Yarık Gezgini Antlaşması

Çevirmen: Myriel
Editör: YcD44
Bölüm 21: Glaciyes

Bu hiç hoşuma gitmedi. Glaciyes nedir?

Ah, bilmemene şaşmamalı. Bir tanesiyle karşılaşmış olsaydın, dünyana geri dönemezdin. Glaciyesler soğuk yerler için çok uygun bir kabiledir. Avlarını avlamak için yıllarca kar fırtınası kedilerini eğittiler.

Bu, diğerlerinin de bu kediler tarafından öldürüleceği anlamına mı geliyor? Ellerim asayı kavrarken dişlerimi daha da sıktım. Bu mesafeden onları öldürebilir miydik?

Ah, hayır. Onları öylece öldürmezler. Bu durumda, bu senin için iyi ama arkadaşların için kötü. Onlar avlarını canlı ele geçirmeye niyetli köle tacirleri. Ölü bir şeyi satamazsın ve onu ölümüne de çalıştıramazsın. Bu küçük kedi yavrusu, arkadaşlarını daha fazla kaçamayacak kadar yorulana dek yemleyecek. Sonra sahipleri yeni malını almaya gelecek.

Kölelik mi? Bu imkânsız! Yarıktaki canavarlar tarafından sürüklenen birini hiç duymadım. Böyle bir şey medyayı bir gecede sırtlana çevirirdi. Böyle bir kargaşayı kaçırmamın imkânı yoktu.

Evet, tabii. Öyle diyorsan öyledir. Tarask bana yine güldü. Tadına varamayacağım kadar çok eğleniyor gibiydi.

Bu da ne demek şimdi?

Yakında öğreneceksin, zavallı şey. Belki de öğrenemeyeceksin. Aradaki bağlantıları ne kadar hızlı kurduğuna bağlı. Sana bu konuda yardım etmeyeceğim.

Bana bir cevap veremez miydi? Onu daha fazla sıkıştırmak istedim ama bakışlarım arkadaşlarıma arkadan saldıran kar fırtınası kedilerine odaklandı.

Pam, pençeleri onu karın içine doğru iterken çığlık attı. Greg ve Charles tepki veremeden bir tepeden aşağı yuvarlandı. Tıpkı Tarask'ın bana söylediği gibi, yırtıcı kedi Pam'in boynuna saldırmamıştı. Bu pozisyonda onu kolayca ısırabilirdi fakat bunun yerine üzerinden yuvarlanarak ayağa kalkmasına izin verdi.

"Pam, ondan uzak dur!" Greg kedilere tepki vermekte çok yavaştı. Kalkanı hızlı hareket etmesini engelleyecek kadar ağırdı. Charles ilk saldırıları savuşturmayı başarsa da kısa süre sonra daha hızlı olan yırtıcı kedilere açık kapı bırakmaya mahkûm oldular. İkisi de birbirlerinin arkasını kollamak için ellerinden geleni yaptılar ama nafile.

Kar fırtınası kedileri sabırla avlarını yemliyor, kendilerini riske atmadan her fırsatı kullanıyorlardı. Özellikle Pam için bu tam bir dehşetti. Kendini savunmak için alev topları yaratmaya çalıştı ama kediler ona hiç şans bırakmadı. Ne zaman odaklanmaya çalışsa, bir sonraki pençe derisini yırtarak konsantrasyonunu bozuyordu.

Harekete geçmeliydik ve bunu hemen şimdi yapmalıydık! Karlı tepeden aşağıya doğru koştum, asayı havaya kaldırdım, düşmanlarıma vurmak için başka bir ışık parlaması bekliyordum.

Olduğun yerde kal, zavallı şey! Tarask'ın sesi kafamın içinde o kadar güçlü yankılanıyordu ki karlı patikada tökezledim. Hepsiyle savaşamayız ve en önemlisi Glaciyes'e ulaşmak için saklanmamız gerekiyor. Görünmediğin sürece siper al.

Arkadaşlarıma zarar vermelerini izlerken saklanmamı mı istiyorsun? Delirdin mi sen?

Eğer arkadaşlarını kurtarmak istiyorsan, yapacağın şey tam olarak bu. Bir sürü kar fırtınası kedisi ve efendileriyle kafa kafaya savaşacak durumda değilsin.

Yumruğumu sıktım ama kendimi durmaya zorladım. Tarask haklı mıydı? Bu canavarları tek başıma alt etmem imkânsız mıydı? Üstün yetenekler geliştirmediğimi biliyordum. Tek yaptığım, onun gücünü ödünç almaktı. Eğer söylediği doğruysa, bu duruma karışmak hepimizin hayatını tehlikeye atabilirdi. Onların, benim ve hatta Tarask'ın.

Vücudumun her zerresi bana onun uyarısını görmezden gelmemi ve duruma müdahale etmemi söylese de buna uydum. Onun itaatkâr kuklası olmak istediğimden değil. Dürüst davranmış olabileceğinden endişe ediyordum. Şimdiye kadar, sınırlarımı iyi bildiğini açıkça göstermişti.

Kendimi bir kayaya yasladım ve kar fırtınası kedilerinin avını izledim. Kendimle çelişkideydim. Arkadaşlarımın attığı her çığlık ruhuma işliyordu. Eylemsizliğimden korkunç derecede utanıyordum. Hareketsiz kalmak doğama aykırıydı. Farkında olmadan tırnaklarımı avuç içlerime geçirdim.

Zor olduğunu biliyorum, Duncan. Gerçekten, biliyorum. Biraz daha dayan. Birkaç çizik olabilir ama bittiğinde iyileştiremeyeceğin bir şey değil. Sadece biraz daha.

Hayal mi görüyordum? Tarask'ın sesinin bir kez olsun daha nazik, daha anlayışlı çıktığına yemin edebilirdim. Sinirlerimi yatıştırmaya mı çalışıyordu, böylece kendimi kaybetmeyecek miydim? Ondan yayılan hafif bir güç hissettim, o kadar hızlı kayboldu ki hayal gücüm olduğunu düşündüm. Hayal miydi?

Kar fırtınası kedileri, arkadaşlarımı ayakta zor duracak kadar yormuştu. Tırnaklarım, ılık kan damlalarını hissedene kadar avuçlarımın derinliklerine battı. Yırtıcı kediler onları kontrol altında tutarken yanlarında bir ışık çemberi belirdi. Neydi bu?

Taşıma büyüsü. Kar fırtınası kedilerini bir konum noktası olarak kullanmış.

Işık kaybolduğunda, Glaciyes'in ince yapısını seçebiliyordum. Normal bir insandan iki kat daha uzundu ve uzuvları o kadar ince ve uzundu ki bana örümcek bacaklarını hatırlatıyordu. Gözleri görünür bir sklera* olmaksızın tamamen buz mavisiydi. Teninin rengi etrafını saran karla benzer bir beyazlıktaydı. Giydiği zırh parlak bir kürk ve deriden oluşuyordu. Bu kadar uzun boylu olmasaydı, kesinlikle çevresiyle etkili bir şekilde kaynaşırdı.

Burnu ve kulakları, üzerinde bulundukları kafaya göre çok küçük görünüyordu. Ben onun deforme olmuş yüz hatlarını incelerken, Tarask'ın sesi bana tekrar seslendi. Asayı kaldır ve derin bir nefes al. Bu kolay bir savaş olmayacak. Bedeninin kontrolünü ele geçirmem gerekebilir, o yüzden bunu yaptığımda direnme. Direnmek bizi öldürebilir, duydun mu beni?

Tamam. Hadi bitirelim şu işi.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR