Zanaatkâr Teknobaz

Çevirmen: Lohengramm
Editör: Lohengramm
Cilt 1Bölüm 58: Lord Urag

Zanaatkâr Teknobaz – 58. Bölüm:Lord Urag

Hükümdarın cansız bedeni yere yığıldı. Öfkeli Avcı mor bir hortumlakayboldu, ölü ya da diri bütün bedenleri Cehennem Ocağı’na götürme işi Kilian’akaldı.

En başta canlıların zihnini Deneyim Arıtıcı ile yıkadı ve hayatta kalanşanssızları daha sonra kullanmak için bir yere yığdı.

---

|| |---| |[İsim: Kilian]| |[Irk: İnsan-Fehl Mutantı]| |[Yaş: 18]| |[Büyücü Rütbesi: Yüksek Seviye Küçük Elçi]| |[Savaş Gücü: Yarı Hükümdâr]| |[Dra Rezervi: 1.470]| |[Bilgi Puanı: 8.465]| |[İmplantlar: Sev. 1 Siberkinezi Çipi]| |[Mutasyonlar: İkinci Seviye Fehl Gözü]| |[Doğuştan Yetenekler: Çarpık Göz, Vahiy Gözü]| |[Eşsiz Dallar: Sev. 3 Et Zanaati Sev. 3 Dönüşüm]|

---

Öldürmek kurbanın deneyiminin yalnızca %30’unu verse de bir Hükümdarındeneyimi ona 5000 bp kazandırmıştı. Elbette bu güçlü hanelerin gençkıdemlileriyse veya bu seviyeye pek fazla efor sarf etmeden ulaşmışırklardanlarsa geçerliydi.

Ne yazık ki bütün deneyimlerini alamadığı için Kilian yalnızca ölülerinyarım anılarına sahip oldu. Ancak beyin ölümü gerçekleşmiş otuzlu için olaybambaşkaydı. Bütün bilgilerini toplayan Kilian artık bu pusuyu neden ve nasılkurduklarını biliyordu. Çeşitli işlemler sonucunda Teknokrasi, Hükümdarseviyesinin altındaki bütün üyelerin beyin verilerini gözlemliyor ve başarısızoldukları görevlerden bile bilgi alıyordu.

Yalnızca Hükümdarlar ve üstündekiler bu işleme dayanabiliyorlardı,mevkileri, Büyük Senato’nun böyle hakaret etmesine izin vermiyordu. Teknokrasişu ana dek tapınakçılar ve elçilerden bilgi almış, Kilian’ın yeteneklerini dahaiyi öğrenmişti.

Neyse ki tapınakçılar ve elçiler ilk enerji patlamasından fazlasınıgörmemişti. Yalnızca bu bilgiyle Fehl Gözü’nün varlığını öğrenmiş olamazlardı.Yoksa akıl ermez sonuçlar bekliyordu.

Cehennem Ocağı’ndan çıkan Kilian kanlı, çıplak vücudunu iki hanımınkarşısına çıkardı, normal şartlar altında bu göz hizmetinin tadınıçıkarırlardı. Ama bugün böyle bir niyetleri yoktu. Efendisinin böylesineyaralar aldığını gören Lena, kalbi sanki görünmez bir el tarafından sıkılmışgibi hissetti.

“Sana ihtiyacım var,” diyerek diz çöktü Kilian, Jezebel’in karşısındave bunu söylerken tamamen ciddiydi. Ne demek istediğini anlayan Jezebel, yakutgözleriyle yaralarını süzdü ve çaresizlik içinde iç çekti.

Normalde yarı fehl vücudu sayesinde Kilian’ın iyileşme yetenekleri,ortalama bir adamınkini aşıyordu. Aynı zamanda 3. Seviye Et Zanaati ile deyaralarını sarabilirdi. Ne yazık kigücünü olumsuzluktan aldığı için Kara Büyü, et zanaatkârlarının bile kolaycaiyileştiremeyeceği yaralar açıyordu.

Şu anki yaraları ve büyü gücüyle, Kilian’ın muhtemelen en fazla %10drası kalmıştı. Yakınlarda herhangi bir tehdit yoktu, ama şu anki şartlaraltında İmparatorluk Akademisi’ne asla vaktinde varamazlardı.

Geriye tek bir seçenek kalıyordu, fehl kanı içmek! Türler İncelemesi’ndenKilian, bazı ırkların kanlarının gizemli etkileri olduğunu öğrenmişti.Aralarında en olağanüstü olanı kesinlikle fehl kanıydı. Yalnızca fehlolmayanların işine yarayan bu kan, bir bardak bile içildiğinde bütün yaralarıanında iyileştiriyordu ve gücü yeniliyordu, ama aynı zamanda içen kişininvücudunu geliştirip Dra Rezervini de artırırdı.

Ancak fehl kanının iki tehlikesi vardı. İlki çok bağımlılık yapıcıolması. Ve fehl canavarına dönüşme mutasyonunu hızlandırması.

Fehlin seviyesi ne kadar yüksekse, sonuçlar o kadar iyiydi. Ama aynızamanda yan etkileri de bir o kadar güçlüydü. Daha da kötüsü, Kilian’ı bekleyenüçüncü bir sonuç vardı. Vücudundaki herhangi bir dengesizlik, ruhundaki fehlinonu ele geçirmesini sağlardı. Sonuçlarını tartışmaya bile gerek olmayan birdurumdu.

“Ama başka seçeneğimiz var mı? Merak etme, dikkatli olacağım,” dediKilian, Jezebel’in endişelerini anlayarak. “Biliyorum,” diye nazikçe vegülümseyerek cevap verdi, sağ elini ona doğru uzattı.

Bileğini tutan Kilian, dudaklarını Jezebel’in eline yaklaştırdı, insandişi daha büyük azı dişlerine dönüştü, dişini kadınının bileğine batırdı vefehl kanını tıpkı süt içen bir bebek gibi emdi.

Ancak ilk kan damlası boğazından geçtiğinde, Kilian bile Jezebel’inkanının potansiyelini hafife aldığını kabul etmek zorunda kaldı. Yalnızca birdamlasıyla bile Kilian sanki Everest Dağı’nın tepesinde yürüyormuş gibihissediyordu. Akıl almaz bir zevke geldi ve neredeyse kontrolünü kaybediyordu.

İrade gücü sayesinde Kilian bu zevki aklının bir köşesine kilitledi vekan içmeye odaklandı. Bir, iki, üç… 10, 11, 12… …100, 110, 120… 150,170, 200.

Kilian, Jezebel’in kırmızı sıvısını mililitre mililitre içti. Bu esnadane yüzünü buruşturdu ne de acı çekti, nazik ve sevgi dolu tebessümünü korudu.200 mililitre içtikten sonra Kilian durdu ve dişlerini Jezebel’in elindençekti.

Dört bir yandan hayali darbeler aldı, gözleri kan çanağına döndü,başını geriye doğru kaldırıp titremeye başladı. Ama derin bir nefes alanKilian, bu zevki bastırdı ve bacaklarını kavuşturup meditasyon ilahisisöylemeye başladı, Kıyamet Hakikati’ni. Beş dakikalık meditasyondan sonraJezebel’in kanının mental yan etkileri kayboldu. Kilian da bu esnada ruhuneçekildi, şu ana dek görmezden geldiği bir çağrıya kulak verdi.

Gözleri işkence gören ruhunun yanan dünyasında açıldı. Burada 1.2 metreuzunluğunda, kan kırmızı, minik bir yaratık vardı. Köşeli yüzü, sivri burnu vebüyük, sivri kulaklarıyla bu yaratık boyu ve devasa kasları olmasa tıpkı birküçük şeytana benziyordu.

Bunu gören Kilian kaşını çatmadan edemedi. Yaratığa boyutu veyagörüntüsünden ötürü tepeden baktığından değil, etrafında dolanan korkunçkokudan ötürü - Ashera’nın kokusu.

“Hop, orospu çocuğu, nihayet yüzünü gösterdin! Seni ne zamandırbekliyorum haberin var mı? Nasıl bu kadar kalpsiz olabilirsin lan sikik? Beşaydır! Beş aydır bekliyorum ulan! Bendeniz yüce şeytan lordu, senin sikikruhuna beş aydır mühürlüyüm ve ne am sikebiliyorum ne içebiliyorum! Bu nasıl işlan?!” Şeytan lordu, zincirlerini çekiştirerek kötü kötü konuşmaya devam etti.

Kilian aylar sonra ilk defa avel avel bakakalmıştı!

Böyle bir yaratık nasıl üç saniyede bu kadar küfür edebilirdi? Bueleman gerçekten bir Fehl Asili miydi? Ama sanki onun tepki vermemesineiçerlemiş gibi şeytan lordu Kilian’a gözlerini kısarak baktı ve devasa diliniçıkardı.

“Hööööö! Ne? Dilini kedi mi yuttu? Yüce şeytan lordunun karşısında nediyeceğini bilmiyor musun yoksa? Fazla kasma, artık Abartı ve Hovardalık LorduUrag’ın ellerindesin, hayatın iyiye gidecek!

Bütün iffetli karıları kaltağa çevirip, bütün güçlü adamlarınkarılarını sikeceğiz!

Geçtiğimiz her yerde karılar bacaklarını kocalarına kapatıp bizimadımızı şakıyacak!” Urag başını geriye attı ve bu sözleri emsalsiz bir tutkuylahaykırdı!

Kilian geçmiş hikâyeyi bilmese de Lord Urag denen bu herifin nedenruhuna mühürlendiğini fark etti.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR