Bölüm 35 - Kara Orman Çukuru III
Claire yer altındaydı. Nefesini tutmuş bir şekilde yatıyordu ve vücudu tamamen suyun altındaydı. Sırtı toprağa değiyordu çünkü yüzemiyor, hatta su üstünde bile kalamıyordu. Yapısıyla ilgili bir şey, girdiği her su kütlesinde yavaşça dibe batmasına neden oluyordu. Lamiaların yarı sucul olması gerektiği düşünüldüğünde, bu biraz garip bir özellikti.
Malikânede yaşadığı zamanlarda, bu özelliğin her zaman bir rahatsızlık olduğunu düşünmüştü. Alice'i eğlendirmeyi inanılmaz derecede zorlaştırıyordu. Tay, şatonun avlusundaki göle kafayı takmıştı ve sık sık bulutların üzerindeki evlerinden göle eğlenmek için inerdi. Claire de her zaman ona eşlik ederdi. İkisi her zaman kardeş kadar yakın olmuştu.
Melez, "Onu özlüyorum," demeye başladı ama ağzından aniden bir sel gibi su akınca durdu. Yarı boğulur halde yuvanın girişine tırmandı, ciğerlerini yeniden doldurdu ve derinliklere geri indi.
Bulunduğu yer, içinde bulunduğu durumun bir sonucuydu. Saklanıyordu. Düzenbaz en büyük kuzgunu ve yakın çevresindeki diğer tüm kuzgunları öldürmüştü ama yaklaşan başka bir sürü daha vardı ve onunla başa çıkamayacak kadar yorgundu. Yorgunluk fiziksel değildi. Aksine, avın getirdiği seviye artışı vücudunu tazelemiş ve enerji dolu hale getirmişti. Ancak zihni öyle değildi. Bir molaya ihtiyacı vardı. Saat öğleden sonrayı çoktan geçmişti; günün yarısını yüksek alarmda, diğer yarısını da savaşta geçirmişti.
Kuzgunların, en büyük kuşun cesedini bulduklarında çılgına döneceklerini bilen yarı-lamia, içinde hâlâ sıkışmış olan silahları aldıktan hemen sonra onu rastgele bir yuvaya tıkmıştı. Şişmiş güvercinin bedeni girişe tam olarak sığmıyordu fakat bu kaba kuvvet uygulanarak kolayca çözülebilecek bir sorundu.
Melezin saklandığı yerle ilgili en büyük endişesi - cesedin bulunduğu yuvanın hemen yanındaki yuva - pis olmasıydı. Su bataklık suyu kadar kirli değildi ama yine de çamurlu ve üzücüydü. Daha az olsa da hava da bir sorundu. Kıpırdamadan durursa suyun altında yaklaşık iki saat kalabiliyordu. Ve deliğin girişi bir yığın yaprakla kaplı olduğu için nefesini tutmaya çalışırken yakalanması pek olası değildi. Diğer tek sorun ise kuzgunların ne kadar sürede uzaklaşacağı hakkında hiçbir fikrinin olmamasıydı. İfşa olma riskini göze almadan kontrol etmesinin bir yolu yoktu.
Melez, kaşlarını çatarak bakışlarını girdilere yöneltti. Boynuz avına çıktığından beri ona bakmaktan kaçınıyordu. Öldürdüğü tüm kurbağalarla birlikte gelen elli küsur bildirimi sıralamak o zamanlar bir eziyet gibi görünmüştü ve kuzgun avından gelen fazladan yüz bildirim, bu yekpare görevi daha da sıkıcı hale getirmişti. Ama şimdi yeraltında sıkışıp kaldığına göre, melez bunu sineye çekmeye ve üstesinden gelmeye karar verdi.
Listede gezinirken girdilerin büyük çoğunluğunu atladı ve sadece gözüne çarpanlara dikkat etti.
Günlük Girdisi 692
Seviye 27 bir Llystletein Kara Kurbağacığı öldürdün.
Bu başarı sana aşağıdaki bonus ödülleri kazandırdı:
- 3 çeviklik puanı
- 2 maharet puanı
- 5 güç puanı
- 7 canlılık puanı
Bir kurbağacık ile bir kara kurbağacığı arasındaki fark nedir ve neden birlikte yaşarlar? Onlar sadece aynı türün varyantları mı?
Günlük Girdisi 714
Dans 6. seviyeye ulaştı.
Bu nasıl oldu?
Günlük Girdisi 715
Sopa Dansçısı sınıfının kilidini açtın.
Sopa Dansçısı mı…? Kulağa umut verici geliyor. Sopayla dans etmek kılıçla dans etmekten bile daha iyi görünebilir.
Günlük Girdisi 825
Bir 34. seviye Değiştirilmiş İmparatorkuzgun öldürdün.
Bu başarı size aşağıdaki bonus ödülleri kazandırdı:
- 2 çeviklik puanı
- 1 ruh puanı
- 1 güç puanı
- 1 canlılık puanı
- 1 bilgelik puanı
Kuş bir Llystletein çeşidi bile değil miydi? Neden bu kadar zorluydu?
Günlük Girdisi 826
Seviye atladın. Sağlığın ve manan yenilendi ve tüm zararlı durum etkileri temizlendi.
Irksal sınıfın Melez, 25. seviyeye ulaştı.
Birincil sınıfın Llystletein Düzenbazı 34. seviyeye ulaştı.
Ve neredeyse hiç deneyim kazandırmadı, her sınıfta sadece bir seviye… Bugün kazandığım seviyelerin neredeyse tamamı kurbağalardan geldi.
Melez'in 25. seviye aşamasına ulaştığın için aşağıdaki bonusları kazandın:
- İkinci bir sınıf slotu.
- Felç Edici Bakış becerisi.
- Her yetenek puanında 10 puan.
8 yetenek puanı kazandın.
Şimdiden ikinci bir sınıf slotu mu? Yükselene kadar bunlardan birini almamam gerektiğini sanıyordum.
Claire kollarını kavuşturdu, gözlerini kapattı ve kaşlarını çattı. Bu biraz sürpriz olmuştu ama hoş karşılanmayan ya da daha önce görülmemiş bir şey değildi. Başka insanların da başına benzer şeyler geldiğini duymuştu ve daha fazla güce sahip olmanın hiçbir dezavantajı yoktu. Bununla birlikte, hemen herhangi bir karar vermedi. Sylvia altıgen taşa dokunmanın başka bir sınıfın kilidini açacağından bahsetmişti ve ne Barbar ne de Avcı özellikle çekici gelmişti. Sopa Dansçısı, ismine bakılırsa umut verici görünüyordu ama tüm seçenekleri masaya yatırmadan önce onu düşünmemeye ya da daha detaylı incelememeye karar verdi.
Sınıfımı seçtikten sonra tüm bu yetenek puanlarıyla ne yapacağıma karar vereceğim.
Günlük Girdisi 841
Envenom 10. seviyeye ulaştı. Yeni bir zehir olan Civa'nın kilidi açıldı.
Bütün oyunlarda kullandıkları şey bu değil mi? Acaba hep gösterdikleri kadar ölümcül mü? Üzerinde test edecek bir şey bulmalıyım.
Bu düşünceyi şimdilik bir kenara bırakan neredeyse yarı yılan, en yeni yeteneğine hızlıca bir göz attı.
Felç Edici Bakış - Seviye 1
Soğuk ve merhametten yoksun bir şekilde, masum yaratıkları defalarca av olarak etiketlemeyi seçtin. Birçoğuna sırf büyümek için saldırdın. Kalpsizliğin bakışlarına da yansıyor; bu bakışlar kalbi zayıf olanlarda kaçış tepkilerini tetikleyebiliyor. Bu özelliğin, evlenme olasılığının düşük olmasının pek çok nedeninden biridir.
Not: Lütfen şiddet ve misillemenin sevgini göstermenin her zaman en iyi yolu olmadığını unutma.
Etkileri
- Bakışların daha korkutucu.
- Bir varlığın gözlerinin içine bakarak onu felç etmen mümkündür. Bu yeteneğe direnilebilir ve savaşta daha az etkilidir.
- Felcin gücü ve süresi, yatırılan mana miktarına göre değişir. Üst sınır, en yüksek yetenek puanın + maksimum mananın %11'ine ( %10 + seviye başına %1) eşittir.
Ben de senden nefret ediyorum, Kutu.
"Claire!"
Melez, gümüş kaplı bir hançerle oynamaya başladığı sırada boğuk bir ses duydu. Sesin kaynağına doğru döndüğünde, bulanık derinliklerin altında zar zor görülebilen rehberini buldu. Görülebilmesinin tek nedeni bir büyünün soluk yeşil parıltısıydı. Buraya ne zaman gelmişti?
"Neden buradasın? Banyo yapmak istersen 20 dakika uzaklıkta çok güzel bir göl var. Çok daha temiz ve içinde bir sürü lezzetli balık da var."
Kuzgunlardan saklanıyorum, seni aptal.
İlk seferinde dersini almış olan Claire çenesini kapalı tuttu ve kollarını bir kuş gibi çırptı.
"Ah, doğru… Henüz konuşamazsın." Tilki kıkırdayarak arka ayakları üzerinde doğruldu ve patilerini Claire'in kollarından birine bastırdı. "Bir saniye." Her şey yerli yerindeyken bir büyü dalgası eşliğinde hızlı bir nota mırıldandı.
Arkadaşının aurası onu sarmaya başladığında aristokrata garip bir his geldi. Uyarıcı, cadalozun onu ilk kez suyun altına çekmek için kullandığı uyarıcıyı anımsatıyordu ama tam olarak aynı değildi. Claire zaten suyun altında olduğu için aniden titremeye başlamadı ya da gözlerini kaşıma dürtüsü hissetmedi. Bunun yerine, vücudunun göz açıp kapayıncaya kadar kuruması gibi bir anormallik yaşadı. Saçları, cildi ve giysileri bir an bile duraksamadan ıslaktan kuruya dönüştü.
"İşte, şimdi konuşabiliyor olmalısın. Oh, güzel olacağını düşündüğüm için seni de kuruladım. Kürkümün ıslanmasından gerçekten nefret ediyorum ve iğrençleşmeye başlamadan önce tüm suyu dışarı atmazsam kokmaya bile başlayacağım."
"Kuzgunlardan saklanıyorum."
"O kadarını tahmin etmiştim ama çoktan gittiler. Hem neden savaştan önce yaptığımız tüneli kullanmadın? Orası bu kadar ıslak ve çamurlu değil."
Uuups.
Claire gözlerini kaçırdı. "Bir nedeni yok."
"Eminim bir nedeni vardır. İşemen mi gerekiyordu?"
"Hayır."
"Emin misin?" Tilki kaşlarını kaldırdı. "Seni uzun zamandır tuvalete giderken görmemiştim!"
"Seni ilgilendirmez."
"Şey, ımmm, her neyse, çelik kanatlar çoktan gitti. Sanırım büyük adamı arıyorlar çünkü ayrılmadan önce biraz daha kaldılar," dedi tilki, kuyruğunu sallayarak. "Patronlarını bu kadar kolay alt ettiğine inanamıyorum! Onu büyüyle vurmaman gerektiğini nereden biliyordun?"
"Sen neden bahsediyorsun?"
"O bir büyücüydü, bu yüzden büyündeki manayı boşaltıp sana geri atmakta harikadır. Bekle, bilmiyor muydun? O zaman neden ona vuruyordun?"
"Çünkü öyle istedim," dedi düzenbaz. "Neden bana daha önce bir şey söylemedin?"
"Söyleseydim pek bir deneme olmazdı, değil mi? Bu yüzden burada değil misin?"
"Hayır, değil." Claire bakışlarını keskinleştirdi.
"Ah… Neyse, istersen şimdi gidip altıgen taşını kullanabilirsin. Diğer herkes gittiğine göre bu iyi bir şans."
"Bir dahaki sefere benden bir şeyler saklama."
"Tamam, tamam, saklamayacağım, biraz saçma görünse de-" Sylvia patileriyle ağzını kapattı. "Yani, söz veriyorum yapmayacağım ve yemin ederim kötü bir niyetim yoktu, o yüzden lütfen bana dik dik bakmayı kes!"
Claire kaşlarını çattı. "İşe yaramadı."
"Ha? Sen neden bahsediyorsun? Elbette çok kolay korkuyorum ama sen beni korkutmuyorsun Claire. Tamamen zararsız olduğunu biliyorum!"
"Senin üzerinde bir yeteneğimi test ediyordum."
"Dur, ben senin zararsız olduğunu sanıyordum! Bunu neden yaptın ki?" diye bağırdı tilki. Kulakları öne doğru kıvrılmış ve kuyruğu havaya kalkmış halde pençelerini öfkeyle salladı.
Sanırım 25 mana yetmedi… 250'yi deneyelim.
"İzinleri olmadan insanlar üzerinde yeteneklerini test etmemelisin! Aslında, insanlar üzerinde beceri testi yapmamalısın-"
"İşe yaradı," dedi yarı yılan. Gözleri suçluluğunun kanıtı olan delici mavi bir ışıkla parlıyordu.
Donmuş tilkiyi birkaç farklı açıdan inceleyen Claire memnuniyetle başını salladı. Sylvia'nın hareket etme yeteneği tamamen elinden alınmıştı. Haydut pençeleriyle oynadığında, dilini çektiğinde ya da kuyruğuyla oynadığında tepki vermiyor ya da direnmiyordu.
"Claire!" Tilki ancak birkaç saniye sonra nihayet cevap verdi. "Ne oluyor be! Az önce sana benim üzerimde bir şeyler test etmemeni söylemiştim! Bunun ne kadar garip olduğunu biliyor musun!? Hâlâ görebiliyor ve hissedebiliyordum ama ne kadar uğraşırsam uğraşayım hareket edemiyordum. Sanki çok garip bir kabus görüyordum!"
"Bunu hak ettin," dedi Claire. "Cıvayı bir kuzgun için sakladığıma şükret."
"Bana karşı biraz daha nazik olsan ölür müsün? Neden bu kadar huysuz olmak zorundasın? Grant bile senin kadar kaba değil ve tanıdığım en büyük şerefsiz o."
Mavi pullu, cadalozu görmezden gelerek yuvanın girişinden sürünerek yukarı çıktı. Etrafta kuzgun olmadığından emin olduktan sonra açıklığın rünlerle kaplı orta kısmına doğru yürüdü ve bir elini üzerine koydu.
Ama hiçbir şey olmadı.
Bu garip… Claire önceki deneyimini düşünürken kaşlarını çattı. Belki de alnımla dokunmam gerekiyordur? …Hayır, o da olmadı.
Günlük Girdisi 847
Güç Büyüsünü Algıla 7. seviyeye ulaştı.
Ya ona kafa atarsam?
Bu fikrin nereden geldiğini tam olarak bilmiyordu ama kavrayamadığı nedenlerden ötürü doğru olduğunu hissetti.
O da yaptı. Başını kaldırdı, çarpmaya hazırlandı ve kafatasını monolite vurdu.
Darbe baş döndürücüydü. Claire'in gözleri dönüyordu ve kulaklarını yüksek bir çınlama dolduruyordu. Hasar o kadar da ağır değildi fakat bayılmak üzereymiş gibi hissediyordu.
"Hah! Gerçekten gidip bunu yaptığına inanamıyorum," dedi tanıdık, derin bir ses. Kıkırdaması sadece acısını ve sıkıntısını artırmaya yaradı. "Çok komik, kesinlikle çok komik! Eğlenceli olanlardan biri olacağını biliyordum."
Hâlâ sersemlemiş olsa da melez, kütüphaneciyle yüz yüze geldiğinde kendini odaklanmaya zorladı. Tavırları değişmişti. Bacakları ve sırtı dikti ve bir elini yanında tutarken diğerini beline doladı. Aynı şekilde ifadesi de gerildi. Sakin ama soğuk bir poker suratı.
"Oh, rahatla. Geçen sefer sana harika bir tavsiye vermiştim, değil mi? Dinlememiş olman benim suçum değil." Adam piposundan bir nefes çekti, yüzünde arsız bir sırıtış vardı. "Şimdi, yetişmem gereken teslim tarihleri var, o yüzden neden işe koyulmuyoruz?"
Eski asasını kaldırdı ve masasının üzerinde duran birçok belgeden birine dokundu. İlki gibi bu da eski bir parşömen parçasıydı, rengi kahverengiye çalan koyu sarı bir koyun derisiydi. Üzerindeki mürekkep soluktu, zar zor okunabiliyordu - daha net olsaydı bile okuyabileceğini sanmıyordul. Görünürdeki yaşına rağmen kayıt iyi korunmuştu. Kenarları, oluşturulduğu tarihteki gibi yıpranmamıştı.
Günlük Girdisi 848
Kayıp Kütüphane'nin İkinci Bölümünü okudun. Aşağıdaki günlük girdisi ana diline çevrilmiştir.
Günlük Girdisi 849
Merhaba, deneme müdavimi ve ikinci bir talimat seti bulduğun için tebrikler. Büyük Katedral'e giden yol dikenlidir ve ölüm riski gerektirir ancak bu mantıksız olduğu anlamına gelmez. Başkalarının yardımına başvurmak sana fayda sağlayabilir ancak buna bel bağlama. Onların senin için olduğu gibi sen de onlar için başka bir rakip ve deneyim kaynağı olduğunu asla unutma.
Bu mesajın içeriğini anlamak sana aşağıdaki nimetleri sağlayacaktır:
- İki yeni sınıfa erişim. Özel durumunda, bir kütüphaneci bunların Llystletein Güç Büyücüsü ve Llystletein Kan Delisi olmasına karar verdi.
- Eğer halihazırda mevcut değilse, ikinci bir sınıf slotuna erişim.
- Baş Kütüphaneci ile kısa ama önemli bir görüşme, bu görüşme sırasında sana ek bir bonus için tamamlaman gereken bir görev verilecektir.
İki sınıf mı? Hiç fena değil.
"Bana herhangi bir soru sormadan önce köpek adama yaptıklarından büyük keyif aldığımı belirtmek isterim." Gözleri parıldayan insan, piposunu bıraktı ve sarmaşıklar ve çiçeklerle kaplı ahşap bir kupadan bir yudum aldı. "Kuşkusuz, onun işini bitirmediğin için biraz hayal kırıklığına uğradım. Bir dahaki sefere boğazını kesebilirsen çok memnun olurum. O iflah olmaz sülük önüne çıkan her cezayı hak ediyor."
"Bunun benim görevim olması mı gerekiyor?"
Büyücü öne doğru eğildi ve çenesini yumruğuyla destekledi.
"Bunu isterdim ama o senin için hazır ve sen onun için hazır değilsin," dedi asasını şaklatırken. "Ama onu tekrar gafil avlamayı başarırsan sana bir ödül teklif edeceğim."
Günlük Girdisi 850
Bir görev aldın - Archibald Kuzgunyemini'ni Öldür.
Birincil Amaç: Archibald Kuzgunyemini öldürüldü
Son teslim tarihi: Belirsiz
Bu görevin ödülü tamamlandığında belirlenecektir. Değeri, Baş Kütüphanecinin hedefin ölümünden duyduğu memnuniyete bağlı olacaktır.
"Asıl görevine gelince… Biraz daha başarılabilir bir şeyle devam edelim, olur mu?"
Günlük Girdisi 851
Bir görev aldın - Borrok Zirvesi'ni yok et.
Birincil Hedefler:
- Borrok yaşam vericisi öldürüldü
- Borrok nöbetçisi öldürüldü
Bonus Hedefler:
- Marleena Morgan hayatta kaldı
- Carter Grassrunner hayatta kaldı
- Borrok Zirvesi tanınmayacak şekilde tahrip edildi
- Beckard Links seninle konuşmaya çalışmıyor
Son teslim tarihi: 170 saat
Bu görevin ödülü her bir yetenek puanında 50 puandır ve tamamlanan bonus hedef başına 5 ek puan eklenir. Bu görevi son teslim tarihinden önce tamamlamamak ödülün kaybedilmesine neden olacaktır.
"Evet, bu iş görür. Borroklar yeniden çoğalmayı yeni bitirdi. Kontrolden çıkmamaları için onları azaltmanın zamanı gelmiş olmalı." Adam piposunu tekrar ağzına götürürken başıyla onayladı. "Şimdi… sorun var mı?"
__
Claire
Sağlık: 304/304
Mana: 750/750
Sağlık Yenilenmesi: 68/saat
Mana Yenilenmesi: 388/saat
Yetenek Puanları - 48 Puan Mevcut
- Çeviklik: 115
- Maharet : 127
- Ruh: 75
- Güç: 117
- Canlılık: 68
- Bilgelik: 194
Irksal Sınıf: Melez - Seviye 25.19
- Kuyruk Vuruşu- Seviye 1.00
- Felç Edici Bakış - Seviye 1.40
- Dört Ayaklı Kana Susamış- Seviye 1.01
Birincil Sınıf: Llystletein Rogue - Seviye 34,65
- Suikastçı - Seviye 6.40
- Kan Hırsızı - Seviye 3.14
- Kedi Kızı Cezbetme - Seviye 1.00
- Pelerin ve Hançer - Seviye 6.66
- Çifte Bıçaklama - Seviye 8.16
- Envenom - Seviye 10.97
- Mana Hırsızı - Seviye 1.00
İkincil Sınıf: Seçilmemiş
Sınıflandırılmamış Beceriler
- Obje Manipülasyonu - Seviye 1.00
- Sopa Ustalığı - Seviye 9.39
- Hançer Ustalığı - Seviye 7.82
- Dans - Seviye 6.02
- Güç Büyüsünü Algıla - Seviye 7.79
- Kazma - Seviye 10.27
- İngilizce - Seviye 25
- Llystletein Otoritesi - Seviye 3.97
- Derme Çatma Silah Ustalığı - Seviye 9.62
- Marish - Seviye 19.02
- Sinsilik - Seviye 9.83
- Mızrak Ustalığı - Seviye 3.82
- Kılıç Ustalığı - Seviye 6.45
- Fırlatma - Seviye 4.80
- İz Sürme - Seviye 8.37
- Silahsız Dövüş Ustalığı - Seviye 5.16