Zanaatkâr Teknobaz

Çevirmen: Lohengramm
Editör: Lohengramm
Cilt 1Bölüm 38: Kocası Oğlunu, Karısı da Kocasını Satıyor (2. Kısım, +18 Bölüm)

Zanaatkâr Teknobaz – 38. Bölüm: KocasıOğlunu, Karısı da Kocasını Satıyor (2. Kısım, +18 Bölüm)

Klaus’un girişimci asilzadeler kitabında, cinsel hünerin savaşhünerinden aşağı kalır yanı yoktu. Bu yüzden Klaus, Kilian’ın üvey kardeşininannesi ve sadık karısı Florens von Karsten’in Kilian’a her şeyi öğrettiğindenemin oldu. Bu kadının dışında yedi aylık bir eğitimle birlikte Klaus, Kilian’ıneğitim yapması için birkaç asilzade kız ve kadın ayarladı ve onun cinselliksanatında temel kazanmasını sağladı.

Kilian bu kadınların isimlerini hatırlamaya tenezzül etmese de zanaatteuzmanlaştı. Hayatının üçte birini Olaf gibi bir adama hizmet etmeye adamışOphelia gibi bir kadın ona karşı koyamazdı. Asil kadın parmak ucunda inlerken,bulduğu ve oynadığı her zevk noktasıyla Kilian, babasının ne kadar bilgeolduğunu kabullenmeden edemiyordu. Onu ele geçirmişti.

“Oooh… Ohhh… Ohhh!” Zevk içinde inleyen Ophelia kollarınıgöğüslerine sardı, başını geriye attı ve yaklaşmakta olan orgazmına teslimolarak yüksek sesle inledi. Ama Kilian orada durdu ve parmağını kadınınvajinasından çıkardı.

“Mhmm… Lordum… Bunu nasıl yaparsınız…” Ophelia karşı koyarakinledi, nezaketi unuttu. Kilian basit bir el hareketiyle onu 180 derecedöndürdü, tutkulu bakışlarını pantolonuna çevirmesini sağladı ve kadın anındayutkundu.

Kilian’ın gözleri kasıklarıyla Ophelia’nın sulanmış amı arasında gittigeldi, ama hiçbir şey demeden amının dudaklarını yeniden okşadı ve Ophelia bu hareketinarkasındaki anlamı tahmin edebiliyordu. Dizlerinin üstüne çöküp Kilian’ınpantolonunu çıkardı, yarı kalkmış penisini pantolonundan kurtardı.

Tamamen kalkmış olmasa da heybetli görünüyordu. Ancak Ophelia’nındikkatini çeken şey boyutu değildi. Sonuçta asiller bu sorunu uzun zaman önceçözmüştü ve ortalama bir asilzadenin kalkmış penisi yaklaşık olarak 17.7santimetreydi. Hayır, onun dikkatini çeken şey Kilian’ın damarlı başındanyayılan, neredeyse aklını kaybetmesine sebep olacak kokuydu. Bu da Ashera’nınDamgası’nın yan etkilerinden biriydi.

Kilian’ın penisini kökten tutan Ophelia birkaç kez nazikçe aşağı yukarıçekti ve dilini damarlarında gezdirmeye başladı. Aşağıdan yukarı, yukarıdanaşağıya derken Ophelia dilini, Kilian’ın penisinin tamamında gezdirdi, dört biryanını ve altını da yaladıktan sonra etten sopayı boğazına kadar soktu.

Kilian’ın penisi bu hareketle tamamen kalktı ve Ophelia bunun farkındaolmasa da Ashera’nın damgası kıpkırmızı yanıyordu. Ophelia daha fazla vakitkaybetmeden ayaklandı ve Kilian’ın penisini sol eliyle tutarak bacaklarınıayırdı. 20 santimlik penisini amıyla ayarladıktan sonra Ophelia doğrudan üstüneoturdu ve içini doldurmasına izin verdi.

“Aanh…” Ophelia’nın duvarları Kilian’ın sopasına uygun biçimdesıkıştı, dudaklarından hafif bir inilti çıktı ve ellerini omzuna atarak onusıkı sıkı tuttu. Boş durmayan Kilian da asil kadının göt yanaklarını tutupüstünde tepinmesini sağladı ve penisini aşağı yukarı oynatarak ona, yavaş,işkencen gibi bir mutluluk yaşattı. Her ne kadar Ophelia’dan da zevk alsa da,Jezebel’le olduğu gibi heyecanlanmıyor veya tat alamıyordu. Henüz zirveyeçıkmamıştı. Ancak Ophelia en mutlu anını yaşıyordu ve Kilian’ın boynuna sarılıppenisini daha hızlı ve sert sürmeye başladı.

Ashera’nın Damgası’nın kötü enerjisi fışkırdı, Ophelia zevke geldi vekendinden geçip götünü şaplakladı. Olafve şaşkınlıktan dili tutulmuş işe yaramaz oğlu Ophelia’nın götünü Kilian’ınsikinde sallamasını şaşkın şaşkın izliyordu. Göt yanaklarının taşaklarını öpmesesi ikisini de rahatsız etmişti.

“Orospu karının imparatorun sikinde zıplamasına azmak… Neyse kivurdumduymazım!” diyerek sessizce kendisini rahatlattı Olaf. Bu esnadaOphelia’nın amının Kilian’ın penisini yutma sesi gelmeye devam etti.

“Ahh… Ahhh… Ahh!” Ophelia şu ana dek dilini çıkarmış, gözleri tersdönmüş ve üçüncü orgazmının eşiğindeydi. Kilian yüzünde bir tebessümle elleriniOphelia’nın beline attı ve kadın hâlâ sikinin üstündeyken ayağa kalkıp onuhavada tuttu.

Ophelia’nın bacakları yoruldu ve dik bir açıyla döndü. Ama tuhaf birbiçimde, onu destekleyen hiçbir şey olmamasına rağmen sanki görünmez bir duvaronu bu pozisyonda tutuyordu. Kilian’ın küçük numaralar yapmak için büyüyeteneklerini kullandığını anlamak için dahi olmaya gerek yoktu.

Kadının açlığını dindirmeye hazırlanan Kilian sikini sokup çıkararakOphelia'yı tüm hızıyla sikmeye başladı. Bu ani değişim ona yeniden orgazmyaşattı, sanki tüm dünyası değişmişti, bir dalga tarafından yutuluyor veyepyeni zevklere varıyordu.

“Ohhh… Daha fazla… Dayanamıyorum… Ooooh!” Bu yoğunluk Ophelia’nınfani zihninin kaldıramayacağı bir seviyeye ulaştı ve birbiri ardına orgazmlargeçirdiğinden zihni neredeyse çökmek üzereydi. Ama o esnada Kilian’ın penisigerildi, şeytani bir şekilde güldü ve hafif bir iniltiyle Ophelia’nın içineboşalarak duvarlarını beyaza boyadı.

Penisinden kırmızı ışık çıktı ve Ophelia’nın tüm vücuduna yayılıpruhuna yapıştı. İçinden çıkan Kilian, Ophelia'yı bıraktı ve döl içindeki kadınıyere attı. Fehl güçleri onu yozlaştırdı ve içi hâlâ Kilian’ın sıcacık dölüyledoluyken Ophelia’nın gözleri kan çanağına döndü.

Dölündeki fehl güçleri artık vücudunu ve zihnini ele geçirip mutasyonutetikliyordu. Ophelia değişti, mavi saçları koyu griye, gözleri de kızıladöndü. Gözakı kayboldu ve gözbebekleri de yuvarlak bir hâlden kesiğe dönüştü.

"AAAAAAAHHH!”Değişimleri sezen Opheliakorku içinde çığlık attı, ama tek bağıran o değildi. Olaf ve oğlu da korkuiçinde çığlık attılar! Bu da neydi? Bir asil hanesinin en büyük kâbusu: fehllekesi!

Olaf dranın neden tersine akmadığını bilmek istemiyordu. Karısınınkulaklarının neden tilki kulaklarına dönüştüğünü veya değişimin nedenduracakmış gibi görünmediğini bilmek istemiyordu. Dehşete düşmüş Olafayaklandı, bir kılıç, bir bıçak, bu yaratığın kellesini oracıkta uçurabilecekbir şey aradı! Fehl korkusu, Kilian’a duyduğu korkuyu aşıyordu!

Kilian elini salladı ve Olaf kendi elinde olmadan diz çöktü.Ophelia’nın sırtından iki tane kocaman, koyu gri tilki kuyruğu çıktı,tırnakları pençelere ve derisi de koyu griye dönüştü. Ophelia ayaklandı vedişlerini göstererek baba oğul ikilisini süzdü.

“Boz tilkinin bir köpeğin azgın doğasını temsil ettiğini söylerler.Sanırım bu mutasyon sana tam uyuyor,” diyerek alay etti Kilian zevke gelerek.Fehl zevki zihninde dolanıyor, onu tatmin ediyordu.

Ophelia havlayarak Olaf’ın üstüne atıldı, koyu mor alevler pençelerinisardı ve bu pençelerle kocasının boğazını hedefledi. Ama tam işini bitirecekkenKilian parmaklarını şıklattı ve Ophelia da sanki kendine gelmiş gibi saldırıyıkesip Kilian’ın yanına gelip secde etti.

Olaf altına sıçtı.

“Jezebel’in dediğine göre içine tekrar boşalırsam kendinegelecekmişsin. Ama bununla uğraşamam. Konuşmadığın zaman çok daha güzel görünüyorsun.Seni böyle tutmamız lazım, değil mi?” Kilian bunu dedikten sonra diz çöküpOphelia’nın saçını okşadı.

Olaf bu mutasyonun Kilian’ın işi olduğunu daha yeni fark etti.

“Buradan sağ çıkamayacağım, değil mi?” Çaresizlik içinde fısıldadı.Kilian bunu duyup Olaf’a döndü.

“Çıkacaksın. Yalnızca oğlunu gebertmen ve beni evlât edinmen lazım.İnsanlara oğlunun ayaklandığını, karını öldürdüğünü ve onu idam ettikten sonrabüyü konusunda becerikli bir halk çocuğunu evlat edindiğini söyleyeceksin,”dedi Kilian yüzünde nazik bir tebessümle Ophelia’nın saçlarını okşayarak.Olaf’ın gözleri şaşkınlıktan fal taşı gibi açıldı.

Arkadya’da yaşlı asillerin yetenekli çocukları evlat edinip onları sonçocukları olarak yetiştirdiği ve zayıfladıkları yıllarda yanında tuttuklarıçocuklar olurdu: üvey evlatlar. Normalde ufak yetimler arasından elleseçilirlerdi.

Ve yaşları genelde beş ila yedi arasında değişse de asillerin ergenlerievlat edinmesi daha önce duyulmamış bir şey değildi. Olaf, Kilian’ınsebeplerini umursamıyordu. Karşısında sağ durmak için bir yol vardı ve bu yoldayürümeye kararlıydı.

Ayağa kalkan vikont oğluna öldürme niyetiyle baktı.

“Baba, bana bunu yapamazsın…” Delikanlı sözlerini bitiremeden Olaf125 dra saldı ve fısıldadı:

“Ya sen ya biz.”

Ardından yumruğunu oğlunun kalbine sokarak onu tek hamlede öldürdü!

Ama soktuğu anda Olaf’ın göğsünden kanlar aktı, oğlunun yumruğu da onungöğsünü delmişti. Olaf bir anda entrikayı fark etti ve şaşkınlık içindegözlerini fal taşı gibi açtı.

“Ama… bana… demiştin ki…” diye kekeledi. Yaşam gücünün kaybolmahissi bakışlarını korku ve kederle kapladı. Ancak beyni Kilian’ın güçsüz oğlunukontrol edip ona hayati bir darbe vurduğunu anlayacak kadar uyanıktı.

Kilian yüzünde bir gülümsemeyle çenesini Olaf’ın sol omzuna koydu vekulağına fısıldadı:

“Ah, ama yaşayacaksın. Benim yöneteceğim etten bir kukla olarak. Seningibiler için örümceklerimi bile harcayamam. Sahip olduğun bilgiyi elegeçirdikten sonra seni ilk deneğim yapacağım ve beynini, kalbini, her şeyiniyeniden yapılandırıp yüz yıl daha yaşatacağım. Tebrikler, Olaf von Verden.”

Bu sözler Olaf’ı hiç rahatlatmadı. Son kez ağlarken etrafındaki manzaradeğişti ve artık Kilian’ın Deneyim Arıtıcısı’nın karşısında duruyordu. Kilianonu doğrudan içine attı ve bir dakikadan kısa bir sürede Deneyim Arıtıcı,Olaf’ın bütün bilgisini ve deneyimini Kilian’a aktardı.

Bilgisi çekilince Olaf bitkisel hayata girdi. Son rüyasını da görüpöldü.

Cehennem Ocağı’ndan çıkan Kilian, iki cesedi de yere attı, Olaf’ıngöğsüne Oroboros Damgası çizgi ve kanını kullanarak Olaf’ın ruhunun sonsuz azapçekmesini sağladı.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR