Yarık Gezgini Antlaşması

Çevirmen: Myriel
Editör: YcD44
Bölüm 10: Onunla Tanışmak

"İsmimle başlayalım. Bu, gelişmemiş beyninin anlayabileceği bir şey olsa gerek." Bana göz kırptı.

Yumruğumu suratına geçirmeyi ne kadar istesem de bu durumda bana bir faydası olmayacaktı, bu yüzden bu dürtüye direndim. Bana söylemek istediği şeyi duymak istiyordum. Şimdiye kadar bana gösterdiği onca şeyden ve üzerimde sahip olduğu tüm güçten sonra kiminle karşı karşıya olduğumu bilmek istedim.

"Adım Tarask. İyice ezberle, zavallı şey. Lüzumsuz yere kendimi tekrarlamaktan hoşlanmam. Vakit nakittir."

"Peki, tamam. Yani, sen Tarask'sın. Benden ne istiyorsun? Neden kölen olmam için bize yardım ettin?"

Daha fazla açıklama yapmak için kendini hazırlaması gerekiyormuş gibi iç çekti. "Dünyanda ne pahasına olursa olsun bulmam gereken bir şey var. Onu araman için sana ihtiyacım olacak."

"Aradığın şey ne?"

"Bunu bilmen gerekmiyor."

"Bana bu kadarını söylemezsen bulmana nasıl yardım edebilirim ki?" Cidden, benden ne yapmamı bekliyordu?

"Ne olduğunu bilmene gerek yok. Sadece emirlerimi yerine getirip, birkaç kişiye söylediğim soruları sorman gerek."

Şu anda daha fazla ayrıntıya girmeye istekli görünmüyordu. "Madem öyle neden kendin aramıyorsun? Eğer bu tür yaratıkları öldürecek ve zamanın akışını durduracak güce sahipsen, bir şeyi aramak o kadar da zor olmamalı."

"Olmazdı," diye itiraf etti, "eğer gerçek bir bedenim olsaydı."

Ne? Onu ve silüetini tam karşımda algılayabildiğimden bana ne demek istediğini anlayamadım. Nasıl olurdu da fiziksel bir formu olmazdı?

"Hiç sahip olmadım da değil. Ama artık yok."

"Yani, aslında ölü müsün?"

"Hayır, seni ahmak!" Az önce berbat bir ruh haline soktuğum bir aslanmış gibi kükredi.

"Sana varsayım yapmayı bırakmanı söylemedim mi?"

Söylemişti fakat bana böyle garip şeyler söylediğinde nasıl bir sonuca varmadan durabilirdim? Kendi gözümde tamamen makul davranıyordum.

"İyi. Sana kızmanın bir faydası yok, zavallı şey." Kendini sakinleştirmek zorunda kalmış gibiydi – ya da düşüncelerimin ruh halinin üzerinde bir etkisi mi vardı? "Bunu senin gibi birinin anlayabileceği kadar basit bir şekilde açıklamaya çalışayım."

Alınmalı mıydım? Belki de ama aldırmamaya karar verdim, böylece bunun yerine yapacağı açıklamaya odaklanabilirdim.

"Ölü değilim. Şu anda fiziksel bir bedene sahip değilim. Daha önce sahiptim ama yok edildi. Yeniden yapması kolay değil, benim kadar güçlü bir varlık için bile. Buraya kadar anladın mı?"

"Galiba. Dürüst olmam gerekirse, ölü olmanın ne farkı olduğu hariç. Bu seni bir hayalet yapmaz mı?"

"Bu karşılaştırmada temelde haksız değilsin fakat detaya girmek gibi bir niyetim yok. Güçlerimin, fiziksel dünyada etkili olması için bir araca ihtiyacı var. Kendini, benim için ruhanî bir aleme açılan bir kapı olarak düşün. Güçlerim, sana sahip olduğum sürece fiziksel dünyaya sızabilir ve bazı şeylere etki edebilir."

Daha önce bizi kurtardığı sırada hissettiğim muazzam acı bu yüzden miydi? Buna sebep olan onun gücü müydü?

"Evet, öyle de denebilir. Vücudun buna uygun değil ama endişelenmene gerek yok. Senin aracılığınla güçlerimin çoğunu kullanarak, seni öldürmek niyetinde değilim. Ayrıca, zamanla bana ve gücüme alışacaksın. Fakat yine de metin olmalısın."

Açıkçası bunun kulağa geliş şeklinden pek hoşlanmamıştım. Neden kendimi hazırlamalıydım?

"Süreç devam ettikçe çektiğin acı da artacak. Yavaş yavaş daha kolay hâle gelmeden önceki ilk birkaç girişim en kötüsü olacak. Yani, önümüzdeki birkaç sefer güçlerimden bazılarını kullanacaksın, kolay olmayacak."

Sanıyorum ki yaşadıklarımdan sonra bu kadarını beklemeliydim. Eğer zamanla katlanılabilir hâle gelecekse muhtemelen üstesinden gelebilirdim. Yine de acı çekmek için can atmıyordum. Kim atardı ki?

"Sakin ol. Atlatacaksın, arkadaşların da atlatacak. Fakat onları bir süre görmeyeceksin."

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR