Zanaatkâr Teknobaz

Çevirmen: Lohengramm
Editör: Lohengramm
Cilt 1Bölüm 13: Yemler

ZanaatkârTeknobaz – 13. Bölüm: Yemler

Düşmüş Melek Zırhı’nın dra çekirdeği, Kilian’ın günde beş defamoleküllerine ayrılmasını ve duraksama yeteneğini kullanabilmesini sağlıyordu.İkisini de beş defadan fazla kullanamamasına rağmen aynı zamanda istediğikişinin görünümüne bürünebiliyordu. Kilian bu zırhı on beş yaşında almıştı vebüyüdükçe çeşitli deneyler ve genetik güçlendirmeler sonucunda gücünün dahabüyük kısmını kullanabilmeye başlamıştı.

Ancak göğsündeki gök mavisi dra çekirdeği zırhın güç kaynağı gibigörünse de zaman geçtikçe Kilian, Klaus’un onu kandırdığından şüphelenmeyebaşlamıştı. Çekirdek zırhı çağırmasını mı sağlıyordu yoksa yalnızca işlemi mikolaylaştırıyordu? diye düşündü.

Kilian odasına geri döner dönmez hareketli hologram ortadan kayboldu vemuhafızlar odanın ısı akışında ufak bir değişiklik sezdi. Hemen yatak odasınakoştular, ama Varis Düklerinin bacaklarını üst üste atmış hâlde oturduğunugörünce onları bekleyip beklemediğini merak ettiler.

“Varis Düküm, yoksa-” bir muhafız tam konuşacakken Kilian lafını kesti.

“Yeni bir görevin var. Yarın sabah üç kişiyi takip etmeni ve emirlerimibeklemeni istiyorum. Bu Kars ve Ekselansları’nın yararına olacak. Sakın onlarıhayal kırıklığına uğratmayın,” dedi Kilian ve “Kars ve Ekselansları’nınyararına olacak” dediği anda on ikisi de başlarını sallayarak onayladılar veodalarına çekildiler.

Kilian yüzünde bir tebessümle uyuyakaldı.

Ertesi gün Nargozlu hizmetçiler Kilian’ın kapısını çalıp onu yaklaşanziyafet konusunda uyardılar. Diğer Gece Çocukları gibi ay ışığı kan soyundangelenleri uyanık ve tetikte tutuyor, güneş ışığıysa hislerini köreltiyordu. Buyüzden uyumak gibi önemsiz işleri gün içinde hallediyor, geceleriçalışıyorlardı. Ancak Nargoz’un kapalı gökyüzünden ötürü güneş ışığı pekvurmuyordu zaten.

Hiç rahatsız olmayan Kilian onları içeri aldı, ama beklediğihizmetçiler yerine üç kan soyundan gelme hizmetçi kapısında belirdi. Kapkara,daracık elbiseleri kıvrımlarını belli ettiğinden hemen adamın gözünetakıldılar. Beklediği gibi Oliver, Kilian’ın Kars'taki hayatını ve yaptıklarınıaraştırıp bulgularını sınamak için yemler atıyordu.

Dalga geçercesine gülmemek için kendisini zor tutan Kilian, hanımlarınazik bir tebessümle süzdü ve ilgisinin arttığını gösterircesine uzun uzunonlara baktı, ama bakışları zorlayıcı veya aşırı değildi.

“Lordumuz, Majesteleri sizi düzgün biçimde giydirmemiz için biziyolladı. Kan Meclisi’nin Kars’ın geleneklerine tepeden baktığını düşünmesiniistemeyiz, değil mi?” Cevap beklemeden ortaya böyle bir soru attılar,Kathrin’in hizmetçileri olarak mevkilerini Oliver’ın emrinde olduklarınıgizlemek için kullanıyorlardı.

“O hâlde işinizi yapın,” diye yanıt verdi Kilian, şehvetli bir sestonuyla ve kollarını üçlüye uzattı. Dekoltelerini göstermek için selamverdikten sonra ona doğru ilerlediler, kemerini çıkardılar ve düklük cüppesiniçıkararak ona Nargoz’un geleneksel siyah ve kırmızı cüppesini giydirdiler.

Düşük büyü potansiyelleri olduğundan, kan içme yasağını çiğnemediklerisürece bu üçlü en fazla Öz Tapınakçı olabilirdi. Nargoz’da Öz Tapınakçı kıtlığıyoktu, bu yüzden Oliver onlara Kilian’ın onları metresi olarak alacağı sözünüvermişti.

Arkadyalıların dediği gibi, dükün karısı olacağına, imparatorun metresiolmak daha iyidir. Ve Kilian her ne kadar imparatorluk adayı olmasa dakendisinin gelecekte derebeyi olacağını söylemek hiç de abartılı olmazdı veüçlü de bu fırsata atlamıştı.

Ancak Kilian’ın niyetlerini çoktan çözdüğünü ve içten içe onların butoy düşüncelerine güldüğünü bilmiyorlardı. Eğer Anke’nin yatağına giren asilkadınlara neler yaptığını bilselerdi, bu kadar da hevesli olmazlardı.

Kırmızı alev desenli kara cüppeyi giydikten ve yüksek asillerinomuzluğunu taktıktan sonra Kilian, ziyafete hazırdı.

Birkaç adım geri çekilen üç hizmetçi, işlerinin sonucuna baktı veaniden şöyle dedi: “Lordumuz kesinlikle kadınların gönlünü çalacak.”

Aklındakileri söylediler ve Kilian görünüş olarak kesinlikle babasındanbile yakışıklıydı. Genetik geliştirmelerle dolu bir toplumda yakışıklı olmakkesinlikle özel bir marifet değildi, Kilian’ın safir gözlerinde her zamankötücül bir çekicilik vardı, boyu ortalama olmasına rağmen bakanlar gözleriniondan alamazlardı.

Klaus’un cana yakın aurasının tam tersini taşıyordu, ama bu hizmetçilerher şeyine bayılıyorlardı.

“Peki sizinkileri çaldım mı?” diye sordu Kilian ve nasıl cevapvereceğini bilemeyen üç hizmetçi başını eğip utanç içinde kızardı. Ama onlaragülümsese bile, Kilian iç çekti. Çoğu insan eşsiz olduğuna inanıyordu. Tıpkıiçten içe diğerleri gibi olmadığını düşünen o üç kadın gibi, onlar da kalbinegirebileceğini ve onun tarafından arzulanacağını düşünüyordu. Ancak çoğubelirli yöntemleri kullanıyordu ve bu yöntemlerin farkına varan herkeskadınların ve erkeklerin kalbini çözebilirdi.

Klaus da bu oyunda ustaydı. Her ne kadar bunu kabullenmek istemese deKilian ondan çok şey öğrenmişti. Kilian, daha iyi bir geleceğe sahip olmak içinkendisini kullanmak isteyen hanımlara tepeden bakmıyordu. Arkadya bir erkekdünyasıydı. Yalnızca yetenekleriyle kendilerine parlak bir gelecek yaratankadınların hepsi olağanüstü yeteneklere sahipti. Geri kalanlarsa ucuz oyunlarlaöne çıkıyordu veya kaderin ona sunduklarına boyun eğiyordu.

Ama onlara tepeden bakmıyor oluşu, onlara yüz vereceği anlamına dagelmiyordu. Kötü kararlarının bedelini ödemek onların işiydi, kendisinin değil.Tıpkı Anke’yi kendisini cezbetmeye çalışan kadınları doğramaktan alıkoymadığıgibi, o üçünü korumaya da çalışmayacaktı. Eğer vicdanının rahat olduğu bir konuvarsa o da hiçbir kadını kandırmamasıydı.

Başarılarından ötürü mutlu olan üç hizmetçi Kilian’ı koridora kadargeçirdi. Kale çoğunlukla kan soylularına ev sahipliği yaptığından ve hepsiningece görüşü olduğundan, içeride pek ışıklandırma yoktu. Bu başkalarını rahatsızedebilecek olsa da gelişmiş retinalara sahip olan Kilian pek umursamıyordu.

Üstünde yarı yarasa şekilli bir kafatası bulunan koyu gri kapı,koridorun sonuna gelindiğini gösteriyordu. En öndeki hizmetçi kapıyı iterekaçtı ve gıcırtı sesi yankılandı.

“Önden buyrun Lordum,” dedi üçü de ve Kilian da onlarla birlikteziyafet salonuna girdi. Kızıl renkli alevler bütün salonu aydınlatıyor, devasa,kan çiçeği şeklindeki avizelerin altında asiller dans ediyordu.

“Varis Düküm, gelmenizi bekliyorduk,” dedi Oliver’ın karısı vegelecekteki kraliçe Kathrin, yüzünde insanı günaha sokacak bir tebessümle.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR