Yarık Gezgini Antlaşması

Çevirmen: Myriel
Editör: YcD44
Bölüm 73: Gizli Oda

Oda, amcamın şatosunda sahip olduğum odalardan bile daha büyüktü. Bir tarafı, farklı geniş cumbalar içeren dev bir pencere cephesiyle kaplıydı. Bunlardan birinin yanında, üzerinde çok sayıda kitap bulunan bir çalışma masası vardı. Bir diğerinin önünde küçük bir masa ile birkaç koltuk gördüm. Masanın sağ tarafına ahşap bir sehpa üzerinde kristal bir lamba yerleştirilmişti. Muhtemelen bir tür okuma köşesiydi.

İtiraf etmeliyim ki manzara etkileyiciydi. Batmakta olan güneş, sarayın etrafındaki tepeleri kırmızının güzel bir tonuna boyuyordu. Bir an için bu tepelerin, onun ve ırkının kanıyla kaplanabileceği hayaliyle kendimi şımarttım. Bu ne kadar da tatmin edici bir manzara olurdu.

Girişten aşağı inen ahşap basamaklar, pencere cephesine bakan daha küçük bir yemek masasına uzanıyordu. Burada bir akşam yemeği partisi düzenlemek için yeterince büyük değildi ama yine de birkaç misafiri özel bir ziyafete davet etme imkânı sağlıyordu.

Yemek köşesiyle bizim aramızda, küçük bir şöminenin etrafına hazırlanmış bir oturma alanı vardı. Muhtemelen istediği zaman dinlenmek ya da birkaç misafirle görüşmek için kullanışlı bir fırsattı. Şömineye bakan duvarda büyük bir dolap, bir gardırop ve oturma alanıyla çalışma alanı arasındaki geçişi işaret eden birkaç kitaplık vardı. Gardırop ile ilk kitaplığın arasında ikinci bir kapı belirdi.

"Bu banyoya açılan kapı," diye açıkladı. Yerde duran büyük küveti göstermek için kapıyı açtı. Odanın köşesindeki duş, bir kolla açılabilen küçük bir şelaleyi andırıyordu. Musluklardan akan su ılıktı. Küçük bir rafta çeşitli havluların yanı sıra bazı banyo gereçleri de duruyordu. Daha önce hiç böyle bir kumaşa dokunmamıştım. Parmaklarımın arasında verdiği yumuşak his, bana ipeği hatırlatıyordu. Yine de havlunun kendisi tenimde sıcak bir his uyandırıyordu ve beklediğim gibi soğuk değildi.

"Ne yani? Bana koktuğumu, bu yüzden duş almam gerektiğini mi söylüyorsun?" Homurdandım ve ona ters ters baktım.

"Günlerce yatağa mahkûm kaldıktan sonra kesinlikle kokuyorsun. Bu yüzden evet, daha sonra kendini temizleme fırsatını değerlendirirsen memnun olurum. Ama bu senin bedenin. Kendini soyluların bir parçası gibi hissetmektense bir mahkûm gibi hissetmeyi tercih ediyorsan, kirli kalmaya devam edebilirsin."

Ona doğru koşarak homurdandım. Kafasını taş küvete çarparsam kolayca çatlayacağı kesindi. "Benimle alay mı ediyorsun, Coras?"

"Hayır. Sana diyorum ki, kendine bir iyilik yapmalı ve duş alarak saygınlığını yeniden kazanmalısın." İçini çekti. "Seni buna zorlamak gibi bir niyetim olmadığını da ekledim. Benim korumam olman gerekiyor, kölem değil. Bu yüzden davetsiz misafirleri güçlerin yerine kokunla bayıltmaya karar verirsen, buna aldırmam."

Ellerimle boğazını kavradığımda hırıltım daha da derinleşti. "Yüzüme karşı istediğin her şeyi hiçbir sonucu olmadan söyleyebileceğini mi sanıyorsun?"

"Hayır," diye cevap verdi sakince. "Sonuçları ne kadar ağır olursa olsun sana karşı dürüst olmaya karar verdim. Ne de olsa - seni boş sözlerle yatıştırmaya çalışmamın ne faydası olur ki?"

Yüz hatlarında zerre kadar korku yoktu. Bunca zaman sonra pençelerim tam boynundayken bile beni hâlâ gerçek bir tehdit olarak görmüyor muydu? Daha güçlü bir şekilde kavradım ve nefes almasını engelledim. "Ah, gerçekten mi? Bu sonuçlarla yüzleşmeye de hazır mıydın?"

Vücudu, ağırlığını benimkine verince ayaklarım yerden kesildi. Yaralarımın nerede olduğunu biliyordu ve beni kolayca kavradı. Taş zemine düşmeyi ve özellikle sert bir darbe almayı bekliyordum.

Bunun yerine kendini ve beni yana doğru fırlattı, böylece ikimiz de yerde garip bir şekilde kucaklaştık. Çarpışma hiçbirimiz için hoş değildi ama ikimizde de ciddi bir yara ya da morluk oluşmamıştı.

"Asıl soru şu," diye yanıtladı, yüz ifademi izleyerek, "sonuçlarına hazır mısın?"

Şaşkınlıkla, kendimi onun elinden kurtarmadan önce ona göz kırptım. O yerdeyken ona tepeden bakmak tatmin edici hissettirdi. En azından birkaç kalp atışı için. Ne ima etmeye çalışmıştı? Onu öldürmeyi başardığım anda öleceğimi mi? Saçmalık! Buradan kaçmanın bir yolunu bulacaktım. Onun kanını içecek, gücümü toplayacak ve vatanıma muzaffer bir lider olarak dönecektim.

"Her neyse. Duş almamı bu kadar çok istiyorsan bana odanın geri kalanını göster." Konuyu tekrar değiştirdim. En azından onun yüzünü görmeden huzurlu bir an geçirecektim. Aslında artık bu duşa daha da sıcak bakıyordum.

"Nasıl istersen." Kıkırdadı ve ellerini bana doğru uzattı. Kesinlikle ayağa kalkmasına yardım etmemi istiyordu ama ona bu iyiliği yapmadım. Bunun yerine elini geri çekti ve kendisi kalktı. "Hadi gidelim."

Odasına döndüğümüzde bana odanın son ve muhtemelen en önemli bölümünü göstermeyi başardı. Odanın pencere cephesine bakan tarafında, bir galeri boşluğuna çıkan iki taş merdiven vardı. Orada bulunan çekilmeye hazır bir perde, devasa yatak ile odanın geri kalanı arasında başka bir mahremiyet katmanı sağlıyordu.

Daha da ilginç olanı, galeri boşluğunun altındaki, merdivenlerin içine gömülü daha küçük bir alandı. Bana göstermek için yana çektiği bir perde daha vardı. Orada beliren ikinci yatak sürpriz oldu. Kendisininkinden çok da küçük değildi, yanında küçük bir komodin vardı. Sol merdivenin yan tarafına, içinde benim için kıyafetler olan küçük bir gardırop yerleştirilmişti. Sağ merdivenin yanında ise bir teçhizat dolabı beni bekliyordu. Zırh savaşta giydiğim zırhtı, temizlenmiş ve toparlanmıştı. Eski kılıcım kayıptı ama savaşta paramparça olduğu için şaşırmadım.

"Burada uyuyacaksın. Pencerelerden ya da kapıdan biri gelirse, yukarıda bana ulaşmak için seni geçmek zorunda kalacak. Yani sen burada olursan çok daha güvenli ve sağlam uyuyacağım. Zırhın çoktan temizlendi ama silahın henüz hazır değil. Bu arada birkaç standart eğitim ekipmanı hazırladım. Umarım onları kullanabilirsin."

Elbette onu uykusunda öldürmeyi düşünmüştüm. Ama bunun için tek yapmam gerekenin birkaç basamak çıkmak olacağını tahmin etmemiştim. "Merak etme. Birinin canını almak için kesinlikle yeterli." Hançerlerden birini aldım ve beni bekleyen kılıcı inceledim. Evet, onu öldürmek için tek yapmam gereken bunlardan birini o uyurken göğsüne saplamaktı.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR