Melez aşağıya doğru düşerken çevre bir bulanıklığa dönüştü. Geçen her an, çevredeki sıcaklığın artmasına neden oldu; buz ve kardan oluşan bir tünel olarak başlayan yer, yerini hızla ateş ve kükürtten oluşan bir cehennem manzarasına, yanan kül, fokurdayan lav ve zehirli gazdan oluşan bir tuvale bıraktı. Aktif yanardağdan yayılan ısı dalgaları, arazinin binlerce kum tepesinin gizlediği uzak bir vaha gibi parıldamasına ve dalgalanmasına neden oldu. Göz alabildiğine uzanan erimiş kaya çukurları, bal peteğindeki hücreler gibi etrafa dağılmıştı. Her çukurda donmuş bir merdiven vardı; bu, ötesindeki kış dünyasını pek de belli etmeden hatırlatıyordu.
Claire elleriyle lav hattının sadece beş metre yukarısındaki buzdan bir basamağa tutundu. Sonunda bakışlarını vücuduna çevirip yaralarını gözden geçirirken, birbiri ardına kanlı ve zor nefesler aldı.
Buz sarkıtları çoktan erimişti. Vücudunda bıraktıkları delikler hâlâ kanamaya devam ediyordu ama endişelenmiyordu. Sağlık rejenerasyonu onu birkaç saat içinde iyileştirecekti. Ancak bu arada, sonsuz gibi görünen bir acıya boğulmuştu. Tüm vücudu neredeyse acı içinde çığlık atıyordu.
Yaralı omzunu hareket ettiremiyordu ve donmuş bacağı da pek iyi durumda değildi. Daha da kötüsü nefes darlığı çekiyordu. Yan tarafını delen buz saçağı ciğerlerinden birini parçalamıştı; nefes almak neredeyse imkansızdı.
Hareket etmek istemiyordu. Kendini çok ağır, çok uyuşuk, çok bitkin hissediyordu. Melezin sonunda kendini merdivenden inmeye ikna etmesi için Borrokian hazımsızlığının sonuçlarını hayal etmesi gerekti. Bir salınım ve atlamayla yakındaki bir kayanın üzerine indi, eldivenini çıkardı ve bir kenara fırlattı.
Yıkayana kadar onu bir daha giymeyeceğim.
Yüzünü buruşturan Claire, sendeleyerek sağlıksız mitten uzaklaştı ve manuel asansöre bakmak için başını kaldırdı. Bir dakika boyunca hem gözlerini hem de kulaklarını asansöre dikti ama lav ve volkanik kül bulutlarından başka görecek bir şey yoktu. Duyacak bir şey de yoktu. Kulakları zorlansa da sadece magmanın fokurtularını ve cızırtılarını duyuyordu. Takip edilmiyordu.
Yukarıdaki şehrin aksine, sözde kanalizasyon sistemi rahat edemeyeceği kadar sıcaktı. Claire artık sadece terlemiyordu, yanıyordu. Pullarında bir sorun yoktu ama derisi kırmızının koyu bir tonuna dönüşüyordu. Düzenbaz, acıyı dindirmek ve sağlık yenilenmesini normal hızına çıkarmak için ayak parmaklarını düzenli olarak bayat suyla ıslatmak zorunda kalıyordu.
"Görüyorsun ya Claire, işte bu yüzden benim dehama güvenmeliydin. Burası berbat bir yer," diye homurdandı Omuz Atı. "O kadar sıcak ki güzel yelelerim yanacak!"
"Sen yanamazsın. Sen yoksun."
"Eğer onu çağırırsan var olur."
"Saçmalama, Omuz Yılanı," dedi at. "Yiyecek bir şey olmadığı sürece çağrılmamayı tercih ederim. Borroklar oldukça lezzetli görünüyordu ama tüm bu taşları sevdiğimi söyleyemem. Tek başlarına yeterince baharatlı değiller."
Claire ata dehşet dolu bir bakış attıktan sonra elini sallayarak onu hızla başından savdı. Böcek maymunların tadının nasıl olduğunu hayal bile etmek istemiyordu, kötü orantılı dört ayaklının bir tanesini açgözlülükle yediğini görmek bir yana. Yılan da uzaklaştırıldı. O zaten gereğinden fazla eğlenmişti.
"Büyücüleri beklemeliydim."
Melez, yakındaki bir kayaya doğru topallayarak ilerleyip otururken kendi kendine mırıldandı. Yerleştiği anda neredeyse günlüğünü açacaktı ama kendini suçüstü yakalayınca durdu. Gözlerini kapatarak kollarını iki yanına indirdi ve rahatlamak için elinden geleni yaptı. Zihnini istenmeyen düşüncelerden arındırmak için meditasyon yapmayı bile denedi. Ama işe yaramadı. Kıpırdamadan oturamıyordu.
"Bunlardan biri önemli bir yerime isabet etseydi ölebilirdim."
Claire bacağına bakıp açık yaranın etrafında bir parmağını gezdirirken kendi kendine mırıldandı. Yaraya dokunmak onu irkiltiyordu ama yine de açık deliği dürtmeye devam etti. Bu hareketle ilgili bir şey onu büyülüyordu ama ne olduğunu tam olarak açıklayamıyordu. Buna karşı koymak, bir kabuğu deşmek kadar imkânsızdı.
"Belki de onlara lav atmayı denemeliydim."
Düzenbaz parmağını açıklıktan içeri sokup oynatırken içini çekti.
"Ne yapıyorum ben?" Bir başka acı dolu hırıltıyla bakışlarını yarasından ayırdı, elini dizine dayadı ve günlüğünü açtı. "Bu işi bitirsem iyi olacak."
Uyarı
Çok sayıda günlük girdisi biriktirdin. Bunlar aşağıda özetlenmiştir.
Aşağıdakileri öldürdün:
- 4 seviye 35-48 Borrok Savaşçısı
- 9 seviye 30-40 Yozlaşmış Gözcü
- 15 seviye 12-20 Yozlaşmış Barbarayı
- 19 seviye 23-29 Yozlaşmış Buz Kurdu
- 34 seviye 7-15 Yozlaşmış Küçük Vampir Yavrusu
- 37 seviye 17-24 Borrok
Beklentilerinin aksine, bir saat süren bir belgesel dinlemek zorunda kalmadı. Onun yerine, ilkinin üzerine yerleştirilmiş ikinci bir kutu karşıladı onu; süslü bir altın süslemeyle işlenmiş ve aurik bir çelenkle süslenmiş bir kutu.
Bu öldürmelerden üçü sana ilk kez öldürme bonusu şeklinde özellikler kazandırdı. Toplamda aşağıdakilerle ödüllendirildin:
- 3 çeviklik puanı
- 10 maharet puanı
- 1 ruh puanı
- 6 güç puanı
- 8 canlılık puanı
- 17 bilgelik puanı
Üretilebilir üç içecek eşyasının kilidini açtın.
Ses her zaman monoton ve düzdü ama ayrıntıların üzerinden geçme şekliyle ilgili bir şey Claire'e normalden daha az heyecanlı olduğunu düşündürdü.
Biriktirdiğin deneyim aşağıdaki seviye artışlarıyla sonuçlandı:
- Melez 30'dan 35'e yükseldi
- Llystletein Düzenbazı 39'dan 43'e yükseldi
- Llystletein Güç Büyücüsü 12'den 27'ye seviye atladı
Seviye atlama bonusları yetenek puanlarını aşağıdaki kadar artırdı:
- 10 çeviklik
- 10 maharet
- 20 ruh
- 30 bilgelik
Neden bu kadar çok melez seviyesi var? Farklı bir şey yaptığımı sanmıyorum.
Llystletein Güç Büyücüsü'nün 25. seviye taşına ulaştığın için aşağıdaki bonusları kazandın:
- Kedi Kız Dedektörü V. 0.17 sınıf becerisi
- 40 puan ruh
- 60 bilgelik puanı
Toplam 98 yetenek puanı kazandın.
Llystletein Güç Büyücüsü, Llystletein Kedi Pezevenk'e evrimleşmeye çalıştı ancak ilahi bir varlık bu süreci senin adınıa kesintiye uğrattı. Sonsuz akışın tanrıçasına en içten minnettarlığını ilet.
Claire pes edip elini şakağına götürmeden önce bir an kutuya ters ters baktı. "Peki. Bunu sen kazandın, Kutu. Teşekkür ederim."
Temel Ateş Direnci becerisini kazandın.
Biriktirdiğin yeterlilik, aşağıdaki beceri seviyelerinin yükselmesine neden oldu:
- Temel Ateş Direnci 1'den 2'ye yükseldi
- Kan Hırsızı'nın seviyesi 4'ten 6'ya yükseldi
- Sopa Ustalığı 9'dan 10'a yükseldi
- Hançer Ustalığı 9'dan 10'a yükseldi
- Çifte Bıçaklama 9'dan 10'a yükseldi
- Güç Manipülasyonu 1'den 7'ye yükseldi
- Kuyruk Vuruşu 1'den 2'ye yükseldi
- Derme Çatma Silah Ustalığı 10'dan 13'e yükseldi
- Mana Hırsızı seviyesi 2'den 5'e yükseldi
- Felç Edici Bakış 3'ten 4'e yükseldi
- Fırlatma seviyesi 5'ten 6'ya yükseldi
- Silahsız Dövüş Ustalığı 7'den 9'a yükseldi
"Kuyruk vuruşu mu?" Claire'in bu alışılmadık becerinin, ırk sınıfından türetilen yeteneklerden biri olduğunu anlaması birkaç dakika aldı. "Omuz Yılanı sayıldığı için mi seviye atlamaya başladı?"
3 yeni sarf malzemesinin kilidini açtın:
- Yozlaşmış Barbarayı öldürmek, doyurucu bir et yahnisi olan Bearchst'ün kilidini açtı.
- Yozlaşmış Buz Kurdu öldürmek, alkollü bir içecek olan Beyaz Kurt Şarabı'nın kilidini açtı.
- Yozlaşmış bir Küçük Vampir Yavrusu öldürmek, glüten bazlı bir yiyecek olan Yarasa Simitli Sandviç'in kilidini açtı.
"Belki de bu 'küçük nimet' düşündüğüm kadar büyük bir lanet değildir." Kutu sessizleşirken Claire gözlerini listenin üzerinde gezdirdi. Alması gereken çok şey vardı ama hepsini bir kerede görmek, tek tek girişleri gözden geçirmekten çok daha iyiydi.
Büyük bir esneme ve ikinci bir hızlı taramadan sonra melez, yaldızlı pencereyi kapattı. Aynı şeyi günlüğün kendisi için de yapmak üzereydi ki bir başka altın çerçeveli kutu belirdi ve o daha yapamadan sözünü kesti.
Bu günlük özeti hizmeti sana ebedi akış tanrıçası tarafından sunuldu. Lütfen bunun ücretsiz olmadığını unutma. İleride benzer hizmetler almak istersen, hemen öncesinde bir dua göndermen gerekmektedir. Dua eksikse veya yeterli görülmezse, hizmet etkinleştirilmeyecek ve günlük girişlerin sana teker teker okunacaktır.
Melez, kaşlarını çatma dürtüsüyle savaşmanın bir anlamı olmadığına karar vermeden önce on saniye boyunca kıpırdamadan oturdu. Her iki durumda da tanrıçanın onun içini göremeyeceğinden şüpheliydi.
"Bu şantaj," diye homurdandı. Aptal lanet. Çok erken konuştuğumu biliyordum.
Bu şantaj değil. Bu rüşvet.
Bir öncekinin hemen altında yeni bir metin satırı belirdi.
"İkisi de aynı şey."
Şantaj, zarar vermekle tehdit etmeyi içerir. Rüşvet ise bir lütuf teklif etmeyi içerir. Biraz daha az cahil olsaydın, aradaki farkı anlamakta zorlanmazdın.
"Elbette, Kutu. Sen nasıl istersen."
Eğer söylediklerimi dinleyeceksen, saygısızlığı bırakacak ve bana gerektiği gibi tapacaksın.
"Hayır."
Builledracht'a 361 kez dua ettin. Koruyucu tanrıçan olarak bana bunun en az iki katı borçlusun.
"Bunu nereden biliyorsun? Bu ürkütücü."
Kayıtlarda var. Basit bir sorguyla birkaç dakika içinde bilgi alınabiliyor. Artık daha fazla açıklama yapmayacağım. Eğer kutsamamın amacına hizmet etmeye devam etmesini istiyorsan, o zaman sadece dua etmen gerekir.
"Etmeyeceğim," dedi Claire. "Zaten bu doğru dürüst bir dua olmaz. Adını bile bilmiyorum."
…
"Dua edecek olsam bile Builledracht'a ederim. O senden daha iyi bir tanrı. En azından insanlar onun kim olduğunu biliyor."
…
Zafer tatlıdır.
Claire memnun bir sırıtışla günlüğünü kapattı ve ayağa kalktı. Yaraları neredeyse hiç iyileşmemişti ama yorulmaya başlamıştı. Potansiyel tehlikelerden uzakta, dinlenebileceği bir yer bulması gerekiyordu.
Ne var ki bu plan işe yaramadı. Toparlandığında bir sıkıntı dalgası doğrudan zihnine ışınlandı. Günlüğü kapalıydı ve artık tanrıçanın mesajlarından herhangi birini görmesi mümkün değildi ancak yabancı duygunun zihninin arkasını dürtme şeklinden, ilahi olanın onu yalnız bırakmayı reddettiği açıktı.
Başlarda o kadar da kötü değildi; Claire buna gerektiği kadar tahammül edebileceğinden emindi. Ancak buna tekrar tekrar maruz kaldıkça fikri yavaş yavaş değişmeye başladı. Kendini eldivenine doğru sürüklerken kendini beğenmişlikten rahatsızlığa, onu yıkamaya başladığında rahatsızlıktan sinirliliğe ve pislik kokusu kesildiğinde de ezici bir şekilde sinirliliğe dönüştü.
Günlük Girdisi 1082
Güç Büyüsünü Algıla 12. seviyeye ulaştı.
Bardağı taşıran son damla ise günlük kaydı oldu. Tanrıça'nın sesini tekrar duyan düzenbaz, yumruğunu en yakındaki sıcak duvara vurarak bağırmaya başladı.
"İyi! Aptal bir dua alabilirsin! Sadece çeneni kapa ve beni yalnız bırak!"
Günlük Girdisi 1083
İlahi bir vahiy aldın:
:)
"Senden nefret ediyorum, Kutu. Gerçekten ediyorum."
Claire eşyalarında adak olarak kullanılabilecek bir şey olup olmadığını iki kez kontrol ederken içini çekti. Elindeki hiçbir şey değerli değildi. Silahları derme çatmaydı ve giysileri ya deliklerle doluydu, ya kötü dikilmişti ya da her ikisiydi.
"Belki bu onun gibi sinir bozucu bir tanrıça için yeterince iyidir."
Gözcü temelli pelerin, eski ritüel büyücüsünün tercih ettiği eşyaydı. Terliydi, kanlıydı ve beline bağlıyken bile rahatsızlığını artırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Şehre girdiğinde bunun bir yük olarak varlığını sürdürdüğünü fark etmişti ama kolayca değiştirilebileceğini bilmesine rağmen onu atmayı kendine yedirememişti. Bir kopyasını edinmek, bir ya da iki yetiyi sessizce ortadan kaldırmanın ötesinde pek bir şey gerektirmiyordu ve şehirde yüzlerce yeti vardı.
Yeni katlanmış pelerini önüne seren Claire dizlerinin üzerine oturdu, gözlerini kapattı ve ellerini kucağında birleştirdi. Bu, Cadrianlı rahipler ve toplumun her kesiminden ritüel büyücüleri tarafından benimsenen geleneksel bir duruştu.
"Ey ebedi akışın tanrıçası, ruhların yüce çobanı ve yedi âlemin en güzeli. Sana bir savaşçının gururunu, kendi ellerimle işlediğim ve kanlarıyla ıslattığım bir giysiyi sunuyorum. Bunu kabul et ve bana rehberlik etmeye devam et."
Sözler, dualarda sıklıkla olduğu gibi bariz bir şekilde süslü ve samimiyetsizdi ama yine de kabul edildi. Gözlerini açtığında adağı gitmiş, yukarıdaki âlem tarafından alınmıştı.
"Şimdi beni yalnız bırak," diye homurdandı melez.
Günlük Girdisi 1084
Llystletein Otoritesi'nin güvenli bölgesi artık soğumuyor. Artık başka bir güvenli bölge oluşturabilirsin ancak aynı anda iki güvenli bölgeye sahip olamazsın. İkinci bir güvenli bölge oluşturmak ilkini yok edecektir.
Sızlanmasını bitirdiği anda tanrıçanın sesi zihninde yankılandı, sanki ona inat olsun diye. Mesaj daha az hoşuna gitmiş olsaydı, büyük olasılıkla sinir krizi geçirirdi. Ama bu haliyle büyük ölçüde rahatlamıştı. Güvenli bölge ona iyi bir gece uykusu için ihtiyaç duyduğu tüm güvenliği sağlayacaktı.
Günlük Girdisi 1085
Güvenli bir bölge yarattın. Oradayken diğer varlıklar senin iznin olmadan buraya giremez. Sen yokken düşman bir varlık girerse güvenli bölge devre dışı kalır. Yakındaki tüm düşmanları yenerek yeniden etkinleştirilebilir.
Günlük Girdisi 1086
Llystletein Otoritesi 5. seviyeye ulaştı.
___
Claire
Sağlık: 287/602
Mana: 2135/2380
Sağlık Yenilenmesi: 228/saat
Mana Yenilenmesi: 1696/saat
Yetenek Puanları - 153 Puan Mevcut
- Çeviklik: 135
- Maharet: 154
- Ruh: 181
- Güç: 163
- Canlılık: 114
- Bilgelik: 424
Irksal Sınıf: Melez - Seviye 35.62
- Kuyruk Vuruşu - Seviye 2.17
- Felç Edici Bakış - Seviye 4.41
- Dört Ayaklı Kana Susamış - Seviye 1.01
Birincil Sınıf: Llystletein Düzenbazı - Seviye 43.29
- Suikastçı - Seviye 8.14
- Kan Hırsızı - Seviye 6.81
- Kedi Kızı Cezbetme - Seviye 1.00
- Pelerin ve Hançer - Seviye 7.48
- Çifte Bıçaklama - Seviye 10.04
- Envenom - Seviye 11.11
- Mana Hırsızı - Seviye 5.86
İkincil Sınıf: Llystletein Güç Büyücüsü - Seviye 27,70
- Temel Güç Direnci - Seviye 3.57
- Güç Büyüsünü Algıla - Seviye 12.13
- Güç Manipülasyonu - Seviye 7.05
- Kedi Kız Dedektörü V. 0.17 - Seviye 1.00
Sınıflandırılmamış Beceriler
- Obje Manipülasyonu - Seviye 2.00
- Temel Ateş Direnci Seviye 2.09
- Sopa Ustalığı - Seviye 10.43
- Hançer Ustalığı - Seviye 10.64
- Dans - Seviye 6.12
- Kazma - Seviye 10.27
- İngilizce - Seviye 25
- Llystletein Otoritesi - Seviye 5.10
- Derme Çatma Silah Ustalığı - Seviye 13.69
- Marish - Seviye 19.02
- Dikiş - Seviye 1.42
- Sinsilik - Seviye 11.32
- Mızrak Ustalığı - Seviye 3.82
- Kılıç Ustalığı - Seviye 7.27
- Fırlatma - Seviye 6.40
- İz Sürme - Seviye 8.70
- Silahsız Dövüş Ustalığı - Seviye 9.53