Zanaatkâr Teknobaz

Çevirmen: Lohengramm
Editör: Lohengramm
Cilt 1Bölüm 6: Kan Soyu

Zanaatkâr Teknobaz – 6. Bölüm: Kan Soyu

Mach 2 hızında gitmelerine rağmen, Kilian veekibinin Nargoz bölgesine ulaşıp başkente girmesi sekiz saat sürdü. Nargozlulara önceden haber verdiklerinden,herhangi bir engelle karşılaşmadılar. Avuç içine sığabilecek boyuta küçülmüş,drone benzeri firkateyn, yabancı devlet erkânı için ayrılmış özel platformainiş yaptı. Ama firkateynin boyutu ve hızından ötürü kimse onu göremese de seshızının iki katı bir hızda gittikleri için uğradıkları şehirlerde bir sürüvatandaşı korkuttular. Ve Kilian’ın hava aracı iniş yaptıktan sonra muhafızlarıayaklanıp iki yanında sıraya dizildiler.

Hava aracı esas boyutuna döndü, Kiliangözlerini açtı ve on iki adamıyla birlikte firkateynden indi. Kalın, buz mavisibir sis tarafından karşılandılar, ama vizörlerini aktifleştirdiklerindemuhafızlar bu sisin içini görüp mükemmel bir şekilde dizildiler.

Mavi sis dağıldı, üzerinde kırmızı alevdesenleri olan kara büyücü cüppeleri giymiş üç kişi ortaya çıktı. Bellerindegümüş kemerler vardı ve hepsinin gözleri kan kırmızısıydı. Arkadyaşehirlerindeki halk ve kadınlar Dünya’dakine benzer şekilde giyinmesine rağmen,ruhban ve büyücü soyundan geldikleri için erkek aristokratlar daha ciddigörünürlerdi. Örneğin Kilian’ın üstünde altın omuzluklu, uzun kollu bir beyazcüppe ve iki yanında von Karstenlerin kartal simgesi bulunan bir kemer vardı.

“Nargoz’a hoş geldiniz küçük Dükümüz,” dedi üçadam ve onu selamladılar. Bu hareket Kilian’ı ilk önce şaşırttı. Sonuçta Kars,Arkadya’nın üç numaralı şehri olsa bile, geleneksel hiyerarşiye göre Nargoz’unsıralaması daha yüksekti. Ancak alınlarındaki kırmızı yarımayları görüncenedenini anladı.

“Sizler kimin avcılarısınız?”

“Muhterem Yetim, şansölye ve hazinevekilinin,” diye yanıtladı üçlü. Ebedi Gece esnasında kanlı soydan gelenleryarasagil efendileri için avcılık ve çobanlık yaparlardı. Bu iş için seçilenkan soyluları ya bir avcıyla ya da birkaç av köpeğiyle yeniden doğdular.

Avcılar, kan soylularından bir seviye alttakaldılar ve av köpekleri de onlardan bir seviye alttaydı. Nargoz’da yüce birmevki sahibi olsalar da Arkadya yasalarına göre avcılar köleydi.

“Pekâlâ, bana yolu gösterin,” dedi Kilian.Bazı insanlar avcıların kendilerini karşılamasının onur kırıcı olduğunu düşünebilirdi,ama Kilian aristokratik gösterişçiliği umursamıyor ve Oliver’ın iyi niyetinianlıyordu.

Bu tepkiden ötürü tatmin olan avcılar elleriniçırptılar, kızıl sis toplandı ve on beş tane kocaman kan kırmızısı çobanköpeğine dönüştü. Hepsi üst seviye Öz Tapınakçılar kadar güçlüydü ve bu daefendilerinin ya Yüksek Tapınakçı ya da Yüksek Ulak seviyesinde olduğunugösteriyordu.

“August Orphan, Nargoz manzaralarına tanıkolabilmeniz için kan tazısını sürme şerefini bize bahşetmenizi umuyor,” dedibir avcı ve Kilian, daha muhafızları karşı çıkamadan bir çoban köpeğininsırtına atlayıverdi.

İngiliz Çoban Köpeği’nin üç katı kas gücüne,bir aslanın kan kırmızısı postuna ve yelesine sahip olan kan köpekleri,yanlarında bulundukları ortalama insanları gerçekten huzursuz ediyorlardı. Birkaza yaşanmasından korkan Kilian’ın muhafızları tam buna karşı çıkacakkenkulaklıklarında bir ses yankılandı.

“Bakın şunu sakın unutmayın, sizler benimgardiyanlarımsınız, muhafızlarım değil. Wilfried sizi, bu görevi kaçmak içinkullanmayayım diye yolladı; onun dışında hiçbir göreviniz yok. Ben size konuşundiye emretmedikçe uslu uslu davranın yoksa ona yanlış karar aldığınıgösteririm.”

Bu sözler on iki muhafızı da durdurdu vevizörlerinin altındaki yüz ifadeleri değişti. Cevap vermeye cesaret edemeyipgeri bastılar ve hep birlikte eğildiler.

“Onların bineğe ihtiyacı yok. Hadi gidelim,”diye emretti Kilian ve her ne kadar sessiz bir çatışma yaşanmış olsa da üç avcıbu işi sorgulamadı, ellerini çırptı ve artan kan avcılarını geri yolladılar.Kendi binekleriyle havaya uçtular ve Kilian’a yolu gösterdiler. UçabilenZurhları sayesinde Kilian’ın muhafızları da peşlerinden geldi, Nargoz’un adınıverdiği başkentin tadını onunla birlikte çıkardılar.

Nargoz’un iklimini tanımlamanın en iyi yolusoğuk ve kâbus gibi olurdu. Ebedi bir buz çağında sıkışıp kalmış gibigörünmesine rağmen, Nargoz’da pek kar yoktu. Kar yerde iki ay kalmasına rağmenbu tüyler ürpertici soğuk bütün yıl sürerdi. Karanlık gökyüzü, güneş ışığınınözgürce vurmasını engelliyordu ve iyi günlerde hava sıfır derece olsa bile, buzmavisi sis sürekli insanların gözlerini kapatıyordu. Kan soyundan gelenlerin,hayır, çoğu vatandaşın Anke’ninki gibi soluk benizleri vardı.

Belki de bu zorlu iklimden olacaktı ki sivriçatıları ve kara katedralleri olan uzun, kara kuleler gökyüzünü kaplıyordu.Çoğu insan siyah veya başka koyu renkler giyiyor, okullar, üniversiteler vebenzerleri katedral benzeri binalarda işlev görüyordu. Düşük seviye avcılar tarafındanyönetilen kan avcıları şehirde devriye geziyor, ürkütücü auraları sayesindeşehirde asayişi sağlıyordu. Kars’ın teknolojik seviyesinden uzakta olmalarınarağmen, Nargoz’da dönüş mekanizması vardı, bu kraliyet ailesinin coğrafyayıistediği gibi değiştirip bütün toprakları kontrol etmesini sağlıyordu.

Kan bulutlarının üstünden giden avcılar,Nargoz’un kraliyet sarayına indiler. Burası da tıpkı şehir gibi gotik mimariyesahipti. Kendi başına ufak bir dağ olan Nargoz kraliyet sarayı, yaklaşık bir milyonvatandaşa ev sahipliği yapıyordu. Düşük sınıf asiller veya kızıl gözlü halksakinlerinin Veidt Sarayı için ailelerini terk etmesi ve hayatlarının gerikalanını bu duvarların ardında geçirmesi gerekiyordu. Burada güçlerini vegönüllerine kazınan avlanma isteğini kontrol etmeyi öğreniyorlardı. Kanlısoydan gelen birinin insan kanı içmesi gerekiyorsa bir yılanın gözbebeğinikesip kanını koklatıyorlardı.

Kalenin en uzun kulesinde, üst kısmı kocamanbir yarasa kurda ve alt kısmı da bir ejderhanınkine benzeyen bir yaratıkheykeli vardı, bu da Nargozlulara yarasagil soyundan geldiklerini hatırlıyordu.

Kilian ve muhafızlarını kızıl bir küreye sarançoban köpekleri sise dönüştüler, duvarlardan geçip doğrudan Prens Oliver vegüzeller güzeli karısı Prenses Kathrin’in bulunduğu Kan Meclisi’ne daldılar.

Bineğinden inen Kilian, Nargoz tahtınınvarisinin karşısına çıktı, yaşı kendisinin iki katı olmasına rağmen, ondan hiçyaşlı görünmüyordu.

Kilian “Selamlar, Ekselânsları,” dedi ve ortamhemen gerildi.

Yorumlar
/ sayfa kayıt
© 2024 Felis Novel. Tüm Hakları Saklıdır.
BAĞLANTILAR