doğuştan değildi. Çoğu kişi vücudunun durumunu trajik olarak tanımlardı. Ancak söz konusu adam bunun böyle olmadığına ikna olmuştu. Bu Flux\'un adına yapılmış kasıtlı bir seçimdi. Tanrıçası çoğu erkeği sevimsiz bulurdu ve özellikle de kıllı ya da kürklü olanları sevmezdi.

\"Neil, Eric, Meg. Geri döndünüz.\" Her bir ayı adamın yüzündeki ifadeyi incelemek için bir an durdu, bu sadece hiçbiri daha kürklü formlarında olmadığı için mümkündü. \"Sanırım pek iyi gitmedi.\"

\"Hayır Beck. İyi gitmedi.\"

Grubun en bücürü olan Neil başını yavaşça iki yana salladı. Sözleri sessizdi, duygularının ağırlığı altında zar zor duyulabiliyordu.

\"Bu kadar dangalak olmayı bırak ve söyle artık, tek göz. Sen söylemezsen ben söyleyeceğim.\"

Üçlünün en irisi olan Eric hayal kırıklığı içinde diğer adamın bacağını tekmeledi. Grubun kendi isteğiyle orada bulunmayan tek üyesiydi. Diğer ikisi onu yanlarında sürüklemişti çünkü hem en iyi gözlemci hem de en iyi hafızaya sahip olan oydu. Beckard\'ın sorularının çoğuna yalnızca o yanıt verebilirdi.

Bunu bilmek, en kızgın ayı adamı peşlerine takılmaktan vazgeçiren şeydi. Beckard\'la uğraşmaktan nefret ediyordu. Ondan uzak durmak için elinden geleni yaptığını söylemek hafif kalırdı. Bunun nedeni kel beyefendinin kişiliği ya da konumuna uygun sorular sorma eğilimi değildi. Görünüşü yüzünden. Bir zamanların abisal nişancısı, erkek kediyi şimdiki haliyle görmeye dayanamıyordu. Tüm kürkünü tıraş etmek, bir zamanların turuncu tekirinin tanrıçası adına gerçekleştirdiği tek kendine zarar verme eylemi değildi.

\"Sen de yapabilirsin. En iyisi bu olabilir.\"

\"Lanet olası kısa kıçlı amcık! İşte bu yüzden senin kıçını elektrik direği olarak daha çok seviyorum. En azından bu şekilde daha az korkak oluyorsun.\" Eric kediye dönerken dilini şaklattı. \"Güzel! Dinle beni sik suratlı, Gurd öldü. Nalları dikti ve kendini lanet bir cehennem domuzuna yem etti. Bücürün kafatasını bulduk ve yanımızda getirdik. Hatta dün sabah kalenin hemen dışına gömdük.\"

\"Bir cehennem domuzu mu? Tuhaf. Gurd\'un bir cehennem domuzunun eline düştüğünü hayal etmek zor.\"

\"Evet, ama bu muhtemelen ellisine yaklaşıyor. Hatta şimdiye kadar varmış bile olabilir. Lanet olası yuvanın etrafında dolaşan bir bok kafalının birkaç izini bulduk. Adama ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama ya beyni kadar taşakları ya da taşakları kadar beyni var. Muhtemelen ölmüştür. Bahse girerim biz oradayken orada olmamasının tek nedeni o salağı kovalıyor olmasıydı.\"

\"Bu bir sorun olacak gibi görünüyor. Diğerlerine bölgeden uzak durmaları için haber vermeliyiz. Neredeydi?\"

\"Tahmin et, sikkafalı.\" Eric sırıttı.

\"Oh hayır, yine mi?\" Beckard karnının üzerine çöktü ve kuyruğunu arkasına doğru kıvırdı. \"Lütfen bana Equitaur\'un odasının hemen yanında olmadığını söyle.\"

\"Hey, şuna bak. Senin aptal kılsız kıçın bile ilk denemede doğru bildi.\"

\"Diğerlerine bölgeden uzak durmalarını söylemeli ve Flux\'a domuzun çıkıştan uzak durması için dua etmeliyiz. Başka bir dunkuz olayına ihtiyacımız yok.\"

Tıraşlı kedi arka ayakları üzerinde doğruldu ve ön patileriyle başını kucaklarken masasının etrafında volta attı. Başka bir izdiham olasılığı hiç de hoş bir düşünce değildi. Yalnız dunzkuzlar bir tehdit değildi. Aslında, çoğu zaman kendilerini öldürürlerdi. Ancak nüfuslarındaki ani ve yapay bir artış tehdit oluşturuyordu. Dişlek kemirgenlerin daha korkunç diğer canavarlara büyümek için ihtiyaç duydukları yemi sağlayacağı kesindi. Ve hisarın ihtiyaç duymadığı bir şey varsa, o da zindanda dolaşan başka bir lorddu.

\"Önce Archibald, şimdi de siz mi? Neden herkes sadece kötü haberler getirmek zorunda?\" diye inledi Beckard.

\"Archibald mı? O yavşak neden buradaydı?\"

Konuşma boyunca sessiz kalan Meg sonunda söze girdi. Ama Beckard\'ın sözünü ettiği kişi hakkında daha fazla şey öğrenmek istediği için değil. Aksine, tam tersini istiyordu. Onun hisardan olabildiğince uzakta olmasını istiyordu.

\"Görünüşe göre, soyulduğunu ve saldırıya uğradığını bildirmek için.\" Beckard masasının kenarından aşağı indi, çekmecelerinden birini açtı ve bir kâğıt çıkardı. \"Evinden birkaç parça büyülü teçhizat alınmış, görünüşe göre rün pelerini de dahil.\"

\"Bir rün pelerini oldukça iyi para eder. Bir tanesi için adam öldürecek birkaç kişi sayabilirim. Hatta ben bile yapardım.\" dedi Eric. \"Ama ne var biliyor musun, anahtar sikli? Böyle şeyler biz ilgilendirmiyor. Burası senin sürekli arkanı kollayacak bir yer değil. Bunu yapacak tek kişi dostlarındır ve o bir zanaatkâr olduğu için hiç dostu yok. Keşişler onu uykusunda öldürmediği için şanslı.\"

\"Ne yazık ki bu bizi ilgilendiriyor.\"

\"Peki bu nedenmiş?\"

\"Çünkü hırsız büyük ihtimalle yükselmiş bir Borrok\'tu. Gözlerinin nasıl olduğunu bildiğin için ona çok iyi bakamadı ama kocaman kulakları vardı ve yaklaşık bel hizasında duruyordu. Görünüşe göre kuşları da görür görmez ona saldırmış.\"

\"Sen sormadan söyleyeyim, Borrok Tepesi\'ne keşfe gitmiyoruz. Orası çok tehlikeli.\"

Neil, kediye neredeyse düşmanca bir bakış attı.

\"Sadece siz olmayacaksınız.\"

\"Hayır, hayır demektir Beck.\"

\"Ne? Birkaç borrok tohumundan mı korkuyorsun, tek göz? Siktiğimin korkağı. Lanet olası işi kabul et ve surat asmayı bırak. Neredeyse iki gündür odanda oturup bokun içinde debelenmekten ve kendine dokunmaktan başka bir şey yapmadın, bir turunu bir sonraki için kayganlaştırıcı olarak kullanıp durdun.\"

\"Eric! Bu iğrenç!\" diye yakındı Meg.

\"Ama bu doğru. Ona sor bakalım ne diyecek. Gurd\'u unutmaya bile çalışmıyor, oysa hepimiz o küçük çüklü herifin aldığı riskler yüzünden eninde sonunda nalları dikeceğini biliyorduk. Tek göz sadece büyük bir korkak gibi davranıyor. Bacaklarının arasında orospudan başka bir şey yok.\"

\"Korkmak yapılacak en mantıklı şey. Irksal seviyelerimiz çok yüksek. Yeni becerilerimiz ve sınıflarımız neredeyse hiç ilerleme kaydetmedi. Söylesene Eric, silah ustalığın yokken bir borrokla nasıl dövüşmeyi planlıyorsun?\"

\"İstatistiklerini kullanıp bir erkek gibi yumruk atarak mı?\"

Eric konuşurken gölge boksu yapmaya başladı. Yumrukları havada ıslık çalarak ilerliyor, her vuruşta küçük şok dalgaları yaratıyordu ancak gerçek bir tekniği olmadığı için gösteriş yapmaktan çok çırpınıyormuş gibi görünüyordu. En hafif tabirle etkileyici değildi.

\"Onlarla dövüşmek zorunda kalmayacaksın,\" dedi Beckard. \"Sadece bölgede daha fazla insan olmasını istiyorum ki öğrenebileceğimiz kadar çok şey öğrenebilelim.\"

Neil, \"Sen ne dersen de Beck, ben gitmiyorum,\" dedi.

\"Çünkü sen amcığın tekisin.\"

\"Neil\'e katılıyorum Eric. Bu gerçekten kötü bir fikir.\"

\"Kapa çeneni Meg. Sen zaten bir amcıksın.\"

\"Bu da ne demek şimdi!?\"

\"Ne anlama geldiğini çok iyi biliyorsun, seni şişko fahişe. Dün gece Carter\'ı becermeye çalıştığını biliyorum. Bana senin orospu kıçını reddetmek için bir saatin büyük bir kısmını nasıl harcamak zorunda kaldığını anlattı. Gurd\'u sevmek buraya kadarmış, ha?\"

\"Bu ne cüret!\"

\"İkiniz biraz sakinleşebilir misiniz lütfen?\"

Beckard karnının üzerine çöktü ve ikisinin de onu gerçekten duymadığını fark ettikten sonra inledi.

\"Özür dilerim. Muhtemelen bir saat daha böyle devam edecekler,\" dedi Neil.

\"O zaman yer değiştirelim. Şartları görüşmek istiyorum ve onlar etraftayken bu mümkün değil.\"

\"Sana söyledim Beck, gitmiyoruz. Gurd\'u yakalayan domuzu öldürmemiz gerekiyor.\"

\"Peki, bu konuda sana yardım etmeme ne dersin?\"

___

Bir kaçağın yerini tespit etmek inanılmaz derecede zordu. Claire duvarların etrafında dönmeyi ve yakınlardaki bölgeyi araştırmayı denedi fakat pek bir işe yaramadı. Yukarıda ya da aşağıda olmaları fark etmiyordu. Çoğu gruplar halinde seyahat ediyordu ve yalnız olan birkaçı da her zaman yakındaki bir devriyenin menzilindeydi. Suikast\'i başarıyla etkinleştirirse muhtemelen bir ölüm elde edeceğini düşündüğü için yine de sinsi bir saldırı denemek istemişti ama bundan kaçındı. Başarısız olursa ne olacağını bilemezdi.

Ancak arama alanını genişlettikten sonra nihayet diğerlerinden yardım isteyemeyecek kadar uzakta bir sincap adama rastladı ama o bile hemen uygun bir hedef olarak görülmedi. Onun aksine çıplak goblin faresi, bataklık çayıra doğru çekilmiyordu. Onun yerine ayakları ormanın zeminine bağlıydı. Bu ulaşılamaz olduğu anlamına gelmiyordu. Kendini özellikle alçak bir dalın üzerine konumlandırması onu saldırı menziline sokabilirdi. Tek sorun bu yaklaşımın oldukça şüpheli olmasıydı. Ona hareket etmek için çok az alan bırakıyordu, başarısız bir suikastı telafi etmek için çok az alan. Ama yine de denemeye karar verdi. Bunu yapmamayı kendine yediremiyordu. Saatler süren arama sırasında bulduğu tek yalnız kurt buydu.

Melez, günün erken saatlerinde oynadığı bıçakları aldı ve yavaşça avının arkasına doğru ilerledi. Gözünü avından ayırmadan, onun yiyecek aramanın ortasında olduğunu fark etti. Arada bir, bir ağaca yaklaşıyor ve kök sisteminin etrafını kazıyordu. Bulduğu dikenli siyah topakların her biri hemen tüketiliyor, ağzına atılıyor ve tereddütsüz yutuluyordu.

Başka bir yeraltı mantarı için kazmaya başladığında bıçaklarını kaldırdı. Çifte Bıçak\'ı etkinleştirmeye zahmet etmedi, bunun yerine daha yeni edindiği bir şeyi denemeyi tercih etti.

Envenom

Mevcut Zehirler

- Arı Zehri (5MP)

- Kuzgun Roket Yakıtı (50MP)

Savaş Dışı Kalıcılık

- Hiçbiri

- Geçici (Dakika Başına +%10 MP Bedeli)

- Kalıcı (+1000% MP Bedeli)

Envenom\'un menüsünü ilk kez açmıyordu ve en azından becerinin nasıl işlediğinin farkındaydı. Etkinleşmesi için hem bir zehir hem de bir kalıcılık seviyesi seçmesi gerekiyordu. Sezgisel olarak, kalıcılığın yalnızca bir dövüş dışında geçerli olduğunu anlamıştı. Sentezlediği herhangi bir zehir savaşın tüm süresi boyunca dayanacaktı ancak bir hedef bulamazsa kalması için daha fazla mana gerekiyordu.

Kalıcı olmayan roket yakıtını seçerek kendini daldan aşağı attı ve her iki bıçağını da hedefinin içine sapladı, bu sırada hedef onun varlığından habersizdi. Silahları yaratığın sırtına saplanır saplanmaz Suikast'ın devreye girdiğini ve verdiği hasarı artırdığını hissetti. Bıçakları derine saplandı ve momentumu sayesinde yaratığın yanından geçerken etinden büyük bir parça kopardı. Yeni bir kayıt görmeyi bekleyen Claire günlüğüne doğru baktı ama görüntü akışı boştu. Yeni hiçbir şey görünmüyordu.

Düzenbaz arkasını döndü ve gözlerini aniden çığlık atmaya başlayan düşmanına çevirdi. Belli ki yaralanmıştı. Sırtından sol böğrüne doğru iki uzun kesik uzanıyordu; biri ince ve neredeyse görünmezdi, sadece sızan kehribar rengi sıvıyla belli oluyordu, diğeri ise bariz bir şekilde parçalanmıştı. Daha büyük olan yara ölümcül görünüyordu ama ikisi de yakın bile değildi. Sincap olmayan hâlâ canlılıkla dolup taşıyordu.

Kuyruğundaki tüyler kabarmış olan bu çıplak kemirgen, kızın bulunduğu ağaca doğru fırladı. Kendi boyunda bir yaratık için pek de mümkün görünmeyen bir hızla ağacın gövdesine tırmandı ve ona doğru bir rota çizdi. Garip bir şekilde, onun baş aşağı pozisyonundan rahatsız olmamış gibi görünüyordu. Hatta onunla kafa kafaya çarpışmak için dalın alt tarafı olarak algıladığı yerde koşmaya başladı.

Yarı panik halindeki düzenbaz, saldırıdan kaçınmak için aşağı düştü. Ya da en azından denedi. Üzerinde durduğu dal, o adımını attığı anda büküldü ve bir kırbaç gibi ona doğru savrulmadan önce doğal olmayan bir şekilde geri döndü. Çeşitli küçük dalların yüzünü çizmesini engellemek için kollarını zamanında kaldırabildi fakat vücudunun koruyabildiği tek kısmı buydu. Açıkta kalan karnı, onu soluk soluğa bırakan ve dengede durmasını engelleyen ağır bir darbe aldı.

Üzerine inmeye çalıştığı dal da belli ki ona bir iyilik yapmak istemiyordu çünkü o da ona saldırdı. Sırtına çarpan dal, onu siğillerle kaplı sincaba doğru itti; sincap da böğrüne kafa atarak onu gölgeliklere doğru uçurdu. Hücumun momentumu onu on metreden fazla taşıdı. Yere çakılana kadar yuvarlanmayı durduramadı.

Acı içinde inleyen düzenbaz, düştüğü daldan kendini kaldırdı ve sağlığına baktı. Kendini çok daha kötü hissetmesine rağmen sağlığının sadece dörtte biri gitmişti. İlk iki darbe onu hazırlıksız yakalamış olsa da ikisi de son darbe kadar hasar vermemişti. Muhtemelen büyülü oldukları için canını çok az yakmışlardı.

Claire sincapsının yaptığı büyüyü tanıdı. Allegra\'nın tahta büyüsünü anlatırken ona gösterdiği büyünün aynısıydı ve melezin, bu elementi kullanmamaya karar vermesinin nedeni de buydu. Sadece sıkıcı görünüyordu. Bir ağaca emir verme gücü, söz konusu ağacı alev alev yakma gücünden çok daha az ilginç ya da etkileyiciydi. Treearm tarafından hazırlıksız yakalandığını bilmek, Claire\'in yüzünü buruşturmasına neden oldu. Utanmış, aşağılanmıştı. Düzenbaz hiçbir zaman bir askerin gururuna sahip olmamıştı ama yine de böylesine sıkıcı bir büyüye maruz kalmış olması onu rahatsız etmişti.

Kendini yeniden yönlendirerek, kaybettiği düşmanın yerini saptamak için iz sürmeyi etkinleştirdi.

Ancak düşmanın geri çekilmeyi seçtiğini gördü.

Daldan dala atlayarak onu kovalamaya çalıştı ama yakalayamayacağını biliyordu.

\"Benimle dalga geçiyor olmalısın!\"

Claire o kadar sinirlenmişti ki neredeyse küfredecekti. Sincapsı şey duvarlara doğru kaçmıştı. Yönünü yeniden bulması için geçen birkaç saniye içinde, saatlerce aradıktan sonra bulduğu tek sincap, açıkça avantajlı olmasına rağmen onunla dövüşmeyi reddetmişti. Daha da kötüsü, ondan çok daha hızlıydı. Güvenli bir yere ulaşmadan önce onu yakalayabilmesinin imkânı yoktu.

Günlük Girdisi 639

İz sürme 5. seviyeye ulaştı.

Kapa çeneni, kutu. Teselli ödülü aramıyordum.

Ama bu pes edeceği anlamına gelmiyordu.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR