Zanaatkâr Teknobaz

Çevirmen: Lohengramm
Editör: Lohengramm
Cilt 1Bölüm 46: Zenginin Malı Züğürdün Çenesini Yorar (1. Kısım)

Zanaatkâr Teknobaz – 46. Bölüm:Zenginin Malı Züğürdün Çenesini Yorar (1. Kısım)

Zebaniye dönüşmesinden sonra Lena’nın insan formu büyük değişimlergeçirmişti. Kusursuz baklavalarının, mükemmel bronzlaşmış vücudunun, daha büyükgöğüslerinin ve daha büyüleyici vücudunun yanısıra vücudu artık etrafındaki kuşbeyinlileri azdıracak vahşi bir koku yayıyordu.

Kilian en başta ona pek dikkat etmemişti, nanobotlarıyla kontrol ettiğifehl dönüşenleriyle aynı şekilde davranmıştı. Ama serumu ürettikten ve üç bindönüşeni kendine getirdikten sonra, aralarında yükselen bazı kişiler olmuştu.Saf yıkım gücü konusunda fehl canavarları benzer güçlere sahiplerdi, amazekâları farklılık gösteriyordu. Ve dönüşüm hislerini keskinleştirmiş olsa daaynı zamanda en baştaki farklılıklarını da artırmıştı.

Üç bin tane dönüşenin arasında Lena, kendisini en beceriklilerden biriolarak kanıtlamış, kurnazlığı ve liderlik becerileriyle çoğu akranına boyuneğdirmişti. Aynı zamanda Kilian ve Jezebel’in örgütü güçlendirmek için verdiğifehl büyüsü derslerinde de başarı gösteriyordu ve şimdiden üst düzey KüçükTapınakçı seviyesindeydi. Tabii ki bu ilerlemenin toplam gücünde büyük biretkisi yoktu, en azından şimdilik.

Daha da iyisi savaşa yatkınlığı daha odaklı hâle gelmiş, yalnızcabelirli durumlarda kendini gösteriyordu. Bütün bu sebeplerden ötürü Kilian onuOstria Şerifi yapmıştı, yalnızca fehl dönüşenlerden kurduğu gizli polis birimiKnyaz’daki en yüksek mevkiydi.

Eğer venandi ve boyarlar, Kilian’ın ana ordusu ve en güçlü yıkımkuvvetiyle, Ostria’da asillerin veya başkalarının yaratacağı bütün tehditleriaraştırıp yargılamak da Knyaz’ın göreviydi, Ostria’nın yasalarını daha gizlibiçimde yürütüyorlardı. Geçen üç buçuk ayda birden fazla muharip asilOstria’dan silindi ve hiç bulunamadı.

Lena teorisel olarak ona bunu bildirse de Kilian sık sık Olaf’ı buişlere atıyor, kendisi farklı meselelerle ilgileniyordu.

“S-Selamlar lord yüksek hakimim. Korkarım şiddetle çözemeyeceğimiz birsorunumuz var.” Jezebel’in Kilian’ın üstünde olmasından irkilmiş olsa da Lenasoğukkanlılığını kaybetmedi ve nazikçe eğilerek konuştu.

Kilian’ın, Olaf’a yaptırdığı ilk işlerden biri onu üvey evladı olarakaldırmak ve kendisini Ostria’da adaleti sağlayan yüksek hakim olarak ilanettirmekti. Yöntemler farklı olsa da bu altı yıl önce Klaus’un Kral Erik’inkendisine teslim olmasını sağlayıp yargı kuvvetinin yarısını almasınabenziyordu. Hatta son yıllarda Klaus, Adalet Bakanlığı’nı tamamen elegeçirmişti.

“Oh? Düklerin ve markilerin toplanmasını mı diyorsun?” diye sorduKilian. Tanrıçalarından, azizelerinden ve diğer bilgi kanallarından, Orloth’unyüksek asillerinin gücendiğini biliyordu. Ve Kilian’ın durumdan zaten haberdarolduğunu gören Lena doğrudan sadede geldi.

“Kesinlikle, tıpkı ekselanslarının da bildiği gibi son üç aydırOrloth'taki yüksek asillerin size olan nefreti artıyordu. En başta kendilerinitutmayı başardılar, ama melekler, azieler ve tanrıçalarla aylar geçirdiktensonra daha da huzursuz hâle geldiler,” diye devam etti Lena. Cennet Bahçesidaha açılmadan, Kilian başarılı olacağını biliyordu. Aynı sebepten ötürüArkadya İmparatorluğu’na kadar genişlemeye çalışmamıştı. Sebebi güzellikti.

Egzotik uyuşturucular, içecekler ve aklı başından alan oyunlar birkenara, Cennet Bahçesi’nin gerçek çekiciliği kızlarının dünyaüstü güzelliğindeyatıyordu. Her türlü güzeli görmüş olara siller için bile resmen karşıkonulmazlardı. Özellikle tanrıçalar, kendini beğenmiş aristokratların ruhunutek bir gülümsemeleriyle çalabilirlerdi.

Hatta her ne kadar biraz eksik olsalar da Kilian, tanrıçalarıyaratırken Jezebel’i örnek olarak kullanmıştı. Ancak bu kızların şu anki semavigüzelliklerine yeniden düzenlenerek kavuştuğunu anlamak için dahi olmaya gerekyoktu. İnsanlar doğuştan bu kadar güzel olamazlardı. İmparatorluğun en iyi EtHeykeltraşları bile bunu tek başlarına başaramazlardı.

Ve doğal olarak yüksek seviyeli asller, Olaf gibi basit birinin böylebir projeyi başaracak kaynaklara sahip olduğuna inanamıyor, yüzlerce EtHeykeltraşından yardım aldığını düşünüyorlardı. Bu bulabildikleri tekaçıklamaydı ve hepsi kıskançlıktan çatlıyorlardı.

Günün sonunda on yıllardır sürdürdüğü gaddarca hükümdârlık, ortalamabir kontu aşan bir vikont olmasını sağlamış olsa da hâlâ düşük seviye birasildi. Daha da kötüsü, kendi gücü yalnızca düşük seviye Öz Elçiseviyesindeydi.

Yüksek seviyeli asiller kendilerini böyle birine kaptırmaya nasıldayanabilirlerdi? Veya milyonlar kazandırdıkları yağlı müşterisi olmaya? Hayır,ya Cennet Bahçesi’ni ondan alacaklardı ya da kendilerininkini yaratmak içingereken imkânları ele geçireceklerdi!

Verden Dükü şu anda beş dük ve on iki markiden oluşan bir koalisyonlavikontun ortaya çıkmasını istiyordu. Sırlarını öğrenmeyi istediklerişüphesizdi.” Verden Dükü Ralph von Verden, Verden Hanesi’nin başıydı ve 82yaşındaki üst düzey bir Yüksek Elçi olarak Olaf’ın amcasıydı.

Orloth dükleri arasında zirvedeydi, Kral Erik bile ona saygıda kusuretmezdi. 65 yaşında Yüksek Elçilik sınırına ulaşınca, hayatta daha fazlailerleyemeyeceğini fark etti ve tıpkı diğerleri gibi kendisini hazlarına adadı.

Kontların sayısı değişse de Orloth toprakları 18 düklüğe ve 36markiliğe bölünmüştü, hepsi de doğrudan kralın emri altındaydı. Kontlar,vikontlar ve baronlar yalnızca daha yüksek seviye bir asilin astıydı. Ralphyalnızca hanenin başı değil, aynı zamanda doğrudan Olaf’ın üstüydü. Bizzatkoalisyona önderlik etmesi Olaf’ın Cennet Bahçesi’ni ele geçirmek istediğinigösteriyordu.

“Orloth’un yüce asillerinin üçte birinin kapıma kadar geleceği aklımagelmezdi. Zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor,” diyerek iç çekti Kilian.Yüksek Elçi seviyesinin altındakiler Kilian’ın örümceklerine dayanamazlardı.Daha yüksek seviyelerle karşılaştığında 1. Seviye nano örümcekler işlevlerinikaybederlerdi. Düşük seviye YüksekElçi'yi ele geçirme ihtimali yalnızca %50'ydi. 1. Seviye örümceklerin buseviyenin üstündekileri ele geçirme ihtimali yoktu.

2. Seviye örümceklere gelince, 3.5 ay boyunca yaptığı işlerden ötürüKilian’ın yalnıca 631 bilgi puanı kalmıştı. Planları alması için yeterlideğildi.

“İlişkimize mani oldular. Hepsinin ölmesi gerek,” dedi Jezebel ciddibir ses tonuyla, Kilian’ın kaşını kaldırmasına ve Lena’nın şaşkın şaşkıngözlerini kırpmasına neden oldu. Son birkaç aydır Kilian, artık Lukasolmadığını gizlemiyordu ve Olaf adını açık açık Kilian zu Verden’e çevirmişti.Aynı zamanda Knyaz’ın yüksek seviye üyeleri de Jezebel’in varlığından haberdarolmuş, ona “gizli karısı” diyorlardı.

Lena birçok dedikodu duymuş olmasına rağmen kadının bu kadar utanmazçıkmasını beklemiyordu!

“O benim lafım… Ama neyse, ölmeyi hak etseler de beş dük ve on ikimarkiden kurtulursak o zaman kralın 500 bin kişilik ordusuyla uğraşmamızgerekir. Onu yenersek sıra Kars Dükü’ne ve 350 bin kişilik ordusuna ve KanlıGül’ün 270 bin tapınakçısıyla büyücüsüne gelir.

Onları benim için öldürecek misin?” diye sordu Kilian. Jezebel’in gücügöründüğünden daha fazla olabilirdi, ama fehlin seviyesine kadar yüksek olursao kadar çok kısıtlanır ve yan etkiye maruz kalırdı.

Bu güçleri silmek onu hayati derecede zayıflatırdı ve sonucunda neolurdu?

Ancak sanki Lena'ya inat yaparcasına Jezebel, Kilian’ın yanaklarınısıktı ve gülümseyerek yanıtladı:

“Eğer nazikçe istersen neden olmasın?”

Böyle bir yanıt beklemeyen Kilian bir anlığına dondu kaldı veJezebel’in gözlerine baktı. Ortamdaki gerilim artarken Lena dışarı çıksa mıçıkmasa mı diye düşündü.

“Gerçekten mi?” Kilian her zamanki sakin ses tonuyla konuştu.

“Tabii ki. Minik çapkınım, iş ciddi olduğu sürece savaştığında kılıcınolacağım. Eğer geri çekilirsen kalkanın olacağım. Karşımızda yol kalmazsa, sanayol açacağım,” dedi Jezebel, ciddi bir ses tonuyla.

Kilian’ın gözleri dalgalandı ve başını salladı.

“Saçmalama.” Bu söz Kilian’ın dudaklarından çıkar çıkmaz Çarpık Gözaçıldı. Kilian'ın karşısında koyu mor bir uzay girdabı belirdi ve onu farklıbir boyuta götürdü. Jezebel daha peşine düşemeden yarık kapandı. Ama bu esnadaKilian’ın sesi yankılandı, “Güzelim, eğer bütün işleri sana yaptırırsam,kendime nasıl erkek derim?”

Bükülen uzay kayboldu ve Jezebel’le Lena'yı odada yalnız bıraktı.

“Kızardı mı?! Kızardı mı?! Aaaaaaah!" Jezebel yanaklarını tutuphayran kızlar gibi inledi. Ne yazık ki beş saniye sonra Lena neşesini kaçırdı.

“Ekselânslarının kızarabileceğini sanmıyorum.”

Bu sözler Jezebel’i kendine getirdi ve kendini yatağa attı. Artıkyanında Kilian da olmayınca, neden böyle dediğini düşünmeden edemedi.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR