Yarık Gezgini Antlaşması

Çevirmen: Myriel
Editör: YcD44
Bölüm 30: İşe Koyulmak

İşte yine buradaydık. Tam da bana çok önemli bir soru sormuştu. Onun koruması olmak mı? Aklı başında hiçbir insan, bir saniye önce kendisini öldüreceğini ilan eden bir adama böyle bir pozisyon teklif etmezdi. Normalde, canı cehenneme der ve gitme şansımı kullanırdım. Ama böyle bir şans bir daha asla gelmezdi. İntikam o kadar yakınımdaydı ki bu fırsatı boşa harcamaya cesaret edemedim.

"Evet. Senin koruman olacağım." İçimde bir heyecanın yükseldiğini hissettim. Onu uykusunda öldürmekten daha kolay bir şey olamazdı.

"Harika. Beni hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyordum." Sanki ona ayı hediye etmişim gibi bana gülümsedi. Öyle ışıltılı bir gülümsemeydi ki, suratına yumruk atmak istedim. Bu konuda nasıl bu kadar mutlu olabiliyordu?

"Aptal mısın sen?" Kelimeler, onları durdurma şansım olmadan dudaklarımdan çıkmıştı.

Kıkırdadı, başını sağa doğru eğdi ve omuz silkti. "Hayır, hiç sanmıyorum. Sadece teklifimi kabul ettiğin için çok heyecanlıyım. Şu andan itibaren en iyi ellerde olacağım."

"Seni öldürmeye çalışacağımdan korkmuyor musun?" Gerçekten onu en iyi şekilde korumak için çabalayacağımı düşünüyor olamazdı.

"Ah, tam tersine. Bunu sık sık deneyeceğinden eminim. Ama bunu başaramayacaksın." Bir fincan çay eşliğinde hoş bir sohbet ediyormuşuz gibi bana gülümsemeye devam etti.

İçimde öfkenin biriktiğini hissettim. Beni hafife aldığına pişman olacaktı. Onu yavaşça parçalara ayırmaktan, bu mavi gözleri gözyaşı ve acıyla dolduran farkındalığı izlemekten zevk alacaktım. Yalnız, bu düşünce içimi kızıştırmaya yetti. "O zaman sen deli olmalısın."

İçtenlikle güldü, sesinin bariton melodisiyle tüm vücudu titreşti. Ses bedenimde yankılandı. "Belki de öyleyim. Ama eminim ki seni gerçekten iyi değerlendirebilecek kadar aklım başımda."

"Bundan şüpheliyim." Ona sırıttım, hâlâ son nefesleriyle ilgili hayallerimin tadını çıkarıyordum. Benim hakkımda ne biliyordu ki? Dövüş stilime bir göz atmış ve beni bir kitap gibi okuyabileceğini mi düşünmüştü?

"Eh, beni kendin öldürmeye bu kadar niyetli olduğuna göre, gururun başkasının canımı almasına asla izin vermez. Yani, senin tarafından öldürülmemeyi başardığım sürece, benim en sadık koruyucum olacaksın." Ayağa kalkarken gülümsemesi zekice bir sırıtışa dönüştü. Yemin ederim ki bana tepeden bakması, aramızdaki boy farkı yüzünden değildi. İçimi görmüştü ve bu farkındalık yüz hatlarıma yerleşirken zaferinin tadını çıkarıyordu. "İyi dinlen, sevgili Nefaras. Bana iyi bakman gerekecek."

***

Otel yatağında uyandığımda rüya tekrar sona erdi. Bu sefer kafam karışmamıştı. Bana ait olmayan rüyalara alışmıştım artık. İlk başta bir yanım bir şekilde rüya görme yeteneğimi yeniden kazanacağımı ummuştu. Ama olmamıştı. İçimde süzülen Tarask'ın anıları mıydı, yoksa ikimiz de tam olarak bilinçli olmadığımız zamanlarda onun rüyalarını ve dürtülerini mi takip ediyordum, emin olamıyordum.

Ama artık beni hazırlıksız yakalamıyordu. Tıpkı daha önce olduğu gibi, ikimiz de uyandığımız anda kendisini benden uzaklaştırdı. Kuşkusuz, bu görüntülerin hiçbiri paylaşmak istediği şeyler değildi. İçlerindeki kişi kimdi? Ayrıca, ilkinde öldürülen kadın kimdi? Hepsi onunla ilişkisi olan insanlar mıydı?

İçimi çektim, kendimi zorla yataktan kaldırdım ve doğruca banyoya gittim. Köpek dişlerim hâlâ sinir bozucu derecede sivriydi. Onlara odaklandığımda, sanki birine dişlerimi göstermeye karar vermişim gibi uzamaya ve keskinleşmeye başladıklarını fark ettim. Kendimi rahatlattığım anda, kendilerini geri çektiler. Eğer onları isteyerek kontrol edebiliyorsam, belki de diğer dönüşümlere benzer şekilde çalışıyorlardı?

Ellerime bir göz attım, en azından bir tanesi değişirken hissettiğim yoğun ısıyı hatırlarken onlara odaklandım. Dişlerimin aksine, ellerimi acı çekmeden dönüştüremiyordum. Hissetmeye başladığım anda odağımı kaybettim ve tüm süreci iptal ettim.

Bu konuda ustalaşmak zaman alacak. Şeklini değiştirmenin her zaman bir bedeli vardır. Dönüşüm ne kadar belirgin olursa, yan etkileri de o kadar büyük olur. Tarask sonunda benimle konuşmaya karar vermişti.

O zaman, sanırım şansımız olduğu sürece en azından bir kısmında pratik yapmalıyım. Donald Flinch'in hayatına gerçekten müdahale etmek istiyorsak mümkün olan her türlü yedek plana ihtiyacım olacak.

En kötü senaryoda, adam hükümet yetkilisi tarafından çoktan uyarılmıştı. Bana bulaşmayacak kadar benden korktuğunu umsam da emin olamıyordum. Eğer işler kötü giderse, Londra'daki en güçlü yarık gezgini birliğiyle karşılaşabilirdim. Tarask'ın yetenekleriyle bazılarını alt edebilirdim ama ya hepsini edebilir miydim?

Merak etme, etrafta güçlü düşmanlar varsa haberim olur. Eğer tehlike çok büyükse, yaklaşmayacağız, Tarask bana güvence verdi.

Umalım da her şey plana uygun gitsin. Yine de ikna olmamıştım. Son günlerde bir şekilde hayatta kalmayı başarsam bile, işler nadiren dilediğim gibi gidiyordu.

Bir gece önce, onunla çeşitli varyasyonları tartışmak için çok zaman ayırmıştım. Birinde karar kılmıştık ama ikimiz de bunun en iyisi olduğunu kesin olarak söyleyemezdik. Her şey çok fazla faktöre bağlıydı.

Gidelim, Duncan. Birkaç yetkiliyi silkeleme zamanı.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR