"Teşekkür ederim, Gadrian", Lei genç Glaciyes'e doğru başını salladı. "Beni burada bırak ve grubu cephaneliğe götür. Duncan izin verene kadar…"başıyla beni işaret etti, "odaya girmeyin. Eğer yanlış bir zamanda rahatsız edilirsem, yarık bağlayıcısı hasar görebilir."
"Evet, anlıyorum. Teşekkür ederim, ekselansları." Lei'nin önünde eğildi ve Greg ile diğerlerine döndü. "Teçhizatları seçerken size eşlik edebilir miyim?"
Greg, "Elbette, lütfen bize yolu gösterin," dedi. Grup, bizi genç rehberleriyle baş başa bırakmadan önce Lei ve bana son bir kez baktı. Ben de Lei'ye döndüm. "Peki, aklında tam olarak ne var? Tar'ın söylediğine göre, mesele sadece diğerlerini güvenliği sağlayacak kadar büyük bir grup haline getirmek değilmiş?"
Lei başını evet anlamında salladı ve küçük bir iç geçirdi. "Liderleriyle bir konuşma yapacağım. Buradaki çocuklarla değil, bu kalenin gerçek lorduyla. Konuşmanın gidişatına bağlı olarak, gelecekte bizim için uygun koşullar elde edebilirim. Yine de işler ters giderse, diğerleri döner dönmez kaçmak zorunda kalabiliriz. Sen sadece konuşmaları dinleyebilirsin ama Tar birinin döndüğünü fark eder etmez, görüşmemiz bitene kadar onları odadan uzak tut."
"Tamam, bu çok zor olmamalı. Ama onunla konuşarak tam olarak ne elde etmek istiyorsun?" diyerek merakımı dile getirdim.
"Bu, konuşmanın ne kadar iyi geçtiğine bağlı. En iyi şekilde, bizi rahat bırakmalarını sağlayabilir ve dünyayı daha fazla istila etmelerini engelleyebilirim. Aksi takdirde, halklarını koruma iyiliğine karşılık olarak topraklarında güvenli bir şekilde hareket etmemize izin vermeleri için onları ikna etmeye çalışacağım. Eğer kabul ederlerse, Glaciyes Krallığı’nın bu kısmına gelecekte sorun yaşamadan gelip gitmemize izin verilecek. Gidecek başka bir yere ihtiyacımız olursa işimize yarayabilir."
"Köle satan insanlar tarafından saklanmanın iyi bir fikir olduğundan emin değilim, Lei. Bizi satmak yerine neden bize yardım etsinler ki?"
"Anlaşmayı cazipleştirmek için bir şeyler vermeye çalışacağım elbette. Duyduğumuz kadarıyla babam yarık bağlayıcılarını durdurmuş. Dürüst olmak gerekirse, benim için bunu düzeltmek oldukça kolay. Ama sistemlerine tekrar girmesi de bir o kadar kolay. Çok az insanın Coraslar tarafından erişilemeyen gelişmiş yarık geçitleri var çünkü temelde hepsi bizim teknolojimize dayanıyor," diye açıkladı Lei. "Bu yüzden onlara sistemlerini babamın etkisine karşı kilitlemeyi teklif edeceğim."
"Bekle? Kilitleyecek misin? Bu tam olarak nasıl mümkün olabilir?" diye sordum.
"Geçitleri yaratan adam benim atamdı, Duncan. Amereas vi Darto. Yeni kralın kaledeki tüm kontrol birimlerini ele geçirerek hüküm sürmesi önemli değil. Asla değişmeyecek olan şey temel sistemdir. Amereas'ın yarattığı eski yarık geçitleri onun kanıyla ayarlanmıştı ve onlardan sonra yaratılan tüm yarık geçitleri aynı prensiple çalışır. Ve bu nedenle de aynı güvenlik önlemleriyle birlikte gelirler. Amereas'ın kanı, babamın damarlarında değil ama benim damarlarımda akıyor."
"Yani bana bu bağlayıcıların ayarlarını istediğin gibi yapılandırabileceğini mi söylüyorsun?"
"Pek sayılmaz. Eski bir yarık geçidine gerçekten erişimim olsaydı, evet. Ama yok. Bugünlerde hepsi babamdan önceki imparatorlar tarafından toplandı. Eğer tek bir tanesi bile kalmış olsaydı, vi Darto soyunu riske atarak tüm ulaşım sistemi üzerinde muazzam bir kontrol sağlayabilirlerdi. Aynı zamanda tüm soyu da yok edemezlerdi. Şimdiye kadar sistemi etkinleştirmek için herhangi bir kan kristali kullanmak mümkün olsa da kontrol sistemleri vi Darto kan kristallerine ihtiyaç duyuyor. Vi Darto soyu olmadan teknoloji bir gün çökebilirdi. Ayrıca, kurtarıcılarının ailesini öldürmek insanlar için ağır bir darbe olurdu." Lei geçide yaklaşırken derin bir iç çekti.
"Yani ailesinin var olmaya devam etmesine izin vermelerinin tek nedeni, onun eserlerini kullanabileceklerinden emin olmak mıydı?"
"Evet, çoğunlukla. Ayrıca, kendi güç iddialarını meşrulaştırmak için. Tüm rivayet, kahramanın öldürülmesine kadar vi Darto soyunun yanında duran sadık dostların hikâyesi olarak kurgulanmış. Ve elbette, ona en sadık olan kişi, gelecekteki torunlarını koruma vaadiyle Amereas'ın yerine geçecektir. Dolayısıyla, ci Arcy soyu hâlâ vi Darto soyunun koruyucusu olduğunu iddia edebildiği sürece, farklı bir meşruiyete sahiptir," diye devam etti Lei. "Halk tarafından sevilen asıl kahramanın katili oldukları gerçeği biliniyor ya da bundan şüpheleniliyor olsaydı, işler farklı olurdu."
Çok basit ama aynı zamanda çok da karmaşık görünüyordu. İnsanlar gerçekten de neler olup bittiğini anlayamayacak kadar kalın kafalı mıydı? Yoksa bu daha çok bir şüphe ihtimali ve eski hükümdarın ailesinin bile hâlâ ci Arcy'nin yanında durduğu gerçeği miydi? Coras toplumunu idrak edemiyordum ama Lei'nin açıklamalarını takip etmek için elimden geleni yaptım. "Peki, tam olarak ne yapacaksın?"
"Glaciyesler'in kabul edeceği teklife bağlı olarak, sistemi belirli bir süre için babamın müdahalesinden uzak tutacağım. Büyük olasılıkla ilk başta bir ay, en fazla üç ay. Bu kalıcı bir çözüm olmayacak çünkü daha fazla erişim olmadan bunu en fazla bir yıl sürdürebilirim. Yine de bunu onlara söylemeye niyetim yok. Geçitlerindeki korumayı daha fazla sürdürmek için benim ayarlamalarıma ihtiyaç duyacaklarını bilirlerse, anlaşmanın kendi taraflarına düşen kısmını yerine getirmelerine ilgi duymalarını sağlayacaktır."
"Anlıyorum ama bir dahaki sefere ayarlama yapman gerektiğinde seni zorla burada tutmaya çalışırlarsa ne yapmayı düşünüyorsun?" diye sordum.
"Elimden geldiğince blöf yapacağım. Geçide erişmeme izin vermek zorunda kalacaklar, bu yüzden teorik olarak gerektiğinde kaçabilirim. Ya da geçidi onlar için tehlikeli bir yere açmakla onları tehdit edebilirim. Bu riski göze alacaklarını sanmıyorum ama insanlarla uğraşırken hiçbir zaman emin olamazsın."
"Evet, sanırım. Pekâlâ, şartlarını kabul ettirmeye çalış. Eğer onları endişelenilecekler listemizden silebileceksek, ben varım." Ona doğru başımı salladım ve cesaretlendirici bir gülümseme takındım.