Zanaatkâr Teknobaz

Çevirmen: Lohengramm
Editör: Lohengramm
Cilt 1Bölüm 20: Kurtuluşun Bedeli

Zanaatkâr Teknobaz – 20. Bölüm:Kurtuluşun Bedeli

“Ölüm tam bir amcık.”

Ruhu çeşitli düzlemlerde uçup Kalarac’ın Gözyaşı’nı bulamayıncaKilian’ın düşündüğü ilk şey bu olmuştu. Gözyaşı’nın varlığına atılmış bir çapaolduğunu ve ruhunu bedeninin kopyasıyla birleştirdiğini, ama artık ruhunaişlemiş gözü hükümsüz kılamayacağını bilmiyordu. Bu yüzden işte buradaydı, ruhudeğişik varoluş düzlemlerinde süzülüyordu.

Bu yolculuk esnasında Kilian, Rüya Düzlemi’ni geçti, LotusÇocukları’nın sonsuz hissizliğine şahit oldu, Kâbus Düzlemi’ni, Sura Düzlemi’nive daha fazlasını gördü. Ancak kızıl gözü parlamayı kesmedi, onu bütün budüzlemlerden geçirip bütün ölülerin korktuğu o diyara götürdü.

Bu yeni düzlemde gökyüzü kırmızı parlıyor, havada mine çiçeği kokusuvardı ve büyüleyici kristal binalar göz görebildiğince uzanıyordu. Kilianbunların hepsini yukarıdan gözlemledi, eğer burası öbür dünyaysa, ölümün okadar da korkunç olmadığını düşündü. Başka dünyadan bir güç tarafından çağrılanKilian’ın ruhani vücudu kırmızı bir ışığa dönüştü ve havada uçuşup kraliyetsarayı gibi görünen bir yere iniş yaptı.

Oda da ne odaydı ama. Kilian yaşadığı iki hayatı boyunca böyle bir yerine görmüş ne de duymuştu. Şeytani güzellikleriyle dans eden çıplak iblislerçekiciliklerini gösteriyorlardı. Bazılarının bir çift boynuzu, bazılarınınkanatları, bazılarının birden fazla gözü, kuyruğu ve daha fazlası vardı. Tenrenkleri değişiyordu, şekilleri asla aynı değildi, ama hepsi Kilian’ın ruhunuçekiyordu, sanki cisimleşme arzusu dört bir yanını sarıyordu.

Karşısındaki kırmızı kristal merdivenler, yüce bir kadın yaratığın tümihtişamıyla oturduğu tahta çıkıyordu. Tıpkı diğerleri gibi çıplaktı, her şeyigöz önündeydi. Kavun gibi göğüsleri, koyu mor teni, geniş kalçaları ve incecikbeli dikkatini çekmiş olsa bile, gözleri tüm bunları geçersiz kılıyor, enazgınların bile karşısında ağız suyu akıtmasını engelliyordu.

Kadın işaretle çağırdı, Kilian’ı sarayına getiren aynı karşı konulmazgüçle onu kaldırdı. Buradaki varlığını bu yaratığın bağlama büyüsüne borçluolduğunu anlaması için dahi olmasına gerek yoktu. Telekinetik bir güçtarafından yönlendirilen Kilian, dans alanını geçti, kristal merdivenlerdençıktı ve fehl iblisinin karşısına indi. Bu bir fehl iblisi değilse neolabilirdi ki?

Kadın bakışlarıyla onu görmezden geldi, alnındaki üçüncü, kızıl gözeodaklandı ve büyüleyici bir şekilde güldü.

“İlginç, çok ilginç. Ölümlü düzlem tarihi boyunca ilk defa lekelenmişbir insanın Fehl Gözü çıkardığını görüyorum. Tebrikler evlat,” dedi fehl iblisive Kilian’ın daha önce hiç duymadığı en akıcı biçimde konuştu.

Yüzündeki tebessüm hiç değişmedi, ayağa kalktı, sırtına kadar gelenmürekkebimsi saçının göğüslerine inmesine izin verdi. Ama artık tahtındanindiğinden, Kilian kadının boyunu posunu görebiliyordu. Neredeyse 2 metre 10santimetrelik boyuyla, onun karşısında cüce gibi kalıyordu.

“İlk sorunu cevaplayayım, ölümün gözün aktifleşmesini tetiklemeden öncekendini korumak için boyutları bükerek ruhunu Fehl Düzlemi’ne getirdi.Topraklarıma indiğin için varlığını anında hissettim ve seni buraya getirdim,”iblis pençeli elini Kilian’ın çenesine uzattı. Ruhani formunda olmasına rağmen,çenesini hiç çabalamadan kaldırabiliyordu.

“İkinci soruna gelince, senden istediğim şey aslında oldukça basit.Göz, fehl ırkının en büyük hazinesidir, Köken’e en yakın mutasyondur. Ölümün,Boyutsal Yarık yeteneğini açmanı sağladı, Göz’ün ilk formunun bir parçasını.

Gelecekte sana daha da fazlasını sunacak. Senden tam potansiyelineulaşmanı ve ardından ruhunu bana vermeni istiyorum. Razı geliyor musun?” diyedoğrudan sordu fehl iblisi. Bütün varoluş düzlemlerinde, fehl olan veya olmayanmilyarlarca kişi ona ruhunu sunuyordu.

Ne yazık ki Kilian koca göğüslere ve güzel bir yüze düşecek kadar safdeğildi.

“Ruhumu verebilirim. Ama bunun için bana yeterli sebepler sunmangerek,” diye yanıtladı Kilian. Ölü bir mahkumun ruhunun hiçbir değeri yoktu. Biranda şu anki durumunu tarttı, akıl ermez bir varlığın karşısındaki güçsüz birruhtu sadece. Eğer onun gitmesini istemezse, gidemezdi. Onu salsa bile geridönebileceği bir yol yoktu.

Boyutsal Yarık yeteneği şu anda sağlam olmayan bir hâldeydi. Göz’ü destekleyentek bir ruhla hiçbir yere gidemezdi. En iyi ihtimalle aç bir fehl yaratığınınyemeği olurdu. En kötü ihtimalle de ebedi bir kölelik onu bekliyordu. Gerçekbuydu.

Ancak öylece kaybolamamıştı. Amaçsızca dolanamazdı. İçinde yanıptutuşan intikam aşkıyla Klaus von Karsten’in kafatasını koparmak istiyordu. Amahepsinden önce artık bir amacı vardı, gelişmek ve büyümek için bir sebebivardı: bu da bu düzenin başına geçip ipleri eline almak!

Fehl iblis, zihin okuma güçlerini bile kullanmadan, Kilian’ın aklındangeçenleri anlayabiliyordu.

“Benimle pazarlık yapacak pozisyonda olduğunu mu sanıyorsun?” diyesordu, mor gözbebeklerinde ufak bir ilgi parıltısı görüldü. Yüzünü eğdi,Kilian’ınkine yaklaştıdı. Diğerleri sırf kokusundan ötürü içsel bir kargaşa yaşardı,ama o hiç rahatsız olmadan duruyordu.

“Gerçeklik tam bir kaltak. Fehllerin muazzam güçleri olabilir, amayapamayacağınız tek bir şey var: soyunmak, şakayı kasıtlı olarak yaptım,”Kilian buz gibi mavi gözleri iblisin mor gözlerine bakarken konuşmaya başladı.

“Eğer benden bir şey istiyorsan, özellikle de ruhum gibi maddi olmayanbir şeyi, o zaman benimle bir anlaşma aracılığıyla takasta bulunmalısın.İşkence işe yaramaz, büyüler de ruhlara yüzeysel olarak zarar verir. Hedef bunune kadar reddederse o kadar fazla zarar görür ve bu da anlamsız olur. Göz’ümahvetmekten kaçınmak için pazarlık etmek zorundasın.

İkimiz de yetişkiniz, doğrudan sadede gelelim. Düzgün bir tekliftebulun ve ben de ölümlü düzlemde işimi bitirdiğimde ruhumu sana vereyim,” dediKilian. Bu çok eski bir uzlaşmadan başka bir şey değildi. Eğer şimdi kendisinebir yol açamazsa, gelecekte olabileceklerin hiçbir önemi kalmayacaktı.

İblis tek çaresiydi, ölümlü dünyaya dönmek için tek bileti oydu. İblisgülümsedi.

“Cesursun, böyle tipleri severim. Pekâlâ, sana dört tane hediyeverebilirim.” Bu sözlerden sonra fehl iblis, Kilian’ın şakaklarına dokundu veavuç içine sığacak kadar ufak, bronzdan bir çekic çıktı. Reenkarnasyonesnasında ruhunu alan çekicin aynısıydı. “Önce bunu aktif hale getireceğim. BirArkhan kalıntısıyla tesadüfen buluştuğuna göre, oldukça şanssız olduğunusöyleyebiliriz. Bu minik şey harikalar yaratmanı sağlayabilir, ama dikkatli ol.Karşıma çıkana kadar seni mahvetmesine izin verme,” diye ekledi veyumruklarıyla çekici sıktı.

Yumruğundan kırmızı ışık çıktı ve yeniden açtığında bronz çekic platinedönüştü.

“Ardından fehl ve diğer ırklara özgü bir Doğuştan Yetenek: Et Zanaati.Bunu sakın hafife alma. Bazı magiler bu disipline dair birkaç ufak numarayıyapabilse de gerçek gücünü kullanamıyorlar. Bunun sayesinde yaşamı ve ölümüyeniden belirleyebilirsin.

Sonra en azından insan standartlarında üst sınıf bir vücut. Yetenekliolmasına rağmen, eski vücudun en fazla üst sınıf bir Hükümdar olmanı sağlardı.Bunun ötesine geçmen pek mümkün değildi. Ancak şimdi sınır yok. Aynı zamandatadını çıkarman için eşsiz bir hediye de vereceğim.

Son olarak kızım. Sana yol gösterip yardımcı olacak, göze çarpıcı olsada oldukça inatçıdır, tüm sorunlarını çözeceğini garanti edemem. Onu ne kadar iyikullanabileceğin sana bağlı. Adım Ashera, eğer bu şartlara katılıyorsan, ozaman anlaşmayı imzalayabiliriz.”

Yumruğunu açan Ashera, platin çekici saldı, Kilian’ın önündesüzülmesini sağladı. Ama bunu aktifleştirebildiği gibi geri alabileceğinden deşüphe etmedi. Sessizce ayağa kalktı ve onaylarcasına başını salladı. VonKarsten hanesinin tüm bilgisini yalayıp yutmuş olan Kilian, ortalama birasilden daha çok şey biliyordu.

İlki ruhunun dayanabileceği nimetlerin bir sınırı olduğuydu. Fehllerleyapılan anlaşmalarda, anlaşmayı imzalayan taraf sık sık delirir veya yokolurdu, bunun sebebi anlaşmaya karşı gelinmesi değil, boylarından büyük işlerekalkışmalarıydı.

Ardından Et Zanaati insan büyücüler arasında bir şaka olabilir, amadiğer iki ırkın ellerinde çok korkunç bir güç oluyordu. Eğer bu gücükullanabilirse intikama giden yolu çok daha rahat yürüyecekti. Gerisi deoldukça çekiciydi. Kızının değerini belirlemesi gerekiyordu, ancak bir fehliblis yardımcısının olması gecelerinin güzel geçeceği anlamına geliyordu.

“Ancak anlaşmayı imzalayacak kanım yok,” diye şakayla karışık konuştuKilian, Ashera da karşı gelircesine başını salladı. “Bunlar barbarcagelenekler, kanına ne gerek var?” diye karşılık verdi Ashera ve Kilian’ıyanaklarından tutup çekerek onu öptü.

Dudakları kavuştu ve dilini ruhani ağzına soktuğunda zihinleri eridi veanlaşmanın şartları Kilian’ın zihninde açıldı. En başta ürpermesine rağmen kısasürede kendine geldi, Ashera’nın öpücüğüne karşılık verip anlaşmayı onayladı.Ve bu şekilde anlaşmayı imzaladılar.

Dudakları ayrıldı, platin çekic, Kilian’ın ruhuna uçtu ve kırmızı birrüzgârla ortadan kayboldu.

“Kilian, senden büyük şeyler bekliyorum,” diye fısıldadı Ashera,ardından tahtına oturdu. Gözlerini bütün bu konuşma esnasında bir anlığına biledurmamış hedonistik partiye çevirdi.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR