Vampir Hükümdarı

Çevirmen: MoonWarrior
Editör: MinPei
Bölüm 5: Uyanış (5)

Kısa süre de sınavın yapılacağı yere geldiler. Daha doğrusu Noah'aolduksa kısa gelmişti. Ya gerçekten kısa sürdü, ya da Yuen ile annesinin birbirleri ile atışmalarını seyrederken zaman çabuk geçti.

Noah, sınav için toplanan kalabalığa bakarken iç geçirdi.

"Anne, Yuen, bana bol şans dileyin."

Yuen tatlıca gülümseyerek "Şansa ihtiyacın olmadangeçeceğine eminim." derken, Violet, Noah'ı yanağından öpüp, "Bolşans." dedi.

Noah ikisini de bırakıp kalabalığa karıştı.

Yuen, gülümsedi.

"Biraz fazla sakin birisi. Fakat oldukça tatlı. Bu beşikkertmesi olayını duyunca biraz sinir olsamda sanırım onunla olmama değecekbirisi hihi. Değil mi teyze?"

Violet, onun kibirli konuşmasına homurdansa da bir şey demedi. Bukız ile laf yarıştırmak için

çok tembeldi.

Noah, herkesle birlikte beklemeye başladı. Aklında ise ne sınavvardı ne de başka bir şey. Sistemi düşünüyordu. Neden birden ortaya çıkmıştı?Amacı neydi? Neden ona vampirleri çeken bir şey vermişti? Ne yazık ki tümbunlar cevabını henüz bulamayacağı sorulardı.

O sırada aniden şiddetli rüzgarlar esmeye başladı.

"Bu da ne?"dedi birisi.

"Yukarı bakın!"dedi başka birisi gökyüzünüişaret ederek.

Noah'ta dahil herkes gökyüzüne bakınca rüzgar dalgaları arasındasüzülen o yaşlı adamı gördüler.

Uzun ağarmış saçları ile oldukça yaşlı görünen birisiydi bu.Normalde gelişimciler kolay kolay yaşlanmazdı. Fakat bu adam bir bilge gibiydi.Gözlerine bakan birisi deneyimlerle perçinlenmiş keskin bakışları görebilirdi.

Bu keskin bakışlar tüm sınav için gelenleri süpürdü.

"Hmm…. İyi tohumlar var bu sene."diyemırıldandı yaşlı adam.

"Tarikat Efendisi!"

"Tarikat Efendisi saygısızlığımı mazur görün!"

Bu ve buna benzer cümleler ile tüm Yaşlılar saygı ile eğildi.Yaşlı adamın Tarikat Efendisi olduğunu duyanlar ise şaşırsa da şaşkınlıklarınıiçlerinde yaşayıp hemen saygı ile eğildi.

Sanki anlaşmışlar gibi tek bir ağızdan, "TarikatEfendisine saygılarımızı sunarız!" dediler.

Tarikat Efendisi takdir eder gibi kafasını salladı. Sonrasında isesüzülerek aşağı indi. Bu havalı hareket için ne kadar mana harcadığını ancatanrı bilirdi!

Noah'ın ve diğerlerinin düşüncesi bu yöndeydi en azından.

Tarikat Efendisi Yaşlıların durduğu yere geçti ve herkese bakarakkonuşmaya başladı.

"Öncelikle iki sınavı da geçip buraya gelebilen herkesitebrik ediyorum. Kiminiz sadece ailesinin isteği ile katılır iken kiminiz hüriradenizle tarikata katıldınız. Her halükarda nasıl katıldığınızın hiç birönemi yok. Hepimiz Yanan Güneş Tarikatında… Büyük büyük atamın kurduğu butarikatta tek bir amaç için tek yumruk olacağız. Karanlık türlerden insanlarıkoruyacağız!…"

Herkesin gözlerinde kararlılık belirdi. Noah'ın ise sadece acı birgülümseme belirdi suratında.

Elbette ki ait olduğu tarikatın prensiplerini bilmiyordu. Tam dabu sebeple kolaylıkla annesine istediğini söylemişti.

İşin ilginç yanı annesinin her şeye rağmen dediklerini kabuletmesiydi. Fakat üzerinde fazla düşünmeye fırsatı olamadı.

Tarikat Efendisi, "…Herneyse daha fazla vakitkaybetmeyelim isterseniz? Üçüncü sınav başlası-" cümlesinibitiremeden göğsünden bir el çıktı.

Auuuu!

Bir kurt uluması duyuldu. Herkes şaşkın ne olduğunu anlayamayanifadelere sahipti.

Tek bir kişi dışında.

[Ölümlü Diyarda orta seviyede görülen bir ilizyon büyüsüneyakalandınız! Ne yapmak istersiniz?]

[İlizyonu Kır/Hiç Bir Şey Yapma]

Noah gülümsedi. İlizyon testini geçmesi bir tık kadar yakındı.Şaka gibiydi. Tabii ki Noah fazla düşünmeden onayladı.

Etrafta cam benzeri çatlaklar oluşmaya başladı.

O sırada Tarikat Efendisi tüm öğrencileri izliyordu. Her birininbu sınava karşı farklı bir tepkisi vardı.

Sınav ne miydi? Sınav oldukça basit bir şeydi. Katılımcılar birdöngüde idi. Sürekli aynı günü yaşayıp ölüyorlardı. En sonunda herkesin bununbir ilizyon olduğunu anlaması gerekirdi. Fakat önemli olan hangisinin bunu dahaönce fark edeceği idi.

Bunun ne irade ile ne de güç ile ilgisi vardı. Sadece mekanalgısının ne kadar iyi olduğu gerçek ile ilizyon arasındaki farkı ne kadaranlayabildiği ölçülüyordu bu sınavda.

Tam herkesi bir kez daha incelerken Tarikat Efendisi şaşırdı.

Birisi daha ölmeden ilizyonu çözmüştü.

'İlginç…'diye düşündü TarikatEfendisi.

"Hey, siz ikiniz."diyeseslendi Tarikat Efendisi iki Yaşlıya. Yaşlılardan birisi oldukça güzel birkadın iken diğeri Yaşlı Lua idi.

"Emredin Tarikat Efendisi!"diyeöne çıktı ikisi de.

Tarikat Efendisi Noah'ı işaret ederek, "Şu çocuk kim?Geçmişini detaylıca bilmek istiyorum." dedi.

Yaşlıların yüzünde garip ifadeler belirdi.

"Efendim o… Violet'in oğlu…"dediöne çıkan kadın Yaşlı.

Tarikat Efendisinin bakışları değişti. Bir an öfkeli, sonra isehayal kırıklığı dolu bir hal alsa da çabucak ifadesini toparladı.

"Hmm… Violet'i yarın odama çağırın. Çocuğu konusundakonuşma vakti."

Yaşlılar onayladı.

"Ayrıca… Yaşlı Lia'yı çocuğu izlemesi için görevlendiriyorum.Eğer o pis şeyin uyandığını görürsen… Ne yapacağını biliyorsun."

Kadın Yaşlı yanii Yaşlı Lia zarif bir hareketle eğildi ve hayaletgibi silikleşerek yok oldu.

Yaşlı Lua bir şey söylemek istese de Tarikat Efendisi bu konudaaşırı hassas olduğundan bir şey demeye cüret edemedi.

O sırada Noah etrafına bakıyordu.

Herkes transa geçmiş gibiydi. Gözleri kapalı, dikili taş gibisabit duruyorlardı.

Noah aralarından güç bela sıyrılıp -ki bazılarının yere düşmesineneden olarak- oradan kurtuldu. Etrafına bakındı. Şimdi ne yapması gerektiğinitam olarak bilmiyordu.

"Öhöm, öhöm."diye sahte bir öksürük sesiduydu Noah. Arkasını döndüğünde ona bakan Yaşlı Lua'yı gördü.

"Selam Lua amca."

"Selam. Hayırlı olsuna geldim."

"Ha?"Noah anlamadı.

"Artık bir dış saha müridisin. Al bu da dış saha da olduğunubelli eden kıyafet."

Üzerinde tek bir güneş olan beyaz renk bir kıyafet verdi Noah'a.Noah kısa bir an afallasa da sonraki an mutlu bir şekilde sıçrayıp, tamamenmutluluğun etkisi ile Yaşlı Lua'ya sarıldı.

Yaşlı Lua dondu.

Herkes ona fazla katı olduğundan canavarmış gibi davranırdıgenelde. Bu yüzden bu tip davranışlara hiç alışık değildi.

O sırada Noah da yaptığı eylemin garip olduğunu fark etti.

"Eee… şey… o zaman… ben kaçar."demesininardından koşarak kaçtı.

Kısa bir koşunun ardından yürümeye başladı ve kısa süredemalikaneye döndü.

"Anneeeeee!"diye seslendi Noah.

Merdivenlerden aşağı Violet indi.

"Oğlum hoşgeldin."dediyüzünde olan her zamanki nazik ifade ile.

"Hoşbuldum anne."

"Geçtin mi?"

"Tabii ki! Bak bu da giysim."diyeelindeki tek güneşi olan giysiyi gösterdi.

"Pekala. Tarikat Efendisi'nin berbat konuşmasını da dinlemişolmalısın."

Noah başını eğdi.

"Evet…"

Violet, tam soru soracak iken izlendiklerini hissetti.

Violet keskin bakışlarla etrafı süpürdü.

Noah ne olduğunu anlamamış bir ifade ile bakarken Violet gizlenenkişiyi buldu. Elinde manadan bir alev topu oluşturdu.

"Orada gizlenen her kimse ortaya çıksa iyi olur.Yoksa…"

Elindeki büyük alev topunu kaldırdı. O sırada alev topu genişledive sanki bir güneş edası ile parıldamaya başladı.

"…onu Yanan Güneş sanatı ile onu küle çevireceğim."

Elindeki alev topu daha da kudretli bir şekilde parlar iken hemNoah, hem de gizlenen Yaşlı Lia afalladı.

Noah, henüz annesinin gücünü bilmiyordu. Ondan dolayı oldukçaşaşkındı. Yaşlı Lia ise onun gücünü duymuş olsa da duymak başka deneyimlemekbaşkaydı.

Violet tam hedefin olduğunu hissettiği yere Yanan Güneş isimlitekniği atacak iken iç çekerek Yaşlı Lia görünür hale geldi.

Yaşlı Lia, iç çekerek "Her zamanki gibi sezgilerinizmükemmel." dedi.

Violet şaşırmış gibi duruyordu. "Liara?"

Yaşlı Lia acı bir gülümseme ile, "Evet. Gerçi şu ansadece Yaşlı Lia'yım." dedi.

Violet başta ne olduğunu anlamadı. Fakat Yaşlı Lia'nın üstündekigiysiyi görünce anlayıp şaşkınlığı yoğun bir öfkeye dönüştü.

"Bizi satan hain demek sendin!"

Violet'in elindeki minik güneş parıldaması artarken Yaşlı Liagarip bir biçimde sakindi.

"Yapmak zorundaydım… O gün, eğer sizi bildirmeseydimtarikata ihanet etmiş sayılacaktım."

Noah, annesinin yanına sokulmuş sessizce dinliyordu konuşmaları.

Elindeki alev topu daha da hiddetlenirken, "Görmezdengelebilirdin. Ama yook sen en başından beri Tarikat Efendisinin gözdesi olmayıistiyordun!" dedi.

Yaşlı Lia'nın suratı buruştu. "O zamanlardeneyimsizdim şimdi ise… yine olsa yine yapardım fakat bu kez sadecetarikatıma bağlı olduğumdan." dedi.

Violet öfkeyle güldü. "Haha anlaşılan hala tarikatadını kullanma huyun değişmemiş." dedi.

Violet'in elindeki alev topu artık nerede ise kontrolden çıkacakkadar parlamaya ve büyümeye başlamıştı. Bundan rahatsız olan Yaşlı Lia, "Artıkşu alev topunu söndürebilir misin?" deme gereği duydu.

Violet ise ona kinle bakarken başka bir soru ile karşılık verdi.

"Elimde seni öldürmek için mükemmel bir fırsat varken nedenbunu tepeyim?"

"Bizzat Tarikat Efendisi şu çocuğu takip etmemi emretti.Yanii ölürsem hem senin başına iş açılır. Hem de oğlunu yakalama emriçıkartırlar."

Violet hala kin ve öfke dolu olsa bile Noah onun için en ön plandaidi. Ondan dolayı kinini bastırmak zorunda kaldı.

Elindeki alev topunu zorla dağıttı. Bunun için gereken manakontrolü sadece hayal edilebilirdi.

Violet, "Pekala ne istiyorsun Liara? Neden bu kadaryılın ardından gözükme gereği duydun?" dedi yorgunca.

"Oğlunun şeyi uyanıp, uyanmadığını kontrol etmek içingörevlendirildim. Merak etme gerekmedikçe özelinize karışmayıdüşünmüyorum."dedi özgüvenle.

Noah, konuya fransız kalmış şekilde ikiliyi dinlerken konu biranda ona gelince iyice şaşırdı.

Violet katı bir şekilde "Onunla ormana, saha deneyimiyaşaması için gideceğim. O ormanda iken hiçbir şekilde izlemeni istemiyorum.Daha sonra istediğin kadar izlersin." dedi.

Yaşlı Lia reddetmek istedi. "Bu imka-" diyecekiken Violet tarafından lafı kesildi.

"Sana seçim hakkı tanımadım."dedisertçe.

Yaşlı Lia kısa bir düşüncenin ardından iç çekip kabul etmekzorunda kaldı.

"Off… Pekâlâ… Fakat maksimum ormanda geçirdiğiniz üç günde izlemem. Dördüncü de anında sizi bulurum. "

Violet, Noah'a baktı. Noah, annesinin oldukça havalı olduğunudüşünürken parlak gözlerle ona bakıyordu. Noah'ın ifadesini görünce gülümsedi.

"Üç gün yeterli. Şimdi, kaybol."dedive Noah'ın elini tutarak onu yukarı çıkardı.

Yaşlı Lia tekrar iç çekti ve silikleşerek tekrar kayboldu.

Violet üst kata çıkana kadar Noah'ın elini bırakmadı. Noahannesinin ellerinin oldukça sıcak olduğunu hissetti.

Yukarı çıkınca Noah'a baktı ve ciddi bir şekilde "Obahsettiğin şeyi kullanmak istediğinden emin misin?" diye sordu.

Noah tabii ne demek istediğini anladığından onayladı.

"Pekala. Şu yakınlarda bir orman var oraya gidiyoruz."

Noah fazla bir şey söyleyemeden, Violet tarafından çekiştirilerekaşağı indi ve malikaneden çıktı.

Violet, Noah'ın elini sıkıca tutup götürürken ikili, önce içsahadan çıktı sonrasında ise tarikattan ayrıldı ve Kara Ormana doğru yol aldı.

Violet, o kadar hızlı davranıyordu ki sanki acelesi varmış gibiydive bunu Noah baya garipsedi. Yine de annesine duyduğu güven yaratıcıya duyduğuinanç ile kıyaslanabilir düzeyde olduğundan gıkını bile çıkarmadı.

Yaklaşık birkaç saatin ardından Noah karşısında simsiyah ağaçlarınolduğu bir orman gördü. Bu Kara Ormandı.

Kara Orman, adındanda anlaşılacağı üzere siyah ağaçların bulunduğugarip bir ormandı. Kimse bu ormandaki ağaçların neden böylesine koyu olduğunubilmiyordu. Fakat bildikleri bir şey varsa bu orman, diğer ormanlara nazaran entehlikelisiydi.

Aynı zamanda ne yazık ki Yanan Güneş Tarikatına en yakın ormanbuydu ve çoğu canavar dış saha müritlerinin görevlerine kurban gidiyordu.

Noah, geldiklerini fark edince durum panelini açtı ve VampirFeromonunu kullan dedi.

[Feromon kullanılıyor…]

Ding!

[000. Görev: ??????]

[Aşama 3: Bir Vampiri Kendine Çek ve Onu Öldür]

[Çekilen Vampirin soy enderliğine bağlı olarak verilen ödülartacaktır.]

Ding!

[Oldukça güçlü bir vampir, feromona kapıldı! Dikkatli olun.]

Noah birden bire gelen bildiriler ile şaşkına döndü.

"Anne… Savaşa hazırlansan iyi olur…"

Violet, ormana bakarken düşüncelere dalmıştı. Noah'ın sesi ilebocaladı.

"Ne?"

Noah, ne olduğunu kısaca açıkladı.

"Oldukça güçlü bir vampir geliyor…"

"Pekala… Ne kadar süre sonra gelecek?"

[Mesafeye göre kalan süre: 3 Dakika]

"Tam olarak üç dakika içinde gelecek anne."

Violet, "Huh… Peki." dedi. "Senbunları nasıl biliyorsun?" diye sordu şüpheci bir şekilde.

"Şu an için söylemem anne. Zaten… söylesem bileinanmazsın."

Violet, hayır anlamında kafasını salladı.

"Oğlumun bana yalan söylemeyeceğine eminim. Uçan bir Ejderhagördüğünü söylesen bile sana inanırım."dedigülümseyerek.

Noah biraz duygulandı ve annesine sıkıca sarıldı.

"Canım annem benim… İyi ki varsın."

Biraz şaşırsa da Violet de ona sarıldı.

Violet oldukça genç gözüktüğünden bu portre oldukça yanlışanlaşılmaya müsaitti. Fakat anne ve oğul bu tip şeyleri akıllarından bilegeçirmediler.

O sırada ormandan hareket sesleri gelmeye başladı. Violet neolduğunu anladığında şaşırdı. Orada bir insan silüeti vardı. Fakat bu insansilüetinin parlayan bir çift kırmızı gözü ve oldukça solgun bir teni vardı.

Violet de Noah da bunun tek bakışta vampir olduğuna emin oldular.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR