Urcra gözünü kırpmadan, "Öyle olsun madem," diye kabul etti. "Teşekkür ederim, ekselansları. Askerlerim ve ben, kalemize döndüğümüzde sizin ve halkınızın zarar görmeden ayrılabileceğinize dair söz veriyorum," dedi Lord Urcra.
"Teşekkür ederim. Uzlaşmamıza sevindim. Babamın istenmeyen müdahalelerinden sonra sizi ve halkınızı daha fazla incitmek utanç verici olurdu. Onun kabalığı adına ben özür dilerim, Lord Urcra. Kendisi ile hedefleri arasında engel olarak her kim durursa dursun, istediğini elde etmeye alışkın bir adamdır. Beni tekrar bulmaya çalışacağından eminim ama başka bir kale aracılığıyla size ulaşmak için kaynak ayıracağından şüpheliyim," dedi Lei.
Tipik olarak, Glaciyes kaleleri arasında yüzlerce ya da binlerce mil var. Halkları için yeterli kaynak bulmakta hâlâ zorlandıkları için aşırı yoğun nüfuslu değiller. Ayrıca, birbirlerini pek ziyaret etmezler. Yine de ziyaret ederlerse bu bizim için bir fırsat olabilir, diye ekledi Tarask.
Neden? diye sordum merakla.
Lei'nin bu yarık bağlayıcısını imparatorun müdahalesinden koruyabildiğini fark ederlerse, diğerleri de benzer şartlar elde etmek isteyebilir. Yani en iyi durumda, halkının güvenliğini daha iyi sağlayabiliriz.
İnsanlar için daha güvenli bir dünya yaratmaktan çok memnun olurdum ama her şeyin istediğimiz gibi gitmesini bekleyecek kadar saf değildim. Şu anda tek umabildiğim Lei'nin bize yardım etmek için doğru kararları almış olmasıydı.
"Ben de minnettarım, ekselansları. Halkım ve ben, bugün türümüzden pek çok kişinin hayatını bağışladığınızı unutmayacağız," diye devam etti, Lord Urcra. "Dönüş için toparlanacağız. Harabe, başka bir görüşmenin gerekli olması halinde sizinle iletişim kurmak için geride kalacak. Beni hızlı bir şekilde çağırabilecektir."
"Pekâlâ." Lei ona gitmesini işaret etti ve döndüğünde ilk olarak ikinci kumandan yardımcısını görmezden geldi. Ancak birkaç dakika sonra bakışlarını ona doğru çevirerek başını salladı. "Daha önce küstahlığını bir kenara bırakmaya karar vermiştim. Aramızda bir anlaşmaya vardıktan sonra, şahsının cezalandırılmasını talep etmek oldukça ukalaca görünecektir. Eminim bu arada yaptıklarının aptalca olduğunu fark etmişsindir."
Harabe, Lei'nin önünde hafifçe eğildi. "Evet, elbette ekselansları. Hoşgörünüz için minnettarım. Halkım için duyduğum endişe zihnimi bulandırmış olmalı."
Leiaos bana dönmeden önce, "Evet, bu tamamen anlaşılabilir bir durum," diyerek tartışmayı sonlandırdı. "Duncan, Gadrian ve diğerlerine odaya dönmelerinin güvenli olduğunu söyler misin? Geri dönmek üzereler."
Başımı onaylarcasına salladım, Leiaos'a sırtımı döndüm ve koridoru görmek için giriş kapısına yöneldim. Arkadaşlarımın tanıdık simalarını görmem uzun sürmedi ama beklenmedik bir şekilde kıyafetlerini değiştirmişlerdi.
Her biri oldukça kalın bir kışlık mont giymişti. Greg'in kollarında iki tane daha vardı ve bunlar kesinlikle Lei ve benim için ayrılmıştı. Ayrıca yeni kıyafetlerinin farklı özelliklere sahip olduğunu da fark etmiştim. Vücudumdaki hafif bir karıncalanma bana bu kıyafetlerin büyülü özelliklerle donatıldığını hatırlattı; bu özellikler kesinlikle önceki ekipmanlarımızdan daha etkiliydi.
Pamela mavi, kırmızı ve sarı kristallerle kaplı yeni bir asa tutuyordu ve bu asa şimdiye kadar sahip olduklarından çok daha pahalı görünüyordu. Greg'in sırtında şaşırtıcı derecede küçük olan bir kalkan daha vardı. Bu kadar küçük bir ekipmanla bizi nasıl koruyacaktı ki?
Bu kalkan büyütülebiliyor, zavallı şey. Kullanıcıda biriken büyüye bağlı olarak, kişi onu ortalama bir kalkandan çok daha fazla büyütebilir ancak Greg'in tüm avantajlarından yararlanabileceğinden şüpheliyim. Yine de daha önce sahip olduğundan çok daha iyi olmalı, diye açıkladı Tarask. Yani sıkıştırılmış haliyle daha az yer kaplasa da yine de kullanılabilir durumdaydı. Greg'in sırtında bir savaş çekici de görmüştüm. Diğer ekipmanlar kadar çok özelliği yoktu ama yine de genel teçhizatımız için oldukça güzel bir eklentiydi.
Charles çizmelerini değiştirmiş, neredeyse dizlerine kadar uzanan kırmızı deri bir çizme giymişti. Küçük bir metal plaka ile güçlendirilmiş gibi görünüyorlardı ve tabanları daha kalındı. Kılıcı kemerine yerleştirilmişti ancak yanında, etrafına altın ve gümüş deriden bir bant sarılmış, oldukça süslü bir kabzası olan başka bir kılıç sallanmaktaydı.
Ellerinde Lei'nin seçebileceği iki silah daha vardı. Biri küçük ve ince bir meçti, tenime birçok küçük dikiş attığı için daha yüksek bir büyü yoğunluğuna sahip gibi görünüyordu. Diğeri ise Charles'ın sahip olduğu iki kılıca benzeyen daha geniş bir kılıçtı. Oldukça sağlam görünüyordu ve parlak, neredeyse beyaz bir metalden yapılmıştı. Ayrıca kabzasında bir kristal için tasarlanmış bir kısım olduğunu fark ettim ancak bu kısım, daha önce boşaltılmıştı. Diğer teçhizatın aksine, ondan yayılan herhangi bir büyü hissedemiyordum.
Greg'in bakışlarına karşılık verirken, "Görünüşe göre bizim için kullanışlı epey bir şeyler bulmuşsunuz," dedim. "Odaya geri dönebiliriz, Lei hazırlıklarını bitirdi.
"Evet, cephanelikleri oldukça doluydu, neyse ki bizim için de birkaç parça bulmak o kadar zor olmadı. Yine de birkaç montun bizim için biraz fazla büyük olmasından korkuyorum," diye açıkladı Greg.
"Bence şimdiye kadar sahip olduklarımızdan daha iyiler, bu yüzden benim için sorun yok." Ona göz kırptım ve bana uzattığı iki montu minnettarlıkla aldım. Ben montumu giyerken, grubu Leiaos'un bizi beklediği odaya geri götürdüm ve diğer montu ona doğru uzattım.
"Teşekkür ederim, Duncan. Ve herkese teşekkürler. Yeni teçhizatları seçerken etkileyici bir iş çıkardığınızı görebiliyorum. Kalenin Lorduyla konuşma fırsatını yakaladım. Lord Urcra ve ben, her iki taraf için de uygun bir anlaşmaya vardık," dedi montunu giyerken. Greg haklıydı, ona biraz büyük gelmişti, bu yüzden kollarını sıvamak zorunda kaldı. Lei biraz daha kısa olsaydı, kavga sırasında yanlışlıkla üstüne basabilirdi. Şaşırtıcı derecede sevimli bir görüntüsü vardı.
Bir kez olsun sana katılıyorum, zavallı şey, diye alay etti benimle Tar.