Vampir Hükümdarı

Çevirmen: MoonWarrior
Editör: MinPei
Bölüm 8: Zorba (2)

Bu bölümde fight yazarken oldukça zorlandım. Umarım ki okurkenbeğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. İyi okumalar.***Noah, tarikata döndüğünde annesinin isteği üzerine dış sahada yaşamayabaşladı. Violet'e göre gelişebilmesi için yalnız başına hayatta kalmayaçalışmaya alışabilmesi lazım.

Dış saha baya kötü muamele görüyor gibi düşünmüştü ilk başta. Yinede annesinin biraz abarttığını düşünüyordu

Fakat yanılmıştı. Çok daha kötüydü.

Dış saha adını gerçekten hak eden bir yerdi. Tarikatın en azilgilenilen bölgesiydi. Bunu nereden mi anlamıştı? Tam gözünün önünde bir dışsaha müridi başka bir müridini öldürmüş ve diğerlerini de öldürme tehdidi etsede kimse oralı olmamıştı da ondan.Sanki bu her gün oluyor gibiydi insanlar.

Noah,'Anlaşılan alım gününde oldukça sessiz bir yerolmasının nedeni Yaşlılardan korkmalarıydı.' diye düşündü.Sonrasında 'Her neyse, beni ilgilendirmez. Şimdi, annemin bahsettiğiyer neresi?' diye düşünerek annesinin bahsettiği kalma yerini aramayabaşladı.

Dış saha öğrencilerinin kaldığı yerler altı binaya bölünmüşü. Herbinada ise yaklaşık yüz kişilik alan vardı -ki buna dört bodrum katı dadahildi-. Tarikatta ise altı yüzden yaklaşık bir kaç kat fazla öğrencibulunmaktaydı.

Bu yüzden dış saha ile ilgilenen Yaşlılar kendince bir çözümbulmuşlardı.

Düello sistemi.

Kısaca bir kişi eğer bir odada kalmak istiyorsa o odanın sahibiniyenmesine dayanan bir sistemdi bu. Bu da annesinin ona dediği, "Kazanankral, kaybeden haydut.", deyiminin ona göre en somut örneği idi.

Yine de ormanda iken aldığı karar ile öncelik olarak kendiçıkarlarını gözetmek için annesine -daha doğrusu kendine- söz verdiği için neolursa olsun bir kişiyi yenmeliydi.

Noah, annesinin tarifine göre bulduğu binadan içeri girdi.

İçerisi bir han gibiydi. Tek bir müşteri ile ilgilenmek için masabir de merdiven vardı. Onun dışında olan dekorasyonlar oldukça sade gibiydi.

Oraya bakan ise alımlı bir kız vardı. Yeşil gözlü, mavimsi saçlarıolan oldukça tatlı bir kızdı. Noah, kızı görünce bir an iştahı kabarsa da o birbeyefendi olarak kendini dizginledi.

Kız, "Merhaba bayım, size nasıl yardımcıolabilirim?" diye sordu. Biraz ilgisiz bir tavrı vardı.

Noah da olabildiğince az konuşmak istediğinden işine gelmişti.

Noah soğuk bir şekilde, "Oda için rakip aramayageldim." dedi.

Kız şaşırmış gibiydi.

İlk alımlarda çokça savaş çıksa da tam durgunluk başladığı sıradabirisinin kavga çıkartmak isteyeceğini düşünmemişti.

"Pekala efendim. Kuralları biliyorsunuz değil mi?"

Noah onayladı. Annesi sağolsun temel bilgisi vardı. O dayeterliydi.

"Pekala. Öyleyse öncelikle adınızı ve mevcut gelişiminiziöğrenmek istiyorum."

"Noah, beşinci kademe temel oluşturma."

Noah'ın dediklerini hızlıca önündeki deftere yazmaya başladı.

"Peki hangi numaraya meydan okuyacaksınız?"

Kısa bir süre düşündü. Hangi numara da kim olduğunu elbette kibilmediğinden salladı.

"Otuz ikinci odanın sahibine meydan okuyacağım."

"Hmm… Pekala hemen bildiriyorum. Şanslısınız, o piçin tambir gün önce üç aylık dokunulmazlık süresi dolmuştu."

Anlaşılan buradaki kız, orada kalanı pek sevmiyordu. Bunu kafasınanot etti Noah.

"Peki onun mevcut gelişimi ne?"

"Temel oluşturma dördüncü kademe."

Noah şaşırdı. Normalde yer kazanmak için kıyasıya savaş olduğunuduymuştu annesinden. Hatta öyle ki bazen mana hissetme aşamasındakiler dekalabilmek için savaşa katılıyormuş.

Bu yüzden istemedende olsa orada kalanın şansını övmek zorundakaldı.

"Anlaşılan şanslıymış."

Kız, buna acı bir şekilde güldü.

"Şans mı? O piç, sadece arkasındaki gücü kullanarak o odayıelde etti."

Noah anladı. Dış saha da çeşitli gruplar olduğunu duymuştu.Muhtemelen oda da kalan kişi de gruplardan birine aitti ve anlaşılan bu grubungücünü kullanmaktan çekinmeyip -muhtemelen buradaki kızın bir yakınını- zorlaorada olan önceki sahibi atmışlardı.

Fakat bu pekte Noah'ın umurunda değildi.

"Anlıyorum… O zaman ona derhal odadan çıkmasını ya dadışarı da benimle kapışmasını söyleyin. İyi günler."

Noah, daha fazla bir şey söylemeden binadan ayrıldı. Geride onaşaşkın fakat ilgili bakışlarla bakmaya başlayan güzel bir kız bıraktı.

Aradan geçen bir kaç dakikanın ardından Noah'ın beklediği yerde-burası binanın önüydü- uzun yapılı bir adam çıkageldi.

Yapılı adam, "Hangi çöp parçası benim, KızılKuzgunlardan Zach'in odasına göz dikmeye cüret etti!?" diyekükredi.

Noah biraz şaşırdı. Bu adamın aklen sorunu filan mı vardı? Sadecekim benimle dövüşmek istedi dese yeterli olurdu ona göre.

Noah, "Boş yapmayı keser misin? Seni çağıran kişi tamkarşında duruyor." dedi.

Noah'ın tavrı, Zach'i rahatsız etti.

"Demek beni çağıran velet sensin. Kime karşı olduğununfarkında mısın?"diye sordu.

Noah ise onu dinlemeden, onu izleyenlerden birine dönüp, "Hey,direkt bunu dövsem, odayı alabilir miyim?" diye sordu.

Sorduğu kişi ise şaşkın bir şekilde onayladı. Cüsse olarakkendinden en az üç kat büyük birisini yenmeyi düşünmüyordu o değil mi?

Temel oluşturma aleminde vücudun varsayılan gücü istisnai durumlardışında ölümlülerin bedeni ile hemen hemen aynıydı. Yanii temel oluşturma daolan kişinin gücünü belirleyen şey gelişim değil, vücudunun cüssesi, kullandığıteknik ve ya atlattığı deneyimlerdi.

Noah'ın karşısındakinde ise bu üçünden sadece birinin olması neyazıktı.

O sırada yavaşça izleyici sayısı artmaya başladı.

"Çocuk çok kibirli."dediizleyenlerden birisi.

"Sağlam dayak yiyecek."

"Hey o Kızıl Kuzgunların liderinin kardeşi değil mi?"

"Evet o."

"Çocuğun işi iyice yaş o zaman. Adeta iki ucu boklu değnek.Kazanırsa Kızıl Kuzgunların öfkesini çekecek kendisine. Kaybederse ne olacağıbelli zaten."

"Ona meydan okuması çocuğun aptallığı."

Bu ve buna benzer konuşmalar dönüyor iken Noah da sessizce kendinihazırlıyordu. Ne de olsa bir insanla ilk dövüşü sayılırdı.

Noah'ın tavrından Zach, önemsemediğini sanıp iyice zıvanadançıktı.

Zach, "Sana, Zach'i umursamamak ne demekmişgöstereceğim!" diyerek akıldan yoksun bir ork gibi Noah'a saldırdı.

Noah oldukça hızlı sayılacak bir hamle ile yana kaydı.

Zach ona doğru dönüp bir yumruk savurdu. Noah, rahatlıklaatlatabilirdi. Fakat sırf gücünü gözler önüne sermek ve ona sataşan kimseninolmamasını istediği için -birazda kendi gücünü test etmek için- yumruğa, kendiyumruğu ile karşılık verdi. Tabii Zach'in aksine o mana ile yumruğunugüçlendirmişti.

Çat!

İki yumruk çarpıştı. İzleyenler Noah'ın delirdiğini düşünürkenkemik kırılma sesi duyuldu.

Çatırt!

Zach, "Ahh~ elim!" diye bağırmayabaşladı.

Noah, "Bu kadar yeterli mi?" diye sordumasumca. İnsanları dövmeye pek alışkın olmadığından biraz rahatsız olmuştu.

Fakat ne yazık ki Noah'ın iyi niyetini Zach ve diğerleri kibirolarak algıladı.

"Genç adam, Zach'ten daha kibirli."

"Gerçekten etkileyici böylesine bir özgüven…"

"İyice kendini bir şey sanan bu orka iyi bir ders oldubence."

"Şşt! Kızıl Kuzgunlar tarafından yakalanmak mıistiyorsun?"

Seyircilerin büyük ölçüde Noah'ı öven sözleri Zach'in moraline birdarbe daha vurup öfkelendirdi. Öyle ki kırılan elinin acısını unuttturdu.

"Velet beni küçük düşürdün… Ölmeden önce diyecek son birsözün var mı?"dedi karanlık bir ifadeyle.

Noah anlamadı. Açıkça ondan güçlüydü. Neden hala böylegerizekalıca bir kibir sergileyebiliyordu?

"Ne yapmayı düşünüyorsun?"

Zach, boyutsal yüzüğünden bir kılıç çıkardı. Kılıç kötücül birışıltı ile parlıyordu.

"Seni babamın yadigarı Kötülük Kesen ile öldüreceğim içinonur duymalısın."

Noah, Zach'in kılıcından nedense tanıdık bir enerji hissetti.Fakat şu an önemli bir durumda olduğundan hemen toparladı.

Kışkırtıcı bir şekilde gelmesi için el hareketi yaparken "Hadisaldır küçük ork." dedi.

Zach elinde kılıç ile Noah'a saldırdı. Noah'ın hızlı reflekslerisağolsun ilk saldırıyı atlattı.

Fakat ikinci saldırı hiç beklemediği bir şekilde geldi.

Slash!

Kan döküldü. Sol üstten sağ alta doğru uzun bir kesik oluştu. Noahşaşırdı. İlk defa yara almıştı.

Zach vuruşunun başarılı olduğunu görünce göğsü gururla şişti.Sonunda bu haddini bilmez piçe gününü gösterebilmişti.

Seyirciler iç çekti. Sonunda beklenmedik bir şey görecekleri içinheyecanlanlanmışlardı…

Noah yarasına dokundu. Yarası çok acıtıyordu. Fakat tahminettiğinden daha hafifti. Yine de tedavi olmazsa kan kaybından gidebilirdi.

En azından kısa bir süre öyle düşündü.

[Kan enerjisi iyileşme için kullanılıyor…]

Noah, vücudundaki kan enerjisinin fokur fokur kaynadığınıhissetti. Neler olduğunu ancak yaranın büyük bir çoğunun hızlıca kapanıp kabukbağladığında anladı.

Fakat yine de şaşırdı. Evet yara hafifti. Ancak bu kadar çabukkabuk bağlaması hiç normal değildi.

[Kalan Kan - %60]

Noah gülümsedi. Gülümsemesi masum bir çocuktan çok intikamcı birifritin gülüşü gibiydi.

Noah, ilk defa sinirlenmişti. Ona onu yaralamanın bedelini çok pisödetecekti!

Zach, Noah'ın gülüşünü fark edince biraz gerildi. Fakat Noah'ahasar verdiğine dair olan güvenci bu gerginliğini silip süpürdü.

Zach, alaycı bir şekilde, "Ne oldu? Yara almak hoşunamı gitti yoksa?" dedi.

Noah, cevap vermekle uğraşmadı. Hasar aldığı anda küçük biraydınlanma yaşadı. İnsanlarda aynı hayvanlar gibiydi. En azından şu önündekiork gibiler!

Hızla tüm gücü ile Zach'a atıldı. Yumruklarına ve tüm vücuduna kanenerjisini yayarken manası sadece yumruklarına odaklıydı. Evet, yaptığı keşifsonucunda bir manayı hissetme alemindeki birisi kadar olmasa da manayı kendivücudu içinde kontrol edebiliyordu.

Ne yazık ki eğer görebilecek kadar iyi bir görüşe sahip birisiolsaydı, gözlerinin kötücül bir ışıltı ile parıldadığını fark edebilirdi.

Hızlı hareketi ile çok çok kısa bir süreliğine ölümlü gözlerdentamamen kayboldu. İşte bu bir vampirin hızıydı!

Ne Zach, ne de izleyiciler nereye kaybolduğunu hissemediler. FakatZach sırtında bir soğukluk hissetti.

Hemen durdurmak için kılıcı ile döndü. Kılıcını savunmak için kullandı.

Kılıç ile yumruk çarpıştı.

Çink!

Oldukça tiz rahatsız edici bir çınlama oldu. İzleyicilerkulaklarını kapattı. Noah ise bir an şaşırdı.

Fakat sonrasında yumruk bombardımanına başladı. Zach'in tekyapabildiği savunmaydı. Yine de kılıcının sağlamlığına güvendiğinden nispetenrahattı.

Ne yazık ki rahatlığı onun sonu olacaktı.

Noah, gücünün yavaş yavaş azaldığını hissetti. Eğer maçı kısasürede bitiremezse onun sonu olacağı kesindi. Bu yüzden her şeyini tek biryumruğa aktarmayı denedi.

Tahmin etmediği şekilde başardı. Yumruğu mavi ile kırmızı karışımıbir renkle ışıldadı. Yumruk, kılıca indi.

Çat! Çat!

Kılıç çatlamaya başladı. Zach ile izleyiciler şaşırdı. Kılıcınçatlakları gittikçe artarken Noah'ın yumruğundaki enerji hiç azalmadı.

Kırzt! Craak!

Kılıç parçalara ayrıldı! Zach, panikledi. Fakat yumruk acımasızcaZach'in göğsüne indi.

Güm!

Zach, havada salvolar ata ata yere çakıldı. En az on beş metregeriye uçmuştu.

İzleyiciler donakaldı.

"Bu… Bu çok korkunç…"

"Bu çocuk tam bir…"

"Zorba. Tam bir zorba. Önce onunla oyuncak gibi oynadı.Sonrasında ise bir hamle de bitirdi. Tam bir zorba!"

"Hiç mi Kızıl Kuzgunların hedefi olmaktan korkmuyor?"

"Saçmalama. Böylesine güce sahip birisi illaki bir grubaüyedir."

Herkes Noah'ın gücüne hayret ediyor ve hepsi de gücünü sakladığınıdüşünüyordu. Fakat Noah, tüm kan enerjisini vücuduna yaydığından şu an acayipmiktarda kan arzusu duyduğunu bilmiyordu.

Zach ise fırlatılmış bir çuval misali orada yatıyordu. Gücün şiddetindenbilincini tamamen kaybetmişti. Kaburgaları içeri göçmüştü. Çeşitli organlarıhasar almış ve bazıları tamamen kullanımdışı kalmıştı.

Noah, "Anlaşılan… Baya güçlüyüm ha?" diyeşaheserine bakarak kuru kuru güldü. Zach'in tam kaburlarının ortasına vurmuştu.En kötü seneryo da bile yaşayacaktı. En azından Noah öyle düşünüyordu.

Yine de Noah suçluluk duymadı. İlk başta o onu öldürmeyeçalışmıştı. Bu nedenle hayatta bıraktığı için şükretmeliydi.

[Kan İhtiyacı - %0]

*[Bilincinizi kaybetmeden önce kan emmelisiniz.]

[Bilincinizi kaybetmenize kalan süre: 5 dakika.]*

Noah, uyarıları geçiştirdi. Şu anda ilk yapması gereken buradanayrılmaktı. Hızlı adımlarla binaya dönerken hiç bilmese de tüm bina boyuncakendisi çoktan "Zorba" olarak ünlenmeye başlamıştı.

O sıralarda Yuen, ayna da saçlarını tarıyordu. Şu an annesininvillasında kalıyordu. Evet, dış saha müridiydi. Fakat annesi iç saha müridi iseo neden dış saha da kalsın ki? Yanına güzel bir kız geldi.

"Evet. Dış saha da ilgi çekici bir olay mı oldu?"

Bu kız onun için ilgi çekici haberleri toplayan dış sahadailgisini çeken ast olarak seçtiği birisiydi.

Kız oldukça saygılı bir şekilde konuştu.

"Hanımım, Kızıl Kuzgunlardan birisinin ağır yaralanmasıdışında sizin dikkatinizi çekecek bir haber yok."

Yuen, "Tamam. Teşekkürler." dedi.Grupların kedi köpek misali birbirlerini yemesi onu hiç ilgilendirmiyordu.

Saçlarını tarayıp güzel bir şekle soktuktan sonra kalktı.Astına, "İlgi çekici başka haberler bulursan getir." dedi,Tam astından gitmesini isteyecek iken aklına takıldı. Acaba astının Noah'ın neredeolduğuna dair bir bilgisi var mıydı?

Artık onun gibi dış saha müridi olduğunun haberini almıştı. Fakatbirden kaybolmuştu ve bir kaç gündür ortalıkta yoktu.

"Hey, siyah saçlı, on altı yaşlarında, bir seksen boylarındabirisini gördünüz mü?"

Noah'ın en kabaca tanımı herhalde bu şekilde yapılırdı.

Kız, biraz düşündü. Sonrasında olayı çıkaran genç adam ile benzerözellikleri söylediğini fark ettiğinden Yuen'e sordu.

"Hanımım acaba bahsettiğiniz kişi, dış sahanın 'Zorba'sıolarak ünlenen genç olabilir mi?"

"Zorba?"Yuen güldü. Öylesine masumbir çocuğun zorba olarak anılması imkansızdı. Fakat yine de ilgisini çekti.

"Kim bu Zorba? Detaylıca anlat bakalım."

Kız derin bir nefes alıp olayı kısaca anlatmaya başladı.

Noah, kana ihtiyacı olduğunu farkında olsa da masum kimseyi kurbanolarak kullanmak istemediğinden odasına çekildi.

"Ah… Sistem… Ne kadar sürem kaldı…?"diyebakışları iyice vahşileşirken.sordu.

Sistem soğuk sesiyle yanıtladı.

[Bir dakika.]

Noah iç çekerken, eğer birisi kapısını tıklatırsa, tıklatankişinin suçlu birisi olmasını umdu. Çünkü vampir kanı çoktan düşüncelerinietkilemeye başlamıştı.

Tak! Tak!

Kurban ayağına gelmişti.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR