Zanaatkâr Teknobaz

Çevirmen: Lohengramm
Editör: Lohengramm
Cilt 1Bölüm 2: Kötünün Talebesi

Zanaatkâr Teknobaz – 2. Bölüm: Kötünün Talebesi

Heybetli ama tehdit edici değil. Bu Kilian'ıngerçek yaşına rağmen 20 yaşından büyük görünmeyen adama dair ilk izlenimiydi. Yatıştırıcıbir yakışıklılığa sahip, yontulmuş yüzü, mükemmel kaşları ve omuzlarına kadarinen bukleli siyah saçlarıyla çoğu kadının hayallerini süsleyen beyaz atlıprens gibi görünüyordu. Orloth’ta halk ve köylüler saçlarını rasta yaparken,asiller buklelerle gezerdi. Yine de yüksek rütbeli asillerin bu geleneklereuymalarına gerek yoktu, bazıları neredeyse yere kadar inen abartılı peruklartakıyordu. Ancak halkın böyle bir seçeneği yoktu.

Kilian’a bakarken adamın mavi gözlerindennezaket akıyordu, ancak Kilian bu gözlerde yalnızca dünkü olayların tekrarınıgörebiliyordu. Katliam tekrar etti, ölüm ruhuna yapıştı, yanan elleriyle çığlıkattı ve ona neden, neden, neden diye sordu.

Neden böyle sefalet içinde yok olmakzorundaydılar?

Neden hepsini lanetlemişti?

Neden kül ve kan kokusu kuzeyi sararken şuanda o kadife çarşaflarla bezenmiş büyük boy bir yatakta tek başına yatıyordu?

Bu sorular, Kilian'ın beynini içten dışa doğrudelen iğnelere dönüştü. Etrafındaki dünya döndü ve başını tüm gücüyle tuttu,keder içinde uludu! Klaus hiçbir şey yapmadı, hala Kilian'a aynı şekildebakıyordu ve sanki karşısında kederli bir çocuk değil de paha biçilmez birmücevher varmış gibi hiçbir hareketini kaçırmıyordu.

O anda Kilian, içinde bir şeyler koptuğunuhissetti. Adlandıramadı, ama kopmuştu. Böylece gözlerini Klaus’a çevirdi, yenibabasına sakin ve ifadesiz bir şekilde baktı. Klaus tek bir kelime dahi etmedensağ elini uzattı, hiç yoktan bir tabanca yarattı ve Kilian’a uzattı.

“Bu teknobaz bir arkadaşımdan aldığım bir oyuncak.Kabilenizde böyle bir şeyle karşılaşmamış olabilirsiniz, ancak tamamen dolu,öldürücü bir silahtır. Ortalama bir insanın okundan daha hızlı ateşlenir vedaha kesin bir şekilde öldürür. Sana intikam alman için bir şans veriyorum.Kaçmayacağım ya da engellemeyeceğim.

Seçimini dikkatlice yap.” Klaus’un açıklaması,Kilian’ın gözlerini bir anlığına kısmasına sebep oldu. Klaus’un beklentilerininaksine, silâhın gücünü çok iyi biliyordu. Ortalama bir mermi saniyede 760 metrehızla giderdi. İnsanlar mermilerden ne kaçınabilir ne de engelleyebilirdi. Buyüzden Dünya’da ateşli silahlar, kılıçların yerini almıştı.

Dünya mantığına göre eğer silâh gerçektendoluysa, Klaus hayatını Kilian’ın ellerine bırakıyordu. Ancak şaşırtıcı birşekilde Klaus’un sözünün eri olduğunu bilse de Kilian altıpatlara üç saniyedenfazla bakmadı. Daha sonra tekrar Klaus'a doğru itti.

“Ha? Denemek istemiyor musun? İntikam almakistemiyor musun?” Klaus bu hareketten ziyade sebebiyle daha çok ilgileniyorduve zevkle sordu.

“Muhafız kaptanın kılıç kullanıyor,” diyeyanıtladı Kilian soğukkanlılıkla. Ve bu sözleri on iki yaşında birinden duyanKlaus, onaylamadan edemedi.

“Aferin. Bunun gibi oyuncaklar bizim gibilerinkarşısında hiçbir işe yaramıyor. Basit tapınakçılara bile işlemezler. Yalnızcaköylüler ve halk bu araçları kullanabilir. Ne yazık ki en alt seviyedekiaskerler bir yana, halk bile onlara bakmıyor,” dedi Klaus başını çevirip ayağakalkarak.

“Nefretini yutmayı, öfkene rağmen yargılamayıve mantıklı bir karar vermeyi öğrendin. Aferin.

İntikam almanın ilk kuralı zamana bırakmaktır.Öğretilerimi takip et, beni geride bırak ve von Karsten hanesinin ihtiyaçduyduğu bir adam olduktan sonra canımı alabilirsin,” dedi Klaus ve kollarınısırtında birleştirip odadan çıktı, şaşkınlıktan dili tutulmuş Kilian’ı busözlerin ardında bir bit yeniği var mı yok mu diye düşünmeye itti.

Orloth Krallığı 3,000 yıldır vardı vekurulduğundan beri von Draken tarafından yönetiliyordu. Benzer şekilde vonKarstenler de 3,000 yıldır Kars’ın dükleri olmuşlardı ve her zaman ülkenin engüçlü asillerinden biriydiler. Ancak bu iki kuşaktaki iki isim sayesindedeğişti: Otto von Karsten ve Klaus von Karsten.

Klaus'un babası Otto, kendinden geçmiş, açsoyluların en basit örneğiydi. Halkı ve tebaalarını ezmek için gücünü kötüyekullanıyor, adamları dehşete düşürüp kadınlarını alıyordu - özetle kendisine karşıçıkanları öldürüyordu - ve bütün Orloth’u kendine düşman ediyordu. Kral Erik’inen yakın kuzeni olduğundan büyük ayrıcalıklara sahipti ve ona karşı çıkmayacesaret edebilecek çok az kişi vardı.

Ancak gizli gizli hoşnut olmayan soylular, vonKarstenleri yok etme planları yapmış, Otto’nun altıncı oğlu genç Klaus’uerkenden büyümek zorunda bırakmışlardı. Kendisini Orloth’un bir numaralıbüyücüsü olarak ortaya çıkardığında, Klaus varislikte kendisinden önce gelenherkesi öldürdü, babasını halka açık bir şekilde yargılayıp kellesini uçurdu vedüklüğü üstlendi. O andan sonra Kars durmadan gelişti, kralın mülkünü bilegeride bıraktı.

Orloth’ta magiler üç rütbeye ayrılırdı: KüçükMagi, Öz Magi ve Yüce Magi. Tapınakçılar da benzer unvanlar kullanıyordu. AncakKlaus, Yüce Magileri bile aşıyordu ve Orloth tarihindeki ilk Hükümdâr’dı. Onungibi bir adam için von Draken hükümetini devirmek çocuk oyuncağıydı. Ancak buasla onun niyeti değildi.

Kilian kendine dahi demeye cesaret edemezdi,ancak makul derecede zeki olduğuna inanıyordu. Ve gözlemlerine dayanarak, eğeraltıpatları almaya cesaret ederse, Klaus’un işini bitireceğinden emindi.Kendini koruduğu için değil, yetersiz olduğunu ispat ettiği için bitirirdi.

O andan itibaren titiz eğitim başladı.Pazartesileri dersle başladı, Pazarları dersle bitti. Kilian sabah 6’da kalkıpakşam 10’da yattı, gününün ilk yarısını Klaus’un öğretilerini dinlemekle veöbür yarısını da ev ödevi ve meditasyon aracılığıyla bu öğretileri özümseyerekgeçirdi. Tarihten coğrafyaya, matematikten fiziğe kadar haftalar ve aylarboyunca Klaus’un işlemediği tek bir konu bile kalmadı.

“Seni ana rahmine düşürürken özel bir ritüelkullandığım ve kendin yetenekli olduğun için Dra rezervlerin olağanüstü, KüçükMagilerin çoğunu aşıyor. Ama tam da bu yüzden büyü öğrenmek için aceleedemezsin.

Büyü, bilgi üzerine kuruludur. Dokuduğun herşeyi anlamak temeldir. Yeterince idrak edemezsen yalnızca zihnini mahvetmeklekalmazsın, kendini havaya uçurabilirsin de. İçsel Dra’n ne kadar yüksekse, hatayapman da o kadar kolaydır. Bu yüzden ilk altı yıl boyunca bu dünya hakkındakibilgini oluşturacağız,” dedi Klaus ve Kilian da her zaman olduğu gibi yanıtvermedi.

Klaus sessizliğe aldırmadı. Oğlunun hızlıilerlemesini görmek yeterince zevkliydi. Olağanüstü bir performanssergilediğinde Klaus, Kilian'ı yürekten övdü, başarısız olduğu nadirdurumlarda, onu onayladı ve doğruluğa yönlendirdi. Kilian kısa süre sonra budünyadaki bilimsel bilginin, Dünya’nınkini uzun zaman önce aştığını fark etti,aynı zamanda dini inanç diye bir şey yoktu. Kimse Tanrı'ya inanmıyordu.

Bu, Kilian’ın kabullenmesi birkaç hafta sürengarip bir kavramdı. Ama en nihayetinde kabullenmek zorundaydı. Bu dünyada“Tanrı uzun zaman önce ölmüştü”. Büyü ilk ortaya çıktığında, insanlık Dra’yışekillendirme yeteneğini ilk kazanıp Büyülü Çemberler oluşturup büyülerdokuduğunda, çeşitli inançları çöktü.

En başta dini düzenler büyüyü kontrol etmeyeçalışıp rahipleri tek öğrencileri yaptılar, bunu Tanrı'nın bir ödülüymüş gibigösterip halkı itaat etmeye zorladılar. Ne yazık ki onlara büyü yeteneğiniveren dindarlık değil doğaydı.

Büyük Emirler’i kurup büyük ordularıyla“inançlarını yayarken” kafirler magi oldu ve sırlarını hanelerine yaydılar.Aristokrasinin kurulup kendi başına bir güç olması üç yüzyıl sürmedi.Tapınakçılar ve magiler el ele verip ruhban sınıfını yok ettiler ve onlarınyerine güçlü alemler kurdular.

Ruhban sınıfını yok etmek için verilen savaşyıllar sürse de Arcadia kıtası artık onlara Tanrı’nın Son Nefesi diyordu.Sonraki bin yılda magiler dini inanca dair tüm izleri sildiler ve büyüyle büyübilgisini tek inanç hâline getirdiler. Büyücü soylu haneleri kurdular, hanelerarası evliliklerle ittifaklar kurdular ve büyücü soyunun saflığını sağlayıpmagi sayısını artırdılar.

Yıllar boyunca zanaatlarında ustalaşıp daha dabilediler, kendilerini sıradan insanlardan ayırıp elitist bir kitle hâlinegeldiler. Artık büyükrotlar dünyayı yönetiyorlar ve nüfusun yalnızca %0.1’inioluşturmalarına rağmen magiler halktan olan kimseleri karşı konulamaz bir şekildeele geçirmiş hâldeler. Azınlığı devirmelerine imkân yok.

Soylular bu gerçeği fark ettiklerinde kızılcakıyamet koptu ve halkın aristokrasinin karşısında hiçbir şansının olmadığı birdistopik toplum doğdu. Kilian bu dünyanın ne kadar karanlık olduğunu şimdianlamıştı.

Ancak sadece bilimsel ders kitaplarındaki bilgileriöğrenmedi. Klaus ona müzik, psikoloji, devletçilik, kılıç ustalığı, öldürmesanatlarını öğretti ve zaten olağanüstü sanatsal becerilerini güçlendirdi. Yinede, her şeyden önce, Klaus ona hayat dersleri verdi. Kilian bunlardan ikisiniözellikle çarpıcı buldu ve her zaman hatırlardı:

“Kendini sonuç, sebepleri makul kılar gibikendini üstün gören saçmalıklarla kandırma. Yaptığın her şeyi kendin için yap,dünyayı yönetenlerin ülkeleri kuranların ve rejimleri değiştirenlerin her zamankötü olduğunu unutma. Kötülük, insan hegemonyasının köküdür. Tarih çapulcularave katillere methiyeler düzerken iyi insanları şehit eder.” Bu sözler Kilian’ınbiyolojik babasına ilk defa ilgiyle bakmasına sebep olmuştu.

“Ona güvenebileceğini söyleyen herkes boynununpeşindedir. Bu engin dünyada kimse yenilmez olduğunu iddia edemez. Eğer kapınıkoruyanlara bile güvenemezsen, geceleri nasıl uyuyabilirsin? Eğer sırtınıyaslayabileceğin tek bir kişi bile yoksa nasıl nefes alabilirsin? Eğer seniniçin kılıçlarını çekip büyüler yapanlar bile güvenine layık değillerse, nasılsavaşabilirsin?

Güven yanlış değil. Asıl mesele onun temelindeyatmakta. Dikkatli ol, çünkü bu bir gün ihanetin kökü olabilir. Adamlarınaneden güvendiğini bil, neden emirlerine uyduklarını bil, neden sırtını kolladıklarınıbil ve neden hayatlarını senin için riske attıklarını bil. Kalplerindekideğerini öğren ve bu değeri tart. Ancak o zaman kime güvenebileceğine dairdoğru dürüst muhakeme yapabilirsin.” Kilian o esnada Klaus’un bir evlat değil,mükemmel bir varis istediğini fark etti.

Anlamıştı.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR