Vampir Hükümdarı

Çevirmen: MoonWarrior
Editör: MinPei
Bölüm 13: Katil (3)

"Sen, sen de kimsin?"diyesordu Yuen. Sesi de kendisi gibi tır tır titriyordu. Bu tamamen içgüdüsel olanbir şeydi. Doğal avcısını gören bir avın verdiği bir tepkiydi.

Noah ise nispeten daha sakindi.

"Demek gerçekten o köyde vampirler vardı ha?"

Yuen ve adam şaşırdı. Birinin yüzünde şaşkınlık ile karışık büyükbir korku ifadesi diğerinde ise sadece şaşırmış bir ifade vardı.

Normalde düşük sınıf bir vampir yüksek sınıf bir vampirihissetmemeliydi. Oldukça garip bir durumdu. Vampir şaşkın bir tını sordu.

"Varlığımızı mı hissettin kirli kan?"

Noah, soğukkanlı bir şekilde onayladı.

"Köye girdiğimden beri varlığınızı biliyorum sayınvampir."

Vampir biraz ilgili bir ifadeyle onu süzdü. Delici bakışlarNoah'ın içini ürpertti. Fakat soğuk ifadesini korumaya çalıştı.

"İlginç bir kirli kan. Adın ne?"

Noah gülümsedi.

"Noah."

Vampir onayladı. Fakat bakışları daha bir tehlikeli bir hal aldı.

"Noah… bu ismi unutmayacağız kirli kan. Bir daha işimizekarışırsan…"

Elinini boynuna doğru doğrulttu ve kesme işareti yaptı.

Noah sakinlikle onayladı.

"Bir daha karşılaşmayacağımıza emin olabilirsiniz."

Vampir küçümseyerek ona bakarken onayladı. Sonrasında ise Yuen'ebaktı ve "Eğer bu güzelliği kölen yapmayı düşünmüyorsanalabilirim." dedi.

Yuen o sırada korkudan kaskatı kesildiğinden cevap veremedi.Vampirin istemsizce yaydığı kan donduran aura onu etkilemişti.

Noah soğuk bir şekilde güldü.

"Hahaha. Çok şakacısınız. Kim bilir sizin yanınızda kaç tanegüzellik vardır. Benim gibi aciz birinin kölesi ile ilgilenmezsiniz."

Vampir onaylarken gözlerini Yuen'in üzerinden çekti. Gitmeden önceNoah'a bir şey fırlattı. Noah hemen atılan şeyi yakaladı.

"Bu arada kokundan benim gözcümü öldürdüğün anlaşılıyor. Birdahakine bir vampir öldürdükten sonra yıkanmanı tavsiye ederim. Neyse ki benpek bu tip şeyleri dert eden birisi değilim. Hatta şu anki seviyenle bunubaşarabilmen etkileyici. İleri de tekrar karşılaşırsak astım bile olabilirsin.Bu yüzden bunu sana veriyorum. Soyunu bir derece saflaştırır. İyi kullan."

Sonrasında ise Vampir yavaş adımlarla uzaklaştı. Fakat o gitse deikili onun etkisinden çıkabilmiş değildi. Bir kaç dakika öyle kalakaldılar.

İlk kendine gelen Noah'tı. Ona atılan kristale bakıyordu. Kankızılı kristal ise uğursuz bir ışıltı ile parlıyordu. Tam bunun ne olduğunu düşünmeküzere iken retinasında ki yazılar onu bu zahmetten kurtardı.

[Analiz ediliyor…]

[Analiz başarılı.]

[Kan Kristali (Enfekte Edilmiş)]

[Yaygın]

[Yapan kişinin soyunun saflığına bağlı olarak bu kristali kullanankişinin soyu saflaşır. Fakat kristali yapan kişiye sadakat duyar.]

Ne olduğunu anlayınca Noah iç çekerken yere çöktü. Çok stresyüklemişti bu durum ona. O vampir aşırı güçlüydü. Neyse ki tahmin ettiği gibigitmişti de kurtulmuşlardı.

En başında daha köye geldiğinde iki vampir hissetmişti. Hattasistem de onaylamıştı. Bu nedenle planlarına müdahale etmemek için hemen Yuen'iyönlendirmişti. O köy yaşlısı da vampirlerin astlarından birisiydi. Bu yüzdenNoah, Yuen'in konuşmasını istemişti. Kibirli tavrı da bunun rahatlıklaüstesinden gelmişti.

Tahmini şu yok ettikleri çiçeklerin peşinde olmalarıydı. Fakatanlaşılan vampirlerin hedefi sadece o köyü yok etmekti ve başarılı daolmuşlardı.

Muhtemelen buraya gelirken tüm köyü tamamen katletmişlerdi. Geriyeyanlız ikisi kalmıştı. Bu yüzden de o vampir gelmişti. Duruma bağlı olarakonları da öldürmek için. Fakat Noah, vampir olması sayesinde hayattakalabilmişti. Noah'ın mevcut seviyesi ile vampir öldürmesi de eklenince ovampir kendine bağlamayı tercih etmişti.

Bu en iyi senaryosuydu ve o gerçekten olmuştu. En kötü seneryogelen vampirin onları öldürmek istemesi durumunda Yuen'e verdiği çiçekleri dekullanarak etrafı yakıp, Yuen ile kaçmayı düşünüyordu. Gerçi hayatta kalmaşansları azdı ama denemeye değerdi.

Neyse ki kötü seneryo gerçekleşmedi de rahattı.

Yuen'e döndüğünde onun bayıldığını gördü. Bu kadar baskı ona dafazla gelmişti. 'Lanet olsun. Bu vampir aşırı güçlüydü.'diyedüşündü.

Sonrasında elindeki kristali aldı ve atmaya hazırlandı. Fakat tamo sırada ilginç bir teklif duydu.

[İçindeki enfeksiyon temizlenebilir. Fakat bunun sonucunda kalantüm kan enerjisi tüketilecek. Onaylıyor musunuz?]

[Evet/Hayır]

YN: Oh shit here we go again.

Noah bir anlık şaşkın şaşkın baksa da anında onayladı. Soyunu birkademe yükseltme fırsatı varken reddetmesi garip olurdu.

Sonrasında ise görüşünün karardığını hissetti. Fakat bilinciyerindeydi. Her şeyi hissedebiliyordu. Yine de garip bir şekilde hiç bir duyguhissetmedi. Ne korku ne de herhangi bir endişe. Oldukça garipti. Sanki tümduyguları ve görüşü mühürlenmiş gibiydi. Fakat onun dışında her şeyihissedebiliyordu.

Dışarıdan bakıldığında ise kendisinin gözleri donuk ve bir makinekadar soğuktu. Oldukça sabit bir aura yayıyordu. Dışarıda Noah, sessizce elindeki kristale yavaşça kan enerjisini yollamaya ve arıtmaya başladı. İster istemezyaptığı bu hareketleri Noah elinden geldiğince ezberlemeye çalıştı.

Aradan beş dakika geçti ve sonunda gözleri canlılığını kazandı vebilinci yerine geldiğinde ilk işi korkudan sıçramak oldu.

"Az önceki şeyde neydi öyle!?"

Noah üç dakika boyunca bunu düşündü. Sistem kontrolü ele geçirmişgibiydi. Fakat böyle bir şey mümkün müydü? İster istemez korktu. Fakat elinebir şey geçmeyince umursamamaya karar verdi. Tabii bunda hissettiği açlığın daetkisi vardı.

O şu an kelimenin tam anlamı ile avcıydı. Gözleri kan kızılı birhale büründü ve irisi dikey hale geldi ve adeta bir kaplan gibi Yuen'e atladı.

Yuen şiddetli sarsıntının etkisi ile gözlerini kırpıştırdı. Fakathemen ardından boynundan ısırılması sonucu garip bir rahatlama hissedip tekrarbaygın bir duruma geçti.

Vampir ısırığının iki farklı etkisi vardı. İlki anestezik veuyuşturan bir etkiydi. Av, ne olduğunu bile hissetmezdi ve rahatlardı. İkincietkisi ava tarifi imkansız bir zevk verirdi. Hatta buna bağımlı hale bilegetirebilirdi. Elbette düşük bir olasılıkta olsa kişi hiç bir etki altınagitmeyebilirdi.

Yuen de ise şu an ikinci etki görülmüştü.

Bu iki etki tamamen rastgele çıkıyordu. Tabii ki üst düzeyvampirler bunu kontrol edebiliyordu. Fakat henüz o dereceye ulaşmadı.

Noah sessizce emdi ve her zamanki gibi dikkatli bir şekildehayatta kalması için gerekli kanı bıraktı.

[Kan İhtiyacı - %200]

Noah göstergeye bakarken rahat bir nefes aldı ve baygın yatanYuen'in yanında meditasyon yapmaya başladı. Hiç bir şey hissetmedi. Mademmüstakbel eşiydi. O zaman ondan kan emmesinin hiç bir sakıncası yoktu.

'Kesinlikle beni sinir etmesi ile alakalı değil ehehe.'diyedüşündü.

Hazır kanı da varken kristali arıtması oldukça iyi olurdu.

Kristali aldı ve arıtmaya başladı. Arıtması oldukça basitti aslında.Tek yapması gereken kristali kendi kan özü ile birleştirmekti.

Kristali alıp yuttu ve kan özüne yönlendirmeye başladı. Kankristali ait olduğu yere gelmiş gibi kan özüne doğru yaklaştı ve kaynaşmayabaşladı.

"Mm~"acı içinde inlerkendişlerini sıktı. Birleşme acı vericiydi. Yine de dayanmak için zorladıkendisini.

[Soy saflaştırılıyor…]

Aradan yaklaşık yarım saat geçti. Noah en sonunda saflaştırmayıtamamlarken rahat bir nefes aldı.

Oldukça uğraşmıştı. Fakat değmişti. Tam bir kademe yükselmişti!

Mevcut durumunu öğrenmek için heyecanla "Durum." söyleyiverdi.

[Noah…]

[Irk - İnsan, Vampir, ?????]

[Ünvan - Vampir]

[Düşük Sınıf Vampir (Orta)]

[Ölümlü Diyar - Temel Oluşturma - Yedinci Kademe (Kan Arzulayan)]

[20 Karizma]

[Köleler - Julia (İnsan)]

Köleler ibaresini görünce istemsizce elleriyle yüzünü kapatmaisteği duydu. Ne yazık ki kapatsa da retinasından istemediği müddetçe yazılarkaybolmazdı.

Karizması yine yükseldiğini görünce biraz şaşırdı. Çok çabukyükseliyor gibiydi. Yine de şu an için bu önemli değildi.

Noah mevcut sınıfına bakınca kaşlarını çatmadan edemedi. Şu an endipte sayılırdı.

Vampirlerin bilinen iki türü vardı. Sıradan ve Üstün. En yaygınolanları Sıradandı. Sıradan tür ise kendi içinde hiyerarşik olarak üç sınıfaayrılıyordu. Düşük veya Alt, Orta ve Yüksek. Yüksekten sonrası büyük birdarboğazdı. Eğer Vampir yeteri kadar kan emerse ve potansiyeli de uygunsa ancaÜstün Vampir olabilirdi.

Üstün Vampir türü hakkında ise pek bir bilgi bilinmiyordu. Dahadoğrusu sistem sadece Sıradan tür hakkında bilgi vermişti.

Noah'ın kaşları da bu sebeple çatılıydı. Fakat sınıfın içinde kikıdemin yükseldiğini fark edince nispeten çatılı kaşları yumuşadı ve derin birnefes aldı.

Bu arada hala Kan Enerjisini harcamamıştı. Elbette hemen harcamakgibi bir derdi de yoktu. Gelişimini hızlı yükseltmek ona yarardan çok zararverirdi. Bu yüzden vücudunun ve dantianının alışması için bir gelişim yapmadı.

Noah tam ayağı kalktığı sırada Yuen gözlerini kırpıştırdı.

"Sonunda uyandın. İyi misin?"

Yuen doğrulurken, sersem sersem etrafına baktı. Sonrasında kendinegeldiğinde direkt saldırı pozisyonuna geçti.

"O, o vampir nerede!?"

Noah kafasını iki yana sallarken iç çekti.

"Gitti."

Yuen öfkeyle onu suçlar gibi konuştu.

"Nereye gitti!? Neden gitmesine izin verdin!? Ya insanlarazarar ve-"

Cümlesini bitirmesine izin vermeden Noah, Yuen'e bir tane tokatattı. Vampirin dehşetinden hala kendine gelememişti. Bunun gerekli olduğunudüşündükten sonra öfkeyle karşılık bir şekilde bağırdı.

"Yuen kendine gel. O vampir ile başa çıkabileceğimizi misanıyorsun!? İstese ikimiz çoktan ölmüştük!"

Noah bunları derken kendi içinde de verdiği kararın doğru olupolmadığını sorguladı. Sonrasında ise 'Söylesem bile banainanmayacaklardı. Verebileceğim uygun kararı verdim.' diyedüşünerek kendini buna inandırmayı tercih etti.

Yuen ise darbenin etkisi ise kalktığı gibi yere düşmüştü. Birazfazla şiddetli vurmuştu. Bu sebeple yanağını tutuyordu.

Aradan bir on dakika daha geçti. Noah kendine gelmesi için onuorada bırakıp yanan Cehennem Ateşi Çiçeklerine baktı. Neredeyse bir saatgeçmişti fakat hala yanmayı sürdürüyordu.

Çiçekler sanki bir insanın ömrü gibi kısa ama parlak bir şekildeyanarken Noah, bu sahnenin oldukça hüzünlü fakat bir o kadarda güzel birmanzara oluşturduğunu düşündü.

O sırada Yuen yanağını tutarak ayağı kalktı. Noah ona doğru döndü.Yuen oldukça sakindi. Hatta anormal derece de sakin. Gözleri dingindi.

Anlaşılan tokadı etkili olmuştu. Daha sağlıklı düşünebiliyorgibiydi. En azından Noah'ın düşüncesi böyleydi. Fakat gözlerinde gizli parlayanincileri fark edemedi ne yazık ki.

Yuen bir anda atıldı. Saldıracağını düşünüp tam kaçınacak ikenYuen birden ona sarıldı.

Noah afallar iken Yuen'in dop dolu gözleri bir sel misali Noah'ıncübbesine boşaldı.

Noah gözyaşlarını hissederken ne diyeceğini bilemedi ve sessizcesarılmasına karşılık verdi.

"B, ben… korktum. Çok korktum. O…"

Noah bir şey söyleyemedi. Sadece daha da sıkı sarılırkenmırıldandı.

"Özür dilerim…"

Yuen'in duyup duymadığını bilmese de Yuen birden daha dahıçkırarak ağlamaya başladı.

[Yuen ile ilişkiniz arttı.]

Noah, zihninde çalan sesi umursamadı ve bir süre böyle kaldılar.

Beş dakika geçti.

Yuen sonunda ağlamayı kesse de Noah onu bırakmadı.

Yuen'in iyice sakinleşmesini bekledi.

"Daha iyi misin?"

Yuen onaylarken daha sokuldu Noah'a.

"Hmhm… ama bırakmanı istemiyorum."

Noah bir an ne yapması gerektiğini düşündü. Sonrasında isekucağına almaya karar verdi.

"Kyaa!~ Ne yapıyorsun!?"

Yuen pancar gibi kızardı. Noah onun bu halini görünce istemsizcetebessüm etti. Hiç bir kötü niyet olmayan bir gülümsemeydi.

"Daha iyi hissedene kadar kucağımdasın prenses."

Yuen daha da kızarırken reddedemedi. Noah'ın cazibesi onuçekiyordu. Bu yüzden bir şey söyleyemedi. Sadece kısık bir sesle "Aptal…" diyebildi.

Sonrasında ise yürümeye başladılar. Görevleri bitmişti. Noah birkahraman edasıyla yürürken karşısına bir çiçek ve birde yumurta çıktı.

Cehennem Ateşi Çiçeği gibiydi. Fakat üzerinde yeşil beneklervardı.

"Yuen bu çiçek ne biliyor musun?"

Koynuna gömülmüş Yuen, Noah'ın sesiyle homurdanarak dediği şeyebaktı ve şok oldu.

"Bu… Enfekte Olmuş Cehennem Ateşi Çiçeği. Ateş elementininve doğası zehir içeren bir şeyin yoğun olduğu bir ortamda bulunur.Fakat…"

Noah iç geçirdi.

"Fakat burada bulunmaması gerekir. Burada baya büyük birolaylar dönüyor. Değil mi?"

Yuen istemese de onayladı. Tüm bu olanlar normal değildi.

Fakat Noah hiç beklemediği bir yanıt verdi ona.

"Herneyse bunlar bizi ilgilendirmez."

Yuen şaşırdı. Böyle bir cevap gerçekten de beklemiyordu. İçindehafif bir kızgınlık içeren bir tonla konuştu.

"Ama köylüler…"

Noah elinden geldiğince duygusuz bir sesle konuşmasını kesti.

"Öldüler."

Yuen, sessiz kaldı. İstemsizce boynunda iz olan yere elinigötürdü. Bir şeyler düşünüyor gibiydi. Fakat ifadesinden onun da böyle bir şeytahmin ettiği belliydi. Noah o düşünürken onu yere indirdi ve gidip yumurta veçiçeği aldı.

Nazikçe Yuen'e uzattı. Sessizce depolama yüzüğüne atarken birdensordu.

"Noah sende onlardansın… değil mi?"

Noah bir an donakaldı. Fakat hemen ardından sessizce onayladı.

"Bunu yapanda sensin değil mi?"

Yine onayladı ve sessizce bekledi. Öldürücü bir hareket yapmadığısürece her hangi bir darbesini engellemeyi düşünüyordü.

Fakat beklentisinin aksine Yuen göz alıcı bir şekilde gülümsedi.

"Müstakbel kocam yaptıysa sorun yok."

O an Noah kalbinin ısındığını ve güm güm attığını hissetti. Aynızamanda suçluluk hissi kalbini işgal etti.

"Yuen ben…"

Yuen eli ile onu susturdu.

"Dediğim gibi, madem kocam olacaksın sorun değil."derkenparlak bir şekilde gülümsemeye devam ediyordu. Bu onun kalpten gelendüşünceleriydi. Kibirli ve biraz aptalca hareketleri olabilirdi. Fakat o, onuvampirden kurtarmak için elinden geleni yaptığını en başta hissetmişti vekalbine dokunmuştu. Şimdi davranışları ise bunu pekiştirmiş, önceden sadeceilgi çekici bulduğu Noah'a tamamen kalbini kaptırmıştı.

Noah sadece sessizce onaylayabildi. Tuhaf hissediyordu. Bu duyguda neydi böyle? Sanki karnında kelebekler uçuşuyor gibiydi. Garip bir histi.Nefesini ağırlaştıracak kadar yoğun bir histi bu.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR