Zanaatkâr Teknobaz

Çevirmen: Lohengramm
Editör: Lohengramm
Cilt 1Bölüm 31: Aşırı Hız

Zanaatkâr Teknobaz – 31. Bölüm:Aşırı Hız

“Niye?" diye doğrudan sordu. Kilian fehl büyüsünün lekesini dahada hızlı yayacağını herkesten daha iyi biliyor olmalıydı. Yan etkilerigeciktirmeye niyeti olmasa da Kilian daha yüksek bir büyü seviyesine ulaşanadek fehl büyüsü öğrenmesi akılsızlıktı.

Bunu bildiği hâlde neden bunu öğrenmek için acele ediyordu?

“Eminim sen de anlamışsındır. Burada korkunç bir şeyler dönüyor. Kızhaklıydı; Vikont Olaf böyle bir şey için asla para harcamazdı. Hatta adamınbunu yapacak becerisi de yoktu. Bu ya bir biyobazın ya da gen mühendisliği veDNA değiştirmede uzman, yüksek seviye bir teknobazın işiydi.

Değişime ayak uyduramayanlar…” diye başladı Kilian, ama cümlesinibitiremeden Jezebel “…ölürler” diyerek onun yerine cümlesini tamamladı. Üçlünün peşine takılmamış olmasına rağmenJezebel hisleriyle varoşları taramıştı ve hastalıktan etkilenenlerin durumunabakmıştı. Bu işlemin kaç kişinin işi olduğunu bilmiyordu, ama şimdi durumugenel hatlarıyla görmüştü ve bazı sonuçların farkındaydı.

Ancak bunun ne önemi vardı?

“Burayı devriminin ilk adımı olarak kullanmak istediğini biliyorum. Amagereksiz yere sıkıntıya giriyorsun. En kötü ihtimalle vikontu devirirsin, evinisoyarsın ve başka bir yerde sıfırdan başlarsın. Ostria’nın kendi kendini yoketmesinin bizimle hiçbir ilgisi yok.” Bunlar mantıklı sözlerdi. Ancak Kiliantersini düşünüyordu.

“Burada dur bakalım.

İlk olarak gücünü ve hedefini bilmediğimiz bir hizibe karşıyız.İmparatorlukla açık açık savaşmaya cüret etmeyecekleri kesin. Ama işinarkasındakiler pek vicdan azabı çekmiyor gibi. Çekselerdi 30 bin kişiyi hedefalmazlardı.

Ostria’nın yalnızca ilk denek olduğuna inanıyorum. Eğer bu hizip buişten beklediği sonuçları alırsa, aynı şeyi başka yerde yapmamaları için onlarıkimse durduramaz. Ve o başka yerde biz olursak ne yapacağız? Yine mi kaçacağız?Hayır.

Eğer biri üstüme gelirse, onu geri döndürürüm. Eğer dağ çökerse,yeniden dikerim, şimşek çarparsa onu gökyüzüne geri yollarım.

Bir daha asla çaresiz kalmayacağım.” Kilian bu sözleri öylesinekuvvetli söyledi ki Jezebel bir anlığına tökezledi. Hatta bağlarından ötürügönlünde alev alev yanan azmi hissedebiliyordu. Ancak bu düz sözlerin ondaböylesine ateşli bir tepki yaratabileceği aklına gelmemişti. Ama onun neleryaşadığını biliyor muydu?

Kilian bir an durduktan sonra devam etti.

“Ayrıca ya karşımızda bir fırsat varsa? Eğer bu entrikayı avantajımızakullanırsak işin ardındaki kişiyi sömürebilir miyiz? Ya yalnızca servet değilsilâh da kazanırsak? Fehl büyüsünün etkisine gelince, o konuda bir planım var.”

Mutantlar nefes aldıkları sürece, fehl büyüsü kullanmasalar da lekeyavaş yavaş yayılır, onları gitgide deliliğe sürükleyip ruhlarındaki hayvanıbenimsemelerini sağlar. Fehl özelliği bir yana, fehl büyüsünün delirmelerinihızlandırmasının sebebi “iradelerine” yaptığı ağırlık.

Fehl büyüsü herhangi bir büyülü sözcüğe veya ilahiye bağlı değil. Buyüzden tıpkı fehl iblisleri gibi mutantlar ve hayvanlar da araç olarakiradelerini kullanıyorlar. Ne yazık ki normal durumlarda fehl olmayanlarıniradesi, diğer iblislerinkiyle aşık atamıyor. Bu yalnızca irade gücü meselesideğil. Doğalarının farklı olmasıyla alakalı.

Diğer sıkıntı da fehl büyüsünün üçüncü çemberden başlaması. Birinciveya İkinci Çember büyüleri diye bir şey yoktu. Bu yüzden irade konusundaKilian düşük seviye büyücüleri aşsa bile Yüksek Elçi seviyesine ulaşmadan fehlbüyüsü öğrenmesi ona zarar verirdi.

En azından dra kontrol yeteneğini Yüksek Elçi seviyesine çıkarmasılazımdı. Yüksek Elçi seviyesi dra kontrolüne üç günde ulaşmak: Kilian’ın planıişte buydu. Eğer bu sözleri birileri duysaydı, ona deli demeye bile tenezzületmez ve doğrudan tımarhaneye atarlardı.

Delilikti, bu resmen delilikti!

Ve Kilian’ın buz gibi fakat bir o kadar da ateşli gözlerine bakanJezebel, azminin alevlendiğini hissetti ve dudaklarından çıkan sözlerle nediyeceğini tahmin etti.

“Dördüncü Çember Aşırı Hız büyüsü kullanıp öğrenme hızını 256 katartıracağım.” Bu sözler yankılandığı hâlde ortamda soğuk yeller esti,Jezebel’in eteği havalandı ve Kilian’ın elâ gözlerine bakıp kulaklarının onaihanet edip etmediğinden emin oldu.

Yanlış duymadığından emin olduktan sonra sağ elini Kilian’ın alnınadoğru uzattı ve “Çok tuhaf, ateşin yok gibi. Ateşten delirmiş olmayasın?” diyeciddi ciddi sordu. Aşırı Hız, insan olmayan büyücüler arasında yaygın bir büyüydü.Her seviye öğrenme hızını dördün kareleri şeklinde artırıyordu: 16, 64, 256diye gidiyordu.

Fehller, yarasalar ve benzerleri gibi ölümsüz ırklarda, Aşırı Hızseviyesinin artması yalnızca zayıflıklarını artırıyordu. Ama fanilerde yanetkiler hem daha kötüydü hem de ömürlerinden gidiyordu.

%10, %25, %50, %75, %100. Fani ırklar Beşinci Çember Aşırı Yükleme’ninötesine geçemezdi. Kilian’ın ömrü ortalama bir insanınkinin beş katı olsa da,Dördüncü Çember Aşırı Hız büyüsü ömrünü en fazla 125 yıla düşürecekti. Yaşınıve geleceği düşünülünce, 375 yıllık ömür pek de önemli değildi, ama onu ağırfiziksel hasarlar bekliyordu.

Ahşap kazıkta yanmaktan farkı olmayacaktı.

Ancak Jezebel, Kilian’ın çoktan ateşle vaftiz edildiğini bilmiyordu. Üçsaat boyunca yavaş yavaş yandıktan sonra, hiçbir fiziksel hasarın önemi yoktu.

“Eğer delirirsem, sana çok bakmaktan deliririm, “ diye yanıt verdiKilian yüzünde parlak bir tebessümle, Jezebel’i bileğinden kaptı ve alnınıbaşına koydu.

“Güzel ko-… Dur, ne?” Jezebel en başta bunun kulağa hoş geldiğinidüşündü, ama altındaki gizli anlamı çözünce kafasına dank etti. Çapkınsevgilisi gerçekten acımasız olduğu kadar sivri dilliydi de.

Bu esnada gülümseyen Kilian, Jezebel’e harekete geçmesini işaret etti.Bunu görünce başını salladı.

“Ah minik çapkınım, seni daha fazla gülerken görebileceksem,şakalarının hedefi olmak hiç umurumda değil.” Jezebel haksızlığa uğramış bir eş gibi yakındı. Gözlerini deviren Kilianelini çekti ve çatıdan çatıya sıçradı, onu dört büyük çetenin bulunduğu yeregetirdi.

Bir anda pislikleri temizledi ve mekânı hazırladı.

Serseriler güpegündüz saldırıya uğramayı hiç beklemiyordu, birbulanıklık onlara saldırdı ve hepsini füze gibi havaya uçurdu. Onlar yeredüşene kadar Kilian onları çoktan Cehennem Ocağı’na sokmuş ve DeneyimArıtıcı’yla silip atmıştı.

26 güçlü çete adamı ona kişi başı 3 bp kazandırmıştı. Yani toplamda 78bp aldı. Kilian’ın artık 243 bilgi puanı vardı. Adam kaçırmak ve birlikleriarıtmak bilgi puanı kazanmanın en iyi yoluydu. Bu yöntem sayesinde nitelikniceliğin önüne geçebilirdi.

Ama bu yöntem sayesinde sistemi suistimal edebilse de Kilian’ınhayatının geri kalanını milleti deney tüplerine sokarak geçirmeye niyeti yoktu.Ve bu istenmeyen dikkatleri üstüne çekmesine sebep olurdu, ayrıca Ashera’nınsözleri hâlâ kulağında çınlıyordu.

“Bir Arkhan kalıntısına denk geldiğine göre çok şanssız olmalısın. Buminik şey harikalar yaratmanı sağlayabilir, ama dikkatli ol. Bunun karşımaçıkana dek seni mahvetmesine izin verme.” Bu sözleri açıklamaya gerek yoktu.

Sistem bir dost değil, şans müttefiğiydi. Bu yüzden ona dikkatliyaklaşması lazımdı. Belki de onu çok fazla bilgi puanıyla doldurması işlerinkötüye gitmesine sebep olacaktı?

Kilian bu şeyin ilk sahibi olduğunu düşünecek kadar kibirli değildi. Ozaman diğerleri nasıl ölmüştü? Doğal sebeplerden ötürü mü? Düşmanlardan ötürümü? Yoksa hepsi de belirli bir bilgi sınırına ulaştıktan sonra sözde Arkhantarafından yutulmuştu!

Kilian, Jezebel’le birlikte eski çete liderinin odasına girdi,bacaklarını üst üste atıp oturdu ve Jezebel de arkasında diz çöktü.

“Senin hayatın, senin kararın. Ama bu acıların karşılığını yatktaödeyeceksin,” dedi Jezebel, ipek gibi avuçlarını Kilian’ın sırtına bastırarak.

Dördüncü Çember Büyüsü: Aşırı Hız.”

İradesi tarafından yönlendirilen Jezebel’in drası fışkırdı ve havadadört açık mavi çember yarattı. Çemberler Kilian’ı çevreleyip onu gök mavisi,büyülü bir ışıkla kapladı.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR