Zanaatkâr Teknobaz

Çevirmen: Lohengramm
Editör: Lohengramm
Cilt 1Bölüm 18: Kars'a Dönüş

Zanaatkâr Teknobaz – 18. Bölüm:Kars’a Dönüş

Halvetten çıktıktan sonra Kilian, Eleonora’yı Kalarac Gözyaşı’nınonları beklediği Nargoz’un Kalıntı Odası’na götürdü. Kapı yalnızca Nargozluasillerin kanıyla açılıyordu, bu yüzden Kilian, Oliver’ın kanının bir kısmınıbardakta tutmuştu ve bunu kapıya döktü.

Kapı yüksek bir sesle açıldı ve ikili içeriye girdi. Kadim kılıçlar,tozlu kara büyü kitapları ve kan kırmızısı, yarı yarasa şekilli miğferlizırhlar taş direklere asılmıştı. Kilian hepsini görmezden gelip ilgisini çekentek şeyi buldu: yakut rengi bir gözyaşı şeklindeki taşı, oda karanlık olmasınarağmen Kalarac Gözyaşı tıpkı güneş gibi parlıyordu.

Tıpkı bir Felsefe Taşı gibi Gözyaşı da kullanıcısına muazzam dönüşümbecerileri veriyor ve Hükümdârlarla Piskoposları solda sıfır bırakacak korkunçgüçler sağlıyordu. Ama hepsinden önce, kullanıcısına bedenlerinin kusursuz,geliştirilebilir bir versiyonunu yaratma imkânı verip bunu gözyaşının içdünyasında saklıyordu.

Tek bir sorun vardı. Gözyaşı, Yarasa olmayanların sahip olduğundan dahafazla yaşam gücü emiyordu. Bu büyü seviyesiyle değil, türle alakalı birsorundu. Yarasalar ölümsüzdü ve sonsuz yaşam gücüne sahipti. Ve KalaracGözyaşı’nı kullanmak için 700 yıllık ömür gerekirken, Hükümdâr seviyesiinsanlar bile en fazla 500 yıl yaşayabiliyordu. Doğal olarak kimse bunadokunmaya cüret etmiyordu.

Ama Kilian ölümsüz olsa da Klaus’un deneyleri büyü olmadan da 1000yıldan uzun süre yaşayabileceğini göstermişti. Gözyaşı’na doğru ilerleyenKilian, elleriyle onu sardı ve bulunduğu yerden aldı.

Etrafı değişti ve sonsuz bir kan denizinin gökyüzüyle toprağıkapladığı, aşina olmadığı bir dünyaya geldi. Gözlerini kapatan Kilian bu kanlıdünyada hislerini kullandı ve aklı yayılıp bu diyarı doldururken, sanki heryerde bulunuyormuş gibi hissetti.

Bu olay üç saniye bile sürmedi ve kendine gelen Kilian, ruhunuGözyaşı'yla birleştirdi, kendisine sanki Tanrı olduğu yanılsamasını verensonsuz bir güce odaklandı. Bu esnada Gözyaşı da Kilian’ın 700 yıllık ömrünüaldı ve yazılmamış bir anlaşmayı mühürledi.

Zihnini kalem olarak kullanan Kilian, kanlı sisi %100 kendisinebenzeyen bir şekle soktu. Kızıl alevlerbütün vücudunu sardı ve bulutumsu bir vücuttan et ve kandan oluşan bir yapıyabüründü. Gözyaşı’nın dünyasından çıkan Kilian, hiçbir şeyden haberi olmayanEleonora'ya döndü, Eleonora onu oradan çıkarmak için hazırda bekliyordu.

“Bak,” dedi ve dikkatini yeniden Gözyaşı’na veren Eleonora, mücevheriniçinde minik bir Kilian görünce biraz rahatsız oldu. Kaşlarını çattı ve onadöndü.

“Bunu neden yapıyorsun? Vücudun zaten eşsiz ve gerçek sınırlarının çokuzağında. Sınırına ulaşmadığın veya ölmek üzere olmadığın sürece ikinci birbedenin hiçbir anlamı yok…” diyerek kaşlarını kaldırdı Eleonora.

“Eşsiz mi? Nereden bildin? Uykumda mı tattın?” diye karşılık verdiKilian, Eleonora’nın gözlerini kısmasına sebep oldu.

“Kafam karıştı. Neyi tadacakmışım?”

“Aman Tanrım, ne kadar da masumsun. Benimle evlenmek zorunda kaldığıniçin sana üzülüyorum,” dedi Kilian ve boğazını temizledi.

“Daha da önemlisi, ölümden korkuyorum. Hatta Klaus’un elinde olduğumsürece her an ölebilecekmişim gibi hissediyorum. Bu yalnızca zaman meselesi,”diye devam etti, Eleonora da Kars düküyle varis dükü arasındaki ilişkinin hiçde göründüğü kadar huzurlu olmadığını fark etti.

“Neden benimle kalmıyorsun?” diye sordu, ama Kilian hemen başınısalladı.

“Gözyaşı bendeyken Nargoz’u İmparatorluk’tan koruyabilirim, ama henüzKlaus’un avcundan kaçamam. Bedenimle oynadığı için beni istediği zaman yanınaışınlayabiliyor. Hatta muhtemelen Gözyaşı’nı aldığımı bile biliyor. Belki de buhoşuna gidiyordur.

Her ne olursa olsun, şu anda bunun vakti değil. Üç gün içinde Nargoz’uterk edeceğim. Ne zaman döneceğimi bilmiyorum. Belki aylar belki yıllar sonra.Net bir tarih veremem. Ama döndüğümde sana tango yapmayı öğreteceğim vemasumiyetini çalacağım.” Eleonora “tango”nu ne olduğunu düşünürken Kilian sağelini üstüne attı, tüm vücudu kızıl bir sis yaydı ve göğsünde yıldız şeklindebir işaret belirdi.

“Arkadya İmparatorluğu bir suikast girişiminde daha bulunursa,Gözyaşı’nı Nargoz’u gizlemek ve mühürlemek için kullan. Ayrıca sana ikincivücudumu güçlendirmen ve beni yenilmez bir disipline sokman için izinveriyorum. Olur da yok olursam ve burada yeniden birleşmezsem, işaret üstündeolduğu sürece iyi olduğumu bileceksin. Zamanı gelince döneceğim,” dedi Kilian.Ama öylesine kurduğu bu cümlelerin gerçek olacağından haberi yoktu.

Üç gün boyunca Kilian yalnızca tek bir şey yaptı: Eleonora hakkındadaha fazla şey öğrendi. Oliver’ın annesinin Eleonora’yı kraliçe yapacağıkorkusundan onu nasıl öldürdüğünü, Fehl Mutasyonu’nu nasıl geçirdiğini ve şuanki canavar kız hâline nasıl büründüğünü. Planlarını, umutlarını, hayallerini,her şeyini ona anlattı. Ne kadar uzun süre konuşurlarsa, Kilian, Eleonora’nınbahsedilen Nargoz prensesi olmadığını o kadar çok anladı. Sözlerinin arasındabütün hayatı boyunca görevlerine mahkum edilmiş yalnız biri olduğu izleniminiçiziyordu.

Üçüncü günün sonunda kraliyet sarayı, Kars’ın Varis Dükü ve NargozPrensesi arasında ufak bir düğün gerçekleştirdi, ardından Eleonora tacını giydive Kilian da Kars’a döndü.

Kars’ın Varis Dükü’nün Rulweil’le olan nişanı bozup Nargoz’un yenikraliçesiyle evlendiği haberi bomba gibi düştü. Çoğu asil bunu Anke’yiyatıştırmak için fırsat olarak görse de Anke’den haber yoktu. Rulweil Dükü dehiç yorumda bulunmadı.

Hava aracı Kars’a indikten sonra Kilian, doğrudan Klaus’un sınıfınagitti ve dük onu her zaman olduğu gibi bekliyordu.

“Çok eğlendiğini duydum,” dedi Klaus, Kilian kapıdan geçer geçmez.

“Karı bile aldım,” diye yanıt verdi Kilian ve sanki efendisininkarşısındaki bir vasalmış gibi eğildi.

“Ben sana ticaret anlaşması ve ittifak kur dedim. Sen gittin krallığıdeğiştirdin. Laiklik konusunda sana öğrettiğim her şeyi öğrenmişsin. Yarınsabah Dra Kökü Seremonisi’ni gerçekleştireceğiz ve büyü eğitiminebaşlayacaksın.” dedi Klaus ve dikkatini masasındaki kitabına verdi. Çoğuaristokrat yalnızca büyü tomarları ve kara büyü kitapları okusa da Klaus güzelbir kurgunun tadını çıkaran birkaç kişilik azınlıktandı.

“Hep sormak istediğim bir şey vardı. 8000 kuzeyliyi neden öldürdün? İçsavaş başlatmadan Orloth’ta mutlak yargı gücüne sahip olmak istediğinibiliyorum, ama elindeki yeteneklerle başka bir yolunu bulabilirdin. Neden buyolu seçtin?” Kilian nihayet zihnini arkasındaki sesin söylediklerinidillendirdi.

“Senin yüzünden. Benden ve güçsüzlüğünden nefret edip hayatın boyuncaacı çekmen için Viktor, Alina ve kabile üyelerini öldürmem gerekliydi. O kabilezaten yok olmaya mahkum olduğundan, çevreyi temizleyip katliamlar yapıp bütünOrloth’a dehşet saçmanın en münasip seçenek olduğunu düşündüm,” diye yanıtverdi Klaus, gözlerini kitabından bir saniyeliğine bile ayırmadan.

“Anladım,” dedi Kilian ve dönerek gitti. Yüzünde herhangi birdeğişiklik olmasa da gönlündeki nefret hiç bu kadar alevlenmemişti. Öfkesigönlüne kazındı ve tıpkı bir koçbaşı gibi göğsüne vurdu. Belki de kaderi o andamühürlenmişti.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR